1. Blog
  2. Şizotipal Kişilik Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Şizotipal kişilik bozukluğu, en ciddiye alınması gereken kişilik bozukluklarından birisidir. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler, olaylara tepkileri tamamen içsel yoldan verirler. Ancak bazı sosyal aktivite olaylarında aşırı miktarda heyecan, alınganlık ve kaygı yaşayabilirler. Bu kişilerin toplum...

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Nedir?

Şizotipal kişilik bozukluğu, en ciddiye alınması gereken kişilik bozukluklarından birisidir. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler, olaylara tepkileri tamamen içsel yoldan verirler. Ancak bazı sosyal aktivite olaylarında aşırı miktarda heyecan, alınganlık ve kaygı yaşayabilirler. Bu kişilerin toplum içindeki davranışları gariptir, çoğunlukla insanlara karşı mesafeli davranırlar ve toplumdan soyutlanırlar. Gerçeklik bu kişilerden uzaktır. Ayrıca büyüsel inanışları ve batıl inançları vardır. Gerçekte var olmayan kişilerden mesajlar aldıklarını düşünürler. Bu kişilerin konuşmaları net olmamakla beraber konuşma anındaki davranışları da garip görünür. Bu yüzden kişilerarası iletişimleri iyi değildir. 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

DSM-5’e göre şizotipal kişilik bozukluğu erken ergenliğin başında ortaya çıkmaya başlar. Şizotipal kişilik bozukluğunda aşağıdakilerden en az beşi ya da daha fazlası görülebilir: 

●   Kişinin referans fikirleri vardır ama bunlar sanrılardan farklıdır. 

●   Kişinin davranışlarına da yansıyan garip inançları veya büyüsel düşünceleri vardır (batıl inançlar, telepati veya altıncı his gibi). 

●   Çocuklarda da garip fanteziler mevcuttur. 

●   Kişi olağan dışı bedensel illüzyonlar deneyimler. 

●   Tuhaf, belirsiz ve basmakalıp konuşmalar yaparlar. 

●   Kişide şüphecilik veya paranoya yüksek düzeydedir. 

●   Kişi, sosyal çevresiyle minimum düzeyde iletişim kurar. 

●   Kişinin tuhaf davranışları ya da görünümü vardır. 

●   Kişinin aile üyeleri hariç yakın arkadaşı yoktur. 

●   Kişi tanıdık insanlarlayken bile kaygı içindedir. 

Bunların yanı sıra şizotipal kişilik bozukluğu olanlar genellikle tek başlarına yaşamak isterler. Sosyal çevreleri, sosyal anksiyeteleri yüzünden yok denecek kadar küçüktür. Normalde rahat oldukları ortamlar bile onlar için kaygı vericidir. Söylediklerinin pek farkında olmamaları yüzünden karşısındaki kişi ile anlamlı sohbetler yapamazlar. Aynı zamanda kullandıkları sözler birbirini tekrar edebilir. Şizotipal kişilik bozukluğu tanı kriterleri, bu noktada önem arz etse bile sendromu tam olarak tanımlamayabilir. Zira bu konuda hala kesin bir karara varılamamıştır. 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu ile ilgili destek alabileceğiniz bazı uzmanlarımız
Merve ÜÇOK
Psikolog
Merve ÜÇOK
Online 50 dk 1200
Aysel ÇETIN
Uzman Klinik Psikolog
Aysel ÇETIN
Online 45 dk 800
Yaren BUDAK
Psikolog
Yaren BUDAK
Online 50 dk 800
Şüheda Nur YILDIZ
Psikolog
Şüheda Nur YILDIZ
Online 45 dk 800
Mithatcan ÖZCAN
Uzman Psikolojik Danışman
Mithatcan ÖZCAN
Online 60 dk 800
Cansu KARCIOĞLU
Psikolog
Cansu KARCIOĞLU
Online 40 dk 800
Merve İNANIR
Psikolog
Merve İNANIR
Online 45 dk 1000
Zühal ACAR ÖZKESER
Uzman Klinik Psikolog
Zühal ACAR ÖZKESER
Online 45 dk 1600

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Nedenleri Nedir?

Şizotipal kişilik bozukluğunun nedeni uzun süredir araştırmaların konusudur. Ancak, bu konuda henüz net bir karara varılamamıştır. Yine de hastalığının nedeni genetik faktörlerden kaynaklanabileceği gibi, çevresel faktörlerden de kaynaklanabilir. Çocukluk döneminde bedensel ya da ruhsal istismara uğramış çocuklarda da şizotipal kişilik bozukluğu görülmüştür. Şizotipal kişilik bozukluğu hastalarının çoğunluğu erkeklerden oluşmaktadır. Kadınlarda da şizotipal kişilik bozukluğu özellikleri görülse de bu erkeklere oranla daha azdır. Depresyon ve anksiyete belirtileri de şizotipal kişilik bozukluğu olanlarda görülen sorunlardandır. Narsist kişilik bozukluğu, stres ve sınırda kişilik bozukluğu olan hastalarda da şizotipal kişilik bozukluğu belirtileri olduğu görülmüştür. Bu gibi kişilik bozukluklarının da temeli daha çocuk yaşlardayken atılır. Bu yüzden diğerlerinde olduğu gibi, şizotipal kişilik bozukluğunda da genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de etkisi göz ardı edilemez. Çocukken özellikle soğuk bir ortamda büyüyen çocuklarda şizotipal kişilik bozukluğu görülme ihtimali daha fazladır. Çocuklarıyla fazla iletişim ve fiziksel temas kurmayan ailelerin çocuklarında da bu sorun görülebilir. Çünkü bu yolla çocuk, diğer insanlardan soyutlanacaktır. Böylece kişi, büyüdükçe hislerini ve kendini sağlıklı bir şekilde ifade edemeyen birine dönüşecektir. Kimi klinik gözleme göre, bu çevresel etkenlerin en büyüğü kişinin annesi oluşturur. Annesi tarafından ihmal edilen çocuklar bu bakımdan daha büyük risk altındadır. Eğer kişinin genlerinde de bu hastalığın olma ihtimali varsa, anne etkeniyle de birleştiğinde bu kişiler daha fazla hastalık riski altındadır. 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Kimlerde Görülür?

Dünya geneline bakıldığında şizotipal kişilik bozukluğu hastalarının büyük çoğunluğunu erkekler oluşturmaktadır. Kadınlarda da şizotipal kişilik bozukluğu görülse bile bu oran fazla değildir. Bazı insan gruplarında da şizotipal kişilik bozukluğunun daha fazla olduğu görülmüştür. Bunlar arasında siyahi kadınlar, düşük gelirli insanlar ve boşanmış kişiler sayılabilir. Ancak asyalı erkeklerde bu oran fazla değildir. Ayrıca hali hazırda travma sonrası stres bozukluğu, sınırda kişilik bozukluğu ve narsistik kişilik bozukluğu yaşayanlar daha fazla risk altındadır. 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Özellikleri Nelerdir?

Şizotipal kişilik bozukluğu özellikleri aşağıdaki gibidir: 

●   Referans Düşüncelere Sahiptirler: Bu kişiler başkalarının konuşmalarının kendileri ile ilgili olduğunu düşünürler. Söylenenleri çok farklı algılarla ve bunlara olmayan anlamlar yüklerler. 

●   Tuhaf İnanışları ve Sihirsel Düşünceleri Vardır: Gün içinde yaşadıkları olaylar hakkında garip ve tuhaf yorumlar yaparlar. Bu yaptıkları yorumlar ne kadar gerçek dışı olursa olsun gerçekliklerine sonuna kadar inanırlar. 

●   Belirsiz ve Karmaşık Şekilde Konuşurlar: Konuşmaları bir bütün halinde değildir. Konudan konuya atlarlar ya da sürekli aynı şeyden bahsederler. Karşılarındaki insan ne söylediklerini takip etmekte zorlanır. Onlara söylediklerinin anlaşılmayacak şekilde olduğu söylense dahi bunu düzeltemezler. 

●   Alışık Oldukları Çevrelerde Dahi Kaygı İçindedirler: Karşılarındaki insan onlara ne kadar yakın biri olursa olsun, iletişim halindeyken kaygı duyarlar. Bu yüzden bir an önce konuşmayı bitirip mekanı terk etmek isterler. 

●   Bedensel İllüzyonlar Yaşarlar: Vücutlarında sanki böcek geziyormuş gibi hissedebilirler ya da bedenlerinin bazı bölgelerinin büyüyüp, şekil bozukluğuna uğradığına inanabilirler. 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tanı Kriterleri Nelerdir?

Şizotipal kişilik bozukluğu tanısı, bir psikiyatrist tarafından konulur. Psikiyatrist, hastanın semptomlarını ve yaşam hikayesini dinledikten sonra hastalığın tanısını koyabilir. Şizotipal kişilik bozukluğunu teşhis etmek için belli bir laboratuvar testi bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra, bir uzman tarafından yapılacak olan şizotipal kişilik bozukluğu testi ile zorluk çekmeden teşhis koyulabilir. Şizotipal kişilik bozukluğu, kendini erken erişkinlik döneminde gösteren, bilişsel çarpıklıklarla birlikte garip davranışların yapılmasıyla dikkat çeken ve yakın ilişkilerin kurulmasına engel olan bir kişilik bozukluğudur. Bir nevi toplumsal ve kişilerarası yetersizlik olarak da tanımlanabilir. 

Şizotipal kişilik bozukluğu tanı kriterleri şu şekilde sıralanabilir: 

●   Referans düşünceler 

●   Davranışları etkileyen ve kişinin içinde büyüdüğü kültürel değerlerle uyum içinde olmayan garip inanışlar ya da büyüsel düşünceler (altıncı his ve batıl inançlar gibi) 

●   Olağandışı algısal yaşantılar 

●   Bedensel İllüzyonlar 

●   Acayip düşünüş biçimi ve konuşma (basmakalıp konuşmak ya da aynı şeyleri tekrar etmek gibi) 

●   Kuşkulu olmak ya da paranoid düşüncelere sahip olmak 

●   Uygunsuz ya da kısıtlı duygu hissi 

●   Acayip ve garip davranışlar ve görünüm 

●   Yakın aile üyeleri dışında yakın arkadaşların ya da dostların olmaması 

●   Paranoid korkular 

●   Alışılmış bir çevre içindeyken bile kaygılı olmak 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisinde psikoterapinin yanı sıra ilaç tedavisi de tercih edilmektedir. Eğer şizotipal kişilik bozukluğu hastaları kendi durumlarıyla alakalı çevrelerde bulunurlarsa, tedavi süreçleri de hızlanacaktır. Çünkü içinde güvende hissetmedikleri ortamlarda uzun süreler bulunmak, tedaviyi olumsuz yönde etkileyecektir. Şizotipal kişilik bozukluğu gibi kişilik bozuklukları, kişilerin sosyal ve günlük hayatını olumsuz derecede etkilerler. Bu da bir zaman sonra kişiyi hayattan soyutlar. Bunların yaşanmasına olabildiğince engel olmak için tedavi önem taşır. Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisi zor ve uzun bir süreçtir. Bu sebeple, varsa aile yakınlarının hastanın yanında olması önemlidir. Şizotipal kişilik bozukluğu gibi kişilik bozukluklarının tedavisi genellikle psikologlar tarafından yürütülür. Psikologların bu konuda en çok tercih ettiği tedavi türü, psikoterapidir. Oldukça etkili olan bu tedavi sayesinde kişi, daha sağlıklı bir hayata sahip olacak ve hastalığın etkilerinden olabildiğince az etkilenecektir. Bu yüzden şizotipal kişilik bozukluğuna sahip olduğu düşünülen kişiler zaman kaybetmeden tedavi olmalıdır. Kişi, tedavi olmak istemiyorsa bile ikna edilmelidir. 

Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisinde genel olarak tercih edilen tedavi yöntemleri ise şu başlıklar altında sıralanabilir: 

Psikoterapi 

Yukarıda bahsedildiği gibi psikoterapi, en çok tercih edilen yöntemlerdendir. Bu tedavi için öncelikle psikolog, hasta ile sağlam bir güven ilişkisi kurmalıdır. Böylece hasta, başkaları ile de güven ilişkileri kurmayı öğrenebilir ve zamanla sosyalleşir. Psikoterapi sayesinde hasta, kötü ve sağlıksız düşüncelerinden kurtulacak ya da onları azaltabilecektir. Bu da kişinin bulunduğu ortama uyum sağlamasını kolaylaştırarak onun sosyal çevresinden soyutlanmasının önüne geçecektir. 

İlaç Tedavisi 

Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisinde seçilen belli bir ilaç yoktur. İlaçlar, hastanın durumuna ve tedavinin sürecine göre doktor tarafından seçilirler. Ancak şizotipal kişilik bozukluğu hastalarında depresyon ve kaygı bozukluğu da görüldüğünden, antidepresanlar da tedavide tercih edilebilir. 

Destekleyici Tedaviler 

Şizotipal kişilik bozukluğuna sahip olanlar, semptomlardan bazılarını hayat boyu yaşamaya devam ederler. Zamanla iyileşme ancak, bozuklukları aşabileceklerine inandıkları ve güven duygularının arttığı zaman gerçekleşir. Bu yüzden sosyal destek almaları da büyük önem taşır. Bu kişilerin genelde arkadaşları olmadığından, yanlarında onları destekleyebilecek arkadaşlar edinmeleri çok önemlidir. Bunlar, hastalar için önem taşıyan ve tedavide ilerleme kaydedilmesini sağlayacak gelişmelerdir. Bunların yanı sıra, hastaların günlük hayatlarını bir düzen içinde yürütmeleri fayda sağlayacaktır. Özellikle iyi bir uyku düzenine sahip olmak önemlidir. Spor yapmak ve verilen ilaçları düzenli şekilde kullanmak da tedavi için önemlidir. Bunlar gibi günlük plan oluştururken, hastanın doktorundan yardım almakta fayda vardır. Hastalar sosyal yaşamlarında veya işlerinde bir başarı elde ettikleri takdirde, bu başarı mutlaka kutlanmalıdır. Zaten sosyal yaşamlarından oldukça kopmuş olduklarından, bu gibi başarılar onlar için destekleyici olacaktır. 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Şizotipal Kişilik Bozukluğu ile ilgili sıkça sorulan sorulara buradan ulaşabilirsiniz.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Olanlar Doktora Ne Sıklıkla Başvurur?

Şizotipal kişilik bozukluğu hastaları, çoğunlukla tedavi olmak istemezler. Tedavi olmaya ikna olmuşlarsa bile bu çoğunlukla aile üyelerinin çağrısıyla gerçekleşmiştir. Ancak şizotipal kişilik bozukluğu hastalarının çoğunda depresyon görülmektedir. Bu yüzden doktora çoğunlukla depresyon tedavisi için başvururlar.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Şizotipal kişilik bozukluğu tedavi edilmediği takdirde kişinin hayatını zorlaştıracaktır. Bu kişiler toplumdan kendilerini soyutlamış haldedir. Kendileri istese bile çevreleriyle iyi ilişkiler kuramayabilirler. Çünkü davranışları diğer insanlar tarafından oldukça garip ve tuhaf bulunur. Bu kişilerin normal bir sohbet yürütmesi de zor olduğundan genellikle karşılarındaki insanlar onların ne söylediğini anlayamazlar. Bu da onları yalnızlaştırır. Bu sorun özellikle iş hayatında ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu kişiler kendilerine uygun bir iş seçmediği takdirde iş hayatlarında da başarısızlıklar yaşayabilir. Böylece iyice kendi içlerine çekilebilirler. Ayrıca evlenecek bir partner de bulamamaları olasıdır. Bu gibi sorunların daha fazla hayatlarını etkilemesinin önüne geçmek için tedavi oldukça önemlidir.

Şizotipal Kişilik Bozukluğunu Şizofreniden Ayıran Nedir?

Şizofreni, hastaların tamamen gerçeklerden koptuğu bir hastalıktır. Öte yandan şizotipal hastalar, halüsinasyon ve sanrıları ataklar şeklinde yaşarlar. Ancak şizofreni hastaları için halüsinasyonlar tamamen gerçektir. Ancak şizotipal hastalar, bazı sanrıların gerçek olmadığını anlayabilir, şizofreni hastaları gibi gerçekliklerine tamamen inanmazlar. Fakat her ne kadar iki hastalık aynı olmasa da, tedavileri aynı olabilir.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Olan Kişilere Nasıl Davranmak Gerekir?

Şizotipal kişilik bozukluğu olanlar, size alışık bile olsalar fazla yakın davranamayabilirler. Bunun başında iletişim halindeyken duydukları kaygı gelir. Ayrıca bazı paranoid düşünceleri de buna engel olabilir. Bu yüzden onlarla iletişim halindeyken dikkatli olmak oldukça önemlidir. Bu kişilerle sağlıklı bir iletişim kurmak için onlara baskı yapmamalı ve ısrarcı olunmamalıdır. Konuşmaları bazen garip ve basmakalıp olsa da, kötü sözler söylememek ve onları eleştirmemek gerekir. Bu, onların kendilerini dışarıdan görmelerini sağlamayacağı gibi, onların size olan güvenini daha da azaltacaktır. Ayrıca zaten kuşkulanmaya yatkın olduklarından bu onların daha fazla içlerine çekilmesine neden olacaktır. Hasta tedavi sürecinde ise özellikle aile üyelerinin daha fazla hassas olması gerekmektedir. Bu kişilerin fazla yakın arkadaşı olmadığından sosyal çevrelerini genellikle aileleri oluşturur. Kişi eğer okul ya da iş hayatında bir başarı elde etmişse bu mutlaka tebrik edilmelidir. Bu onların kendilerine olan güvenin artıracak ve cesaretlendirecektir. Motivasyon verecek olan bu davranış tedaviyi de olumlu yönde etkileyecektir.

Melike Şura ENTEZ
Uzman Psikolog
#şizotipalkişilikbozukluğu