
Şevval KORKMAZ
Uzman Klinik Psikolog
Hakkında
Danışmanlık/Terapi Süreci Hakkında
Yetişkin ve ergen gruplarıyla olan seanslarımda Bilişsel Davranışçı Terapi teknikleri ve destekleyici teknikler kullanmaktayım. Seanslarmı haftada bir olacak şekilde planlıyorum.
Çocuk gruplarıyla ise Çocuklarda BDT teknikleri ve ayrıdan Oyun Terapisi uygulamakta olup çocuk seanslarını yüz yüze sürdürüyorum.
Ebeveyn Danışmanlığı yapmaktayım.
Çalışma Grupları
Terapi Yaklaşımları
Eğitimler
Sertifikalar
Blog Yazıları
Çocukların Davranış Problemlerine Yaklaşım
Merhabalar.Geçtiğimiz günlerde bir çocukla tanıştım içi kıpır kıpır enerjisine yetişmeniz neredeyse imkansız, iletişimi çok tatlı ama işin detayına baktığınızda dürtüselliği mevcut. Bu "dürtüsellik" özellikle okuldaki öğretmenini zorluyormuş. Anladığım kadarıyla öğretmen otoritesinin ve sınıf yönetimi becerisinin zorlandığını hissediyor diğer bir yandan bu arkadaşımızla özel bir şekilde ilgilenebilmesi için ihtiyacı olan zamana sahip olamıyor.Peki ya çocuk açısından düşünecek olursak ona rahatsızlık veren şeyler neler olabilir? Arkadaşlarının yanında istemsizce uyum zorlanmaları yaşıyor, oyun oynarken kurallara uymada zorlanıyor ve bunlardan dolayı akranları tarafından dışarıda tutulup bunun sonucunda bir gruba ait hissetmiyor olabilir, dikkatini sürdürme konusunda zorlanmalar yaşayabildiği için akademik noktada problemlerle karşılaşıyor olabilir, evde ise davranışlarının istemli olduğu düşüncesinde olabilecek olan ebeveyn tarafından uyarı ve cezalar alıyor olabilir. Bu ihtimaller artadabilir azaladabilir ya da her çocuk için değişebilir. Dikkat edilmesi gereken nokta ise etkiletlemekten uzak durarak bunun yerine duygu ve davranışlarını düzenleyebilmesi için desteklemek.Çocukları anlamak adına baktığımızda biz yetişkinler yaşadığımız olaylar karşısında bazı duygulara kapılabiliyoruz. Durumların niteliği farklı duygusal tepkilerin ortaya çıkmasına da zemin hazırlayabiliyor veya duygusal tepkiler kişiden kişiye farklılık da gösterebiliyor. Bir kişinin kayıp karşısında verdiği tepki sağlıklı bir üzüntüyken, bir diğerinin verdiği tepki daha yıkıcı nitelikte bir üzüntü olabiliyor. Yani kişilerin verdiği duygusal tepkiler genel olarak kişisel ve çevresel faktörlere bağlı ortaya çıkabiliyor.Duyguların davranışları ortaya çıkardığı görüşünü baz aldığımızda ise duygu genellikle bir davranış ile sonuçlanabiliyor.Çocuklarımıza gelecek olursak, henüz duygu ayrımlarını tam olarak yapamasalar bile kapıldıkları duygular onların zihninde bazı mesajlar oluşturabiliyor. Yani kendini mutlu hisseden bir çocuk aynı zamanda güvende hissedebilir. Korkan bir çocuk tehlikede olduğunu düşünerek bunu davranışa dökebilir. Aile tarafından korkutucu bir tutumla büyüyen bir çocuk o halde evinde kendini nasıl güvende hissedebilir? Çocuklarımıza karşı olan tutumlarımıza özen gösterdeğimizde onların duygusal, düşünsel ve davranışsal süreçlerini olumlu yönde etkileyebileceğimizi bilmek sizin de içinizde bi ışık uyandırmıyor mu?Bu konuda çocuğun duygularını ve düşüncelerini ebeveynlerine rahatça ifade edebilmeleri için aslında aile içinde ihtiyaç duyduğu bazı gereksinimler vardır. Bu ise güven verici aile ortamında gerçekleşebilir.•Bu güven ortamının oluşturulması için öncelikle aile içinde açık iletişim oluşturulmalıdır. Anne ve babalar net ve açık bir şekilde kendilerini ifade ederek çocuklarına örnek davranışlarda bulunmalıdır.•Sevgi ve saygı yine anne ve baba tarafından hem karşılıklı hem de çocuklarına yönelik olarak sözel veya sözel olmayan davranışlarla gösterilmelidir. Çocuk da bir birey olduğu için ona saygı gösterilmelidir, düşüncelerine önem verilmelidir.•Anne ve babalar çocukların istekleri karşısında tutarlı davranmalı, iyi polis-kötü polis ortamı oluşturulmamalıdır.•Çocuğun duygusal veya duygusal olmayan temel ihtiyaçları karşılanmalı ve karşılandığından emin olunmalıdır.•Aile içinde en önemli noktalardan biri sınırları belirleme ve daha da önemlisi bu sınırları korumaktır. Çocuk, "Neyi yapabilirim, neyi yapamam?" gibi soruların cevaplarıyla ilgili sınırlar sayesinde fikir sahibi olmalıdır.•Aile üyeleri birbirlerine karşı etkin dinleme becerisi geliştirmeli, karşılıklı istek ve ihtiyaçlarını doğru bir şekilde anlamalı ve bu yönde tepkiler geliştirerek iletişimi sürdürmelidir.Tabii tüm bunların başında çocuğun ebeveynleri tarafından görülüyor, duyuluyor ve anlaşılıyor olması gerekir. Aslında saydığımız bu üç maddeyi sevgi aşısı olarak nitelendirebiliriz.Henüz hayata dair olumsuz duygularla yeni karşılaşan bir çocuk bu duygularla nasıl başa çıkabileceğini bilmekte ve duygularını düzenlemekte zorlanabilir. Özellikle aile içinde bu duygular görülmezse çocuk, "görülmek" için farklı yöntemler deneyebilir. Bu yöntemler ise genellikle anne ve babaların sınırlarını zorlayan davranışlar şeklinde dışavurumlardır. Ama aile tarafından kabul görmeyen hiçbir dışavurum bir anda ortaya çıkmamıştır. Çocuk birçok "Ben burdayım ve bu durumdayım." aşamalarından sonra bu yöne evrilmiştir. "Kendimi üzgün hissediyorum" diyemeyen veya dese de bu duygusu görmezden gelinen bir çocuğun görülmek adına yaptığı bu dışavurumlar anne ve babaları şaşırtmamalıdır. Aslında çocuklar size yaşadığı tüm duyguları bir şekilde yansıtmaya çalışmaktadır. Onun bu çabasını "İlgi çekmeye çalışıyor." diyerek görmezden gelmek "Neden ilgi çekmeye çalışıyor?" sorusunun cevabını hiçbir zaman bulamamanıza sebebiyet verir. "Her çocuğun kendi dünyasını kendince keşfedebilmesi için zamana ihtiyacı vardır." Bu süreç içinde özsaygıyı öğrenir ve böylece bu özsaygısını dışarıya saygı ve sevgi olarak yansıtır. Benliğini arama ve bulma yolculuğunda olan çocuklar tüm duygularıyla kabul edilmeli ve bu "kabul" sözel veya sözel olmayan tutumlarla ona yansıtılmalıdır. Onu gördüğünüzü, anladığınızı, neye ihtiyacı olduğunu fark ettiğinizi ona aktarmak çocuk için çok kıymetlidir.Çoğu ebeveyn çocuğuyla vakit geçirdiğini, oyun oynadığını, ona zaman ayırdığını ifade etse de ayrılan bu zamanın niceliğinden çok niteliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Çocuk anne veya babayla oyun oynarken ne derecede anlaşıldığını, ne düzeyde ebeveyninin onun iç dünyasını görebildiğini hissediyor? Bir çocuk için bir masa bazen bir ev, bir kuş bazen bir prenses olabiliyor. Bu noktada çocuğun içsel dünyasına ulaşabilmek adına onu dinlemek, anlamak ve anlamlandırmak gerekiyor.Tüm bunları özetlemek gerekirse eğer;Anne ve babanın tutarlı davranışları çocukları güvende hissettirerek aile içindeki sınırların korunmasına yardımcı olur.Anne ve babanın çocuğun istek ve ihtiyaçlarını duyuyor ve görüyor olması çocuğun yaşadığı zorluklarla başa çıkmasına destek olarak çaresizlik hissine kapılmasına engel olabilir.Anne ve babanın çocuklarını tanıyarak, onların varoluşlarına saygı duyarak, bir koşula bağlı kalmadan sevgilerini hissettirerek çocuklarının benlik algılarının güçlenmesine katkı sağlayabilirler.Anne ve babalar çocuklarıyla birlikte nitelikli ve özel zamanlar geçirerek, kendilerini bazen çocuklarının akışına bırakarak paylaşımlar yaptıklarında aralarındaki ilişkinin güçlendiğini ve çocuklarını daha iyi anlamaya başladıklarını fark edebilirler.Anne ve babaların çocuklarının bireyselleşme çabalarında onları engellemek yerine çabaları için onları cesaretlendirmeleri bir sonraki girişimleri için öz güvenlerini olumlu yönde etkileyecektir. Ebeveynlerden gelen bu güven çocukların yeterlilik algılarını da etkileyebilecektir.İyilikle...
Adresi
Merkez, Merkez Cd., 34381 Şişli/İstanbul, Türkiye
