1. Uzman
  2. Ezgi ASLANTAŞ
  3. Blog Yazıları
  4. Neden İstismar Eden Partnerlere Bağımlı Olunuyor? Öz Değer Pratikleri İle Güçlen!

Neden İstismar Eden Partnerlere Bağımlı Olunuyor? Öz Değer Pratikleri İle Güçlen!

Kurbanların onları istismar eden kişilere dönmesinin, hatta bağımlı olmasının 5 ana sebebi mevcut. Birazdan sıralayacağım bu sebeplerin hepsinin temel taşı ise “korku”. Korku, mağdurları sessiz kılar ve istismarcılarının kontrolünü güçlendirir. Mağdurlar, istismarcılarına karşı çıkmanın sonuçlarını düşünerek korku içinde kalabilirler. Ayrıca, istismarın tekrarlanması durumunda daha fazla acıya maruz kalmaktan korkabilirler. Başka bir korku kaynağı ise sosyal izolasyondur; mağdurlar, istismar eden kişiden bağımsız bir yaşamı düşünemezler ve dış dünyayla bağlantılarını koparmaktan korkarlar. Diğer bir korku türü ise utanç ve suçluluktur; mağdurlar, yaşadıkları istismarı açığa çıkarmaktan ve başkalarına anlatmaktan utanç duyabilirler ve kendilerini suçlu hissedebilirler. Son olarak, gelecekte yaşayabilecekleri daha fazla tehlike veya şiddet korkusu, mağdurları istismarcılarından uzaklaşmaktan alıkoyabilir. Bu nedenlerle, mağdurların istismarcılarına dönmesinin altında yatan en temel faktör "korku"dur.

Finansal Güç

İstismarcı, parayı kurbanı yanında tutmak için kullanır. Ondan ayrılırsa sokakta kalacağını, başına kötü şeyler geleceğini söyler ve bunlar gibi bir çok inancı kurbana aşılar.

Manipülasyon

İstismarcı, gücünü, dış görüntüsünü ve zekasını kullanmayı iyi bilir. Hatta bazen yaşadığı acıları, travmalarını kurbana karşı kullanır. Örneğin sürekli kötü davranışları için “acı” geçmişini suçlar. Amaç kurbanın ona acıması ve istismarına karşı gardını indirmesidir. Bunlarla kalmayan istismarcı, kendisine ve çevresine bilerek zarar verir, sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranır. Bu zararın fiziksel boyutta olması gerekmez; söylenen kırıcı sözler, aşağılamalar ve öfke nöbetleri, bu olanlardan hoşnutsuzluğunu dile getiren partnerini deli olmakla, abartmakla, hatta sadakatsizlik ile suçlamak da bu zararlara dahildir.

Umut

Hepimiz sevdiğimiz, kıymet verdiğimiz şeyler için çabalar, daha iyi bir hale getirmeye uğraşırız. Tüm bunları yaparken kişinin, yani kurbanın dayanağının ismi umuttur. İstismarcılar bunu iyi bilirler ve kurbanının kendini bir nevi kurtarıcı olarak görmesini sağlarlar. Karşı taraf partnerini daha iyi biri yapabileceğine, hatta onu iyileştireceğine inanır. Zaten istismarcısı da sık sık pişmanlık ve utanç halleri sergiler, değişeceğini söyleyip, geleceğe dair planlarla kurbanın gözünü boyar. NOT: Eğer kişinin elinde sihirli bir değnek yoksa hiçbir şeyi değiştiremezler.

Aşk

Aşk veya sevgi, ilişkileri karmaşık bir hale sokabilir. Birlikte geçirilen aylar, yıllar, iyi ve kötü yaşanmışlıklar kişinin bu tarz bir ilişkiden vazgeçmesini zorlaştıracaktır. Özellikle yaşanılan mutlu anılar bir tutkal görevi görecektir.

Tanınmışlık

Kurban kendini güvende hisseder çünkü canı yansa da buna sebep olan kişiyi tanıyordur. Yabancı değildir bu kişiye. Bunu şöyle düşünebilirsiniz; Çok konforlu bir eve misafir olarak gitseniz bile yine de kendi evinizdeki gibi huzurlu olur muydunuz? Yeni birini tanımak ve yeni yaşanmışlıklar biriktirmek kurbana zor görünür, bildiği kaynaktan zarar görmeyi bilinçsizce kabul eder. İstismara uğrayan kişiye/kendinize şu iki soruyu sormanızı öneriyorum; İlk başta verilen cevaplar kişiyi durumunu inkar etmeye yöneltebilir. Bu gibi durumlarda kurban, sık sık bu soruları kendisine sormalı ve durumu hakkında objektif olmaya teşvik edilmelidir. Unutulmamalı ki, bir kişi kötü bir durumdaysa, çevresinden ne kadar yardım alırsa alsın, kendisi gerçekten o durumdan çıkmak istemez ise çıkamaz. İlerleyen zamanlarda daha ciddi kayıpların ve zararların gerçekleşmemesi adına, olabilecek en kısa sürede farkındalığın kazanılması ve durumun kabul edilmesi/ettirilmesi mühimdir.

Öz Değerini Yükselt!

Bu konuda öz değer sahibi olmak ve var olan öz değerin güçlendirilmesi çok ama çok kıymetli. Zira Öz değer, insanın kendine verdiği değerin ve kendi değerinin farkında olmasıdır. Her bireyin kendine özgü yetenekleri, nitelikleri ve değerleri vardır ve bu özellikler, kişinin kendine olan güvenini ve kendini kabul etme seviyesini belirler. Aynı zamanda ilişkilerde de önemli bir rol oynar. Kendine değer veren biri, sağlıklı sınırlar belirleyebilir ve ilişkilerinde saygı ve sevgi bekleyebilir. Kendine güvenen bir birey, başkalarının ona nasıl davranmasını istediğini net bir şekilde iletebilir ve kendi ihtiyaçlarına önem verir. Öz değer üzerine düşünmek ve onu güçlendirmek için birkaç adım atılabilir. Kendi yeteneklerimizi ve başarılarımızı tanıyarak kendimize güvenmeyi öğrenmek önemlidir. Kendimize iyi bakmak, ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize önem vermek ve kendimizi sevmek de öz değerimizi artırabilir. Ayrıca, olumsuz düşüncelerle başa çıkmak ve kendimize karşı nazik olmak da öz değerimizi güçlendirebilir. Sonuç olarak, öz değer insanın kendine olan güvenini, kendini kabul etme seviyesini ve mutluluğunu etkileyen önemli bir kavramdır. Kendimize değer vermek, içsel bir güven duygusuyla yaşamak ve sağlıklı ilişkiler kurmak için önemlidir. Bu nedenle, öz değerimizi tanımak ve güçlendirmek için çaba harcamak hayatımızın önemli bir parçası olmalıdır. İnsan ilişkileri, hayatımızın temel taşlarından biridir ve doğru ilişkilerde olmak, ruhumuzu besleyen bir deneyimdir. Bu ilişkiler, bizi destekleyen, güçlendiren ve daha iyi bir versiyonumuz olmamızı sağlayan bir etki yaratır. Bizi anlayan, bizimle gülümseyen ve umut dolu bir geleceğe bakan insanlarla bağlantı kurmak, yaşamımıza anlam katar. Bu ilişkiler, bizi olumlu yönde etkileyerek hayata daha umutlu ve güçlü bakmamızı sağlar. Doğru ilişkilerde kalmak, duygusal ve ruhsal olarak daha dengeli ve tatmin edici bir yaşam sürmemize yardımcı olur. Bu nedenle, kendinizi değerli hissettiğiniz ve gerçek anlamda destek aldığınız ilişkileri korumak ve geliştirmek için çaba sarf etmek önemlidir.

Öz Değer Pratikleri:

  1. Olumlu Kendi Kendine Konuşma: Kendinize olumlu ve destekleyici ifadeler kullanarak içsel konuşmanızı yönlendirin. Olumlu düşünceler ve güçlendirici ifadeler, öz değerinizi artırmanıza yardımcı olabilir.
  2. Günlük Teşekkür ve Minnettarlık Pratiği: Her gün, yaşamınızda minnettar olduğunuz şeyleri belirleyin ve bunlar hakkında düşünün. Bu, kendinize olan değerinizi artırır ve yaşamınızın pozitif yönlerini fark etmenize yardımcı olur.
  3. Yeteneklerinizi ve Başarılarınızı Tanıma: Kendi yeteneklerinizi ve başarılarınızı tanıyın. Başarılı olduğunuz alanlara odaklanın ve bu başarıları sık sık hatırlayın. Kendinize olan güveninizi artıracak ve öz değerinizi yükseltecektir.
  4. Sınırlar Belirleme: Kendi ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı tanıyın ve bu sınırlara saygı duyulmasını sağlayın. Başkalarının beklentilerine değil, kendi ihtiyaçlarınıza ve isteklerinize odaklanın.
  5. Hata ve Başarısızlık Kabulü: Hata yapmanın veya başarısızlığı deneyimlemenin normal olduğunu kabul edin. Her insanın hataları vardır ve önemli olan bu hatalardan öğrenmek ve büyümektir. Kendinizi eleştirmek yerine, hatalarınızı birer öğrenme fırsatı olarak görün.

Bu öz değer pratiklerini düzenli olarak uygulamak, kendinize olan güveninizi artırmanıza ve içsel olarak daha dengeli bir yaşam sürmenize yardımcı olacaktır. Herkesin hak ettiği sevgi ve desteği bulduğu, sindirildiği değil, ruhunun beslendiği, gülümseten, sizi daha da umutlu ve güçlü yapan ilişkilerde kalmanız dileğiyle.


Yayınlanma: 10.05.2024 10:48

Son Güncelleme: 10.05.2024 10:48

#öz değer#istismar#manipülasyon#duygusal şiddet#ikili ilişkiler#şiddet#bağımlılık
Psikolog

Ezgi

ASLANTAŞ

Psikolog

(*)(*)(*)(*)(*)

Uzmanlıklar:

Yeme Bozuklukları , İlişki / Evlilik Problemleri , Ruhsal-Toplumsal, Kişisel ve Çevresel Diğer Koşullarla İlişkili Sorunlar
Online TerapiOnline Ter...
süre 45 dk
ücret 2500
Yüz Yüze TerapiY. Yüze Ter..
süre 45 dk
ücret 3000
Yapay zeka ile, kişiselleştirilmiş destek:
Menta AI
Yapay zeka ile,
kişiselleştirilmiş destek: Menta AI

Şimdi indir, konuşmaya başla

App Store'dan İndirGoogle Play'den İndir
Bunları da sevebilirsiniz...

Alkolizm: Bağımlılığın Kırılgan Eşiği

Alkolizm, alkol kullanımının kontrol dışı hale gelmesi ve kişinin alkol tüketimini istem dışı olarak devam ettirmesi durumudur. Alkolizm, toplumda yaygın olarak görülen ancak ciddi sonuçlara yol açabilen bir bağımlılık türüdür. Sosyal etkinliklerden, stresle baş etmeye kadar birçok durumda tüketilen bir madde olmasına rağmen, belirli bir noktadan sonra kontrol dışı bir şekilde tüketilmesi ve bağımlılık haline gelmesi durumunda alkolizm söz konusu olur. Peki nedir bu risk faktörleri?1. Diğer Ruhsal Hastalıkların VarlığıAlkolizm tek başına bir sorun olmakla birlikte, başka ruhsal rahatsızlıkların sonucu olarak da sıklıkla karşımıza çıkar. Majördepresyon,anksiyete,bipolar,borderlinevepost-travmatik stres bozukluğugibi ruhsal hastalıklar alkolizm riskini artırır. Kişiler, anksiyetesini azaltma umuduyla, depresyonun getirdiği olumsuz ruh halini bastırır düşüncesiyle, bipoların yaşattığı mani dönemindeki uç davranışların sonucu olarak alkolden medet umabiliyor. Her uyarıcı maddede olduğu gibi, yapay bir iyi oluş haliyle tanışan kişi, bu iyi oluşu devam ettirme arzusuyla alkol alım sıklığını artırıyor ve sonuç olarak alkol bağımlısı oluyor.2. Genetik FaktörüAlkol bağımlığında genetik etkili mi? Evet. Aile geçmişinde alkol ya da madde bağımlılığı olan bireylerin alkolizme yatkınlığı oldukça yüksek. Anne, baba, dede vb. kan bağı yüksek olan kişilerde alkol veya madde bağımlılığı mevcutsa kişi alkolizm risk grubu içerisine rahatlıkla alınabilir.3. Zorlanma Yaratan Yaşamsal OlaylarÖlüm, ayrılık, yas, ağır hastalık deneyimleri, travmatik deneyimler kişiyi alkol bağımlısı yapabilir. İlk maddenin başlangıcı olarak da düşünülebilir fakat bağımsız da ele alınabilir.Alkolizm; zamandan, mekandan, sebepten bağımsızdır. Alkol bağımlılılarının alkol alımları mutlu veya mutsuz olup olmamakla ilgili değildir. Tıpkı bir kutlama veya birkaç keyif kadehi sebebiyle içmedikleri gibi, günlük hayatın sorumlulukları da onlar için bir kıstas değildir. İyi veya kötü bir sebebi olmadan, iş yerinde, misafirlikte veya arabada olmasına bakmaksızın alkol tüketebilirler.Gerçekten Bağımlı Olunan Nedir?Kişiler alkol içerken değil, alkolün onlara hissettirdiği duygu durumuna bağımlı oluyorlar. Çünkü alkol dopamini yükseltir ve dopamin kısaca beynimizin ödül kimyasıdır. Daha fazla alkol daha fazla yapay iyilik hali demektir. Örneğin bezelye yemek bu kadar kısa sürede bu denli güçlü bir hissiyat bıraksaydı bezelyeye de bağımlı olunabilirdi.Sonuçları Ne Olur?Her şeyin fazlası zarar fakat bu tarz maddelerin fazlası büyük zararlara yol açacaktır. Karaciğer ve böbrek gibi iç organlarda ağır hasarlar ve iflaslar yaşanabilir. Bunun dışında alkol kişide yapay bir cesaret hissi uyandırır ve kişilikle birlikte bakılırsa, şiddet dürtüleri bastırılmış bir kişi, bu yapay cesaret ve güven duygusu ile sınırları rahatça zorlayacaktır. Bir diğer yandan agresyon tam tersi olarak da etki edebilir. Yani kişi daha naif ve kırılgan bir hale de gelebilir. Burada aslında öz benlik ortaya çıkar, yani sınırlar kalkar.Bunun dışında kişinin günlük rutini bozulacağından iş, aile, sosyal çevre ve hatta benliğine kadar kayıplar yaşayacaktır. Halihazırda alkol bağımlısı olan kişi olumsuz giden hayatından dolayı alkolle bir döngüye girecektir. Daha çok kayıp + Mutluluk arayışı = Daha çok alkol demek olacaktır.Tedavisi Nedir?Alkol bağımlılığı tedavisi psikolojik olduğu kadar, fizyolojik de bir süreçtir. Bu süreçte tıbbı yardım ve destekleyici psikoterapi birlikte çalışır. Hastaneye yatış, klinik gözlem, arınma süreci, stabilizasyon gibi süreçleri içeren bir bağımlılık tedavisi, kararlı ve doğru bir ortamda başarı sağlayacaktır. Yine bu süreçte doğru uzmanı seçmek de çok önemlidir.Bağımlılıkta Kayıp EvresiKayıp evresi kişinin tıbbi veya psikolojik yardım alma aşamasına geç kaldığını belirten bir terminolojidir. Bağımlılığı ulaşabileceği en yüksek noktaya ulaşmıştır ve tedavi görse bile etkisi ya görülmez ya da yeterli gelmez. Kişi kognitif ve bedensel olarak tükenmiştir ve kurtarılma eşiği kaçırılmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki bu döneme gelinen süre oldukça uzundur ve öncesinde yapılacak birçok hamle mevcuttur. Her türlü hastalıkta olduğu gibi bağımlılıkta da erken müdahale önemlidir.Özetle:Alkol bağımlılığı, bireyin hayatını olumsuz yönde etkileyen ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir durumdur. Ancak bu durumun tedavisi mümkündür ve önleyici tedbirler alınarak önüne geçilebilir. Alkolizmle mücadelede en etkili yaklaşımlardan biri, risk faktörlerini tanıyarak ve uygun önlemleri alarak başlamaktır. Özellikle depresyon, anksiyete bozukluğu, bipolar bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlar, alkol bağımlılığına yatkınlığı artırabilir. Bu hastalıkların varlığında, bireyler kendilerini rahatlatmak veya kaçmak için alkol kullanabilirler. Bu nedenle, ruhsal sağlık sorunlarıyla başa çıkmak için alternatif yollar bulmak ve gerekirse profesyonel yardım almak önemlidir.Alkol bağımlılığıyla mücadele etmek, sadece bireysel çaba ile değil, toplumsal ve kurumsal düzeyde de desteklenmelidir. Eğitim ve farkındalık kampanyaları, erken müdahale programları ve sağlık politikaları, alkol bağımlılığının önlenmesinde etkili olabilir.Alkol bağımlılığı tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Psikolojik destek ve danışmanlık, alkol bağımlılığıyla mücadelede önemli bir rol oynar. Ayrıca, tıbbi tedavi ve ilaçlar, alkol bağımlılığının fizyolojik yönleriyle başa çıkmak için gereklidir. Tedavi süreci, bireyin ihtiyaçlarına ve durumuna göre özelleştirilmelidir.Son olarak, alkol bağımlılığının etkilerini azaltmak ve önlemek için erken müdahale önemlidir. Alkol bağımlılığı belirtileri gözlemlendiğinde, bireyin ve çevresindekilerin bu konuda endişe duyması ve profesyonel yardım almaya yönlendirilmesi önemlidir.Unutulmamalıdır ki her birey farklıdır ve alkol bağımlılığına yol açan faktörler kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle, bireylerin kendi alkol tüketim alışkanlıklarını değerlendirmeleri ve gerektiğinde yardım istemeleri önemlidir.Sağlıklı ve bilinçli bir yaşam için alkol tüketimiyle ilgili bilgi sahibi olmak ve gerektiğinde uygun önlemleri almak, hayati öneme sahiptir.Ayrıca destek alabileceğiniz kuruluşlardan bazıları:https://bakirkoyruhsinireah.saglik.gov.tr/TR-346017/amatem.htmlhttps://yesilayrehabilitasyonmerkezi.org.tr/amatem-cematem/https://alo191.saglik.gov.tr/TR-50324/tedavi-olmak-istiyorum-bunun-icin-ne-yapmaliyim-.html
Ezgi ASLANTAŞ 10.05.2024

Toksik İlişki

Toksik ilişki, bir veya her iki partnerin duygusal, psikolojik veya fiziksel olarak zarar gördüğü, sağlıksız ve dengesiz bir ilişki türünü ifade eder. Bu ilişki türü, ilişki içindeki negatif davranışlar, manipülasyon, kontrol, istismar veya duygusal yıkım gibi unsurları içerebilir. Toksik ilişkiler genellikle bir kişinin kendisini kötü hissetmesine, özsaygısının azalmasına ve genel olarak mutsuzluğa neden olur. Bu tür ilişkilerde, sağlıklı iletişim, saygı, destek ve güven eksiktir.Toksik ilişkilerde yaygın görülen bazı özellikler şunlardır:Manipülasyon: Bir partnerin diğerini kontrol etmek veya kendi isteklerini yerine getirmek için manipülatif taktikler kullanması.Duygusal İstismar: Diğer kişinin duygusal olarak istismar edilmesi, suistimal edilmesi veya ihmal edilmesi.Sürekli Çatışma: İlişkide sürekli olarak çatışma, tartışma ve anlaşmazlıkların olması.Sınırların İhlali: Partnerlerin kişisel sınırlarını ihlal etmek, gizliliği ihlal etmek veya kişisel alanı istismar etmek.Denge ve Adaletsizlik: Bir partnerin diğerinden daha fazla güç, kontrol veya avantaj elde etmesi ve bu dengesizliğin sürmesi.Bağımlılık: Bir partnerin diğerine aşırı derecede bağımlı hale gelmesi veya bir bağımlılık döngüsünde bulunması.Toksik ilişkilerin sonlandırılması genellikle zordur, çünkü bir kişi duygusal veya psikolojik olarak bağlı hissedebilir veya diğer kişi tarafından manipüle edilebilir. Ancak, sağlıklı bir yaşam için, toksik bir ilişkinin sonlandırılması ve sağlıklı sınırların belirlenmesi önemlidir. Bu tür ilişkilerde, terapi veya danışmanlık gibi profesyonel destek almak da faydalı olabilir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Eray ARSLAN 18.04.2024

Duygusal Şiddet Türleri Ve İstismardan Korunma Yolları

Şiddet deyince aklımıza en çok fiziksel şiddet gelir; oysaki şiddetin birçok alt türü vardır. Fiziksel, duygusal, cinsel, hatta dijital şiddet olarak birçok alt başlık sıralayabiliriz. Özellikle modernleşen ve tırnak içinde medenileşen dünyamızda şiddet kavramı da evrimleşmiş ve artık toplumun daha kabul edilebilir gördüğü duygusal (psikolojik) şiddete dönüşmüştür. Duygusal şiddetin aynı zamanda duygusal istismar, psikolojik istismar veya psikolojik şiddet olarak da anıldığını ifade etmek gerekir.Aslında çevremize ve günlük hayatımıza baktığımızda, işte, okulda, ikili ilişkilerimizde, hatta sosyal hayatta bu şiddetin birçok türüne maruz kalabiliyoruz. Dolayısıyla bu konuda bilinç kazanmak ve çevremize bu bilinci aşılamak son derece önemli bir hale geliyor.Duygusal Şiddet Nedir?Duygusal şiddet; bir kişi ya da grubun belirli bir kişiye karşı yaptığı ve kişiyi duygusal açıdan zayıflatmak, psikolojisini alt etmek ve kognitif becerilerini bozmak için uyguladığı tüm davranış kalıplarını içerir. Alay etme, dışlama, aşağılama, görmezden gelme, yetersiz hissettirme, güvenini sarsma, aldatma, önemsiz hissettirme gibi davranışlar en yaygın şiddet örneklerindendir. Duygusal şiddet kişilerde kimi zaman fiziksel şiddetten bile daha çok hasar yaratabilmektedir. Mağdur kişilerde stres, depresyon ve anksiyete gibi birçok psikolojik problem ortaya çıkabilir. Duygusal şiddete maruz kalan kişi kendisini çıkışı olmayan bir yolda, çaresiz hissedebilir. Bu kişiler genellikle, şiddet mağduru olmalarına rağmen kendilerini suçlu hissederler.Duygusal Şiddete Maruz Kaldığınızı Nasıl Anlarsınız?Duygusal şiddete maruz kalan bireyde bir süre sonra yalnızlık, korku, öz güven eksikliği, huzursuzluk ve aşırı gerginlik gibi belirtiler düzenli olarak görülmeye başlar. Duygusal şiddet uzun süre devam ederse kişide travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu gibi psikolojik hastalıklar görülebilir. Bu tip psikolojik rahatsızlıklar bir yana, içinde bulunduğu durumdan çıkış arayan kişi, çeşitli maddeleri kullanmaya, içki içmek gibi alışkanlıklar edinmeye başlayabilir. Mağdurlar gördükleri duygusal şiddetle başa çıkamayacak hale geldiklerinde kendilerine zarar vermeyi deneyebilir, hatta intihara teşebbüs edebilirler.Duygusal Şiddet Türleri Nelerdir?YalnızlaştırmaŞiddeti uygulayan kişi, mağduru en yakınlarından, ailesinden, akrabasından, arkadaşlarından bile ayırmaya çalışır. Mağdurun tamamıyla kendisine ait olmasını ve maddi manevi her türlü destek için yalnızca kendisiyle iletişim kurmasını ister. Bu amaçla mağdura, yakınları tarafından sevilmediğini, hor görüldüğünü ve kimsenin onu istemediğini söyler.SaklamakŞiddeti uygulayan kişi mağdurun sevgilisi ise yasak bir ilişki yaşıyormuş gibi mağduru gizler. Kimsenin olmadığı ücra yerlerde veya ev gibi özel alanlarda buluşmak ister. Herkese açık alanlarda buluşmaktan kaçınır. Ancak bu türde davranışlar, şiddeti uygulayan kişinin mağdurdan bir şeyler sakladığına, belki de başka bir ilişkisi olduğuna işaret eder.Yok OlmaGörüştüğünüz kişi her şey yolundayken aniden ve hiçbir sebep sunmadan ortadan kayboluyorsa “ghosting” (yok olmak) dediğimiz durum meydana gelmiştir. Bu tip durumlarda karşınızdaki kişi bir anda ulaşılmaz olur, mesajlarınıza ve aramalarınıza yanıt vermez. Böyle meydana gelen olaylar sonunda ilişkinin yükü üzerinize kalır ve hiçbir anlamı yokken kendinizi boşlukta hissedersiniz.YemlemeEğer görüştüğünüz kişi bir süre boyunca sizinle vakit geçiriyor, her türlü iyi konuşmayı yapıyor, ancak sonrasındaki birkaç gün hiçbir şekilde sizinle iletişime geçmiyorsa, yemleme diye ifade edilen şiddet türü yaşanıyor diyebiliriz. Bu tip durumlarda kişi sonrasında sizinle yine iletişime geçerek sanki hiçbir şey olmamış gibi davranır. Sonuç olarak kendinizi önemsiz hissetmenize yol açar.Aklı BulandırmaBirlikte olunan kişi, mağduru sürekli kendi akıl sağlığını sorgulamaya iter. Kendi kendine sürekli bir şeyler kurduğunu, hiçbir şeyin mağdurun düşündüğü gibi olmadığını söyler. Böylelikle mağdurun kendine olan inancını kırar.Aşırı KıskançlıkKıskançlık, dozunda olduğu sürece birçok ilişkide kabul edilebilir bir durumdur. Fakat söz konusu kıskançlığın seviyesi karşıdaki kişinin hayatını kısıtlayan ve kendisini eksik hissetmesini sağlayan boyuta ulaşırsa o zaman bu psikolojik şiddete dönüşür. Bu şekilde “kıskanılan” partner, birlikte olduğu kişiyi sevdiği için bu durumları görmezden gelip ilişkiye devam edebilir, ancak bu durum da psikolojik şiddet türleri arasında yer almaktadır.Mobbingİş yerinde meydana gelen psikolojik şiddet kendisini “mobbing” olarak gösterir. Mobbing, karşıdaki kişiyi taciz etmek, rahatsız etmek, üzerinde aşırı baskı kurup sıkıntı vermek gibi anlamlara gelmektedir. Mobbing mağduru kişinin iş ortamında sürekli sözü kesilebilir ve görevlerini yapmasının önüne engeller koyulabilir. Sürekli eleştiriye ve suçlanmaya maruz kalır. Mobbinge uğrayan kişi Alo 170, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi gibi kurumlarla iletişime geçip hem kendisini koruyabilir hem de failin gerekli cezayı almasını sağlayabilir.Nasıl Korunuruz?·İkili ilişkilerde ‘’hayır’’ demeyi bilin. Sınır koyma konusunda girişken olun.·Eğer kendinizi normal ruh halinizden daha depresif, yorgun, keyifsiz hissediyorsanız veya çevrenizdeki insanlar azalmaya başladıysa bunun bir istismar neticesi olduğunu fark edin.·Sağlıklı ilişkiler kurabilmek adına bağlanma stilinizi öğrenin (güvenli, kaygılı, kaçıngan).·Kendinizi sık sık yapmak istemediğiniz şeylerin içinde buluyor musunuz? Buna cevap verin.·Yardım alabileceğiniz kaynakları öğrenin: Ruh sağlığı uzmanları, kadın platformları vb.Kendi Kendine Yardım Kaynak Önerileri·Ev İçi Şiddet Travmasını İyileştirmek - Kadınlar İçin Bir Çalışma Kitabı / Yazar: Edward S. Kubany·Mobbing İş Yerinde Psikolojik Taciz / Yazar: Ruth Distler Schwartz, Noa Zanolli, Gail Eursell Elliott·Hayır Diyebilme Sanatı / Yazar: Müthiş Psikoloji·İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon: Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek / Pascale Chapaux, Morelli, Pascal Couderc·Psikolojik DayanıklılıkHayattaki Büyük Zorluklarla Başa Çıkma Sanatı / Yazar: Dennis S. Charney, Steven M. Southwick·Öz Şefkatli Farkındalık Uygulama Rehberi: Duygusal İyileşmeye Giden Yol / Yazar: Christopher K. Germer
Ezgi ASLANTAŞ 10.05.2024