1. Uzman
  2. Fatma Zehra DOĞAN
Fatma Zehra DOĞAN

Fatma Zehra DOĞAN

Uzman Psikolojik Danışman

(*)(*)(*)(*)(*)
Uzmanlıklar: Özgüven ve Yeterlilik Sorunları , Güven Kaybı / Aldatma / Aldatılma , Depresyon ve Mutsuzluk
Uzmanlıklar: Özgüven ve Yeterlilik Sorunları , Güven Kaybı / Aldatma / Aldatılma , Depresyon ve Mutsuzluk
Online Terapi
süre 50 dk
ücret 1200
Yüz Yüze Terapi
süre 50 dk
ücret 1400

Hakkında

F.Zehra DOĞAN, lisans eğitimime Bülent Ecevit Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde başlayıp Farabi Programıyla Gaziantep üniversitesinde devam etmiş ve Hasan Kalyoncu Üniversitesine Yatay Geçiş yaparak eğitimimi tamamladım. Akabinde Gaziantep Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Yüksek Lisans programını bitirerek Uzman Psikolojik Danışman unvanını almaya hak kazandım. 2016 yılından bu yana profesyonel olarak; yetişkin, çocuk-ergen ve aileler ile anksiyete(kaygı) bozuklukları, depresyon, fobiler, travma sonrası stres bozukluğu, kayıp ve yas, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, öfke kontrol ve öz güven bozuklukları, mutsuzluk, yalnızlık ve romantik ilişkiler ilgili bilişsel davranışçı terapi ve duygu odaklı ekolüyle psikoterapi sürecini yürütmekteyim. .

Danışmanlık/Terapi Süreci Hakkında

2016 yılından bu yana profesyonel olarak;yetişkin, çocuk-ergen ve aileler ile anksiyete(kaygı) bozuklukları,çift terapisi depresyon, fobiler, travma sonrası stres bozukluğu, kayıp ve yas, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, öfke kontrol ve öz güven eksikliğiyle ilgili bilişsel davranışçı terapi ve duygu odaklı terapi ekolüyle psikoterapi süreci yürütmekteyim.

Çalışma Grupları

Çift & Partner Ergen (12-18) Yetişkin (18-65) LGBT+ Okul Öncesi Çocuk (0-6) Çocuk (6-12) Yetişkin (65+)

Terapi Yaklaşımları

Bilişsel Davranışçı Aile Terapisi Çözüm Odaklı Aile Terapisi Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi (SFBT) Eklektik Terapi Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Bütüncül Psikoterapi Davranışçı Terapi Duygu Odaklı Terapi Manevi Danışmanlık Gestalt Terapi Varoluşcu Terapi Danışan(Birey) Merkezli Terapi Şema Terapi Yapısal Aile Terapisi Oyun Terapisi

Eğitimler

Gaziantep Üniversitesi - Yüksek Lisans - Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hasan Kalyoncu Üniversitesi - Lisans - Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik

Sertifikalar

Geştalt Terapide Bitmemiş İşlerin Bitirilmesi - Pdr Derneği - 2.12.2016 Türk İşaret Dili Eğitimi - Gaziantep Üniversitesi Sağlık, Kültür Ve Spor Daire Başkanlığı - 17.6.2016 Türkiye’de Romantik İlişkiler Ve Aşk Çalıştayı - 20. Ulusal Psikoloji Kongresi - 17.7.2017 Günlük Hayatta Duygu Düzenleme Çalıştayı - 20. Ulusal Psikoloji Kongresi - 19.7.2016 Türkiye’de Ve Dünyada Değerlendirme Sistemlerinin Eğitime Etkisi - Tözok Xvıı.geleneksel Eğitim Sempozyumu - 5.2.2018 Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi - Gaziantep Pdr Derneği - 13.10.2017 Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitmi - Gaziantep Psikoterapi Enstitüsü Derneği - 14.9.2018 Duygu Odaklı Terapi Eğitimi - Gaziantep Psikoterapi Enstitüsü Derneği - 20.9.2019 Şema Terapi Eğitimi - Şema Terapi Derneği - 1.12.2023

Blog Yazıları

FEDAKARLIĞI DOĞRU MU BİLİYORUZ ?

Tamamen kendi hayatınızı ailenize, arkadaşınıza, dostunuza ve yakın çevrenizdeki insanlara adadığınızı düşünün... Kim ne isterse, kim ne dilerse gerçekleştirmek için koşturduğunuzu veen büyük gayenizin, çevrenizdeki insanları memnun etmek olduğunu.. Onları memnun ettikçe, kendinizin de memnun olduğunu düşünüyorsunuz. Çevrenizdeki insanlar da bu durumdan memnunlar. Neden olmasınlar ki, etraflarında devamlı onların iyiliğini düşünen birisi var. Ama bu kişi bir süre sonra, gitgide mutsuzlaştığının farkına varır.Kendisiyle baş başa kaldığında öz eleştiri yapmaya başlar;'' Aslında hiç gitmek istemiyorum,Çokta yorgunum ama gitmezsem çok mu ayıp olur?Arkadaşımın yanında olmalıyım, bana ihtiyacı var, yanında olmazsam bana sevgisi, güveni azalabilir '' ...gibi düşünceler zihninde dolaşmaya başlar.Dostluklarınızda maddi-manevi fedakârlığınızla anılmanız, kendinizden ödün vererek, her şeylerine koşturmanız bir süre sonra kişide yani sizde aşırı bezginlik yaratır. Peki, fedakârlık bu mu, böyle mi olmalı?Hadi şimdi bir de fedakârlığın kelime anlamı neymiş ona bakalım;Feda: bir amaç yolunda bir değer ya da varlıktan vazgeçme.Kâr: bir şeyden sağlanan kazanç, yarar.Kelime anlamlarına baktığımızda aslında anlam olarak sizce de bir gariplik yok mu? Fedanın anlamından vazgeçme varken kârın anlamında kazanç ve yarar var…Bilim insanları fedakârlığın tanımını nasıl yapıyor ne diyor bir de ona bakalım. Fedakârlık, kişinin kendi kişisel amaçlarını ikinci plana atarak başka bir kişiye fayda sağlamasını içermektedir (Impett ve Gardon,2008). Fedakârlık davranışları bir duyguyu besleyecek kişisel çıkarlarından vazgeçmek olarak da tanımlanmıştır (Lin vd., 2016). Fedakârlık kavramının diğerkâmlık ve özveri ile aynı anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Fedakârlık davranışı, çıkar amacıyla da yapılabilen istekli veya isteksiz olarak gerçekleştirilebilen tek taraflı yardım davranışlarını içermektedir (Özdoğan, 2005). Bir insanın fedakârlığı kendi tercihi olabildiği gibi başkalarının isteği veya baskısı sonucu da olabilmektedir. Fedakârlığı özveriden farklılaştıran temel özellik kişinin davranışı istekli olarak yapması veya yapmamasıyla ilgilidir. Fedakârlıkta kişinin bir başkası için kendi isteklerini feda etmesi ve bazı zamanlarda ondan da fedakârlık yapmasını beklemesi yani karşılıklılık durumu vardır (Düzgüner, 2019). Diğerkâmlık, genellikle bir başkasını düşünerek, gönüllü yapılan davranışları ifade ederken, fedakârlıkta başkalarının baskısı sonucu kişi fedakâr davranışlarda bulunabilmektedir. Özetle diğerkâmlıkta isteklilik ön plandayken, fedakârlıkta kişi istemese bile verici davranışta bulunabilmektedir.Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre fedakârlık dâhil birçok davranış yeterli öğrenme şartları oluşturulduğunda başkalarının davranışlarını gözlemleme, model alma, taklit etme yoluyla öğrenilmektedir bu da gösteriyor ki fedakârlık doğuştan içimizde var olan bir duygu değildir. Nörobiyolojik araştırmalara göre beyin anatomisiyle fedakârlık arasında bağlantı olduğuna dair sonuçlar bulunmuştur. Beyinde parietol lob ve temporal lobun kesişimi olan bölgede daha fazla gri maddeye sahip olan bireylerin daha fedakâr davranışlar sergilediği saptanmıştır. Gri maddenin aynı zamanda sosyal süreçlerle ilgili olduğu belirtilmektedir. Sosyal normların içselleştirilmesiyle birlikte fedakârlık geliştirilebilmektedir. Yani fedakârlık Sonradan kazanılabilen ve geliştirilebilen bir duygu - davranıştır. İlk bakışta, ilk paragrafta anlattığımız şeklinde böyle bir yapı kültürel normlarımızdan dolayı göze hoş gelse de bu durum insan psikolojisi üzerinde oynadığı rol çoğu zaman göz ardı edilir. Bu durum her geçen gün kişiye kendini daha mutsuz hissettirir. Amakendinizi ne kadar mutsuz hissetseniz de bu davranış biçiminden vazgeçemeyeceğinizi düşünürsünüz. Eğer fedakâr olmazsanız sizi sevgilerinden yoksun bırakacakları duygusuna kapılabilirsiniz. Hiç kimse sınırsız enerjiye sahip değildir. Var olan enerjimizin, varlığımızın ve güzelliğimizin bir kısmını dahi kendimize saklamayıp diğerlerine dağıtırsak bize bir şey kalmaz. Kişi en başta kendine iyi gelmeli kendi için bir şeyler yapmalı ki dışarıya yararı olsun. Bir gül ağacı düşünün dışarıya güzel görünebilmesi o bizim sevdiğimiz gül kokusunu yayabilmesi için önce sulanması lazım, sulanacak ki tomurcuk açacak, tomurcuk açacak ki gül verecek o gül vermeye başlayınca da işte insanlara hoş gözükecek ve onlar için bir şeyler yapmış olacak. Düşünün şimdi o gül ağacı kökleriyle verilen suyu kendisine almasa tüm bunları nasıl yapacak.. Eğer böyle bir çıkmazın içindeyseniz ve bunu fark ediyorsanız aslında çözüm için gerekli ilk şartı sağlamış oluyorsunuz. En önemli şart, bu durumun farkında olabilmektir. Bakış açımızı birden hızlı bir şekilde değiştirmek tabi ki de mümkün değil. Adım adım, fazladan yaptığımız davranışlarıve gereksiz fedakârlıkları azaltarak yol almamız lazım, fedakârlık çok önemli bir duygudur, olmaması insani olarak bir sorun yaratır iken çok fazla olması da kişisel olarak benliğimizde oluşacak bir takım zararla sebebiyet verebiliyor. Bu yüzden bu noktada bir denge kurmak ruh sağlığımızla beraber aynı zamanda yaşamdan aldığımız doyum ve zaaflarımız adına önemlidir.NEDEN AŞIRI FEDAKÂR OLURUZBilinçaltımız da iyi bir program olarak var olan fedakârlık altında birçok duygu durumunu barındırır. Bu duygular;''Onaylanma İhtiyacı'''' Kabul Görme İhtiyacı '' “Sevilme İhtiyacı '' dır.Kendine değer vermeyen, kendini sevmeyen kişi, bu duyguları dışarıdan alma ihtiyacı hisseder ve ancak aşırı fedakar olursa kabul görüleceğini ve sevileceğini düşünür.
Fakat dışarıdan almaya çalıştığımız sevgi ihtiyacı hiç bir zaman kişiyi tam tatmin etmez. Çünkü, kişi karşı tarafa“ben kendimden çok sana değer veriyorum” imajını verir. Böyle olunca da kişinin kendine olan saygınlığı azalır.
Bu nedenle kişi kendi ile barışıp ,kendine değer verir ise aşırı fedakar davranma durumu da otomatik olarak ortadan kalkmaya başlar.FEDAKARLIĞIN YERİNE NE KOYABİLİRİZ?Peki; hiç mi fedakâr olmayacağız...Kendinizi ''feda'' etmeyin, özveride bulunun. Özveri gönüllü olarak yapılanve çıkar beklentisi olmadan birine yardımcı olmaktır ve karşılık beklenmez. Beklentisiz yapılan her şey, kişiye saygınlık kazandırır. Kişi kendini faydalı bir şey yaptığı için daha değerli hisseder. Eğer yakın çevrenizde bu tarz ilişkiler içindeyseniz, fedakarlık derecenizi ölçün ve yerine sizi daha güçlendirecek olan öz değerinizi, özsaygınızı veöz sevginizi koyun...

Devamını Oku

Adresi

Fatih, 22025. Sk. No:8, 27060 Şehitkamil/Gaziantep, Türkiye

Uzmanin Adresi

Danışan Yorumları

(*)(*)(*)(*)(*)
berfin - 16 ay önce
yıllar önce bir arkadaşımın vesilesiyle zehra hanıma ulaşmıştım. o zamanlar online danışmanlık yok denecek kadar azdı ve zehra hanım o zamanlar benim için görüşmeyi kabul etmişti 8 seans kadar yapmıştık ve gerçekten küllerimden doğmuş gibi olmuştum . şimdi evlendim ve evlilikle ilgili bir sorun için yine kendisinden destek almaya başladım ve henüz başında olmamıza rağmen bana çok iyi geldi ve çok yol kattetik. iyi ki varsınız
Toplam 1 yorum.
Soru - Cevap

Aldatılmak

... ... - 10 ay önce
Sevgilimle yaklaşık 3 aydır birlikteyiz. Ortak arkadaşlar vasıtasıyla tanıştık. Ön sevişmede çok iyi olmamıza rağmen tam ilişkiye girme anında sertliğimi kaybediyordum. Sevgilim sorun etmiyormuş gibi görünüyordu ama durumdan rahatsız olduğunu hissediyordum. Geçen sabah yine buluştuk ve sonuç aynı. O gün önce birlikte kahvaltıya, ardından at binmeye gittik. Kendisi iyi bir biniciydi, benimse ilk binişimdi. Seyisin öncülüğünde safariye çıkarken sevgilim dizini ağaca çarptı. Biz iyi misin demeye kalmadan kendini toparladı, yola devam ettik. Seyisle beraber önden gidiyorlardı, bense atı kontrol etmekte zorlandığım için biraz geride kalmıştım. İkisi muhabbeti koyulaştırmış gibiydi. Biraz canım sıkılmıştı bu duruma. Tesise döndüğümüzde, seyis bana atın hemen durması iyi değil, sen sahada birkaç tur devam et, o sırada at da yavaş yavaş kendine gelsin dedi, sonra da sevgilime dönüp biz de senin dizine bakalım dedi. Birlikte giderlerken sevgilimin seyise hayranlıkla baktığını fark ettim. Gelmeleri biraz zaman aldı. Döndüklerinde sevgilim rahatlamış ve keyfi yerinde gibiydi. İkisinin seviştiğine eminim ama bunu kanıtlayamam, sevgilime de soramıyorum. Sevgilimle birlikte kafeterya bölümüne geçtik, seyis bize çay getirdi, sevgilime çektiğim fotoğrafları senin telefona atarım dedi ama ben yanlarındayken birbirlerinin numaralarını aldıklarını hatırlamıyorum. Ayaküstü aldatılmış gibi hissediyorum. Olanları yakın bir arkadaşıma anlattım. Yemeyenin malını yemişler, yanlarındayken seni kale almamışlar vs diyerek alay etti. Kendimi çok kötü hissediyorum ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Yanıtları Göster (1)

Terapi

E... S... - 10 ay önce
Merhaba ben sigara kullanan biriyim bu yüzden online terapi tercih etmek istiyorum. Terapi esnasında sigara kullanabilir miyim ? Bazı hocalar izin veriyor bazıları vermiyor sizin fikriniz ne yönde? Teşekkürler
Yanıtları Göster (1)

Kendim

Ayşe - 17 ay önce
Meraba iyi günler 22 yasindayim ben ve 2 senedir hergun kabusa uyanıyorum sanki günlerim çok kötü geciyo insan içine çıkamaz hale geldim resmen çok mecbur kalmadıkça dışarı çıkmak gelmiyor içimden 18 yaşında o zman 12. Sınıfım sınava hazırlanıyodum dersanaye gidiyordum hemcinse karşı bişey hissetme durumu oldu bende sonra ben bunu neden çok kötü algıladım hayatımı resmen kabusa cevirdim agliyodum sürekli derse girmiyodum ve kalkıp bunu erkek bı hocaya anlattım rehberlik hocası oda kalktı annemi aradı anlatmayın dedim annem geldi beni hastaneye götürdü o gün bugündür annemle aram çok kötü herşeyden onu sucluyorym annem biraz baskıcı bı insan ilkokuldan beri bizi ders icn zorlayan bı insan hep arkadaş konusunda bize arkadaş boştur bilmem ne diyodu hiç arkadaşım olmadı iletişimim çok zayıftı insanlarla doktor ilaç verdi şuan ki aklım olsa hiç kullanmazdım üniversiteye geçtim sonra okulu bıraktım 3. Sınıfta ama bu sebebten dolayı değil daha çok o bölümü sevmedigimden bide istemediğim kisilerle arkadaşlık kurdgumdan konuşmak istediğim kişilerle konuşamıyodum derste genelde uyuyodum bıraktım ailemle çok kavga ettim tabi herşeyden annemi sucluyodum bize biseyler için baskı yapmasa diyodum belki şuan biyerlere gelirdim dedim ben okulu bırakıp ortaokul kppsye girip memur olcam hazirlandim çok duusuk bı puan aldım tabi o dönemde hep ailemle aram kötüydü hep onların tersi şeyler yapiyodum bı kişiyle birlikte bile oldum o dönemde hep erkeklerle konusydum eve geç geliyodum bazen dayak yiyodum şuan diyorum ben ozaman neden böyle şeyler yapmışım diğer kardeşlerim hiç böyle değil bide baba eksigi var bizde bugüne kadar var ama yok gibi yani sonra sınavdan sonra dedim bı ise gircem calışıcam aciktanda ünv okrum tabi babam her akşam kavga çıkarıyordu annemin yüzü bı karıştı nefret ediyordum millete bakıyordum nasil rahatlar benim ailem bı okul için psikolojimi bozmuştu resmen işe girdim insanlarla iletişim kuramadigimi farkettim sonra çok düşünüyorum eski dusunduklerim aklıma geliyodu çalışanlar benim hakkımda bu degisik kızfaln diyorlardı sonra biara psikolojimin bozuldgunu farketmistim eski yasadiklarim kafam o kadar dolmustiki artık bişey düşünemez duruma gelmiştim durup oldugm yerde gülme geliyodu baktım olmuyo sırf babamdan kurtulmak için okula dönme kararı aldım bı senem kalmis dedim döndüm ve pazartesi okul var bu sefer tüm bunlar aklıma geliyo alt sinifla derse girmek falan kendimi okadar kotu hisediyrmki eski siniftn kimseyle görüşmüyorym hayat o kadar işkence gibi geliyoki neden ben hem cinse karşı ilgiyi okadar kotu olarak algilamisim hep agliyodum bunun için ilaç bile icmisim annem benimle hastaneye geliyodu onun hayatını resmen işkenceye cevridim kendimi sucluyorym hep o hoca benim tm belki aklım basmiyodu bı. Kere güvenip söyledim o hocanın kalkıp annemi arayıp söylemesi çok saçma geliyo ben evde o zamanlar annemle kavga ediyordum hep çünkü ona lezbiyen diyr bagrdum hep sizn genlerinizden geliyo dedim abim de o sıra evdeydi herşeyi duydu ikiisnin de hayatını şuan karartmis gibi hissediyorum kendimi hep sucluyorym ben he bunları dusnmekten anı yasayamiyorum hep düşünüyorum kendimden alt sinifla derse gircem nasıl dinleyecem diye dusunuyorum yani küçükken de bide yine ilgi vardı hemcinsime karşı
Yanıtları Göster (1)
Toplam 4 soru. Tümünü Gör