1. Uzman
  2. Fatma İzel ŞAHİN KAYA
Uzman Psikolog Fatma İzel ŞAHİN KAYA Profil Fotoğrafı

Fatma İzel ŞAHİN KAYA

Uzman Psikolog

(*)(*)(*)(*)(*)

Uzmanlıklar:

İlişki / Evlilik Problemleri , Çocuk ve Ergenlik Dönemi Ruhsal Sorunları , Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları

Hakkında

Merhaba, Ben Uzman Psikolog & Aile Danışmanı Fatma İzel ŞAHİN KAYA. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi psikoloji bölümünü yüksek onur öğrencisi olarak bitirdim. Lisans sürecimde anaokulu, lise ve çeşitli dernekler üzerinde gözlem ve staj yaptım. Tezli yüksek lisansımı Maltepe Üniversitesi'nde Gelişim Psikolojisi üzerine tamamladım. Çocukları değerlendirme sürecinde kullanılan objektif ve projektif testler eğitimlerini aldım ve tecrübelerini kazandım. Terapi de gerekliliğe göre eğitimlerini aldığım Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi, Enneagram, Masal Terapisi, Çocuk Resimleri Analizi, Çözüm Odaklı Terapi, Şema Terapisi ve Bilişsel Davranışçı Terapiyi uygulamaktayım. Aile ve çift danışmanlığı, bireysel terapi, çocuk ve ergen terapisinde online danışmanlık ve yüz yüze terapi hizmeti vermekteyim. Her bireyi özel olarak değerlendirmekte, kişilerin kendilerini fark etme, değişme ve gelişim süreçlerine eşlik etmekten memnuniyet duymaktayım. Sizler ile de görüşmek üzere.
Yapay zeka ile, kişiselleştirilmiş destek:
Menta AI
Yapay zeka ile,
kişiselleştirilmiş destek: Menta AI

Şimdi indir, konuşmaya başla

App Store'dan İndirGoogle Play'den İndir

Danışmanlık/Terapi Süreci Hakkında


Terapi süresi ortalama 45 dakikadır. Bu süreç, danışan ile danışmanın beraber yol alma, danışanın değişim ve gelişim sürecin kapsamaktadır. Sağlık tek başına fiziksel iyi olma hali değil ruhsal iyi olma halidir ve bütün olarak ele alınmalıdır. İlk seans terapi gündeminin belirlenmesi, danışanın detaylı öyküsünün alınması ile gerçekleşir. Daha sonraki seansların ilerleyişi gereklilik durumuna göre uygulanacak olan ekolün anlatımı ve çeşitli tekniklerin kullanımı doğrultusunda ilerlemektedir. Her birey biricik olduğu için uygulanacak seans yapısı ve süresi de danışana göre değişmektedir.


ALANLAR:

  • Yetişkin Terapisi
  • Çocuk & Ergen Terapisi
  • Ebeveyn Danışmanlığı
  • Gelişim dönem sorunları (dil, bilişsel, duygusal, kişisel ve ahlaki gelişim),
  • Aile Danışmanlığı
  • Ebeveyn tutumları & Aile İçi Çatışmalar
  • İlişki & Evlilik Problemleri
  • Evlilik Öncesi Danışmanlık
  • Kişilerarası İlişkilerde Problemler
  • İş ve eğitim sorunları
  • Stres Yönetimi
  • Öfke Kontrol
  • Özgüven Problemi & Yeterlilik sorunları,
  • Yetersizlik ve Değersizlik Algısı
  • Bağlanma sorunları
  • Fobiler/Korkular
  • Kaygı Bozuklukları
  • Panik Bozukluk
  • Kayıp/Yas/Ayrılık
  • Depresyon & Mutsuzluk
  • Çatışma Çözme Becerileri
  • Teknoloji Bağımlılığı (ekran, oyun, internet, telefon , sosyal medya vb.)


Not 1: 18 yaşın altındaki danışanlar için ebeveyn onayı gerekmektedir.

Not 2: WISC-R (Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği) Testi Ücretli olarak yapılmaktadır.

Not 3 : Seans içerisinde ücretsiz test ve envanterler uygulanmaktadır.


inst--- psikologfatmaizelsahin


Kimse yalnız değildir. Her zaman sizi dinlemek için bekleyen birileri vardır...

Sevgilerle...

Çalışma Grupları

Ergen (12-18) Yetişkin (18-65) Okul Öncesi Çocuk (0-6) Çocuk (6-12) LGBT+ Çift & Partner

Terapi Yaklaşımları

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Eklektik Terapi Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi (SFBT) Bilişsel Davranışçı Aile Terapisi Çözüm Odaklı Aile Terapisi Yapısal Aile Terapisi Oyun Terapisi Şema Terapi

Eğitimler

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi - Lisans - Psikoloji

Maltepe Üniversitesi - Yüksek Lisans - Psikoloji

Sertifikalar

Aile Danışmanlığı - Biruni Üniversitesi - 14.3.2021

Pedagojik Formasyon Sertifikası - Marmara Üniversitesi - 9.11.2020

Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi Eğitimi - Ayvansaray Üniversitesi - 19.9.2021

Masal Terapistliği Uygulayıcı Eğitimi - Biruni Üniversitesi - 5.5.2021

Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi - Ayvansaray Üniversitesi - 24.3.2021

Çocuk İstismarı Tanı Ve Müdahale A Eğitimi - Ev Okulu Derneği - 10.10.2021

Diksiyon Eğitimi - İsmek - 9.12.2018

Stres Yönetimi - Rodos Eğitim - 25.12.2016

Etkili Sunum Tekniği Eğitimi - Rodos Eğitim - 25.12.2016

Çocuk Resmi Eğitimi - Ev Okulu Derneği - 20.4.2021

Enneagram Eğitimi - Ev Okulu Derneği - 26.9.2021

Çocuk Ve Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitim - Ayvansaray Üniversitesi - 17.10.2021

Objektif Çocuk Değerlendirme Testleri Eğitimi - Ev Okulu Derneği - 30.9.2020

Yaratıcı Drama İle Akran Zorbalığı Eğitimi - Ev Okulu Derneği - 8.1.2022

Akıl Ve Zeka Oyunları Eğitimi - Ev Okulu Derneği - 22.6.2023

Son Blog Yazıları

Daha Sakin Bir Sen: Öfke Kontrolü Nedir, Belirtileri Nelerdir ve Neler Yapılmalıdır?

Öfke: Doğal Ama Yönetilmesi Gereken Bir DuyguÖfke, tıpkı mutluluk, üzüntü ya da korku gibi doğal bir duygudur. Ancak diğer duygulardan farkı; kontrol altına alınmadığında hem kişiye hem çevresine zarar verebilmesidir. Günlük yaşamda birçok insan, farkında olmadan öfkesinin kontrolünü kaybedebilir. Bu durum ilişkilerde çatışmalara, iş yerinde verimsizliğe ve psikolojik sağlığın bozulmasına yol açabilir. Özellikle yoğun iş temposu ve sosyal baskılar, öfke patlaması riskini artırır. Bu nedenle, öfke yönetimi teknikleri öğrenmek hem kişisel hem de sosyal yaşam kalitesini yükseltmek için kritik önem taşır.Peki, öfke kontrolü nedir?, belirtileri nelerdir ve daha sakin bir sen mümkün mü?Bu yazıda öfkenin ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını, hangi sinyalleri verdiğini ve onu sağlıklı yollarla nasıl yöneteceğinizi tüm yönleriyle ele alacağız.Öfke Kontrolü Nedir?Öfke kontrolü, bireyin sinirlendiği ya da öfkelendiği bir durumda verdiği tepkileri fark etmesi, anlamlandırması ve bu tepkileri uygun yollarla ifade edebilmesidir. Bu süreç, duygularla baş etme becerilerinin gelişmesini ve bireyin hem kendisine hem de çevresine zarar vermeyecek şekilde davranmasını sağlar. Ayrıca, duygusal zeka geliştirme ve stres yönetimi becerileri öfke kontrolünde oldukça etkilidir. Bu beceriler sayesinde, kişi duygu ve düşüncelerini daha sağlıklı şekilde ifade ederek çatışmaları en aza indirebilir.Öfkenin Belirtileri Nelerdir?Öfke sadece bir duygu değil, aynı zamanda fizyolojik ve davranışsal tepkilerle de kendini gösteren bir durumdur. İşte öfkenin başlıca belirtileri:Fiziksel Belirtiler:Kalp atışında hızlanmaNefes alışverişinde artışKaslarda gerginlikYüz kızarmasıTerlemeDavranışsal Belirtiler:Bağırmak, küfretmekEşyaları fırlatmak ya da kapıları çarpmakFiziksel şiddete eğilimSosyal ilişkilerde mesafe koymakSessiz kalma ya da pasif-agresif davranmakDuygusal Belirtiler:Kontrolsüz öfke patlamalarıSürekli huzursuzluk hissiDeğersizlik ya da anlaşılmama duygusuSuçluluk ve pişmanlıkÖfke Kontrolü Neden Önemlidir?Kontrolsüz öfke; aile içi ilişkilerde kırgınlıklar yaratabilir, iş hayatında performans düşüklüğüne yol açabilir ve fiziksel sağlık sorunlarını tetikleyebilir. Uzun süreli bastırılan ya da yanlış yönlendirilen öfke; depresyon, anksiyete ve psikosomatik hastalıklara neden olabilir. Günlük hayatta uygulanan gevşeme teknikleri ve nefes egzersizleri gibi yöntemler, öfkenin tetiklenmesini önlemeye yardımcı olur. Psikoloji alanında yapılan araştırmalar, öfke kontrolünü öğrenmenin, bireyin yaşam doyumunu artırdığını ve öz-farkındalık geliştirmeye katkı sağladığını göstermektedir.Öfke Kontrolü Nasıl Sağlanır?İşte “öfke kontrolü nasıl yapılır?” sorusuna yanıt olabilecek etkili yöntemlere aşağıda detaylıca bakabiliriz:Tetikleyicileri Tanıyın: Öfke genellikle belli olaylarla tetiklenir: haksızlık, görmezden gelinme, alay edilme ya da yoğun stres. Kendi tetikleyicilerinizi fark etmek, ilk adımı oluşturur. Örnek: “Trafikte sıkıştığımda ya da iş yerinde fikirlerim yok sayıldığında sinirleniyorum.”Zihinsel Mola Verin: Zihni sakinleştirmek için molalar vermek ve zihnin kendisini dinlemesine imkan tanımak önemlidir.Öfkenizi kontrol etmekte zorlandığınız anlarda kısa bir mola verin. Fiziksel ortamdan uzaklaşmak ve birkaç dakika yalnız kalmak, tepkinizi daha sağlıklı hale getirebilir.Derin Nefes ve Gevşeme Egzersizleri: Nefes almak sadece bedeni değil, zihni de rahatlatır. 4-7-8 nefes tekniği gibi basit tekniklerle öfke anında kendinizi regüle edebilirsiniz.“Sen” Dili Yerine “Ben” Dili Kullanmanın: Sen dili yerine ben dilini deneyerek dilinizi suçlayıcı dilden daha sakin bir dile yaklaştırabilirsiniz.İletişim sırasında suçlayıcı olmaktan kaçının. “Sen hep böylesin!” demek yerine, “Bu durumda kendimi değersiz hissediyorum” gibi ifadeler kullanmak çatışmaları azaltır.Fiziksel Aktiviteye Zaman Ayırın: Spor yapmak, biriken stresi boşaltmanın etkili bir yoludur. Düzenli egzersiz, endorfin salgısını artırarak ruh halini olumlu yönde etkiler ve sinir sistemini sakinleştirir. Günlük yürüyüşler, yoga veya tempolu egzersizler, sinir sistemini rahatlatır ve öfke kontrolünü kolaylaştırır.Profesyonel Destek Alın: Bireysel terapi, öfkenizin altında yatan duygu ve düşünceleri keşfetmenize yardımcı olur. Bir psikologla çalışmak, hem iç görü kazanmanızı hem de öfkeyle baş etme stratejileri geliştirmenizi sağlar. Öfke kontrolü terapisi ve psikolojik danışmanlık, uzun vadede kalıcı çözümler sunar.Daha Sakin Bir Sen Her Zaman Mümkün!Unutmayın, öfkenizi bastırmak değil, anlamak ve yönetmek sağlıklı olan yoldur. Kendinize karşı şefkatli ve sabırlı olun. Her insan zaman zaman öfkelenebilir; önemli olan bu duygunun sizi yönetmesine izin vermemektir. Duygusal zeka geliştirme, stres yönetimi ve öfke kontrolü egzersizleri ile “daha sakin bir sen” mümkündür. Bu süreç farkındalık, pratik ve istekle gelişir. Böylece hem kendinizle hem de çevrenizle daha uyumlu ilişkiler kurabilirsiniz.Öfke kontrolü, duygusal sağlığın ve ilişkilerinin kalitesi için kritik bir beceridir. Unutma, bu yolculukta destek almak, güçlü ve sağlıklı adımlar atmanı sağlar. Kendi iç dünyanı anlamak ve daha sakin bir hayat sürmek için hemen iletişime geçebilirsin. İstersen, seninle birlikte öfke yönetimi konusunda etkili yöntemleri deneyimleyelim ve daha huzurlu bir yaşam için birlikte çalışabiliriz.Eğer sen de öfke kontrolü konusunda zorlandığını düşünüyorsan, yalnız değilsin. Öfke duygusunu yönetmek bazen zorlayıcı olabilir ve bu süreçte profesyonel destek almak oldukça faydalıdır. psikologmerkezi.com üzerinden bana kolayca ulaşabilir, ücretsiz olarak sorularını iletebilir ve ihtiyaç duyarsan bireysel seanslar alabilirsin. Burada, öfkenin altında yatan sebepleri birlikte keşfedip, sana özel etkili baş etme stratejileri geliştirebiliriz.Seans almak için hazırsan başlayabiliriz.Kaynakça:Spielberger, C. D. (1999). State-Trait Anger Expression Inventory (STAXI). Psychological Assessment Resources.Novaco, R. W. (2000). Anger and psychopathology. In M. Lewis & J. M. Haviland-Jones (Eds.), Handbook of Emotions.American Psychological Association (APA). (2022). Controlling Anger Before It Controls You.Türk Psikologlar Derneği. (2023). Öfke ile Başa Çıkma Rehberi.Cognitive Behavioral Therapy for Anger Management – NHS UK (2021)

Romantizmin Sonu mu? Uzun Süreli İlişkilerde Heyecanı Korumak İçin 7 Kritik Adım!

Bir zamanlar tutkulu başlayan bir ilişkinin zamanla monotonlaştığını hissetmek birçok çiftin yaşadığı ortak bir deneyimdir. Peki, aşkın ilk günlerindeki heyecan gerçekten kaybolmak zorunda mı, yoksa onu yeniden canlandırmak mümkün mü? Uzun süreli ilişkilerde romantizmi canlı tutmanın yollarını keşfetmek için işte 7 kritik adım ve güncel diziler ile çeşitlendirilmiş örnekleri !1. Yenilikçi Olun ve Rutinleri Kırın : İlişkilerde monotonluk en büyük heyecan öldürücülerden biridir. Günlük rutinler, sürekli aynı aktiviteleri yapmak ve tahmin edilebilirlik, ilişkide duygusal bir durgunluğa yol açabilir. Bunun önüne geçmek için ilişki içerisinde yeni deneyimler keşfetmeye uygun bir alan oluşturmak kıymetlidir. Hiç gitmediğiniz bir yere seyahat edin, birlikte yeni lezzetler deneyin, farklı hobiler edinin veya sıradan bir akşamı beklenmedik bir sürprizle özel hale getirin. Yeni ve heyecan verici aktiviteler çiftler arasındaki bağı güçlendirmektedir. Örneğin, Emily in Paris dizisinde Emily ve Gabriel'in rutinlerinden sıyrılarak Paris'te spontane keşifler yapmaları, ilişkilerinde heyecanı artıran bir faktör olarak gösterilebilir.2. Fiziksel Teması İhmal Etmeyin : Romantizmin azalmasının en önemli nedenlerinden biri de ilişki içerisinde fiziksel temasın azalması durumudur. El ele tutuşmak, sarılmak,küçük dokunuşlar ve göz teması, partnerinizle olan bağınızı güçlendirir. Oksitosin hormonu fiziksel temas ile salgılandığı için yakın ilişkilerin heyecanını kaybetmemesi için fiziksel temas önemli bir kriterdir. Örneğin, Bridgerton dizisinde Daphne ve Simon'un dokunsal yakınlığı, aralarındaki tutkunun ve romantizmin güçlenmesine katkı sağlar.3. Kaliteli Zaman Geçirin :Birlikte geçirilen zamanın kalitesi, miktarından daha önemlidir. Telefonlarınızı bir kenara bırakın, televizyonu kapatın ve gerçekten birbirinize odaklanın, çünkü romantizmin azalma nedenlerinden biri ise geçirline zamanın kalitesini kaybetmesidir. Fiziksel olan aynı alanda olsak bile ruhsal olarak birbirimizden kopuk olduğumuz anlar ilişkilerin en büyük katilidir. John Gottman’ın çalışmalarına göre, çiftlerin düzenli olarak derinlemesine sohbetler yapması, birbiriyle zaman geçirmesi asıl olarak birbirlerini hayatlarına dahil etmesi uzun vadede ilişkileri güçlendirmektedir. This Is Us dizisinde de Jack ve Rebecca'nın birlikte kaliteli zaman geçirmeye verdiği önemle ilişkilerindeki derinliği korumalarına yardımcı olduğu görülmektedir.4. Duygusal Bağınızı Güçlendirin :Romantizmin kaybolmasının temel sebeplerinden biri, çiftlerin birbirlerine duygusal olarak uzaklaşmasıdır. Partnerinizin hislerine ve düşüncelerine gerçekten ilgi gösteriyor musunuz, onu gerçekten samimi şekilde dinliyor musunuz yoksa alışkanlık haline gelmiş bir ilişki içinde mi yaşıyorsunuz gibi mi hissediyorsunuz ?Modern Love dizisinde farklı bölümlerde işlenen derin duygusal bağlar, romantik ilişkilerin temel taşlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Derin duygusal bağın oluşması için partnerlerin birbirini aktif şekilde dinlemesi, bir önceki madde de bahsettiğim gibi hayatlarına dahil etmesi gerekmektedir.5. Küçük Jestlerle Büyük Etkiler Yaratın :Romantizmi canlı tutmanın en güzel yollarından biri, küçük ama anlamlı jestler yapmaktır. Sevgi gösterisi için pahalı, uzun uğraşlar sonucu oluşturulan, fazlasıyla planlı davranışlar kadar sabah kahvesini/çayını hazırlamak, küçük notlar bırakmak, beklenmedik bir şekilde sevdiğiniz bir şeyi paylaşmak gibi basit ama etkili davranışlar da ilişkinize sevgi ve şefkat katacak ve mutluluğunuzu arttıracaktır. Örneğin, How I Met Your Mother dizisinde Marshall'ın Lily'ye sürekli küçük jestlerle sevgisini göstermesi, ilişkilerinde romantizmin korunmasına yardımcı olur.6. Birbirinizin Bireysel Alanına Saygı Gösterin : Her ilişki iki bireyin birlikteliği üzerine kurulur. Ancak bazı çiftler zamanla birbirine fazla bağımlı hale gelebilir ve bu durum ilişkiyi boğucu bir hale getirebilir. Partnerinizin bireysel alanına ve ilgi alanlarına saygı göstermek, onun kişisel gelişimine destek olmak ilişkinizi daha sağlıklı bir seviyeye taşıyacaktır. Sağlıklı şekilde biz olmayı başarabilmek için öncelikle sağlıklı bir bene sahip olmamız gerektiği unutulmamalıdır.Yine bir dizi üzerinden örneklendirmek gerekirseThe Marvelous Mrs. Maisel dizisinde Midge'in kendi kariyerine odaklanması, kişisel alanın bir ilişkide nasıl önemli olduğunu gösteren güzel bir örnektir.7. Ortak Hedefler Belirleyin :İlişkilerde heyecanın kaybolmasının bir diğer sebebi, çiftlerin zamanla ortak bir amaç etrafında birleşememesidir. Gelecek planlarınız var mı? Beraber bir hedefe yönelmek, sizi bir ekip olarak daha güçlü kılar. Uzun vadeli ortak hedefler belirleyen çiftlerin, ilişkilerinde daha fazla tatmin yaşadığı araştırmalarla kanıtlanmıştır. Örneğin, Parks and Recreation dizisinde Leslie ve Ben’in ortak projeler ve hedefler doğrultusunda birlikte çalışmaları, ilişkilerini güçlü tutmalarına yardımcı olur.Sonuç: Romantizm Yeniden Canlandırılabilir mi?Evet, romantizm kaybolmak zorunda değil! Ancak onu canlı tutmak için çaba göstermek gerekiyor. Uzun süreli bir ilişkiyi yürütmek, tıpkı bir bahçeye bakmak gibidir. Sulamazsanız, ilgilenmezseniz solmaya başlar. Ancak doğru adımları atarak, heyecanı ve sevgiyi her zaman canlı tutabilirsiniz.Partnerinizle ilişkinize dışarıdan bir gözle bakarak, bu 7 adımı uygulamaya başlamak için bugün güzel bir fırsat olabilir. Unutmayın, romantizm sadece büyük jestlerden değil, günlük hayatta gösterilen küçük ama anlamlı çabalardan beslenir!Sizler de ilişkinizi canlı tutmakla ilgili zorlandığınızı ya da ilişkinizin monotonlaşmaya başladığını düşünüyor ve bu konuda profesyonel bir destek almayı düşünüyorsanız bana ulaşabilirsiniz. Randevu takviminden istediğiniz zaman seans alabilir ya da soru sorabilirsiniz.Sevgilerle,UZMAN PSİKOLOG VE AİLE DANIŞMANI FATMA İZEL ŞAHİN KAYAKaynakça:Aron, A., Norman, C. C., Aron, E. N., & McKenna, C. (2000). "Couples' shared participation in novel and arousing activities and experienced relationship quality." Journal of Personality and Social Psychology.Feldman, R., et al. (2014). "The Role of Oxytocin in Romantic Relationships." Journal of Social Neuroscience.Gottman, J. (1999). "The Seven Principles for Making Marriage Work." Harmony Books.Reis, H. T., & Aron, A. (2008). "Love and intimacy: Their role in close relationships." Handbook of Relationship Science.Bu yazıda yapay zeka desteği kullanılmıştır.

Adresi

Mecidiyeköy, Mecidiyeköy Yolu Cd. No:5/19, 34387 Şişli/İstanbul, Türkiye

Uzmanın Adresi

Danışan Yorumları

yaptıktan sonra uzman hakkında yorum bildirebilirsiniz.
İlk ve güzel bir seans
(*)(*)(*)(*)(*)
Cim - 7 gün önce

İlk seansım ve sadece bir kaç cümlem ile beni anlayabildiğini düşündüğüm bir kişi oldu. Çok teşekkür ederim.

(*)(*)(*)(*)(*)
B... K... - 48 gün önce

Bugün ilk seansı gerçekleştirdik. İzel hanım gerçekten dinlediğini size hissettiriyor. Ve sizi tanımak adına çaba gösteriyor. Seanstan sonra iyi hissettiğimi farkettim ve ilk seanstan ne üzerine yoğunlaşmamız gerektiğinde de hemfikir olduk. Benim gibi bu site üzerinden yorumları okuyarak ilerliyorsanız İzel hanımla bir görüşme yapmanızı öneririm.

(*)(*)(*)(*)(*)
Yaren - 2 ay önce

Çok iyiydi kendimi iyi hissettim ilk görüşmeden...

Toplam 8 yorum.

Soru - Cevap

yaptıktan sonra uzmana ücretsiz soru sorabilirsiniz.

1 yıllık ilişki

Kullanıcıtyphos - 6 saat önce
Merhabalar sevgilimle 1 yıllık inişli çıkışlı bir ilişkimiz vardı. Arkadaş olarak tanışıp aşık olduk. Klişe ama her duyguyu en tepede yaşadık güçlü bir bağımız vardı. Çok problem yaşadık büyük yalanlar söylemişti ama ayrılmayıp bir şekilde aşmayı denedik. Onu değiştirmiş oldum ben ve bunun için teşekkür ediyor daha iyi bir insan yaptın beni diye. 2 ay ayrı kalmak zorundaydık gitmeden önce iyiydik ama yalanlardan dolayı ona güvenimi toparlayamamam ve hala kötü şeylerle suçlamamdan dolayı benden soğudu. Düzeltmek isterim ama sana bakınca hiçbir şey hissetmiyorum diyor. Ayrı kaldığımız sürede belli ki çok incinmiş bu noktaya gelene kadar. Bu durumda kendkmkz düzeltebilir miyiz ya da terapi işe yarar mı?

Kendim

KullanıcıGgg - 32 saat önce
Merhaba,biraz çekinerek yazıyorum çünkü daha önce yüz yüze terapi de aldım ve hep bir alaya alınma,geçiştirme söz konusuydu. Bu yüzden artık yüz yüze terapilerden kaçıyorum ama bir yandan yardıma ihtiyacım olduğunu da hissediyorum. Şöyle ki; bir genç hayatı boyunca başarısıyla kabul görülmüş olsun. Başarılı oldukça daha çok sevilip, değer verildiğini görünce daha çok daha çok çalışsın. Çok çok başarılı olsun, ailesi ve öğretmenleri gurur duysun,arkadaşları saygı duyup,imrensin. En iyi o olsun. Ama bir gün başarısızlığı da tatsın. Notlar,sınavlar vasat hâlde,genç tüm hayatı boşvermiş olsun. Saygınlığı kaybetsin, ailesi ona bir hayal kırıklığı gibi baksın. Çok prestijli bir okulda okuduğu için çevresindeki herkes çok "başarılı" ama o artık bir "başarısız" olduğu için dışlansın. Hatta artık düşünceleri bile ciddiye alınmasın. Ailesi tarafından,çevresi tarafından kabul görülmesin hatta en acısı o bile artık kendini kabul göremesin.O bile kendini küçümsesin,kendinden nefret etsin. Ne yaparsa yapsın asla eskisi gibi başarılı da olamasın. Arada bir küçük yükselişleri olsun ama eski başarısının yanında bunlar hiç kaldığı için kimse ciddiye almasın. Artık gencin durduramadığı bir düşüş başlasın. Sadece başarısı değil, özgüveni de düşüşe geçsin. Aynaya bakmaktan nefret etsin. Kendisi hakkında konuşmaktan nefret etsin. Çalışmak istediğinde içindeki onlarca ses konuşsun,paranoyaklaşsın,tam somut olmayan hayaller görsün,beyninin içinde fısıltılar duysun,uyku ve beslenme düzeni alt üst olsun,hiçbir şeye odağını veremez hâle gelsin. Kaygı ve stres tüm kontrolü eline alsın yani. Genç olup bitenin farkında,kendini iyileştirmek için çabalasın. Bir yıldan fazla bir süre bu böyle devam etsin. Ve artık canına tak etsin çünkü ne kadar çabalarsa çabalasın insanlar onu görmüyor. Görseler bile dikkat etmiyor,umursamıyor. O bile artık kendini görmek istemiyor. Bir kısır döngü başlıyor ve kurtulamıyor. Zamana bırakmak istiyor ama zaman çok hızlı geçiyor ve artık geleceğini belirleyecek olan bir sınav duruyor önünde. Çabalayamıyor çünkü bir yanı çabalamak istemiyor artık. Bir yanı ise hâlâ kabul görülmek için can atıyor. Peki bu gencin çıkış noktası neresi olur? Ne yapması gerekir, içindeki onlarca sesten hangisini dinlemesi gerekir?

kaygı

KullanıcıAyşe - 3 gün önce
Merhaba, ben 28 yaşındayım ve bir süreliğine yurt dışında bulunuyorum. Son bir aydır çok ağır kaygı yaşıyorum ve depresifim. Yurt dışına çıkmadan önce sürekli evimi terk edip kendi ayaklarımın üstünde durmak, gezmek, dolaşmak ve bağımsız olmak isterdim. Annemi ve babamı çok sevsem de kendimi evde hayata geç kalmış olarak hissettim bunca zaman ve sonunda yurt dışına çıktım. Ancak sonrasında, bir süre sonra eve geri döneceğimi bilmeme rağmen, annemi babamı çok özlemeye ve hayatı tekrar sorgulamaya başladım. Yeni yerler görüp gezince mutlu olurum sanmıştım ancak öyle olmadı, ilk zamanlar durumum iyi olsa da şu sıralar hiç keyfim yok. Sürekli gözlerim doluyor. Tekrar çocuk olmak ve annemin babamın dizinin dibinde olmak istiyorum. Geldikten 2 ay sonra bu his çok ağır basmaya başladı. Sürekli onları şu durumda bile çok özlüyorsam onlar öldükten sonra (yaşlar 60+ üzeri) ne yapacağım ve nasıl hayata tutunacağım diye sürekli kaygılanıyorum. Gün içinde bir iş ile meşgul olurken aklıma sürekli bu düşünceler geliyor ve ağlamaya başlıyorum. Birkaç ay sonra döneceğim ancak çok zor durumdayım mental açıdan. Bu durumu çevremden birkaç kişiye anlattım ancak anlamıyorlar. Okulun ilk günü ağlayan çocuklar gibiyim. Yetişkin gibi yaşamayı hiç sevmedim ve ileriye dönük çok ağır kaygılarım var. Yaş almak ayrı canımı sıkıyor, annemi babamı günün birinde benden önce ölecek olma ihtimalleri düşüncesi beni ayrı mahvediyor. Sürekli geçmişi özlüyorum. Dünyanın sonu gelmiş, her şey bitmiş gibi hissediyorum. Bir gün gerçekten anne ve babasız kalarak hayata devam etmek zorunda kalacağımı düşünüp sürekli ağlıyorum. 5 yıldır antidepresan kullanıyorum depresif epizod tanısıyla. Ancak yurt dışına çıkarken gümrükte sorun olacağını düşünüp ilaçlarımı almadım. İlaçları direkt kesmemin de büyük etkisi var elbet ancak bu şekilde nasıl dayanacağımı bilmiyorum. Daha önce hiç psikolog yardımı almadım, hep psikiyatriye gittim. Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim.

Toplam 141 soru.