1. Uzman
  2. Fatma İzel ŞAHİN
  3. Blog Yazıları
  4. Öfke de NEDİR, duygu mu yoksa davranış mı?

Öfke de NEDİR, duygu mu yoksa davranış mı?

Öfke; bir kişinin engellenme, saldırıya- haksızlığa uğrama, incinme, değersiz hissetme, üzülme ve duygularının bastırılması gibi durumlar karşısında olaya veya kişiye karşı geliştirdiği doğal ve evrensel bir duygu türüdür! Öfkenin bastırılması gereken bir durum olduğu düşüncesi terk edilmeli, bir duygu olduğu farkına varılmalı ve de diğer tüm duygularımız gibi öfkenin de yaşanması gerektiği unutulmamalıdır. Ancak burada önemli olan öfkemizin bizi yönetmesine ve esir almasına izin vermemek, çevremizdeki kişilere, eşyalara ve diğer canlılara zarar vermeden duygularımızı yaşamayı öğrenek ya da öğrenmek için çalışıyor olmaktır. Bu süreç kolay olmaya bilir ama çabalamaya devam etmek her zaman sonuç getirecektir 😊

Unutmamalıyız ki, düşüncelerimiz duygularımızı oluşturduğu gibi sahip olduğumuz duygularımız da davranışlarımızı oluşturmakta ve ortaya sergilenen bir eylem çıkarmaktadır. Bu durumda öfke duygusunu yaşayan birinin öfke davranışları sergilemesi kaçınılmazdır ve zaten kaçmama ya da bastırmaya da çalışılmamalıdır. Ancak burada önemli olan bu davranışların şiddetinin ve sıklığının dikkate alınması ve kişinin her duygusuna hâkim olabilmesi gerektiği gibi öfke duygusunu da sağlıklı şekilde yönlendirebilen biri olabilmesidir.


Peki günlük hayatımızda sıklıkla karşımıza çıkabilen öfke davranışlarına örnekler nelerdir?

  • Bir olay sonrası olaydan sorumlu tutulsun ya da tutulmasın herhangi bir kişiye bağırmak, söylenmek ya da hakaret etmek. Bazen içten içe mırıldanmak şeklinde de görülebilmektedir.
  • Çocuklarda çok sık gördüğümüz öfke davranışlarda; bağırarak ağlamak, kendini yere atmak, yerde tepinmek ve çığlık atmaktır. Bu durum bir süre sonra kendisine ya da bakım veren kişiye zarar verme şeklini de içine katar hale gelebilmektedir.
  • Kişinin etrafındaki bir eşya/nesneye, kendisine ya da karşısındaki kişiye zarar vermesi de görülmektedir.
  • Etrafındaki tüm her şeyi dağıtmak ya da yere atmak, kırmak.
  •  Etrafındaki kâğıt ya da fotoğrafları yırtmak gibi.
  •  Ağlamak
  •  Kişinin el ya da bacaklarında titreme hissetmesi
  •  Kişinin kalp ritminin hızlanması ve nefes alıp verişinin artması

Yukarıda belirtilen bazı maddeler gibi birçok öfke duygusunun davranışsal belirtisinden bahsetmek mümkündür. Eminim sizlerin de okurken kendinizde ya da yakınınızda olduğunu düşündüğünüz maddeler olduğu gibi bu da var şu da var dediğiniz olmuştur. Peki bu öfke davranışlarını kontrol edilebilir sınırda tutmak için nelere dikkat etmek gerekmektedir?


Öfke kontrolü için ne yapılabilir?

  • Derin derin nefes al- ver tekniği uygulanabilir.
  • Derin derin nefes al- ver tekniği çocuklar için 10 parmak nefes egzersizi olarak kullanılabilir. 10 parmağını da mum gibi düşünerek açan çocuk her bir mumu teker teker söndürmeye çalışmalıdır. Bu sayede çocuğun derin bir şekilde nefes alıp vermesi sağlanır. Burada tüm mumların bir kerede değil, teker teker söndürülmesi gerektiği unutulmamalıdır.
  • Anda kalabilmek, ana odaklanmak için beş duyumuzun gücünden faydalanılabilir. ( Örneğin, etraftaki mavi, kırmızı renklere odaklanmak, etraftan gelen sesleri dinlemek, etraftaki kokulara dikkatimizi vererek hissetmeye çalışmak gibi. )
  • Öfkelenmeye sebep olan olay ya da kişiyi kâğıda yazmak- ister sadece isim olarak ister iseniz uzun uzun yazabilirsiniz- ve ardından kâğıdı yırtarak ya da buruşturularak çöpe atmak ve bu süreçte öfkeye odaklanarak kâğıt ile birlikte öfke duygusunu küçültüp çöpe attığınızı hayal etmek öfkeyi var olan puan düzeyinden 1-2 puan aşağı indirme konusunda yardımcı olacaktır. ( Ayrıca kağıdı yırtmak yerine yakmak ya da suya atmakta kullanılabilir bir tercihtir. )
  •  İçinizde biriken öfkeyi ve enerjiyi olumlu şekilde boşaltmak için spor ya da egzersiz yapılması denenebilir. Burada çok öfkeli iken kendinizi fiziken sakatlayabilecek sporların yapılmasından kaçınılması gerektiği için en uygun olan spor olarak koşu tercih edilebilir.
  •  Kişinin öfkelenmesine sebep olan olay ya da kişiyi sürekli düşünmek yerine o konu ile ilgili düşünce saatleri egzersizi oluşturabilirsiniz. ( Örneğin akşam saat 21.00’de bu konuyu detaylı düşünüyor olacağım ama şimdi tüm gün bu konunun ve öfke duygumun aklıma gelerek günümü olumsuz etkilemesine izin vermeyeceğim diyerek düşünceleri ve beraberindeki duyguları belirli bir zaman sınırına çekmek, bir süre devam edildiğinde etkili olacak bir tekniktir. )
  • Tüm bu maddelere rağmen öfkenizi kontrol etmek ile ilgili sorun yaşadığınızı düşünüyorsanız bir ruh sağlığı uzmanından destek almayı deneyebilirsiniz.


Öfke duygusunu yaşayan kişinin karşısında nasıl olmak gerekir?

  • Kişiyi sakince dinleyebilirsiniz.
  •  Kişi ile konuşurken sen dili yerine ben dili ile konuşabilirsiniz. ( Sen dili suçlayıcı bir dil iken ben dili sağlıklı şekilde kendinizi ifade edebileceğiniz bir dildir. Bu konuda zorlandığınızı düşünüyorsanız, destek alabilirsiniz. )
  •  Öfke anında kişi ile tartışmaya girmekten kaçınmak oldukça önemlidir. Öfke, bilişsel olarak kişinin sağlıklı düşünebilme mekanizmasını zayıflatacağı için bu süreçte konuşmaya çalışmak sağlıklı bir tercih değildir.
  • Öfkelenen kişinin sessiz bir ortama gidip olaydan ya da kişiden uzaklaşmasını ve derin nefes almasını sağlayabilirsiniz.
  •   Kişi sakinleştiği ve rahatladığı zaman kişinin hissettikleri üzerinde detaylıca konuşabilirsiniz. Unutulmamalıdır ki, aksi halde konular havada kalacak ve daha büyük bir kriz olarak karşınıza gelecektir. ( Ben dili ile konuşulması unutulmamalıdır!)
  •   Tüm bu maddelere dikkat edilmesine rağmen etkili bir çözüm bulunamaması halinde bir ruh sağlığı uzmanından yardım almayı deneyebilirsiniz.

 

Eğer, sizler de öfke duygunuzu sağlıklı şekilde yönetemediğinizi düşünüyor ve bunun nasıl yapılacağı konusunda destek almayı istiyorsanız yardım almaktan lütfen çekinmeyin. Bir ruh sağlığı uzmanına danışmak ve aklınızdaki soruları sormak isterseniz bana buradan ulaşabilir, istediğiniz zaman takvimdeki uygunluk durumuna göre randevu oluşturabilirsiniz.


Sevgi ve Sağlıcakla...

FATMA İZEL ŞAHİN

UZMAN PSİKOLOG & AİLE DANIŞMANI


Kaynakça:

1.     HEEGAARD, M.E. (2019). Öfkemi Kontrol Etmeyi Öğreniyorum. İstanbul: İletişim Yayınları.

2.     Pdr Tube (2022)


 

Yayınlanma: 06.04.2023 13:02

Son Güncelleme: 06.04.2023 13:06

Fatma İzel ŞAHİN
Fatma İzel ŞAHİN
Uzman Psikolog(*)(*)(*)(*)(*)
Uzmanlıklar: İlişki / Evlilik Problemleri, Çocuk ve Ergenlik Dönemi Ruhsal Sorunları, Kişilerarası İletişim Problemleri
Merhaba, Ben Uzman Psikolog & Aile Devamını oku
Online Terapi
süre 45 dk
ücret 700
Yüz Yüze Terapi
süre 45 dk
ücret 850
Bunları da sevebilirsiniz...
pandemi-doneminde-stres-ve-okb-yonetimi

PANDEMİ VE STRESPandemi sürecinde kimimiz evde kalmaya özen gösteriyoruz, kimimiz iş gereği kimimiz ise canı istediği için dışarı çıkıyor. Fakat hepimizin tek endişesi sağlığımız ve yaşamımız oluyor. Buna ekonomik sorunlar, belirsiz gelecek ve sosyal izolasyon gibi faktörler eklendiğindeise stres düzeyimiz çok fazla yükseliyor.Yaşanan stresten etkilenme düzeyi herkes için aynı olmuyor örneğin risk grubunda bulunan yaşlılar ve kronik hastalar normal hücrelere sahip bireylere göre daha çok strese giriyor. Burada stresin işlevsel olup olmadığı önemlidir. Stresin belirli düzeyde olması bizim yaşamsal olarak kendimizi hayatta tutmamız için gereklidir. İnsan olarak belirli kaygılar neticesinde belirli davranışları yapıyoruz, bunu örnek üzerinden anlatmak gerekirse örneğin sınavı olan bir öğrenci başarılı olmak konusunda bir strese girmezse ya da bir başarı kaygısına sahip değilse bu durumda ders çalışmaz ancak belirli bir stres seviyesine sahip olan öğrenci eksiklerini tamamlama yoluna gider ve planlı programlı şekilde ders çalışır. Fakat bu stres düzeyi çok yüksek olursa konsantrasyonu bozulur, planlama kabiliyeti sekteye uğrar, derslerine çalışamaz hatta belki de çok yüksek stres seviyeleri yüzünden bayılmalar, terleme ve titreme gibi fiziksel belirtilere yol açan sorunlarla karşılaşabilir.Stresin hem fiziksel hem de zihinsel belirtileri vardır.ZihinselBelirtileriKonsantrasyon düzeyinde azalmaUnutkanlıkPlanlamada bozukluk yaşamaKarar verme güçlüğüAğlama ve içe kapanmaÇabuk öfkelenmek ve sinirlilik hali gibi belirtilerdir.Burada dikkat edilmesi gereken bunların bireyi anksiyete bozukluğu ve depresyon gibi patolojik durumlar ile karşı karşıya getirmesidir.Fiziksel BelirtilerUyku bozukluklarıYeme bozukluklarıAğrılar ve kas kasılmaları gibi durumlar ile karşımıza çıkmaktadırAncak hepimiz ekstrem bir durum içinde bulunmaktayız. Tüm bu belirtiler içinde olduğumuz bu dönem için normal kabul edilebilir. Çünkü ansızın tüm yaşam düzenimiz değişmiş bulunmakta ve bu değişen yaşam şekli bireyleri strese sürüklemektedir.Bu değişen yaşam tarzına uyum sağlamak stres düzeyinizi kontrol etmekte çok önemlidir.Çünkü uyum sağlamak stresi azaltacaktır.Peki Bizler Bu Yeni Hayata Uyum Sağlamak Adına Neler Yapabiliriz?Öncelikle yapmamız gereken en önemli şeylerden biri pandemi hakkındaki bilgi akışını sınırlandırmak olacaktır. Çünkü zihnimizi sürekli bu haberler ve bilgilerle meşgul etmek stres seviyemizi yükseltecektir.Ancak sadece bilgi alma seviyesini kısıtlamak yeterli olmamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken takip edeceğiniz haber kanallarını, bilgi kaynaklarını ve yeni gelişmeleri nereden alacağımızı belirlemektir. Çünkü bu dönemde en çok karşılaşılan durumlardan biri de yalan haberler ve komplo teorileridir. Bu yalan haberler, komplo teorileri ve asılsız gerçekler gibi faktörler maalesef bizim stres seviyemizi yükseltmektedir. Bu yüzden sadeceyaptığımız gözlem ve bilgi alma süresinikısıtlamak yetmeyecek aynı zamanda edindiğimiz bilgilerin doğru kaynaklardan geldiğini ve kanıtlı olduklarını bilmemiz gerekecektir. Böylece zihnimiz gereksiz korku faktörlerinden uzak kalacaktır.Başka bir stresle başa çıkma yöntemi ise strese girdiğimizi hissettiğimizde düşünce ve duygularımızı paylaşmaktır. Duygularımızı aile bireyleri ve arkadaşlarımızla paylaşmak yükümüzü hafifletecektir. Eğer çevrenizde bu şekilde güvendiğimiz kendinizi açabileceğiniz kimseniz yoksa bir kağıda veya bir deftere hislerinizi yazabilirsiniz. unutulmamalı ki yazmak yani duygu ve düşüncelerinizi yansıtmak sizin zihinsel olarak rahatlamanızı sağlayacaktır.Mizah ve gülmek stres için iyi bir ilaçtır bazı mizah yayınlarına ilgi duymak, şakalaşmak, arkadaşlarımızla komik olan konulardan ve anılardan bahsetmek, komedi filmleri izlemek gibi sizi güldürebilecek konulara yönelmek stres ile başa çıkmada fayda sağlayacaktır.Stres seviyesini düşüren durumlardan biri ise fiziksel aktivitelerdir. Hazır şekilde youtube'da bulunabilecek ekipmansız antrenmanlar denenebilir.Yoga yapmak rahatlamak adına yapılan yaygın aktivitelerdendir ve iyi bir stres savaşçısıdır. Ancak hepimizin günlük rutinleri vardır. Örneğin çalışan birisi eve yorgun argın gelebilir ve spor yapmaya vakit veya enerji bulamayabilir ama en azından günün beş dakikasında bir müzik açarak dans etmek yapabileceğiniz en basit fiziksel aktivitelerden biri olacaktır.Son olarak size stresle başa çıkmada önerebileceğimyol isebir hobi edinmenizdir. Bu çok geniş bir yelpazedir. Mesela bir sanat alanına ilgi duymak, yarım bırakılmış bir hobiye devam etmek örneğin lisedeyken öğrenmek için hevesle alınıp bir kenara bırakılmış kemanınızı tekrar elinize almak, bitki bakımı yapmak, kişisel bakım ile uğraşmak evcil hayvan edinmek gibi aktiviteler hem zamanımızın dolu geçmesini hem de stresinizin sağlıklı bir düzeyde kalmasını sağlayacaktır.PANDEMİ VE OKBPandemi sürecine temizliğe önem veren kişilerin virüsten korunmak amacıyla davranışlarında abartmalar gözlenebilir. Korku ve endişe nedeniyle yapılanlar bir takıntı haline gelebilir kişiyi obsesif kompulsif bozukluğa itebilir.Virüs ortaya çıktığından beri temizlik en önde gelen ihtiyaçlarımızdan biri oldu hepimiz pandemi öncesinden çok daha fazla elimizi yıkıyoruztemizliğimize dikkat ediyoruz vehijyeni önemsiyoruz.obsesif kompulsif bozukluk sahibi birisinin elini uzun süreler boyunca birden fazla kez yıkama eğiliminde olduğunu gözlemlemişizdir ancak şu dönemde normal bir sağlık çalışanı ya da örneğin bir esnaf bile artık ellerini uzun süreli yıkama alışkanlığına sahip oldu bu yüzden okb ve normal günümüz davranışlarının birbirinden ayrılması gerekiyor.Peki okb'li bireyler nasıl davranır, onların tanısının konulmasındaönem verilen faktörler nelerdir bunlara bir bakalımEğer takıntı haline gelmiş davranışlar kişinin kendi yaşamsal işlevselliğine zarar veriyorsa. Örneğin işe geç kalmasına neden oluyorsa ve görevlerini yerine getirmesini engelliyorsa,Sağlıklı olmayan, sık sık tekrarlayan düşüncelere sahip ise örneğin acaba şu an üzerimde virüs var mı temiz miyim gibi düşünceler tekrarlı olarak yaşanıyorsaTakıntıya dönüştüğüne inanılan davranışlar bir ritüel halinde ise mesela ellerini 15 kere yıkama dezenfektanı 5 kere sıkmak veya duşta her zaman 40 dakika vakit geçirmek gibi değişmez kuralları varsaBu davranışlar günlük yaşamındaki zamanını ciddi anlamda çalıyorsabir okb durumundan şüphe edilebilir ve en kısa zamanda bir psikoterapi hizmeti alınmalıdır. Eğer okb tanısı konulursa da ilaçlı tedavi ve psikoterapi hizmeti birlikte yürütülebilir veya şiddetine göre sadece terapi hizmet verilebilir.Okb riski taşıyan davranışları gördük peki biz bunlara sahip değilsek ama kendimizi de bu bozukluktan korumak istiyorsak neler yapmalıyız?Hijyene gerekli kurumların önerdiği şekilde dikkat etmeliyiz bunun dışında yapılan örneğin ellerimizi fazla fazla uzun uzun yıkamak gibi davranışlardan kaçınmalıyız.Covid-19 temalı konuşmalardan uzak durmalıyız. Arkadaş ve aileler ile sohbet esnasında bu konulardan uzak durmak aklımıza bu düşüncelerin gelme sıklığını azaltacaktır.Yine stres yönetiminde de bahsettiğim gibi asılsız olabilecek kaynaklardan gelen haberleri dikkate almamak, kanıtlı doğru ve güvenilir haberlere itimat etmek tekrarlayan düşüncelerden bizi uzak tutacaktır.Aklımızı bu konulardan uzak tutabileceğimiz fiziksel antrenmanlar, sanatsal uğraşlar gibi yine stres yönetiminde bahsetmiş olduğum hobi etkinlikleri ile zamanımızı değerlendirmek bizi koruyacaktır.Daha fazla bilgi almak ve randevu oluşturmak adına profilimde bulunan seçeneklerden benimle iletişime geçebilirsiniz. Psikolog Ahmet Furkan Yürür. Yazıyı Oku

Uzman: Ahmet Furkan YÜRÜR

Yayınlanma: 01.02.2021

panik-bozukluk-belirtileri-nedenleri-ve-tedavisi

Panik bozukluk, beklenmedik ve tekrarlayıcı panik ataklarla karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Bu ataklar, ani ve yoğun korku hissi, nefes alma güçlüğü, kalp çarpıntısı, titreme ve terleme gibi belirtilerle kendini gösterir. Panik bozukluğu olan bireyler, ataklarından sonra gelebilecek tekrarlayan ataklar korkusuyla yaşayabilirler, bu da günlük yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkileyebilir.Panik Atağın BelirtileriPanik ataklar genellikle ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar. Belirtiler şiddetli olabilir ve kişi tarafından kontrol edilemez. Tipik belirtiler arasında şunlar bulunabilir:Nefes Alma Zorluğu: Kişi nefes almakta güçlük çekebilir, hatta nefes alamayacağını hissedebilir.Kalp Çarpıntısı veya Hızlı Nabız: Kalp atışlarının hızlanması veya düzensizleşmesi, kişiyi daha da endişelendirebilir.Terleme: Eller, koltuk altları veya alın gibi bölgelerde aşırı terleme olabilir.Titreme veya Sarsıntı: Kaslarda titreme veya vücutta sarsıntı hissedilebilir.Baş Dönmesi veya Sersemlik: Kişi başının döndüğünü, sersemlediğini veya bayılacak gibi hissettiğini söyleyebilir.Mide Rahatsızlığı: Bulantı, karın ağrısı veya sindirim sorunları gibi mide rahatsızlıkları görülebilir.Gerçeklikten Kopma Duygusu: Kişi olayların gerçek dışı olduğunu veya kendisinin gerçeklikten kopmuş gibi hissettiğini belirtebilir.Ölüm veya Delirme Korkusu: Kişi, öleceklerini veya akıl sağlıklarını yitireceklerini düşünebilir.Panik Atak ve Panik Bozukluk Arasındaki FarkBirçok kişi zaman zaman panik ataklar yaşayabilir, ancak panik bozukluk tanısı, bu atakların sıklığı ve etkisiyle belirlenir. Panik bozukluk, tekrarlayan panik ataklarla birlikte, bu ataklardan sonra kişinin normal yaşamını etkileyecek derecede belirgin endişe, korku veya davranış değişikliklerini içerir.Panik Bozukluğunun NedenleriPanik bozukluğu karmaşık bir durumdur ve genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Potansiyel nedenler arasında genetik yatkınlık, biyolojik faktörler, kimyasal dengesizlikler, travmatik olaylar, stresli yaşam olayları ve beyin kimyası bulunabilir.Panik Bozukluğunun TedavisiPanik bozukluğunun tedavisi, birçok farklı yaklaşımı içerebilir ve genellikle kişinin bireysel ihtiyaçlarına ve semptomlarına göre belirlenir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:İlaç Tedavisi: Antidepresanlar, anksiyolitikler veya beta blokerler gibi ilaçlar panik atak semptomlarını hafifletebilir.Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi (BDT) panik atakları yönetmek için etkili bir yaklaşım olabilir. Bu terapi, kişinin düşünce ve davranışlarını değiştirerek anksiyeteyi azaltmaya odaklanır.Nefes ve Rahatlama Teknikleri: Derin nefes alma, kas gevşeme egzersizleri, meditasyon ve yoga gibi teknikler, panik atak sırasında kişinin rahatlamasına yardımcı olabilir.Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli uyku ve stresten kaçınma, panik atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.SonuçPanik bozukluk, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen ciddi bir anksiyete bozukluğudur. Ancak uygun tedavi ve destekle, birçok insan panik ataklarını yönetmeyi ve günlük yaşamlarını daha iyi bir şekilde yaşamayı öğrenebilir. Panik bozuklukla mücadele eden kişilere destek ve anlayış göstermek, tedavi sürecinde önemli bir rol oynayabilir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku

Uzman: Eray ARSLAN

Yayınlanma: 19.04.2024

ask-acisi-nedir

Aşk acısı, bir ilişkinin sona ermesi, terk edilme, reddedilme veya kaybı sonucu ortaya çıkan duygusal bir acı ve stres durumudur. Bu durum, kişinin yoğun üzüntü, çaresizlik, keder, özlem ve hatta fiziksel rahatsızlık hissetmesine neden olabilir. Aşk acısıyla başa çıkmak ve iyileşmek için bazı adımlar şunlardır:Duyguları Kabul Etme: Aşk acısını deneyimlemek doğaldır ve duygularınızı inkar etmek yerine kabul etmeye odaklanın. Üzüntü, öfke, kırgınlık gibi duygular normaldir ve geçici bir süreçtir.Desteğe Açılma: Aşk acısıyla başa çıkmak için duygularınızı paylaşabileceğiniz bir destek sistemi oluşturun. Aileniz, arkadaşlarınız veya bir terapist, duygusal destek sağlayabilir ve duygusal yükü hafifletebilir.Zaman Verme: Aşk acısı zamanla iyileşir, ancak süreç kişiden kişiye değişir. Kendinize iyileşme için zaman tanıyın ve sabırlı olun. Zamanla, acının yoğunluğu azalacak ve iyileşeceksiniz.Kendinize İyi Bakma: Kendinize iyi bakmak, duygusal iyileşme sürecini hızlandırabilir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, yeterli uyku almak ve stresten uzaklaşmak duygusal sağlığınızı destekleyebilir.Olumlu Aktivitelerde Bulunma: Kendinizi olumlu ve keyifli aktivitelere yönlendirin. Hobiler, spor, sanat, müzik gibi aktiviteler ruh halinizi yükseltebilir ve duygusal iyileşme sürecini hızlandırabilir.Geleceğe Odaklanma: Geçmişi geride bırakın ve geleceğe odaklanın. Kendinize yeni hedefler belirleyin, yeni ilgi alanları keşfedin ve hayatınıza yeni deneyimler ekleyin. Gelecek planları yapmak, umut ve motivasyon sağlayabilir.Öz Bakımı İhmal Etme: Aşk acısı sırasında kendinize özen göstermek önemlidir. Kendinizi şımartın, dinlenin, kendinizi sevdiğiniz aktivitelere zaman ayırın ve kendinizi olumlu şekilde motive edin.Başka İlişkilere Hazır Olana Kadar Bekleme: Aşk acısıyla başa çıkmak için zamana ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Başka bir ilişkiye hazır olana kadar bekleyin ve kendinize zaman tanıyın. İyileşme süreciniz tamamlandığında, yeni ilişkilere açık olabilirsiniz.Aşk acısı, zorlayıcı bir duygusal deneyim olabilir, ancak zamanla iyileşir ve kişi daha güçlü hale gelir. Kendinizi iyileştirme sürecinde sabırlı olun ve duygusal destek almak için çekinmeyin. Unutmayın ki, aşk acısı geçicidir ve yaşamınızda daha fazla mutluluk ve tatmin sağlayacak yeni deneyimler sizi bekliyor olabilir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku

Uzman: Eray ARSLAN

Yayınlanma: 18.04.2024