Çift ve Aile Terapisi


Hiçbir ilişkinin sorunsuz ve mükemmel bir şekilde ilerlemesi mümkün değildir. Her çift ilişki süreçleri boyunca dış etkenlerden dolayı birçok sorunla karşılaşır. Kimi zaman çiftler bu sorunları ilişki içerisinde birlikte çözebilirken bazen de bir uzmandan destek almaları gerekebilir. Çiftlerin bir çözüme ulaştıramadığı bu problemler, ilişkinin yıpranmasına ve tükenmesine neden olabilir. Bir süre sonra ilişki içerisinde, sık sık tekrarlanan ve şiddeti artan kavgalar ortaya çıkabilir. Bu kavgalar iki kişiyi de ruhsal açıdan olumsuz etkiler. Çift ve aile terapisi ilişkilerde olumlu değişimleri sağlayabilmeyi hedefler. Çiftler arası yaşanan problemler genellikle iletişim sorunları, problem çözme becerilerindeki eksiklikler, çiftler arası tartışmalar, duygusal yakınlıkla ilgili sorunlar ve cinsellikle ilgili sorunlar olarak karşımıza çıkar. Bu sorunlar çiftler için ilk başlarda başa çıkılabilir sorunlar olarak gözükürken, zamanla çözemedikleri büyük sorunlara dönüşebilir.


Çift ve aile terapisinde temel amaç; çiftlerin birbirleri hakkında daha derin bir anlayış kazanmaları ve ilişkilerinde yaşadıkları problemleri çözüme kavuşturmalarıdır. Burada çiftler arasında yaşanan bu zorlu süreçler ele alınarak, bir çözüm yolu bulunmaya çalışılır. Terapi sayesinde çiftler problemlerle nasıl başa çıkacaklarını öğrenirler. Etkili, yapıcı iletişim kurma ve sürdürme becerisini kazanırlar. Bu sayede terapi sürecinde problemlerini çözerken, aynı zamanda gelecekte yaşanabilecek problemleri de nasıl çözeceklerini öğrenmiş olurlar. Bu ilişkinin olumlu ve sağlıklı ilerlemesine yönelik oldukça yarar sağlar. Çünkü çoğu çift, terapi sürecinden sonra artık sorunları ve problemleri ile nasıl başa çıkacaklarını öğrenmiş olarak ayrılır.


Terapi sırasında terapistin rolü kişilerin duygu ve düşüncelerini açık bir şekilde ifade etmelerini sağlamak, yaşadıkları problemin kaynağına inerek, bir çözüm arayışı bulmaktır. Terapi planı yapıldıktan sonra, çifte yeni bakış açıları kazandırılarak, yaşadıkları olaylara farklı bir pencereden bakmaları hedeflenir. Özetle, çiftin yaşadıkları problemlerde terapist bir aracı rol üstlenerek, kişilerin birbirlerini doğru bir şekilde anlamalarına yardımcı olur. Yapılan araştırmalara göre, çift ve aile terapileri etkili, kısa vadede sonuç aldıran ve ekonomik olan terapi çeşitlerinden biridir. Gittikçe tüm dünyada ve ülkemizde yaygınlaşmaya başlamıştır.


Ne zaman terapiye başvurmak gerekir?


Çift ve aile terapisine genellikle çiftler artık problemlerini kendi başlarına çözemedikleri ve ilişkileri çıkmaz bir hale girdiği zamanlarda başvururlar. Ancak çift ve aile terapisine, sadece problemler veya sıkıntılar yaşandığı zaman başvurmak gerekmez. İlişkiyi geliştirmek, güçlendirmek ve ileride ortaya çıkabilecek sorunları önlemek için de çift danışmanlığı alınabilir. Bu sayede bireyler ileride karşılarına çıkabilecek sorunları birbirlerini yıpratmadan nasıl çözüme kavuşturacakları konusunda deneyim kazanırlar.


Aile ve Çift Terapisi kimler için uygundur?


Eşiyle veya partneriyle ilişki içerisinde problemler veya sorunlar yaşayan herkes aile ve çift terapisinden faydalanabilir.


·     Çiftler arası ikili ilişkilerde karşılaşılan problemlerde,


·     Evlilikte karşılaşılan problemlerde,


·     Boşanma sürecinde,


·     Duygusal istismar ve şiddet olaylarında,


·     İlişkiyi etkileyen önemli yaşam olaylarının varlığında,


·     İkinci bir evlilik sürecinde,


·     Partnerlerde kişilik bozukluğu söz konusu olduğunda.


Partnerlerden biri terapiye gitmek istemezse ne yapılabilir?


Çift ve aile terapisine partnerlerin ortak kararı ile başladığında çok daha etkili ve hızlı sonuç verir. Çünkü böyle bir başlangıçla problemin tam olarak neden kaynaklandığı ve çözümü bilinmesede bir sıkıntının var olduğu kabul edilmektedir. Bu da bize iki tarafında çözüm istediği ve değişime istekli olduğunu gösterir. Maalesef böyle bir başlangıç her zaman mümkün olmayabilir. Bireyler toplumsal önyargılar ve kişilik yapıları nedeniyle problemlerinin çözümü için yardım istemekte zorlanabilirler.


Çoğu zaman partnerlerden biri yardım alma önerisini kavga esnasında veya problemin yaşandığı yoğun bir çatışma sırasında gündeme getirir. Bu durum partnerin terapiyi reddetmesine neden olabilir. Çünkü çatışma veya kavga esnasında danışmanlık almanın önerilmesi karşı tarafa bir eleştiri gibi gelebilir. Kişi problemlerin tamamen kendinden kaynaklandığını düşünebilir. Bu da terapiye karşı önyargıların oluşmasına neden olabilir. Partnerlerden biri terapiye gitmeyi kesinlikle kabul etmiyorsa, nedenlerini anlamaya çalışmak önemlidir. Partnere belki bir deneme seansına gitmeyi önermek burada işe yarayabilir.


Eğer tüm çabalarınıza ve isteğinize rağmen partneriniz terapiye gelmeyi kabul etmezse, bu durumda kendi başınıza bir şeyler yapmaya başlayabilirsiniz. Bireyin tek başına ilişki sorunlarını düzeltmesi tabi ki zordur ancak en azından bir terapist ile konuşarak ilişki içerisindeki kendi rolünüzü görebilir, problemleri çözmede ve ilişkiyi geliştirmek için neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Bazı durumlarda partnerlerden biri terapi almaya başladığı zaman ve kendini geliştirip, değiştirdiğinde partnerinin de ilişkiye ve terapiye karşı bakış açısı değişebilmektedir. Bu durumda partnerinizde kendi isteğiyle terapi sürecine başlamayı kabul edebilir.


İlişkinizde sorunları artık konuşarak çözemediğinizi hissediyorsanız mutlaka yardım alın!


Aile ve çift terapisine başlamak çoğu zaman bireyler için zordur. İlişki gibi özel bir yaşamı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan problemleri üçüncü bir kişiyle paylaşmak bireylere oldukça zor gelebilir. Çoğu zaman kişiler kendi başlarına bu problemleri çözmeye çalışırken başarısız oldukları bir süreçte oldukları için ve konuşmalar bir süre sonra sonu görülmeyen şiddetli kavgalara dönüştüklerden dolayı, çiftler bu durumu terapi sürecinde de yaşamaktan çekinebilirler veya korkabilirler. Ancak terapi sürecinde, problemler tartışılsa bile kavganın şiddetlenmesi mümkün olmaz çünkü terapist duruma müdahale ederek, olası problem karşısında çiftlere problem çözme becerilerini ve yapıcı iletişimin nasıl kurulacağı konusunda yol gösterir. Bu sayede çiftler etkili iletişim becerileri kullanarak, problemlerle nasıl başa çıkacaklarını öğrenirler. Bunu terapi süreciyle öğrenen bireyler, zamanla gündelik yaşamlarında da uygulamaya başlayarak, eskiden partnerleri ile çözemedikleri problemleri artık tek başlarınada çözebilir hala gelirler.


Unutmayın, sorun yaşadığımız ilişkiler bizim üzerimizde oldukça olumsuz etkiler bırakır. Acı, endişe, gerilim ve kaygı yaşarız. Eğer bu sorunlar çözümlenmeden devam ederse, ruhsal sağlığımızı olumsuz etkilediği gibi fiziksel sağlığımızı da olumsuz etkileyebilir. İkili ilişkimiz çıkmaza girdiğinde bir önlem almazsak, ilişkimiz bitme noktasına gelebilir. Bu nedenle problemler yıkıcı bir hale gelmeden çözümlemek oldukça önemlidir.


 


 


 


 

Yayınlanma: 25.12.2021 12:14

Son Güncelleme: 18.08.2022 12:19

Merve Ece KAYHAN
Merve Ece KAYHAN
Uzman Klinik Psikolog(*)(*)(*)(*)(*)
Uzmanlıklar: İlişki / Evlilik Problemleri, Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları, Ruhsal-Toplumsal, Kişisel ve Çevresel Diğer Koşullarla İlişkili Sorunlar
Merhaba ben Klinik Psikolog Merve E Devamını oku
Online Terapi
süre 50 dk
ücret 650
Yüz Yüze Terapi
süre 50 dk
ücret 800
Bunları da sevebilirsiniz...
kendini-sev

Çevrende eşin, dostun ve/veya ailenden herhangi biri bir hata yaptığında, problem yaşadığında veya mutsuz olduğunda ona anlayışla yaklaşırsın. Hatta hemen şefkat ve anlayışla yaşadığı olumsuzluk her ne ise son bulacağını, kendisinin değerli olduğunu ve onun hep yanında olacağını ifade edersin. Onu rahatlatmak için ne gerekiyorsa elinden gelenin fazlasını yaparsın. Oysa sen benzer bir durumla karşılaştığında ya da hata yaptığında, aynı şefkati ve anlayışı kendine göstermekten kaçınırsın. Üstüne bazen de; "Ben yetersizim, beceriksizim, her şeyi mahvediyorum, hiçbir işe yaramayan biriyim." şeklinde birtakım olumsuz ifadelerle kendini eleştirirken bulursun.Diğerlerinin hata yapma ve üzülme hakkının olduğunu düşünürken; kendine neden bu kadar acımasızca davrandığını hiç düşündün mü?Unutma!Onlar kadar senin de hata yapma ve üzülme hakkın var. Hiçbir şey veya hiç kimse kusursuz değil. Mühim olan zaten kusursuz olmak değil; kendini olduğun gibi kabul edebilmek, sevebilmek... Kendini olduğun gibi sev ve acımasızca eleştirmek yerine ilk önce kendine şefkatli olmayı dene. Çünkü, kendini sevdiğin zaman, diğerlerini de gerçek anlamda sevdiğini ve hayattan daha çok keyif aldığını göreceksin. Eğer bu satırları hala okumaya devam ediyorsan tam şu an yapmaktan keyif aldığın bir şey düşün ve kendin için bir şeyler yapmaya bugünden başla. Hayatındaki en önemli kişinin "sen" olduğunu bir kez daha vurgularken, çevrendeki insanların yanlışları karşısında gösterebildiğin anlayış ve şefkati senin de fazlasıyla hak ettiğini hatırlatmak isterim.Sevgiyle kal... Yazıyı Oku

Uzman: Canan RAMADAN

Yayınlanma: 20.10.2020

Zehirli ilişkiler çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir ve kişinin duygusal ve zihinsel sağlığına zarar verebilir. İşte toksik bir ilişkinin bazı belirtileri: Sürekli eleştiri ve olumsuzluk: Partneriniz sizi sürekli eleştiriyor, başarılarınızı küçümsüyor veya yalnızca kişiliğinizin olumsuz yönlerine odaklanıyorsa, bu toksik bir ortama yol açabilir.Kontrol ve manipülasyon: Partneriniz hayatınızın her yönünü kontrol etmeye çalışırsa, bu toksik bir ilişkinin işareti olabilir. Ayrıca istediklerini elde etmek için suçluluk duygusu uyandırma veya gaslighting gibi manipülasyon taktikleri kullanabilirler.Güven ve saygı eksikliği: Partneriniz size güvenmiyorsa veya sınırlarınıza saygı duymuyorsa, bu toksik bir ilişkiye yol açabilir. Duygusal ve fiziksel taciz: partneriniz, isim takma veya tehdit etme gibi duygusal taciz veya vurma veya itme gibi fiziksel tacizde bulunursa, bu, toksik bir ilişkinin açık bir işaretidir.Sürekli dram ve çatışma: İlişkiniz sürekli dram ve çatışma ile karakterize ediliyorsa, bu bir toksiklik işareti olabilir. Bu, küçük meseleler üzerindeki kavgaları, patlayıcı tartışmaları veya barışma ve ayrılma döngüsünü içerebilir.Zehirli bir romantik ilişki, eşlerden birinin veya her ikisinin, duygusal veya fiziksel zarara yol açan, zararlı, kontrol edici veya manipülatif davranışlarda bulunduğu ilişkidir.Toksik bir ilişki içinde olduğunuzu düşünüyorsanız, yardım ve destek aramanız önemlidir. Bu, güvenilir bir arkadaş veya aile üyesiyle konuşmayı, terapi aramayı veya aile içi şiddet yardım hattı veya destek grubuyla iletişime geçmeyi içerebilir. Unutmayın, sağlıklı ve sevgi dolu bir ilişki içinde olmayı hak ediyorsunuz ve sizin için mevcut yardım var.Zehirli bir ilişki içindeyseniz, ilk adım ilişkinin sağlıksız olduğunu ve size saygı ve nezaketle davranılmayı hak ettiğinizi kabul etmektir. İlişkinin toksik olduğunu kabul ettikten sonra atabileceğiniz birkaç adım vardır:Sınırlar belirleyin: Eşinize hangi davranışların kabul edilemez olduğunu ve neye müsamaha göstermeyeceğinizi bildirin. İletişiminizde net ve kararlı olun ve sınırlarınıza bağlı kalın.Destek arayın: Destek için arkadaşlarınıza, aile üyelerinize veya bir terapiste ulaşın. Konuşacak birine sahip olmak, duygularınızı işlemenize ve ilerlemek için bir plan yapmanıza yardımcı olabilir.Danışmanlığı düşünün: Eşiniz istekliyse, ilişkiniz üzerinde çalışmak için birlikte danışmanlığa gitmeyi düşünün. Nitelikli bir terapist, ilişkinizdeki sorunları belirlemenize ve çözmenize yardımcı olabilir.İlişkiyi sonlandırın: Toksik davranış devam ediyorsa ve partneriniz değişmek istemiyorsa, ilişkiyi bitirmenin zamanı gelmiş olabilir. Bu zor bir karar olabilir, ancak bazen kendi iyiliğiniz ve güvenliğiniz için gereklidir.Zehirli ilişkiler ve ortaklar, duygusal olarak tüketebilir ve refahınız için zararlı olabilir. Toksik bir partner veya ilişkinin bazı yaygın belirtileri şunlardır:Saygı eksikliği: Toksik bir partner, sınırlarınıza, fikirlerinize veya hislerinize saygısızlık edebilir. Sizi küçük görebilir, eleştirebilir ya da kendinizi aşağılık hissetmenize neden olabilirler.Kontrol ve manipülasyon: Toksik bir partner, davranışınızı kontrol etmeye veya yapmak istemediğiniz şeyleri yapmanız için sizi manipüle etmeye çalışabilir. İstediklerini elde etmek için suçluluk duygusu, tehditler veya başka taktikler kullanabilirler.Sahtekârlık: Toksik bir partner yalan söyleyebilir veya sizden sır saklayabilir, bu da ilişkideki güveni aşındırabilir.Kıskançlık ve sahiplenme: Toksik bir partner, kiminle vakit geçireceğinizi veya ne yaptığınızı kontrol etmeye çalışarak kıskanç veya sahiplenici olabilir.Duygusal veya fiziksel istismar: Aşırı durumlarda, toksik bir partner, zihinsel ve fiziksel sağlığınız üzerinde kalıcı etkileri olabilecek duygusal veya fiziksel istismara girebilir.Toksik bir ilişki içindeyseniz, sağlığınızı korumak için adımlar atmanız önemlidir. Bu, sınırlar koymayı, arkadaşlardan veya bir terapistten destek almayı veya gerekirse ilişkiyi bitirmeyi içerebilir. Unutmayın, tüm ilişkilerinizde saygı ve nezaketle davranılmayı hak ediyorsunuz.Sağlıklı ilişkiler karşılıklı saygı, güven, iletişim ve destek üzerine inşa edilir. İşte sağlıklı bir ilişkinin bazı temel özellikleri:Saygı: Her iki taraf da birbirlerinin sınırlarına, görüşlerine ve duygularına saygı duyar. Birbirlerine nezaket ve anlayışla davranırlar.Güven: Her iki ortak da birbirine güvenir ve iletişimlerinde açık ve dürüsttür. İlişkide kendilerini güvende hissederler ve yargılanma korkusu olmadan düşüncelerini ve duygularını paylaşabilirler.İletişim: Her iki taraf da etkili ve açık bir şekilde iletişim kurar, ihtiyaçlarını ifade eder ve birbirlerinin bakış açılarını dinler. Çatışmaları yapıcı ve saygılı bir şekilde çözebilirler.Destek: Her iki ortak da birbirlerinin hedeflerini ve isteklerini destekler. Büyümek ve gelişmek için birbirlerini cesaretlendirirler ve zor zamanlarda duygusal destek sunarlar.Bağımsızlık: Her iki taraf da kendi çıkarlarını ve arkadaşlıklarını ilişki dışında sürdürür. Birbirlerinin bağımsızlık ve özerklik ihtiyaçlarına saygı duyarlar.Sağlıklı bir ilişkide, her iki taraf da kendilerini değerli, desteklenmiş ve saygı duyulmuş hisseder. Hem bireysel olarak hem de bir çift olarak büyüyebilir ve gelişebilirler. Sağlıklı bir ilişki içindeyseniz, onu açık iletişim, güven ve karşılıklı saygı yoluyla beslemeye devam etmeniz önemlidir.Sağlıklı bir ilişki kurmak ve sürdürmek, her iki partnerin de çaba göstermesini gerektirir. Sağlıklı bir ilişkiyi desteklemek için yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır:İletişim: İlişkinizde iletişimi bir öncelik haline getirin. Birbirinize karşı açık ve dürüst olun, ihtiyaçlarınızı ve duygularınızı ifade edin ve birbirinizin bakış açılarını aktif olarak dinleyin.Saygı: Partnerinize saygı ve nezaketle davranın. Sınırlarına, görüşlerine ve duygularına saygı gösterin. Onları eleştirmekten veya küçümsemekten kaçının.Güven: Dürüst, güvenilir ve güvenilir olarak ilişkinizde güven oluşturun ve sürdürün. Partnerinizden yalan söylemekten veya sır saklamaktan kaçının.Kaliteli zaman: İkinizin de keyif aldığı şeyleri yaparak birlikte kaliteli zaman geçirin. Bu, daha güçlü bir bağlantı kurmanıza ve yakınlığınızı derinleştirmenize yardımcı olabilir.Destek: Birbirinizin amaçlarını ve özlemlerini destekleyin. Tutkularınızın ve hayallerinizin peşinden koşmak için birbirinizi cesaretlendirin.Uzlaşma: Uzlaşmayı öğrenin ve çatışmaların üstesinden yapıcı ve saygılı bir şekilde gelin. Her iki ortak için de işe yarayan çözümler bulmaya odaklanın.Unutmayın, sağlıklı bir ilişki kurmak zaman ve çaba gerektirir. Güçlü ve tatmin edici bir ilişki kurmak için açık bir şekilde iletişim kurmak ve bir ekip olarak birlikte çalışmak önemlidir.Unutmayın, herhangi bir ilişkide kendi sağlığınıza ve güvenliğinize öncelik vermeniz önemlidir. Taciz edici veya tehlikeli bir durumdaysanız, aile içi şiddet yardım hattına ulaşın veya kolluk kuvvetlerinden yardım isteyin. Yazıyı Oku

Uzman: Berfin Gurbet MUTLU

Yayınlanma: 19.10.2021

hayal-kirikligi-yasamak

Hayal kırıklığı yaşamak, insanların hayatlarında zaman zaman karşılaştıkları bir duygudur. Genellikle insanların beklentilerinin karşılanmaması veya umdukları sonucun gerçekleşmemesi sonucu ortaya çıkan bu duygu psikolojik sağlığımızı olumsuz etkileyebilir. Hayatımızın her alanında hayal kırıklığı yaşamış ya da yaşayacak olabiliriz. Örneğin, İlişkilerde: İlişkilerdeki beklentiler, genellikle hayal kırıklığına neden olabilecek en yaygın faktörlerden biridir. Özellikle romantik ilişkilerde, beklentilerin karşılanmaması, ortaya çıkan sorunlar veya ayrılıklar, insanların hayal kırıklığı yaşamasına neden olabilir. İş hayatında: İş hayatında, terfi beklentileri veya maaş artışı beklentileri karşılanmadığında, işlerin yolunda gitmemesi veya işyerinde haksızlıklar yaşanması durumlarında da hayal kırıklığı yaşanabilir.Eğitim hayatında: Eğitim hayatında, sınav sonuçlarının beklenenden düşük olması, başarısızlık yaşanması veya okul seçimleri gibi beklentilerin karşılanmaması, öğrencilerde hayal kırıklığına neden olabilir.Sağlıkla ilgili durumlarda: Sağlıkla ilgili durumlarda, hastalıkların tedavi edilememesi veya umulduğu gibi sonuçlanmaması, kişilerde hayal kırıklığına neden olabilir.Spor ve hobilerde: Spor ve hobilerde, bir yarışmada veya etkinlikte başarısız olunması veya beklenen sonuçların elde edilememesi, hayal kırıklığına neden olabilir.Hukuksal alanda: Mahkemeye gitmek, genellikle insanların haklarını koruma veya adaleti sağlama amacıyla yaptığı bir eylemdir. Bu nedenle, bir kişi mahkemeye gittiğinde, kazanmak için bir beklentiye sahip olabilir. Ancak, mahkemeyi kaybetmek, bu beklentiyi karşılamadığında, kişide büyük bir hayal kırıklığı yaratabilir. Bu durum, kişinin kendine veya avukatına güveni sarsabilir, maddi veya manevi kayıplara neden olabilir ve hatta uzun vadeli sonuçlar doğurabilir. Bununla birlikte, hayal kırıklığı yaşamak, aslında olumlu bir şey de olabilir: Kendimizi ve beklentilerimizi yeniden değerlendirme fırsatı yakalarız: Hayal kırıklığı, kendimizi ve hedeflerimizi yeniden değerlendirmemize, gerçekçi olmayan beklentilerimizi düzeltmemize yardımcı olabilir. Bu süreçte, hangi beklentilerin gerçekçi olduğunu ve hangilerinin olmadığını anlayabiliriz. Öğrenme fırsatı ediniriz: Hayal kırıklığı, yaşadığımız durumu analiz edip, nedenlerini anlamamıza yardımcı olabilir. Bu sayede, gelecekte benzer bir durumla karşılaştığımızda, daha iyi hazırlanabiliriz. Kişisel büyüme fırsatı elde ederiz: Hayal kırıklığı, kişisel büyüme fırsatı da sunabilir. Bu süreçte, duygusal zorluklarla başa çıkmayı, esnekliği, sabrı ve dayanıklılığı öğreniriz. Olumsuz duygularımızı ifade etme fırsatımız olur: Hayal kırıklığı yaşadığımızda, olumsuz duygularımızı ifade etme fırsatı buluruz. Bu, sağlıklı bir duygusal çıkış yoludur ve bizi daha rahatlatıcı bir duruma getirebilir. Hayal kırıklığı ile başa çıkmak bazen zor olabilir. Bu nedenle, hayal kırıklığı yaşadığınızda şunları deneyebilirsiniz:Kendinize zaman tanıyın: Hayal kırıklığı yaşadığınızda, duygularınızı anlamak için zaman ayırın. Bu duyguları bastırmaya çalışmak veya görmezden gelmek, duygularınızın daha da kötüye gitmesine neden olabilir.Kendinize iyi bakın: Kendinizi iyi hissettirecek şeyler yapın. Kendinize vakit ayırın, sevdiğiniz bir şey yapın veya dinlenin. Kendinizi iyi hissetmek, hayal kırıklığı yaşamanıza rağmen, pozitif bir perspektif sağlayacaktır.Gerçekçi olun: Hayal kırıklığı yaşamamak için, beklentilerimizi gerçekçi hale getirmeliyiz. Bu, gelecekte benzer durumlarla karşılaştığımızda hayal kırıklığı yaşama olasılığımızı azaltacaktır.Olumlu düşünün: Hayal kırıklığı yaşadığınızda, olumsuz düşüncelerinizi pozitif düşüncelere dönüştürmeye çalışın. Kendinize şunu sorun: "Bu hayal kırıklığı bana ne öğretebilir?" Hayal kırıklığından ders çıkararak, gelecekte daha başarılı bir kişi haline gelebilirsiniz.Kendinizi suçlamayın: Hayal kırıklığı yaşadığımızda, genellikle kendimizi suçlarız. Ancak, hayal kırıklığı yaşamanın sorumluluğu sadece bizde değildir. Hayatımızdaki birçok faktör, hayal kırıklığına yol açabilir. Kendinizi suçlamak, durumun daha da kötüye gitmesine neden olabilir.Destek alın: Hayal kırıklığı yaşadığınızda, kendinize destek sağlamak için ailenizden, arkadaşlarınızdan veya bir psikologdan yardım alabilirsiniz. Konuşmak, duygularınızı paylaşmak ve başkalarının bakış açısını dinlemek, kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.Yaşadığınız hayal kırıklığı ile ilgili olarak bir psikolog veya terapist ile çalışmak, duygusal destek sağlama ve ilişkiyle ilgili sorunları ele alma konusunda faydalı olacaktır.İlişkilerdeki zorlukları anlamanıza ve başa çıkma stratejileri geliştirmenize yardımcı olacaktır. Terapinin size sağlayabilecekleri bazı faydalar şunlardır:Duygusal Destek: Bir terapist, duygusal sıkıntılarınızı dinleyecek ve anlayışla karşılayacaktır. Size güvenli bir ortam sağlayacak ve duygusal yükünüzü hafifletmek için yeni yöntemler geliştirmenize sağlayacaktır.İlişki Dinamiklerini Anlama: Terapistiniz, ilişki dinamiklerini anlamanıza yardımcı olacaktır. İlişkideki sorunların kökenini ve nasıl geliştiğini anlamak, sağlıklı bir ilişki için önemlidir. Bu anlayış, gelecekteki ilişkilerde benzer sorunları önlemek için size rehberlik edecektir.İletişim Becerileri: İlişkilerde iletişim, sağlıklı bir ilişkinin temelidir. Bir terapist, iletişim becerilerinizi geliştirmenize ve anlaşmazlıkları daha sağlıklı bir şekilde çözmenize yardımcı olacaktır. İyi bir iletişim ile hayal kırıklığına neden olan ya da hayal kırıklığınız sonrası yaşanan çatışmaları azaltabilir ve duygusal bağları güçlendirebilir.Kendi Kendine Değerlendirme: Terapistiniz, deneyimlerinizi anlamanıza ve kendinizle ilgili farkındalık geliştirmenize yardımcı olacaktır. Kendi değerlerinizi, ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı tanımak, hem hayal kırıklığınızı onaracak hem bir daha bu sorundan minimum düzeyde etkilenmenizi sağlayacaktır.Problem Çözme Stratejileri: Bir terapist, hayal kırıklığınız akabinde ortaya çıkan sorunları çözme becerileri kazandırır. Sorunları ele almak, esneklik göstermek ve çözüm odaklı olmak, sağlıklı bir hayatın sürdürülmesinde önemlidir.Psikolog veya terapist seçerken, uyumlu bir ilişki kurabileceğiniz, sizinle çalışma konusunda deneyimli birini bulmaya özen gösterin. Kendinizi rahat hissettiğiniz, güvendiğiniz ve anlayışlı bir uzmanla çalışmak, terapi sürecinin verimli olmasını sağlayacaktır. Sonuç olarak, hayal kırıklığı normal bir duygu olsa da, bu duyguya kapılmak zor olabilir. Ancak, hayal kırıklığından ders çıkarmak ve gelecekte daha iyi hazırlanmak için, kendinize zaman tanıyın, kendinize iyi bakın, gerçekçi olun, olumlu düşünün, kendinizi suçlamayın ve destek alın. Hayatın bazen bizi hayal kırıklığına uğratabileceğini unutmayın, ancak bu durumda ne yapacağımızı kontrol edebiliriz. Yaşadığınız hayal kırıklığı ile mücadele etmekte zorlanıyorsanız bir psikologdan mutlaka destek alın. Sağlıklı bir iletişim yakaladığınız bir psikolog size bu mücadele için ihtiyacınız olan desteği sağlayacaktır. Yazıyı Oku

Uzman: Sinem ÇİBAŞ KARLIKLI

Yayınlanma: 05.07.2023