
Müge ADALI
Uzman Klinik Psikolog
Hakkında
Eğitimler
Sertifikalar
Blog Yazıları
BAĞLANMA
İnsanyavrusuolarakdünyaya geldiğimizde korunmak, beslenmek, avunmak ve duygularımızı düzenleyebilmek için başkalarına ihtiyaç duyarız. Başkalarına duyulan bu ihtiyaç “ölüm ve yalnızlık” gibi iki temel varoluş sorunundan dolayı hayatımız boyunca devam etmektedir. İhtiyaçlarımızıkarşılayankişi ya da kişilerle aramızda oluşan ilk bağlar, dünyaylave diğer insanlarla kurduğumuz bağların öncülü olup kendiliğimizin yapıtaşlarını oluşturmaktadır. Çocukluğumuzda “başkaları” tarafından sevilmek, sahiplenilmek, korunmak, yatıştırılmak ve önemsenmek bir taraftan zihnimizde “kendimize” dair olumlu bir “kendi modeli” oluştururken, bir yandan da diğerlerinin güvenilir, ilgi ve sevgisunmaya hazır bireylerolduğunailişkin olumlubir “başkalarımodeli” oluşturmaktadır. Annenin çocuğa fiziksel temasta kaçınmaması, dokunması, onu okşayarak sevgisini, göstermesi ve oyun oynadığı sırada çocukla diyalog kurması bağlanmanın oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Böylece çocukta duygusal doyum sağlanmaktadır. Bowlby’e göre anne çocuk arasında oluşan bu sıcak ilişki sayesinde çocuk doyum ve haz almaktadır. Bağlanma figürünün varlığı sayesinde bebek kendini güvende ve rahat hissetmektedir. Bebek için bağlanma figürü aynı zamanda etrafını rahatça keşfedebilmesi ve bilişsel gelişimine yönelik olanak sunması yönünden güvenli bir üs görevi görür. Bebek çevrede bir tehditle karşılaştığında bağlanma figürü olarak gördüğü yetişkin ile aralarında devamlı bir yakınlık oluşmasını istemektedir. Böylece bebek, istediği zaman bağlanma figürünü yakınında bulabileceğini bilerek güven ve rahatlıkla çevresini keşfetme şansını yakalamaktadır. Normal gelişmekte olan çocuğun bağlanma davranışı iki farklı gözlem ile değerlendirilmektedir. Bunların ilki, bebeğin sosyal tepkilerini diğer kişilerden çok bakım veren kişiye yönlendirme tercihidir. İkinci ise bebeğin bakım verenden ayrılma ve bakım vereni tekrar gördüğündeki tepki gösterme durumudur. Güvenli bağlanma gösteren çocuklar, annelerinin her zaman yanlarında olduğundan ve stres durumunda annenin yardımcı olacağından şüphe duymamaktadırlar. Anne ayrıldığında tepki gösterirler fakat döndüğünde kolaylıkla yatışırlar. Güvenli bağlanmanın gelişmesi için çocuğun kesintisiz, tutarlı tepkilere sahip olan, duyarlı ve her zaman ulaşılabilen bir bakım veren tarafından büyütülmesi gerekmektedir. Kaygılı/ikircikli bağlanma gösteren çocuklar, çağırdıklarında annenin yanıt vereceğinden ve yardımcı olacağından şüphe duyan çocuklardır. Bu nedenle ayrılığa direnme görülür ve anne döndüğünde yatışmazlar. Araştırıcı davranışlarda bulunmakla ilgili kaygıları mevcuttur. Bu bağlanma örüntüsünde anne tepkilerinde tutarlı değildir ve kontrol amaçlı terk etme tehdidinde bulunabilir. Kaçıngan bağlanma örüntüsü olan çocuklar ise annelerinin yardımcı olacağına dair güven duymazlar. Sürekli bir biçimde çocuklarını geri çeviren veya reddeden anneleri olan çocuklar ayrılığa tepkisiz kalırlar ve döndüğünde anneye yakın durmadıkları gözlenmektedir. Yetişkinlerde Bağlanma Güvenli bağlanan yetişkinlerde benlik saygısı yüksektir. Çevresindeki insanlarla yakınlık kurmaktan rahatsızlık duymazlar ve otonomiye sahip oldukları görülmektedir. Diğer üç bağlanma biçimi güvensiz bağlanma adı altında ele alınmaktadır. Kaygılı bağlanma gösteren yetişkinler kendilerini değersiz bulurlar fakat diğerlerine yönelik olumlu değerlendirme söz konusudur; bu yüzden diğerlerinden onay ve kabul almak için çabalarlar ve ilișkilerle çok ilgili oldukları gözlenmektedir. Bu insanlar diğerler insanlarla yakın ilișkiler içerisinde olmayı arzu ederken aynı zamanda onlarla yapıșkan tarzda ilișki kurmak istemeleri diğerlerini kendilerinden uzaklaştırabilmektedirler. Korkulu bağlanma gösteren yetişkinlerde ise kendilik değersiz görüldüğü gibi diğerlerine yönelik olumsuz değerlendirme söz konusudur. Kendisini sevilmeye layık olarak görmez ve diğerlerinin reddedici olduğuna dair inançları vardır. Bundan dolayı kaygılı bağlanan yetişkinler yakın ilișkiler kurmaktan kaçınmaktadırlar veya ilișkilerinde sorun yaşayabilmektedirler. Kaçıngan bağlanma gösteren yetişkinler kendiliklerini değerli ve sevilebilir olarak değerlendirirken diğerlerine karșı olumsuz değerlendirmelere içinde oldukları görülmektedir. Kaçıngan bağlanma gösteren yetişkinler hayal kırıklığına uğramak ve reddedilmek istemezler bu sebeplerden dolayı yakın ilișkilerden kaçınarak hayatlarını sürdürürler. Bu şekilde, bağımsız ve güçlü olmaya çalışırken olumlu benlik algılarını devam ettirmek böyle bir yol izlemektedirler.Çift İlişkisinde Bağlanma Güvenli bağlananlar yakın ilişkide güvende hissetmekle birlikte, yakınlık, karşılıklı bağımlılık, bağlılık veilişkide sorumlulukhissettikleri görülmektedir.Başkalarınayaklaşmaktanvekendilerine fazla görülmez.Bütünleştirici, karşılıklı dayanışma içerisinde olmayı tercih eden bir ilişki tarzını benimsedikleri görülmektedir. Sorun çözme stratejileri vardır.Partnerlerine destekleyici ortam sunarlar ve açık iletişim içinde halindedirler. Evlilik ilişkilerinde doyuma sahip olup, daha az küsme ve daha az sözel saldırganlık davranışları sergilemektedirler. Evlilikleri daha az boşanma ile sonuçlanmaktadır. Kaçıngan bağlanma gösterenler birisiyle yakın ilişkiler kurmakta güvenmekteve bağlanmakta güçlük yaşamaktadır.İçe dönük soğuk ve duygularını ifade etmekten kaçınan bir yapıdadır. Sorun çözme ile ilgilenmediği görülür, eşinin ihtiyaçları ve sıkıntılarına dair farkındalığı yoktur. Eşinin yakın olma isteğine karşı huzursuz hissetmektedir.Kaçıngan bağlanma gösteren biri eşiyle arasında bir mesafe olmasını istemektedir. Önceliği ilişkisi değil işi ve hobileridir. Evlilikten düşük bir beklentisi vardır. Kendine yeterli olmayı seçen biridir.Çatışmada kaçınır ya küskünlükle tepkisini belli etmektedir. Kaygılı-ikircikli bağlanma gösterenler ise yakınlık söz konusu olduğunda ikircikli duygulara sahiptirler. Kaygılı bağlanma gösterenler devamlı olarak duygusal iniş-çıkışlaryaşamaktadırlar.Eşinin kendisini gerçekten sevip sevmediği ve gerçektenkendisiyle birlikte olmakisteyipistemediği konusunda endişeleri vardır. En ufak tehditi çabucak fark edip, olumsuz durumları abartma eğilimi göstermektedir. Bundan dolayı ilişkide güvenlik duygusunun artmasına ihtiyaç duymaktadır. Güven duygusu kontrollü bir haldedir, eşinin kendisine olumlu tepki vermesiyle güvenini sağlamaktadır. Eşi kontrolü dışına çıkarsa ihanete uğradığını düşünme eğilimi vardır. Eşinin otonomi ve bağımsızlığına izin vermez. Çok fazla kıskançtır, tutkuludur, çatışmaya saplanır ve eşine kin güdebilir. İlişkide doyumsuzdur fakat derinde terkedilme korkusu hissettiği için mutlu olmasa da evliliğini sürdürmeye devam etmektedir.Çatışmaların sürekli tekrar etmesinden dolayı diğer eşin çoğunlukla ilişkiden çekildiği görülmektedir. Kaçıngan bir erkek, kaygılı/ikircikli bir kadınla evlenirse duygusal yönden uzak olmak ve daha az bağlanmak istediğinden dolayı yakın ilişkide olmaktan hoşnut hissetmez. Kadınınsahiplenicitutumunedeniylekendisinitehditaltındahissettirir.Bu ilişkide kadın dahoşnut hissetmemektedir çünkü yakınlık ve bağlılık ihtiyacı eşi tarafından karşılanamamaktadır.Yine de evlilik huzursuzluğa rağmen uzun sürebilmektedir. İlişkilerindesoru yaşayan çiftler uyumsuzluktan dolayı sürekli tekrarlanançatışmaların ardındanveya eşlerdenbirisinintükenmişliği sebebiyleterapiye başvurdukları görülmektedir.Terapisürecindeherikieşin bağlanma stillerinin incelenmesi, eşlerin bu yönde değerlendirilmesi ve çiftlere bu konuda farkındalık kazandırılması çok önemli bir konudur
Adresi
Piri Mehmet Paşa, Mumhane Sk., 34570 Silivri/İstanbul, Türkiye
