Goncagül KEMANCI - Blog Yazıları
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), öncelikli olarak bir anksiyete (kaygı) bozukluğudur. Kelimelerin ve literatürün de sunduğu genel tanımlarıyla obsesyonlar bireyin aklına gelen yineleyici, tekrarlayıcı ve rahatsız edici düşüncelerdir. Kompülsiyonlar ise tekrarlayıcı davranışlardır. Obsesyonlar ve Kompülsiyonlar genel şemada incelendiklerinde kişilerin temelde yineleyici ve tekrarlayıcı düşünceleri akıllarına geldikleri zaman oluşan kaygıyı bastırmak için kompulsif davranışları ve belirli ritüelleri yaptıkları görülür. Bu anlamda madalyonun iki yüzü gibidirler ancak bilinmesi gereken gerçek obsesyonun yarattığı kaygıyı azaltmak için yapılan kompulsif davranışlar anlık çözümlerdir ve OKB'yi daha da şiddetlendirirler.OKB hastalığının iç yüzüne baktığımızda kişiler bu düşünce ve davranışları kendilerine de saçma gelmektedir bu anlamda ego distoniktir. Bu düşünce ve davranışlar kişilerin benliğine ve duygularına yabancıdırlar kişiler de bu durumdan rahatsızlardır ancak bu kısır döngünün içinden nasıl çıkacaklarını da bilmemektedirler. OKB rahatsızlığı kişilerin sosyal ve mesleki yaşantılarını da bozmaktadır çünkü işlerini kendi mükemmel kıstaslarına bir türlü uyduramamakta buna ulaşmak için de aşırı zaman harcamakta ve kişisel ilişkilere zaman ayıramamaktadırlar.BDT temel alınarak OKB incelendiğinde karşımıza belli ve bariz bilişsel çarpıtmalar ve şemalar ortaya çıkmaktadır. Bu yazıda daha çok bunlardan bahsedeceğiz.OKB rahatsızlığına sahip bireyler obsesif düşünceleri akıllarına geldiği zaman akıllarına gelen düşüncedeki eylem gerçekleşmese bile gerçekleşmiş gibi görürler. Buna bir temizlik obsesyonu olan bir kişiyi örnek vermek gerekirse aklına bedeninin temiz değil pis olduğu düşüncesi geldiğinde bunu eylemden ayırmamakta, birleştirmektedir. Bu obsesyonun yarattığı kaygı sarmalını kırmak için de yineleyici bir şekilde kişi duşa girme kompülsiyonu gösterebilir. Sevdiklerine zarar verme obsesyonları olan başka bir OKB rahatsızlığı olan kişi kardeşini bıçaklama düşünceleri aklına geldiğinde gerçekten kardeşini bıçaklamış kadar suçluluk hisseder.Diğer bir şema ise kişinin düşüncelerini felaketleştirdiği ve üzerinden senaryolar kurduğu çarpıtmalardır. Bu felaketleştirme bir başka obsesyon üzerinden gidilirse örneğin törensel ritüelleri olan bir kişi yatmadan önce üç kere ellerini yatağa vurmazsa sevdiklerinden birine bir şey olacağı kaygısında olabilir. Hepimizin bildiği gibi kişi bu davranışı yapsa da yapmasa da sevdiklerinden birine kötü bir şey olma ihtimali hep vardır. Aslında kişiler de bunun farkındadır ancak obsesyonlar karşısında kompulsif davranışları ortaya koymadıklarında sıkıntının dayanılamayacak bir düzeye geleceğini zannederler ve aksini bu yüzden yapamazlar.Bir başka düşünce ise aşırı kontroldür. Eğer olayları kontrol edemezlerse ve belirsiz kalınan noktalarda da kaygıları aşırı yükselir. Kişiler her şeyi netleştirmeli ve önlerinde onları neyin beklediğini daima görmelidirler." Ya hep ya hiç "düşüncesi de OKB hastalarında gözlenen çarpıtmalardan bir tanesidir. Gri düşüncelerin olmaması da OKB rahatsızlığını besler. Hayatlarında olasılıklara çok fazla yer vermemeleri aşırı kontrolcülüklerinden de temel alır. Bu nedenle olasılıkları göremezler."Ya ..... yapmazsam, ya ..... olursa" çarpıtmasına da sahiptirler. Belirli bir davranış veyahut bir ritüeli yapmadıkları takdirde başlarına bir felaket geleceği şeklinde yorumlarlar. Aslında o davranışı yapsa da yapmasa da kişi başına korkuğu olayın gelme ihtimali aynıdır ancak bu çarpıtma kişinin gerçeği algılayıp yorumlamasına engel olunabilir.Belli başlı OKB rahatsızlığının bilişsel çarpıtmaları bu şekildedir. Bir obsesyondan sonra gelen kompulsif davranış kişi için kısır döngü yaratmaktadır ve bu döngü sürekli tekrarlanmaktadır. Terapide kişilerin rahatsızlıklarından dolayı bu şekilde düşünüp arkasından ritüel haline gelen davranışı ortaya koyduklarının belirtilmesi ve kişilerin bilgilendirilmesi önemli ve değerlidir. Bu kişiler için gözle görülür bir rahatlama sağlayacaktır ve onları tedaviye daha açık kılacaktır. Bu bilişsel çarpıtmaların anlaşılması ve bilinmesi onları değiştirmeye yönelik hem danışan hem de profesyonel için artı bir temel sağlayacaktır. Yapılacak olan düşünce değişimleri (Bilişsel) bunun sonrasında yapılacak olan deneme ve alıştırmalar da (Davranışçı) kişinin bu kısır döngüleri kırıp iyileşmeye yönelik adımlarını desteklenecektir. Bu anlamda terapi uzun da kısa da olabilmektedir tamamen kişiye bağlı bir süreç olup bu anlamda sabırlı olunması gerekmektedir.Devamını oku
Yayınlanma: 02.11.2020 07:28
Son Güncelleme: 02.11.2020 07:28