Nitel + nicel gözlem ve bilim
Bilge hanım isminizin derin manasından dolayı ilk sorumu size sormak istiyorum websitedeki adı geçen uzmanlar arasında. Doç.dr. Oytun Erbaş psikiyatrinin kara kitabında yanlış okumamış ve aklımda yanlış kalmamış ise psikiyatrist/psikologlara ağırlıklı olarak nitel gözleme dayalı teşhis koydukları için yanılma paylarının arttığini belirtiyor. Hasta koltuğuna oturan şahısın anlattıklarının doğru olduğunu kabul etmek ve anlatilana göre teşhis koymak büyük çelişki diyor...Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Psikoloji bilimi ile tanışmam ortaokul öğrencisi iken "İnsan ve davranışı" kitabını okumam ile başladı ve piyasadaki ulasabildigim yayımlanmış diğer uzman kitapları ile devam etti... Yıllar sonra psikiyatri uzmanının karşısına psikiyatrik hasta adayı olarak çıktım... Psikiyatrik hasta teşhisi ile ilaç kullanmaya başladım... İki yıl psikiyatri uzmanı ne dediyse harfiyen uyguladım ilaç kullanımı konusunda... Sonra karşıma Youtube den Bülent sevinç isminde antipsikiyatri fikrine sahip ODTÜ fizik mezunu bir zat çıktı... ODTÜ fizik bölümüne yerleşmek hayalim iken Kahramanmaraş fizik bölümüne yerleşmiş ve psikiyatrik rahatsızlıkları sonucu devam edememiş bir profile sahip olarak kendi kendime dedim bu adam senden üstün zekalı bilgilerinden faydalan... Psikiyatri uzmanları ile tanışmamış olsam idim ve dini inanclarim da olmasa idi büyük ihtimalle ya intihar eder toprak altına ya da cinayet işler cezaevine giderdim. Çünkü o aşamada idim... Kendi kendime denediğim IQ testinde üstün zekanın bir tık altında cikiyorum ama orta ve alt zekalı insanların rahatlıkla yapabildiği bazı işleri yapamıyorum.. Bülent sevinç beyefendinin bazı tespitlerini haklı buluyorum bir taraftan da... Bilime meraklı bir psikiyatrik hasta olarak yüzde yüz doğruya en yakın bilgiye ulaşmak istiyorum ve psikiyatrik ilaçların tam olarak çözemediği sorunlarima çözüm arıyorum... İdealimdeki maddi ve manevi hedeflerime ulaşmak için...

Uzmanın Cevabı: Merhaba,
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Ruh sağlığı alanı kesinlikle bilimdir. Fizikte olduğu gibi alt kolları vardır. Bunlardan biriPsikiyatri alanı(bu olan psikofarmoloji ile tedavi yöntemini seçer yani ilaçla tedavidir. Ruh sağlığı problemlerinin nörolojik, hormonl; yani biyolojik, fizyolojik anomalilerini inceler. Örneğin depresyona neden olan hormonal ve nörolojik değişimler vardır. Bir diğer kolu olan klinik psikologlar ise klinik anlamda rahatsızlıkların psikoterapi dediğimiz daha çok sosyal bilimler düzeyinde elde edilen bilimsel çalışmalarla oluşturulan kuramsal yaklaşımları merkez alır. Bu alan anomaliye sebep olan yaşantılar ile çalışır. psikolojik danışma ise “pataloji” dediğimiz hastalıklar olmadan önce risk grupları üzerinde önleyici bir hizmet sunar. Bu bağlamda psikiyatriyi yok saymak şahsım adına cevaplayacağım büyük bir hatadır. Çünkü fizyoloji tedavinin önemli bir parçasıdır. Grip olduğumuzda fizyolojimizdeki anomaliyi ilaçlarla çözebiliriz. Bazı psikolojik rahatsızlıklarda tıpkı grip gibi ilaçla çözülmesi zorunlu olan bir tarafa sahiptir. Oytun Hocam, alanla ismi bilinen bir hocamız olsa da son zamanlarda yaptığı uçlardaki açıklamalar ile bilimsel görüşlerden uzaklaşmış, Kara kitabında ise kısacık “kaynakça” kısmı ile bilimsel bir kitaptan ziyade popülerist bir kitap ortaya sunmuştur. Size şahsi şikayetlerinizle ilgili yardım almak için bilimselliğini kaybetmemiş bir RUH SAĞLIĞI uzmanı ile görüşmenizi tavsiye ederim.
Öncelikle bilim hiç kimsenin tekelinde değildir ..Doktorluk meslektir.Her doktor bilim insanı değildir.. Bülent sevinç beyefendiye bu konularda hak veriyorum... Psikiyatrinin ve psikolojinin şarlatanlık fikrine ise katılmıyorum. Oytun hocanın psikiyatrinin kara kitabındaki belirttiği durumu ise ben psikiyatristler ile bizzat yaşıyorum 5-6 yıldan beridir..Sorunlarımı anlatıyorum o sorunlarla ilgili ilaçlar yazıyorlar o sorunum bitiyor... Sağlığıma kavuşuyor muyum ? Hayır sadece o sorunlarım çözülüyor... Oytun hocanın bilimsel olarak haklı ve haksız yanlarını var ama Oytun hocanın unuttuğu bir nokta ise Ekonomik koşullar... Ben işsiz idim ilk psikiyatri tedavisine başladığımda... Sağlıklı ve dengeli beslenme psikiyatrik hastalıkların atlatilmasinda Çok Önemli bir faktör... Burada psikiyatristlerin tek suçu kapsamlı bir sağlık testine yönlendirme yapmamaları... Ekonomik olarak zor durumda olan bir hastaya psikiyatristin yapabileceği sınırlı ne kadar uzman olursa olsun... Psikiyatri uzmanlarının katkılarıyla ekonomik sorunlarımı çözebilecek seviyeye ulaştım . Ekonomik sorunlarım çözülünce... Daha sağlıklı ve başarılı nasıl yaşarım bu sorunun peşinden gitmeye başladım... Yurtiçi ve yurtdışında yazılmış bilimsel kitapları temin edip "Bilim süzgecimden "geçirerek faydalanmaya çalışıyorum.. Bildiğim kadarıyla mühendislik fakültesi bilim ve ekonomiyi bir arada değerlendiriyor... Tıp fakültesi başta olmak üzere diğer fakülteler "Sanat, sanat içindir " mantığıyla hareket ediyor eğer yanlış tespitin yok ise....

Uzmanın Cevabı: Kesinlikle size katılıyorum, bilim kimsenin tekelinde değildir.. Ben de benzer bir şekilde yalnızca psikiyatrik yani farmakolojik tedavinin tek başına çözüm olmadığı görüşündeyim. Farmakolojik tedavi fizyolojik olarak rahatlatmaya fayda sağlayan bir etki olarak görebiliriz. Ama yaşantıların oluştuğu travmalar ve izler ile çalışmak için psikoterapiyi şart olarak görüyorum. Araştırmalar gösteriyor ki hormonal bozukluklar vs. psikolojiyi etkiliyor. Olumsuz yaşam olayları ya da olumlu yaşam olayları da aynı şekilde fizyolojiyi. u sebepten eğer tek başına aldığınız farmakolojik tedavi sizde kalıcı olarak etki etmediyse elbette buna karşı şüpheler yaşamakta haklısınız. Fen bilimleri olarak adlandırdığımız mühendislik fizik evet ve hayır gibi keskin uçlar üzerinden sorulara cevap verir. Sosyal bilimler, davranış bilimi ise iki uç ulan siyah beyaz yanında büyük bir griye sahiptir. Bu sebepten iki alan arasında çeşitli tartışmalar olsa da davranış bilimin içindeki pek çok farklı kuram "sanat, sanattır" anlayışını reddettiği yönler olmuştur. Sevgili Kova, anlamakta zorluk çektiğim bir nokta var; yardım alıp almamak konusunda bir tereddüt mü yaşıyorsunuz yoksa bu iki bilim alanı arasındaki tatlı tartışmayı iki taraftan mı öğrenmek istiyorsunuz?
Psikoterapiye ihtiyacım olduğunun farkına vardım bu yüzden bu siteyi ve uzmanları takip ediyorum . Aynı zamanda bazı psikiyatrik tespitlerin hatalı olduğunu iddia ediyorum... Ve bu iddiamı bilimsel olarak kanıtlamak istiyorum zamanla kanıtlayacagımı düşünüyorum.. ilkokul öğrencisi iken telepati ve telekinezi deneyleri yapmaya başlayan birisi olarak bazı dogrularımı paylaşmadan sağlıklı terapi yapılamayacağını düşünüyorum kendimce bu yüzden bu sayfadan yazmak istiyorum şimdilik... Psikoz teşhisi koydu ilk doktorum .. psikoz hastasının özellikleri anlatılır iken psikiyatri sitelerinde anormal inançları olan , metafizik varlıklar gördüğünü iddia eden diye maddeler var... Biraz dini inanclarimdan bahsetmem gerekecek burada ben müslüman bir insanım.. Allah'ın varlığından şüphe etmediğim gibi Evrim gerçeğinden de şüphe etmiyorum.. Günlük elime 99 Luk tesbihimi alırım aynı şekilde evrimagaci Youtube sayfasına aylık cüzi miktarda olsa maddi destek veren bilimseverim... Din ve bilimin hiçbir zaman çatışmayacağını uzun yıllar önce keşfettim... Evrimagaci takipçileri ve yazarları çoğunlukla ateist olabilir ... Bilimi din haline getirmedikleri sürece fırsat buldukça takip ediyorum... Gelelim asıl konumuza ben müslüman olduğum için inanclarim arasında metafizik varlıklar da var... Örneğin cinler : ben cinlerin varlığına inanıyorum dersem bu inanç meselesi bilimin alanı değil... Ben cinlerle iletişim kuruyorum dersem ve bunda ısrar edip ispatlayamaz isem psikiyatristlerin dediği psikoz hastasıyım... Ama iddiamı ispatlar isem "Bilimsel devrimciyim"...

Bilge İrem ŞAHİN
Psikolojik DanışmanUzmanlıklar: Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları , Depresyon ve Mutsuzluk , Ruhsal-Toplumsal, Kişisel ve Çevresel Diğer Koşullarla İlişkili Sorunlar