Bireyin, yetiştirilme ortamı ve tarzı ileri ki dönemlerde yaşayacağı ilişkiler ile yakından bağlıdır. Bu yazımda, bağlanma, bağlanma türlerini yakından inceleyeceğiz. Keyifli okumalar!
Bebeklik dönemi olarak tanımlanan 0-2 yaş arası sadece çocuğun zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişiminin de en hızlı geliştiği dönemdir. Bu dönem bebekler kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olamadıkları için bir bakıma ihtiyaç duyarlar. Bu gereksinim bebek ve bakım veren arasında bağ oluşumunu sağlar ve bağımlılık ortaya çıkar. Bu yüzden bakım veren fiziksel ihtiyaçlarını yanında duygusal ihtiyaçlarının da gidermesi gerekmektedir. Bağlanma sistemi, yeni doğanların onlara bakan kişi veya kişilere (genellikle anneye) fiziksel açıdan yakın tutarak hem çocukların güvenliğini sağlaması hem de onların çevreyi öğrenme sırasındaki güvenli koşullarını sağlar. Bebek ve ona bakım veren arasındaki bağ; ilişkisel, yakınlaşma ve benlik algısı konusunda kendini gösterir.
Bağlanma kuramı, bebeklik döneminden itibaren inşa edilen çocuğun ileriki dönemlerinde ilişki halinde olduğu kişilerle duygusal açıdan etkileşimlerini ve bağlanmalarını ifade eder.
John Bowlby tarafından bağlanma, belli bir figüre karşı yakınlık arama ve bu yakınlığı sürdürme isteme eylemdir. Bowlby bağlanmayı, insanların sürekli birbirine bağlı kalma durumu olarak tanımlar.
Bağlanma, duygusal, olumlu etkilere sahip ve yardımlaşmaya dayanan bir ilişkidir. Bakım veren ile kurulan ilişki bizim hayatımız boyunca tüm ilişkilerimize yön verir bu ilişki sorunlu ise romantik ilişkilerimiz, sosyal yaşantımız, işlevselliğimizi, çalışma hayatımızı ve sürekliliğimizi etkileyebilir.
Bağlanma Stilleri Romantik İlişkilerimizi Nasıl Etkiler?
Partnerlerin birbirinden farklı bağlanma stillerine sahip olmaları, ilişkilerindeki tatmini, ilişki örüntülerini, dinamiklerini ve istikrarını doğrudan doğruya etkilemektedir. İnsanlarla yakın ilişki kurmada sorun yaşamayan partnerlere sahip bireyler, beraberliklerinden daha fazla doyum almaktadırlar. Bununla birlikte partnerlerinin onları terk etmesiyle ilgili anksiyete yaşayan bireyler, partnerleriyle etkileşimlerini azaltmaktadır.
Diğer yandan güvenli bağlanma stiline sahip çiftler; kaygılı, kaçıngan ya da kaygılı-kaçıngan bağlanma stiline sahip çiftlere oranla daha az sözel saldırganlık ve yıkıcılık belirtileri gösterirler. Çiftler arasındaki kavga ve çatışmaların çözümü, güvensiz bağlanma stillerinden birine sahiplerse daha zorlayıcı olacaktır çünkü çatışmayı reddetme, erteleme veya görmezden gelme eğilimi göstereceklerdir. Halbuki sağlıklı bir tartışma ilişkiyi kurtarma da büyük rol oynar.
Bağlanma teorisine göre, bağlanma stilleri dört tanedir:
1. Güvenli Bağlanma
2. Kaçıngan Bağlanma
3. Kaygılı Bağlanma
4. Korkulu-Kaygılı Bağlanma
Şimdi gelin, bu bağlanma biçimleri bireylerde nasıl kendini gösteriyor, beraber inceleyelim. 👇🏻
1. Güvenli Bağlanma Nedir?
Bir çocuk büyürken ihtiyaçlarını karşılamaları konusunda ebeveynlerine güvenebilirse, ebeveynlerde bu süreci doğru bir şekilde yönetebilirse, muhtemelen güvenli bir bağlanma stili geliştirir. Burada ‘ihtiyaç’ derken sadece temel fizyolojik gereksinimlerden bahsetmekten ziyade çocuğun sevgi, şefkat, anlayış, güven gibi tüm duygusal ihtiyaçların karşılandığı bir ortamda güvenli bağlanma oluşabilir.
Güvenli bir bağlanma, bireylere:
· Duygularını regüle etme (düzenleme),
· Diğer insanlarla güvene dayalı sağlıklı ve düzeyli ilişkiler kurabilme,
· İhtiyaç duyduğunda duygusal anlamda destek arayabilme,
· Etkili ve doğru iletişim
· Kendini ifade edebilme, duygu ve taleplerini dile getirebilme gibi beceriler katar.
Sağlıklı bir şekilde ilişki kurabilirler. Bağlanma modelleri arasında en ideali budur.
Güvenli Bağlanma, Bireyde Nasıl Gözlemlenir?
. Yakın ilişkilerde rahat davranabilirler.
· Yalnız kaldıklarında kendileriyle kaliteli zaman geçirebilirler.
· Zorluklarla başa çıkabilmek için kendilerine özgü stratejiler geliştirebilirler.
· Çatışmaları yönetebilirler.
· Özgüven ve özsaygı sorunlarını nadiren yaşarlar.
· Kendileriyle ilgili olumlu benlik algısına sahiptir.
Kısacası güvenli bağlanan insanlar, duygusal ve fiziksel olarak güvende hissederek büyürler ve bu sayede başkalarıyla sağlıklı, mutlu bir şekilde ilişki kurabilirler. Bağlanma modelleri arasında en ideal bağlanma şeklidir.
2. Kaçıngan Bağlanma Nedir?
Bir çocuk sert tavırlar sergileyen veya duygusal anlamda çocuktan uzak duran ebeveynler tarafından büyütülürse, kaçıngan bağlanma stiline sahip olabilir.
Kaçıngan bağlanmış kişiler otonomluğa son derece önem verirler, kendilerinden başka birine ihtiyaç duymayı ve ikili ilişkilerin gerekliliğini kabul etmezler. Buna aşırı bağımsızlık da denir. Buna bağlı olarak çevresindekilere karşı olumsuz davranışlar gösterebilirler. Kendilerini sevilmeye layık ve değerli görmelerine karşın diğer insanları olumsuz ve güvenilmez olarak değerlendirirler. Hayal kırıklığından kaçınmak, bağımsız olmak ve güçlü kalabilmek için yakın veya duygusal ilişki kurmaktan kaçınırlar. Duygusal bir ilişki yaşayanlar ise ilişkilerine karşı güvensizlik hissi olduğu için partnerlerine karşı kendilerini duygusal olarak uzak tutarlar.
Bu durumda birey fiziksel ve duygusal anlamda yakınlık kurmakta zorlanabilir ve bu nedenle ilişkilerini yüzeysel tutabilir, uzun vadeli ilişkiler içerisine giremeyebilir.
Kaçıngan Bağlanma, Bireyde Nasıl Gözlemlenir?
· Duygusal veya fiziksel yakınlıktan kaçınırlar.
· Bireyselciliği ön planda tutarlar.
· İnsanlara güvenmekte zorlanırlar.
· Derin romantik ilişkiler kuramazlar.
· Onlara yaklaşan kişileri tehdit olarak algılayabilirler.
· Daha çok yalnız kalmayı tercih ederler.
3. Kaygılı Bağlanma Nedir?
Bağlanma çeşitleri arasında üçüncüsü, yani kaygılı bağlanma, bir çocuk ihtiyaçlarına uygun davranamayan ebeveynler tarafından yetiştirilirse oluşabilir. Bazen tüm ihtiyaçlarına yanıt alan, ama bazen de adeta bir duvarla karşılaşan çocuklar kafası karışabilir ve bu durumu anlamakta zorluk çekerler. Bu tutarsızlık sebebiyle bir dahakine nasıl bir tepki göreceklerine karşı kaygı içerisine girerler çünkü bir belirsizlik ile karşı karşıyadırlar.
Ebeveynlerinde gördüğü bu dengesiz tavırlar, kaygıyı ve beraberinde reddedilme, terk edilme endişelerini getirebilir. Ayrıca çocuk kendini tehdit altında hissederse ebeveyninin orada olacağına güvenemeyeceğinden keşfetmek için uzaklaşmayı göze alamaz. Yeteri kadar özgürleşemez ve ebeveynine karşı yapışkan tavırlar sergileyebilir. Bu durum yetişkinliğinde konfor alanında kalmasına sebep olabilir.
Duygusal ilişkileri çok yoğun yaşar fakat çoğunlukla kısa sürer. Tamamen partnere odaklı bir hayat tarzı ve partneri kontrol etme isteği, yoğun doyumsuzluk duygusunu da beraberinde getirir. Karşılanması mümkün olmayan bu gereksinimler, partneri de katlanılması güç bir duruma sokacaktır.
Kaygılı bağlanan bireyler, çatışma durumlarında yüksek düzeyde bağlanmayı etkinleştirme (hyperactivation) stratejileri ile partnerlerini daha fazla ilgi ve destek almak için sürekli zorlarlar. Sürekli gerilim yaratarak partneri test eder de diyebiliriz. Romantik ilişkiler açısından, kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerin kendilik değerleri düşük olduğundan dolayı sürekli tehdit algısı yaşanmaktadır.
Kaygılı Bağlanma, Bireyde Nasıl Gözlemlenir?
· Aşırı şımarık ve mesafeli ya da kayıtsız olmak arasında gidip gelebilirler.
· Abartılı hareketler ile dikkat çekmeyi umabilirler.
· Bir durumdan ya da kişiden çabuk sıkılabilirler.
· İlişkilerinde tutarsız davranabilirler.
· Diğer insanların onların duygularıyla ilgilenmeleri zorunluymuş gibi davranabilirler.
· Eleştiriye karşı çok hassas olabilirler.
· Yapışkan davranabilirler ve sürekli başkalarının onayına ihtiyaç duyabilirler.
· İlişkilerinde kıskançlık ve güvensizlik gibi sorunlar yaşayabilirler.
· Terk edilmekten, reddedilmekten korktukları için olmadıkları biri gibi davranabilirler.
· Yalnız başına kalmak istemezler.
· Özgüvenleri düşüktür ve kendilerini değersiz görme eğilimine sahiptirler.
4. Korkulu-Kaygılı Bağlanma Nedir?
Çocukluk çağı travması, ihmal veya istismar yaşayan bireylerde kaygılı kaçıngan bağlanma stili oluşabilir. Kaygılı kaçıngan bağlanma, bazen “korkulu kaçıngan bağlanma” olarak da adlandırılır.
Olumsuz benlik algısı ve olumsuz ebeveyn modelinin birleşiminden oluşan bu bağlanma şekline karmaşık veya korkulu-kaygılı bağlanma stili denir. Bu bağlanma stili aslında bireyin, diğer insanlar hakkındaki güvenilmez oldukları ve onu reddedecek bireyler olduğu düşüncesiyle karakterizedir. Korkulu-Kaygılı bağlanma stiline sahip birey, kendisinin sevilmeyeceğine dair beklentileri vardır ve kendine yönelik değersizlik duygusu baskındır, özsaygı konusunda problem yaşarlar. Korkulu-Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler; her ne kadar kendileri ve diğerleri hakkında olumsuz algıya sahip olsalar da diğerleri tarafından onaylanma ve kabul edilme istekleri de yüksektir.
Bu sebeple saplantılı bireylerle benzerlik göstermektedirler. Diğerleri tarafından reddedilme ve kaybetmenin oluşturacağı acıyı engellemek için insanlarla yakınlık kurmaktan kaçınırlar. Korkulu-Kaygılı bağlanma stili, güvenli bağlanma stilinin tam zıttı özelliklerle tanımlanmaktadır.
Korkulu-Kaygılı Bağlanma, Bireyde Nasıl Gözlemlenir?
· Yoğun şekilde reddedilme korkusu yaşayabilirler.
· Duygularını regüle etmede (düzenlemede) sorun yaşabilirler.
· Sürekli endişelidirler ve çelişkili davranışlar sergilerler.
· Duygudurum bozuklukları, kişilik bozuklukları, madde bağımlılığı gibi psikolojik sorunlar yaşayabilirler.
· Kendilerine zarar verme davranışı görülebilir.
· İlişkilerde tahmin edilemez ve kafa karıştırıcı davranışlara sahip olma eğilimindedirler.
· Her zaman reddedileceklerine inandıkları için duygusal yakınlıktan kaçınabilirler.
Bağlanma Stilleri Üzerine…
Yukarıda yazıldığı üzere bağlanma stilleri bebekliğimize ve yaşadıklarımıza bağlı olabiliyor. Fakat burada mühim olan bu bağlanma stilleri kendimizi anlamamız için bir araçtır.
İlişkilerinizde yaşadıklarına bağlı olarak bağlanma stillerini tespit ettikten sonra sorunlarımızı buna dayandırıp, “ben böyleyim” diyerek kabullenmekte işim kolayına kaçmak olabilir. Hem kendimizi hem de ilişkilerimizdeki karşı tarafı olumsuz etkileyen alışkanlıkların üstüne gitmek, onları değiştirmeye çabalamak son derece olabilir. Güvensiz bağlanma stillerinin psikolojik destek ile ya da kişinin güvenli bağlanma stiline sahip bir partnerle yaşayacağı sağlıklı bir ilişki sonrasında değişim göstermesi mümkündür. Eğer böyle bir durum ile karşı karşıya iseniz destek almaktan çekinmeyin.
Psikolog Emine SIKAN
Uzmanlıklar:
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları , İlişki / Evlilik Problemleri , Depresyon ve MutsuzlukSorgulayış: Modern Zamanlar
Özge ENGİN 14.04.2021
Kaygıyı Yönetmek ve Panik Atakla Baş Etmek: Öneriler ve Stratejiler
Arzu ÜNAL 11.12.2024
Kendimizi ” Sabote ” ediyor olabilir miyiz ?
Zümrüt Yaren SERT 26.04.2023