Boşanma kararı vermek, birçok kadın için kolay alınan bir karar değildir. Aile baskısı, ekonomik kaygılar, çocuklar ve toplumsal yargılar bu süreci karmaşık hale getirir. Çoğu kadın bu kararı verirken yoğun bir suçluluk hissi yaşar. “Ya yanlış yapıyorsam?” sorusu zihinlerini kemirir. Aynı zamanda bir özgürlük isteği, “Artık kendim için yaşamak istiyorum” duygusu da ön plana çıkar.
Bir danışanım şöyle demişti: “Karar verdim ama içim acıyor. Kendime kızıyorum ama yine de gitmek istiyorum.” Bu cümle, aslında binlerce kadının içinde bulunduğu çelişkiyi çok net özetliyor.
Bu süreçte kadınlarda yaygın olarak görülen psikolojik belirtiler şunlardır:
Eğer bu belirtiler günlük yaşamınızı ve ruh sağlığınızı ciddi şekilde etkiliyorsa, bir uzmandan psikolojik destek almak bu süreci çok daha sağlıklı ve dengeli geçirmenize yardımcı olabilir.
“Boşanmış kadın” etiketi hâlâ toplumda olumsuz algılanabiliyor. Bu durum, kadının kendine olan güvenini zedeleyebilir ve yalnız hissetmesine neden olabilir. Destek sistemlerinin eksikliği de bu baskıyı daha da artırır.
Uzun süreli evliliklerin ardından gelen boşanma, özellikle ekonomik bağımsızlığı olmayan kadınlar için ciddi bir özsaygı kaybına neden olabilir. Bu, “Ben artık kimim?” sorusuyla kendini gösterir. Kimliğini eşinin veya evliliğinin bir uzantısı olarak gören kadınlar için bu süreç, bir tür “benlik krizi” haline gelir.
Ancak bu kriz, aynı zamanda bir dönüşümün de başlangıcı olabilir. Kendinize “Ben ne istiyorum?” diye sormaya başladığınız an, aslında iyileşme başlıyor demektir.
Boşanma sürecinde kadınların karşılaşabileceği başlıca zorluklar şunlardır:
Eski eşle iletişimde sınırlar belirlemek, psikolojik dengeyi korumak açısından önemlidir. Aile ve arkadaş desteği kadar profesyonel yardım da süreci kolaylaştırır.
Unutmayın: Duygusal destek almak zayıflık değil, bir güç göstergesidir. Kimi zaman sadece biriyle konuşmak bile içsel yükünüzü hafifletebilir.
Bir terapistle çalışmak, bu karmaşık süreçte kendinizi daha net görmenizi sağlar. Duygularınızı ifade etme şeklinizden, gelecek planlarınıza kadar her alanda sizi destekler. Psikolojik destek sadece boşanma sonrası değil, karar aşamasında da oldukça değerlidir.
Boşanma sonrası kadınların yaşadığı ilk duygulardan biri genellikle yalnızlıktır. Bu yalnızlık sadece fiziksel değil, duygusal olarak da hissedilir. Artık günün sonunda yanında konuşacak biri yoktur. Bu duygular zamanla yerini özgürlüğe bırakır. İlk defa kendi kararlarını kendi başına alan bir kadın, yavaş yavaş “ben kimim ve ne istiyorum” sorularına cevap bulmaya başlar.
Bir danışanım şöyle söylemişti: “Önce çok korktum, sonra tek başıma dışarıda kahve içtiğimde kendimi özgür hissettim.” Bu özgürlük duygusu, yeni bir hayatın kapısını aralayabilir.
Boşanma sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişir. Kimisi birkaç ayda kendini toparlarken, kimisi için bu süreç yılları bulabilir. Önemli olan acele etmemek ve bu sürecin inişli çıkışlı olacağını kabullenmektir. Her duyguyu bastırmadan yaşamak, iyileşmenin en sağlıklı yoludur.
Kendinize şunu hatırlatın: “Bu bir son değil, bir dönüşüm süreci.”
Artık önceliğiniz sizsiniz. Kendinize yeni hedefler koyarak özgüveninizi geri kazanabilirsiniz.
Yalnız kalmak zorunda değilsiniz. Aileniz, arkadaşlarınız, destek grupları ya da psikologlar bu süreçte sizinle olabilir. Yeni hedefler belirlemek, geleceğe dair umut duygusunu artırır. “Artık ne yapmalıyım?” yerine “Ne yapmak istiyorum?” diye sorun.
→ Buradan psikolojik destek alın ve yolculuğunuza profesyonel bir eşlikçiyle devam edin.
Boşanmak isteyen ya da boşanmış bir kadın olarak yaşadıkların seni yormuş olabilir. Ama unutma, bu süreç senin yeniden doğuşun da olabilir. Kendini suçlamak ya da sürekli “keşke”lerle yaşamak yerine, bugün kendin için bir şey yap. Bir psikologla konuşmak, duygularını daha net anlamana ve yeni bir yol haritası çizmeni sağlar.
Genellikle duygusal olarak uzaklaşır, içe döner ve yalnız kalmayı tercih eder. Hukuki süreç hakkında bilgi toplar ve bir uzmandan destek alma eğilimindedir.
İlk aşamada üzüntü, öfke, suçluluk ya da yalnızlık hissedebilir. Zamanla bu duygular yerini özgürlük, yeniden başlama ve güçlenme hissine bırakabilir.
İlişkideki sorunları daha fazla dile getirir, tartışmalardan kaçınabilir, fiziksel ya da duygusal olarak uzaklaşabilir. Karar verme sürecinde sessizleşebilir.
Hem kendi duygularını hem de çocuğun duygusal dengesini korumaya çalışır. Suçluluk hissi yaygındır. Ancak doğru destekle bu süreci sağlıklı yönetebilir.
Boşanma sonrası cinsel istekte azalma ya da özgürleşme yaşanabilir. Yeni bir ilişkiye başlama fikri zamanla şekillenir. Bu süreç kişiden kişiye değişir.