Kriz, Travma ve Bununla İlgili Kavramlara Biraz Göz Atalım !
Kriz hayatın normal işleyişinin kesintiye uğradığı dönemdir. İşten çıkarılmak, deprem olması, romantik ilişkinin sonlanması, eşlerin ayrılması gibi durumlar krize örnektir. Bir bireyin krizi diğer bireyin krizi olmayabilir. Kişinin başa çıkmasıyla ve o durumu nasıl anlamlandırdığıyla ilgilidir. Kriz hayatımızın içinde var olan ve var olacak da olan bir durumdur. Peki travma nedir ? Travma bireyin tehlikeli bir olayı yaşaması ya da tanık olması gibi zorlayıcı ve bireyin başa çıkma yeteneğini aşan durumlar sonrasında yaşadığı tepkilerdir. Krizlerin bazıları travmatik olayken bazıları değildir. Yani kriz anı yaşandıktan sonra bu kriz kişide travmaya sebep olabilir ya da olmayabilir. Kişi durumla başa çıkarsa kriz travmaya dönüşmeyebilir. Krizin travmaya dönüşmemesi çok bireyseldir. Kişinin yaşı, yaşantısı, kişisel özellikleri gibi birçok değişken işin içerisindedir. Psikolojik yılmazlık travmatik yaşantıya maruz kalındığında etkili ve hızlı bir şekilde durumun üstesinden gelmektir. Bu kavram bireyin kişilik özelliği olarak yılmaz/dirençli olmasıdır. Yılmazlık kavramı travmadan iyileşme olarak düşünülmemelidir, kişilik özelliği/bireyin başa çıkma stratejisidir. Herkesin dirençli olma özelliği ya da potansiyeli vardır. Dirençli olmak her bireyde farklı yollar/yöntemler izleyebilir, kişi bu yolları deneyimleyerek kendisi keşfeder. Anonovsky'nin kişinin 'Bütünlük Algısı' diye adlandırdığı kavram kişinin yılmaz/dirençli olmasında güç veren kavram olarak karşımıza çıkıyor. Nedir bütünlük algısı ? Bireyin bütünlük algısını kurmasında bazı maddeler vardır. İlk madde bireyin yaşadığı dünyayı anlamlandırıyor olması, anlamlı olmak kişiyi dirençli olmaya yaklaştırır çünkü yılmamak için neden bulmaya yardımcı olur. İkinci madde anlaşılabilir olmak, bireyin diğer insanlarla olan ilişkilerinin düzenli, kuvvetli olması ve bu sayede birey anlaşılabilir olduğunu hisseder. Üçüncü madde ise yönetilebilirlik, bireyin stresli durumlarda içsel ya da dışsal kaynaklarını (stresi kontrol edebilme, sakinleşebilme, güvenli bir ortam bulabilme) yönetebilir olması da bireyi dirençli olmaya yaklaştıracaktır. Peki kriz yaşadık, travmaya dönüştü dirençli de davranamadık. Bu durumda baş edebilmek için neler yapabiliriz? Mooli Lahad'ın 'Basic Ph' modelinden bahsedeceğim. Bu model bize baş edebilmek için bizlerde var olan bazı kanallarımızı kullanmayı bize hatırlatıyor. İnanç Kanalı: Eğer dini inanç, değer sistemi, kendimize inanç, siyasi ideoloji gibi inandığımız kaynaklar varsa bunlar durumla başa çıkmamızda bize yardımcı olacaktır. Çünkü inandığımız bir sistem var ve bu bizim hayatı anlamlandırıp devam etmemize yardımcı olacaktır. Duygu Kanalı: Duygularımızı ifade etmemiz, travmatik yaşantılarımızdan kaçmak değil de anlatmamız yükten kurtulmamıza yardımcı olacaktır. Sosyal Kanal: Hepimizin de bildiği gibi biz insanlar sosyal varlıklarız. Travmatik yaşantımız olduğunda da bir gruba ait olmamız, destek almamız, mesleğimize dönmemiz bu yaşantılarla başa çıkmada bize yardımcı olur. Yaratıcılık Kanalı: Resim yapmak, yazı yazmak gibi yaratıcılığımızı ortaya çıkarabileceğimiz aktivitelerle uğraşmak da zihnimizdeki yükün azalmasına yardımcı olur. Bilişsel Kanal: Konuyla ilgili araştırma yapmak, bilgi edinmek durumun üstesinden gelmemize yardımcı olur. Fiziksel Kanal: Spor yapmak, hareket etmek hem zihnimizi hem de bedenimizi harekete geçirecektir. Bahsettiklerime benzer ya da farklı şekilde kendi başa çıkma stilini geliştiren kimi bireyler travma sonrasında büyüme yaşadıklarından söz etmişlerdir. Nedir 'Travma Sonrası Büyüme'? Travma yaşamanın bireyde fayda ya da pozitif değişimler ortaya çıkarmasıdır. Bireylerin yaşadığı travmadan sonra gelişim/büyüme göstermesi tek bir alanda değil, birçok farklı alandaki değişimler ile kendini gösterebilir. Olumlu değişim yaşamın daha fazla kıymetinin bilinmesi, daha anlamlı kişilerarası ilişkiler, artan kişisel güç duygusu, değişen öncelikler ve daha zengin varoluşsal ve manevi hayat gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Bu anlamda genel bir büyümeden bahsediyoruz. Büyüme kavramı kişinin deneyimiyle açığa çıkabilir. Yazıya son verirken okuduğum bir kitaptaki travma sonrasının tükenişten ziyade heyecan olduğunu belirten bir cümleye yer vermek isterim. 'Dünya parçalanmıştı ama tam da bu nedenle şimdi onunla hemen hemen her şey yapılabilirdi.'.( Sarah Bakewell, Varoluşçular Kahvesi)
Yayınlanma: 16.11.2020 13:01
Son Güncelleme: 16.11.2020 13:01
Bunları da sevebilirsiniz...
Depresyon Nedir?Depresyon, kişinin duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlığını etkileyen yaygın bir ruhsal bozukluktur. Her insan zaman zaman kendini üzgün ya da mutsuz hissedebilir, ancak depresyon bu duyguların ötesinde, sürekli bir umutsuzluk, değersizlik ve çaresizlik hislerini içeren bir durumdur. Günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmeyi zorlaştırır ve hayat kalitesini olumsuz etkiler.Belirtileri Nelerdir?Depresyonun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak genellikle şunları içerir:Sürekli üzgün, karamsar veya boş hissetmekİlgi ve zevk kaybı: Önceden keyif alınan aktivitelerden artık keyif alamamaYorgunluk ve enerji kaybıUyku bozuklukları: Uykusuzluk ya da aşırı uyumaKonsantrasyon güçlüğü ve karar verme sorunlarıDeğersizlik, suçluluk veya kendini eleştirme düşünceleriİştah değişiklikleri: Aşırı yeme ya da iştahsızlıkİntihar veya ölüm düşünceleriDepresyon Neden Ortaya Çıkar?Depresyonun tek bir nedeni yoktur. Genellikle biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu sonucu ortaya çıkar:Biyolojik Faktörler: Genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler ve beyin kimyasallarındaki dengesizlikler depresyona yol açabilir.Psikolojik Faktörler: Çocukluk travmaları, düşük özgüven ve stresle başa çıkma becerilerindeki zayıflık depresyon riskini artırabilir.Çevresel Faktörler: Sosyal izolasyon, maddi zorluklar, ilişkilerde yaşanan sorunlar ve yaşam olayları (iş kaybı, ölüm, ayrılık vb.) depresyonu tetikleyebilir.Depresyonun Tedavisi Mümkün Mü?Evet, depresyon tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Tedaviye yanıt veren birçok yöntem bulunmaktadır:Psikoterapi: Depresyon tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Özellikle dinamik psikoterapi, bireyin geçmiş yaşam deneyimlerini ve bilinçdışı süreçlerini inceleyerek depresif duyguların kaynağına inmekte yardımcı olabilir.İlaç Tedavisi: Antidepresan ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzeltmeye yardımcı olur. Ancak ilaç tedavisinin etkili olabilmesi için genellikle psikoterapi ile desteklenmesi önerilir.Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve uyku düzeni depresyonun hafifletilmesine katkı sağlayabilir.SonuçDepresyon, bireyin yaşamını derinden etkileyen ciddi bir durum olsa da, doğru tedavi yöntemleriyle iyileşme mümkündür. Eğer kendinizde ya da çevrenizde birinde depresyon belirtileri fark ediyorsanız, bir uzmana başvurmak büyük önem taşır. Unutmayın, depresyon tedavi edilebilir ve destek almak bu yolda atılacak en önemli adımdır.Bu blog yazısı, depresyon hakkında temel bir farkındalık yaratmayı hedefler. Daha derinlemesine bilgi ve destek için bir uzmana başvurmanız önemlidir.Depresyonda olup olmadığınızı anlamak, hissettiğiniz ruh halini ve davranış değişikliklerini dikkatlice gözlemlemeyi gerektirir. Herkes zaman zaman kendini kötü hissedebilir, ancak depresyon, geçici bir üzüntü halinden çok daha fazlasıdır. İşte depresyonda olup olmadığınızı anlamanıza yardımcı olabilecek bazı işaretler:1. Sürekli Üzgün ve Karamsar HissetmeDepresyonda olan kişiler genellikle haftalar, hatta aylar boyunca kendilerini üzgün, boş veya umutsuz hissederler. Bu duygular günün büyük bir bölümünü kapsar ve yaşamın diğer alanlarını etkiler.2. İlgi ve Zevk KaybıEğer önceden keyif aldığınız etkinliklere, hobilerinize veya sosyal aktivitelere karşı ilginizi kaybettiyseniz, bu depresyonun bir işareti olabilir. Özellikle sevdiğiniz şeylere karşı artık aynı heyecanı veya isteği duymamak yaygın bir belirtidir.3. Yorgunluk ve Enerji EksikliğiDepresyondaki kişiler, günlük işleri yapmak için gereken enerjiyi bulmakta zorlanırlar. Sabah uyanmak zor gelir, sürekli bir bitkinlik hissi yaşanır ve sıradan işler bile büyük bir çaba gerektirir.4. Uyku ProblemleriDepresyon, uyku düzeninizi önemli ölçüde etkileyebilir. Uyuyamama (insomnia) veya aşırı uyuma (hipersomnia) gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz. Uyuduğunuzda bile dinlenmiş hissetmemeniz de depresyonun belirtisi olabilir.5. Konsantrasyon ve Karar Verme ZorluklarıDepresyon, düşünceleri odaklamayı ve karar vermeyi zorlaştırabilir. Bu durum iş yerinde, okulda ya da günlük hayatta zorlanmalara yol açabilir. Zihinsel bulanıklık, unutkanlık ve karar verme zorluğu sıkça görülür.6. Kendini Değersiz HissetmeDepresyondaki kişiler genellikle kendilerini değersiz, yetersiz ya da suçlu hissederler. Bu tür olumsuz düşünceler kişinin kendine olan güvenini zedeler ve gelecekle ilgili umutlarını azaltır.7. İştah ve Kilo DeğişiklikleriDepresyon iştahı da etkileyebilir. Bazı kişilerde iştah kaybı görülürken, bazıları ise daha fazla yemek yeme eğiliminde olabilir. Bu da kilo kaybına ya da kilo alımına yol açabilir.8. Sinirlilik ve HuzursuzlukDepresyon her zaman sadece üzüntü ya da karamsarlıkla sınırlı değildir. Bazı insanlar kendilerini sinirli, huzursuz veya sabırsız hissedebilirler. Küçük şeylere bile aşırı tepki vermek bu duruma işaret olabilir.9. İntihar veya Ölüm DüşünceleriDepresyonun en ciddi belirtilerinden biri, ölüm ya da intihar düşünceleridir. Bu tür düşünceler ciddiye alınmalı ve acilen bir uzmana başvurulmalıdır. Eğer bu tür düşünceleriniz varsa, yalnız olmadığınızı unutmayın ve profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.Depresyon Testi Yapabilir miyim?Birçok online test ya da anket depresyon belirtilerini değerlendirmenize yardımcı olabilir, ancak bu testler kesin bir tanı koymaz. Depresyondan şüpheleniyorsanız, mutlaka bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmalısınız.Ne Yapmalısınız?Eğer bu belirtilerden birkaçını yaşıyorsanız, depresyonda olma olasılığınız yüksek olabilir. Depresyonla başa çıkmak zorlayıcı olsa da, yardım almak ve tedavi sürecine başlamak mümkündür. Bir psikolog veya psikiyatrla görüşmek, durumunuzu anlamanıza ve tedavi seçeneklerini değerlendirmenize yardımcı olacaktır.Unutmayın, depresyon tedavi edilebilir bir durumdur ve yalnız değilsiniz. Yardım almak, iyileşme yolunda atılacak en önemli adımdır.Depresyon ve İyileşmeDepresyon yaşayan birçok insan, doğru tedavi ve destekle tamamen iyileşir veya önemli ölçüde iyileşir. İyileşme süreci kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve tedavi yöntemleri kişinin ihtiyaçlarına göre şekillendirilir.Depresyonun İyileşme Süreci Nasıldır?Psikoterapi: Psikoterapi, depresyon tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Özellikle dinamik psikoterapi, depresyonun kökenindeki bilinçdışı süreçleri anlamaya ve çözmeye odaklanarak kişinin depresif hislerinin nedenini keşfetmesine yardımcı olur. Ayrıca bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemler, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeyi hedefler. Psikoterapi, kişinin duygusal farkındalığını artırarak depresyonla başa çıkma becerilerini geliştirir.İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda, özellikle orta veya şiddetli depresyonda antidepresan ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek depresyon belirtilerini hafifletebilir. İlaç tedavisi, genellikle psikoterapi ile birlikte kullanıldığında daha etkili olur.Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek depresyonla başa çıkmada önemli rol oynar. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli uyku ve stres yönetimi, depresyonun iyileşme sürecine katkı sağlar. Egzersiz, beyinde endorfin salgılayarak ruh halini iyileştirir. Ayrıca, sosyal destek almak ve sevdiklerinizle zaman geçirmek de önemlidir.Kendi Kendine Yardım: Kendi duygularınızı ve düşüncelerinizi anlamak, farkındalık geliştirmek ve stresle başa çıkma teknikleri öğrenmek depresyonun üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Meditasyon, nefes egzersizleri ve farkındalık çalışmaları (mindfulness) depresyon belirtilerini hafifletebilir.İyileşme Ne Kadar Sürer?Depresyonun iyileşme süresi kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar birkaç ay içinde büyük bir ilerleme kaydederken, diğerleri daha uzun sürede iyileşebilir. Önemli olan, sürecin kişiye özel olduğunu unutmaktır. Tedaviye erken başlamak, iyileşme sürecini hızlandırabilir.Tekrarlama Riski Var mı?Depresyon tekrarlayabilen bir hastalık olabilir, ancak tedavi sürecinde sağlanan destek ve öğrenilen başa çıkma becerileri, tekrarlama riskini azaltabilir. Düzenli terapi seansları, stres yönetimi ve yaşam tarzı değişiklikleri, depresyonun tekrar etme olasılığını minimize edebilir.Sonuç:Depresyon, doğru tedaviyle iyileşebilir ve birçok insan sağlıklı ve dengeli bir yaşama geri dönebilir. Önemli olan, depresyon belirtilerini göz ardı etmemek ve profesyonel yardım almaktır. Yardım almakta tereddüt etmeyin; çünkü depresyon tedavi edilebilir ve iyileşme mümkündür. Yazıyı Oku
Uzman: Esra KÜTLEYayınlanma: 11.10.2024
Belirsizlik DuygusuNe Zaman ve Neden Olur?Belirsizlik duygusu, hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir ve çoğu insanın hissettiği yaygın bir duygudur. Bazen, belirsizlik duygusu belli bir durumla ilgili net bir cevap veya sonuç alamadığımızda ortaya çıkar. Diğer zamanlarda, hayatımızda büyük bir değişiklik olacağı zamanlarda, belirsizlik duygusu daha da baskın hale gelebilir.Belirsizlik duygusu, endişe, stres ve hatta korkuya neden olabilir. Örneğin, bir iş değişikliği yapmak, bir ilişkiyi sonlandırmak, mahkeme süreçleri veya kendimizin veya sevdiğimiz bir kişinin sağlık sorunları yaşaması gibi hayatımızı önemli ölçüde etkileyecek herhangi bir durumda, belirsizlik duygusu yaşamak oldukça yaygındır.Belirsizlik duygusuyla mücadele etmekte zorlanan kişilerin genel özellikleri arasında şunlar yer alır:Kontrol ihtiyacı: Belirsizlik duygusu hissedildiğinde, kişi olayların kontrolünü kaybettiğini hisseder. Bu nedenle, bu duyguyu hisseden kişiler, yaşanan durumlar üzerinde kontrol sağlama ihtiyacı hissedebilirler.Riskten kaçınma: Belirsizlik duygusu yaşayan kişiler, riskli durumlardan kaçınma eğiliminde olabilirler. Çünkü riskli durumlar, belirsizlik duygusunu daha da artırabilir.Kararsızlık: Belirsizlik duygusu, karar verme sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, bu duyguyu hisseden kişiler karar vermede zorlanabilirler.Endişe: Belirsizlik duygusu, gelecek hakkında endişe duymaya neden olabilir. Bu endişeler, kişinin günlük hayatında işlevselliğini azaltabilir.Duygusal tepkiler: Belirsizlik duygusu, kişilerde duygusal tepkilere neden olabilir. Örneğin, kaygı, korku, öfke gibi duygular belirgin hale gelebilir.Bu özellikler, belirsizlik duygusu yaşayan kişilerde farklı şekillerde kendini gösterebilir. Ancak, belirsizlik duygusu normal bir duygu olduğu için, bu özelliklerin ortaya çıkması da normaldir. Önemli olan, bu duyguyu yönetebilmek ve yaşam kalitesini koruyabilmektir.Belirsizlik Duygusuyla Nasıl Başa Çıkılır?Belirsizlik duygusuyla başa çıkmak herkes için farklı olabilir, ancak bazı yöntemler insanların genellikle hissettikleri stresi azaltmalarına yardımcı olabilir.Kendinize güveninizi yeniden inşa edin: Belirsizlik duygusu, kendimize olan güvenimizi sarsabilir. Kendimize ve yeteneklerimize güvenmek, stresi azaltmanın bir yoludur. Olumlu düşünceler geliştirerek ve kendimize başarılı olduğumuz konularda hatırlatmalar yaparak kendimize olan güvenimizi yeniden kazanabiliriz.Kontrol edebileceğiniz şeylere odaklanın: Kontrol edemediğimiz şeyler üzerinde düşünmek yerine, elimizde olan şeylere odaklanmak bize daha fazla kontrol duygusu verir. Kendimizle ilgili kararlar vermek ve belirli hedeflere odaklanmak, belirsizlik duygusunu azaltabilir.Meditasyon ve nefes egzersizleri yapın: Meditasyon ve nefes egzersizleri, stresi azaltmanın etkili yollarıdır. Bu teknikleri kullanarak zihninizi sakinleştirebilir, stresi azaltabilir ve belirsizlik duygusundan kurtulabilirsiniz.Kendinize zaman tanıyın: Belirsizlik duygusu, hayatımızdaki değişikliklerden dolayı kaygılandığımız zamanlarda ortaya çıkabilir. Kendinize zaman tanıyarak ve yeni duruma uyum sağlamak için yavaşça ilerleyerek, belirsizlik duygusunu azaltabilirsiniz.Sosyal destek arayın: Aile, arkadaşlar veya profesyonel bir danışman gibi güvenilir kişilerle konuşmak, belirsizlik duygusundan kurtulmanın etkili bir yoludur. Bu kişiler size destek olabilir, farklı perspektifler sunabilir ve endişelerinizi hafifletebilirler.Geçmişteki deneyimlerden öğrenin: Hayatımızda daha önce belirsizlik duygusu yaşamışızdır ve bu deneyimlerden öğrenebiliriz. Önceki deneyimlerimizi hatırlayarak, benzer durumlarda nasıl başa çıktığımızı ve nelerin işe yaradığını düşünebiliriz.Kendinize zaman ayırın: Belirsizlik duygusuyla başa çıkmak zaman ve sabır gerektirir. Kendinize zaman ayırın, kendinizi tanıyın ve hangi yöntemlerin size en uygun olduğunu belirleyin. Kendinize şefkatli olun ve kendinizi zorlamayın.Olumlu düşünceler geliştirin: Olumsuz düşünceler ve endişeler, belirsizlik duygusunu artırabilir. Bunun yerine, olumlu düşünceler geliştirerek, olaylara daha iyimser bir bakış açısıyla yaklaşabilirsiniz. Bu, zihninizi sakinleştirebilir ve stresi azaltabilir.Belirsizlik duygusu herkesin hayatında bir kez bile olsa ortaya çıkan yaygın bir duygudur. Ancak, belirsizlik duygusundan kurtulmak için yukarıda bahsedilen yöntemleri kullanarak stresi azaltabilir, kendinize güveninizi yeniden inşa edebilir ve daha olumlu bir bakış açısı geliştirebilirsiniz. Kendinize zaman tanıyın, sabırlı olun ve kendinize şefkatli olun. Unutmayın ki, bu duygular normaldir ve sizinle aynı duyguları yaşayan birçok insan var.Hangi aşamada uzman desteğine başvurulmalıdır?Belirsizlik konusunda sıkıntı yaşayan kişiler terapi veya psikolog desteğine başvurmayı düşündüklerinde, genellikle belirsizlik duygusunun yaşam kalitelerini önemli ölçüde etkilemeye başladığını veya belirsizlik duygusunu yönetmede güçlük yaşadıklarını fark ederler. Terapi veya psikolog desteği, belirsizlik duygusuyla başa çıkmakta zorlanan kişilere destek sağlamak, bu duyguyla ilgili kaygılarını hafifletmek ve yaşam kalitelerini artırmak için etkili bir yöntem olabilir.Terapi ya da psikolog desteği, belirsizlik konusunda kişilere yardımcı olmak için bir dizi yöntem kullanabilir. Bu yöntemlerden bazıları şunlardır:Bilişsel davranışçı terapi: Bu terapi, belirsizlik duygusunu yönetmek için düşünce ve davranış değişikliği yoluyla çalışır. Bu terapi, kişinin düşünce ve inanç kalıplarını belirlemeye ve değiştirmeye odaklanır. Kişinin duygu ve davranışları üzerinde olumsuz bir etkisi olan düşünce ve inanç kalıpları, bu terapi ile değiştirilerek, belirsizlik duygusu daha iyi yönetilebilir.Kabul ve farkındalık terapisi: Bu terapi, belirsizlik duygusunu kabul etmek ve farkındalık yaratmak için çalışır. Kişiye, belirsizlik duygusunu inkar etmek yerine, kabul etmeyi ve farkındalık yaratmayı öğretir. Bu terapi, kişinin belirsizlik duygusuyla daha iyi başa çıkmasına ve stresi azaltmasına yardımcı olabilir.Duygusal odaklı terapi: Bu terapi, kişinin belirsizlik duygusuna neden olan duygusal yaraları ve sorunları keşfetmesine ve ele almasına yardımcı olur. Bu terapi, kişinin kendini daha iyi anlamasına ve belirsizlik duygusunu yönetmesine yardımcı olabilir.Terapi ya da psikolog desteği, belirsizlik konusunda kişilere farklı yöntemlerle yardımcı olabilir. Terapi süreci, kişinin ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilir ve kişinin belirsizlik duygusunu daha iyi yönetmesine yardımcı olmak için tasarlanabilir. Terapi veya psikolog desteği, kişinin belirsizlik duygusuyla başa çıkmasında etkili bir yöntem olabilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir.KAYNAK:Hassler, C. (2018). The power of not knowing: How to thrive in uncertainty. New World Library.Fleming, J. E., & Kocovski, N. L. (2007). Mindfulness and acceptance-based group therapy for social anxiety disorder: A treatment manual. New Harbinger Publications.Center for Research on Environmental Decisions. (2013). The uncertainty handbook: A practical guide for climate change communicators. Columbia University.Tan, V. (2021). The uncertainty mindset: Innovation insights from the frontiers of food. Columbia University Press. Yazıyı Oku
Uzman: Sinem ÇİBAŞ KARLIKLIYayınlanma: 12.04.2023
“Son zamanlarda içimde bir durgunluk var gibi hissediyorum. Günlük rutinimde bile eskisi kadar keyif alamıyorum. İşte, evde, arkadaşlarla geçirdiğim zamanlarda bile bir boşluk hissediyorum. İçimde bir huzursuzluk var gibi, sürekli bir endişe ve gerginlik duyuyorum. Anlamıyorum, aslında hayatımda büyük sorunlar yok gibi görünüyor; ama bir türlü kendimi iyi hissedemiyorum.""Geçmişte, stresle başa çıkma konusunda daha iyiydim gibi sanki. Ama son zamanlarda, her şeyi kontrol altında tutmakta zorlanıyorum. Uykusuzluk başladı, geceleri sürekli olarak dönüp duruyorum. İştahım azaldı ve enerjim düşük. İşte, bu belirtiler beni rahatsız etmeye başladı. İçimde bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyorum.""Bazen kendime, 'Belki bu sadece geçicidir, kendimi toparlarım' diyorum ama her geçen gün daha da kötü hissediyorum. Artık kendi başıma üstesinden gelebileceğimi düşünmüyorum.”Bu veya benzeri cümleleri siz de kuruyor musunuz?·Kendinizde iyi gitmediğinizi düşündüğünüz bir şeyler mi var?·Kendinize doğru soruları sorabiliyor musunuz?·Peki cevapları sağlıklı verebiliyor musunuz?·Hayatınızın gidişatını etkileyecek kararları doğru aldığınızı düşünüyor musunuz?Belki de hayatınızın en kötü dönemini yaşıyorsunuz. Geceleri iyi uyuyamıyor, düzensiz yemek yiyor, panik atak krizleri ya da öfke sorunları yaşıyorsunuz… Çevrenizde ya da ailenizde kimse sizi dinlemiyor ve anlamıyor.Belki de bir uzmana danışma zamanının gelmiştir. Bir psikolojik check-up yaptırmak içinizdeki bu karmaşayı anlamanıza ve çözmenizde size yardımcı olabilir.Psikolojik Check-up Nedir?İnsanlar kendilerinde neyin yolunda gitmediğini tanımlamakta zorlanabilirler. Çoğu zaman bir sorun olduğunu bile hissetmezler. Psikolojik check-up mevcut sorunların tespit edilmesi ve çözüm yollarının oluşturulması için bir psikoloji uygulamasıdır. Bireylerin ruh sağlığını değerlendirmeye ve olası sorunları belirlemeye yardımcı olan bir süreçtir.Psikolojik Check-up’ın Avantajları Nelerdir?•Psikolojik sorunların ortaya çıkartılmasını sağlar.•Uygulanan farklı test ve görüşme teknikleri sayesinde olgulara çok yönlü yaklaşılır.•Yapılandırılmış üç görüşme sonrasında sonuç elde edilir.•Check-up sonrası görüşmelerde sorunlarıyla başa çıkması için danışana yol haritası çizilir.Psikolojik Check-up’ın Nasıl Uygulanır?İlk görüşme:•İlk görüşmede danışanla ilk temas kurulur, danışana süreç hakkında bilgi verilir.•Danışanın anamnezi yani yaşam hikâyesi alınır. Anamnez alırken, kimlik bilgileri, danışanın yaşam hikayesi, geçmişte yaşadığı olaylar, sağlık durumu, aile geçmişi, sosyal ilişkileri, aile yapısı, eğitim geçmişi, iş deneyimleri, hobileri, ilişkileri ve yaşamındaki önemli dönüm noktaları, duygusal durumu ve mevcut şikayetleri gibi birçok konu ele alınır ve hepsi hakkında detaylı bilgiler alınır.•Anamnez sürecinde, danışanın duygusal durumu, stres faktörleri, kaygı düzeyi, depresyon belirtileri gibi önemli psikolojik ve duygusal bilgiler de incelenir. Bu bilgiler, danışmanın danışanın ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilmesine ve psikolojik danışmanlık sürecinin şekillendirmesine yardımcı olur.•Varsa danışanın talepleri dinlenir; süreç bu ihtiyaca göre uyarlanabilir.•Görüşme ortalama 75-90 dakika arası sürer.İkinci Görüşme: •Check-up için danışanlara geçerlik ve güvenirliği yüksek ölçek ve projektif testler uygulanır. Amaç bilimsel bir şekilde var olan sorunların ortaya konmasıdır.•İlk görüşme sırasında elde edilen verilere göre uzman psikolog danışanın ihtiyaç duyduğu sorun alanına göre uygulanacak ölçek ve testlere karar verir.•Uygulamalar boyunca danışana bir psikolog eşlik eder ve öncesinde, sırasında ve sonrasında sorularını yanıtlar.•Ortalama 3-3,5 saat sürer.*Anamnez görüşmesi ile uygulanan ölçeklerin değerlendirilmesi ve raporlanması 7-10 gün sürmektedir ve sürecin sonunda sonuçların danışana sunulmasından bir gün önce danışana iletilmektedir.(İhtiyaç duyulan sorun alanına göre uygulanacak ölçekleri yazının sonunda inceleyebilirsiniz.)Üçüncü Görüşme:•Alanında uzman psikologlar tarafından tahlil edilen ve yorumlanan sonuçlar üçüncü görüşmede danışana detaylı bir şekilde sunulur.•Tespit edilen sorunlarla ilgili neler yapabileceği konusunda danışana yol gösterilir.•Sonuçların açıklanması ortalama 75 dakika sürmektedir.ÖNEMLİ!•Tüm görüşmeler psikolog-danışan gizliliğinde gerçekleşmektedir.•Online olarak uygulanabilir.•Danışanın takvimine uygun biçimde farklı zamanlara bölünebilir.•Hem özel hayatı hem de iş hayatını ilgilendiren sorunlar tespit edilir.ÖZETLE...•Psikolojik check-up toplam 3 parçadan oluşmakta olup 6-7 saat arası sürmektedir.•18 farklı ölçek ve testten uygun olanları uygulanmaktadır.•Danışan ruhsal durumu hakkında bilgi sahibi olur ve sorunlarıyla mücadele için yol haritası oluşturulur.•Online olarak Türkiye’nin her şehrinde veya dünyanın herhangi bir ülkesinde uygulanabilir.•Psikolog-danışan gizliliğinde yürür•Hem iş hem de özel hayata yönelik tespitlerde bulunulur.•Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçebilirsiniz.ÖLÇEKLERAile Değerlendirme Ölçeği: Ailenin problem çözme, iletişim, aile içi roller, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme ve davranış kontrolü işlevlerini değerlendiren ve işlevsiz kaldığı alanları değerlendiren bir kendi bildirim ölçeğidir.Algılanan Stres Ölçeği: İnsanların hayatlarındaki stresin algısının ölçülmesiyle ilgili önemli bir ölçüm aracıdır.Kendini Tanıma Testi: Bireyin kişisel özelliklerinin farkına varmasını ve kendini tanımasını sağlamayı amaçlamaktadır.Maudsley Obsesif Kompulsif Testi (Takıntı hastalığı): Obsesyon (takıntı) ve kompulsiyonların yani takıntıların yarattığı kaygıyı gidermek için uygulanan davranışların belirti düzeylerini ölçmektedir.Mükemmeliyetçilik TestiÖfke Kontrolü Testi: Öfkenizi ne ölçüde kontrol edebildiğinizi, öfke kontrol problemi yaşayıp yaşamadığınızı ölçmeyi amaçlamaktadır.Özgüven Testi: Bireylerin kendilerine ve yeteneklerine olan inançlarını ölçmeyi amaçlar.SCL-90 Psikolojik Belirti Taraması: Belli bir psikolojik durumlar sebebiyle gelen kişilere uygulanarak bu durumun dışında başka ne tür psikolojik durumların olduğunu ortaya çıkarmak ve ortaya çıkan psikolojik durumların ne derecede olduğunu gösteren bir test türüdür.Sosyotropi ve Otonomi Ölçeği: İnsanlara bağımlı ve insanlardan özerk kişilik özelliklerini saptamak ve insanların insanlarla olan etkileşim biçimini/tarzını belirlemek amacıyla uygulanan bir ölçektir.U.C.L.A. Yalnızlık Ölçeği: Kişinin yalnızlık duygusundan yakınmasını değerlendiren bir ölçektir.Yakın İlişkilerde Yaşantılar Ölçeği: Anne, baba, romantik partner, yakın arkadaş ve genel bağlanmaya ilişkin kaçınma ve bağlanmaya ilişkin kaygı durumlarını değerlendiren bir ölçektir.Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ÖlçeğiErteleme ÖlçeğiSürekli Öfke ve Öfke Tarzı Ölçeği (SÖÖTÖ): Bireyin hissettiği öfke duygusunun yoğunluğu ve bu duyguyu gösterme biçimini analiz eden bir ölçektir.Üç boyutlu bağlanma stilleri ölçeği: Bireyin ilişkilerindeki bağlanma stillerini belirleyen bir ölçektir.Barratt Dürtüsellik Ölçeği: Dürtüselliğin görünümü değerlendiren 30 maddelik bir öz bildirim ölçeğidir.MMPI – Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri: Kişilik özelliklerini bilimsel ve objektif olarak ortaya koyan, bireyin kişisel ve toplumsal uyumunu nesnel açıdan değerlendirmeyi hedefleyen bir testtir. Değerler ve davranışların yanında psikopatolojik belirtiler hakkında da doğru ve farklı bilgiler sağlar. Yazıyı Oku
Uzman: Sinem ÇİBAŞ KARLIKLIYayınlanma: 05.03.2024