Aranmakta olan Mut-lu-luk

Son senelerde kişilerin yaptıkları işlerden, kurdukları aileden, çalıştığı yerden, arkadaş çevresinden, eğlence hayatından dahi mutlu olamadıkları ya da olmadıkları hep karşımda…

Kendi hayatının zirvesinde olanda, dipte olanda mutluluktan bir haber.

Mutluluk şunlara sahipseniz sizindir demek çok basma kalıplık olur. Ama mutluluk için ihtiyacınız olanlar işte onlar önemli:)


Herkese merhabalar…

Umarım herşey yolundadır, değilse de yoluna girmesini ümit ediyorum.

Mutluluk ve mutlu olmak hakkında paylaşmak istediklerim var.

Biz insanoğlunun peşinden koştuğu belli başlı şeyler var bunlardan biride, mutluluk.

Son senelerde kişilerin yaptıkları işlerden, kurdukları aileden, çalıştığı yerden, arkadaş çevresinden, eğlence hayatından dahi mutlu olamadıkları ya da olmadıkları hep karşımda…

Kendi hayatının zirvesinde olanda, dipte olanda mutluluktan bir haber.

Mutluluk şunlara sahipseniz sizindir demek çok basma kalıplık olur. Ama mutluluk için ihtiyacınız olanlar işte onlar önemli:)

İlk mutluluktan bahsedelim sonrasında mutluluk için ihtiyacımız olanlara değinelim.

Mutluluk, bir durum ya da kişiye karşı duyunlar histir. Mutluluk çoğunlukla zihnimizdeki mutluluk resmi ile eşleşiyorsa hissedebildiğimizdir. Bu da nedemek? Kişi yaşamının her karesine dair zihninde bir resim oluşturmuştur. Başarıya, güvene, sevgiye, aşka, ve tabi mutluluğa dair. Zihnimizdeki resme uymayan her bir başlık eşleşmediğinde ne mutluyuz ne de başarılıyızdır. Çünkü sana gelen mutluluk zihnindeki resimle eşleşmemiştir.


Neden bu kadar mutlu olmaya odaklıyız? Neden yaşamın her karesinde çok mutlu olmayı dilemekteyiz? Var olan mutluluklarımızla neden yetinmeyip dahasını istemekteyiz? Geçmişteki mutluluğumuzu gelecekte de aramak neden? Başkalarının mutluluklarıyla mutlu olmak niye bu kadar zor? Sanal dünyanın gerçek olmayan mutlulukları bizi niye bu kadar zorda bırakmakta? Ünlü, ünsüz, fenomenlerin mutluluklarına neden bu kadar özenmekteyiz? Hayat sürekli başrol dizi ya da film oyuncusu olmaktan mı ibarettir? Yan karakter olmak görülmez olmak demek midir? Ya da mutluluklarımız gösteriş mi olmak zorundadır? Sessiz yaşanan mutluluklar yeterli değil midir?

Ve dahası sorular bizlerin kendi mutluluğumuza dair engellerimizdir.

Mutluluk seninle olsun istiyorsan;


1- Kanaat et!

Sahip oldukların ve olacaklarına kaanat et. 1 kalbin varsa 2.sini isteme, sahip olduğunla mutluluğu ara, yetin.

Bir kabiliyetin varsa onun üzerinde yoğunlaş, şu kişi bunuda yapıyor bende yapayım deme, aç gözlülük etme.

Bir ailen varsa varlığına kanaat et, zenginliğini sahip olduklarınla hisset, sahip olamadıklarına hırslanıp hasetlenme, onların için çaba etmen yeterli.


2-Şükret/İyiki de! Bu şükür yaratıcıya duyulan minneti dile getirmek olabilir. Yanındakinin varlığına dair şükür olabilir. Hayatın defterinde mutlaka iyikilerin yazılıdır, onları gözden geçirmeyi dene. Unuttuğun iyikilerin seni yürüdüğün yolda yaptıkların ve yapacaklarına dair inancını güçlendirecektir.


3-Ne geçmişte takılı kal! Ne de geleceği yasla karşıla! Geçmişte yaşadıklarımızı, geleceğimizde biçtiğimiz hasatımızdır. ‘Ne ekersen onu biçersin tamda buraya uygun bir cümle diyebiliriz. Acılarımızın kaynağı, öncelikle kendi içimizde hapsolmuşluğumuzdan kendimizi nasıl kurtaracağımızı söyleyen cümlelerimiz, daha da kendimize hapsolmuş hissetmemize neden olur. Seçimlerimizi sıkıntılı yaşam seviyesinde yaptığımız sürece, çözümlerimizin kökleri sorunun içinde olacaktır. Şimdide ektiğin sağlıklı tohumun geleceğinin sağlıklı hasatıdır. Geçmişle barışmak, geçmişe öfkelenip göndermek, yeni bir geçmiş oluşturmak senin elinde. Çıkamıyorsan bu kısır döngüden psikolojik destek al ve kendini şifalandır.


4-Hayatındaki kalabalıktan kurtul! Hayatındaki kişileri, mekanları, işleri, planları, yediklerini, içtiklerini, izlediklerini, tercihlerini ve seçimlerini un eleğinden ele zamanın geldi. Zaman varki bunlar arasında kendini kaybettiğin, bulamadığın kalabalıktan kendini dinleyemediğin ya da zorunlu bırakıldıklarını düşün yapmak zorunda oldukların, maruz kalmak zorunda oldukların. Hayat eleğini kullan ve yığın arasında çık. Seni hakikaten mutlu eden arkadaşın ile beraber ol, zorunda bırakıldığın sen olmadığını hissettiğin o topluluktan sıyrıl. Ait hissettiğine yönel. Seni iyiliğe teşvik eden, pozitif zihnin yaşam sürdüğü yere yönel. Bırak senelik planlar yapmayı, 12 ay 365 günün olduğunu düşün.


5- Keşke demeyi bırak! ‘Keşke bende, keşke sende’ başlayan cümlelerini azalt, hatta bırak. Tercihlerinin iyi yanlarınıda gör, olumsuz yanlarının seni geliştirmesine izin ver. Bırak gözünün üzerindeki kaşa söylenmeyi… Bir kerede izin ver noktalama ve yazım hataları yapmana… Keşke dedikten sonra pişman olmayı bırak. ‘Keşke’nin hayatını demoralize etmesine izin verme. Olumsuza odaklanıp, olumluyu görmezden gelme.

Bunlardan biri veya birden çoğu seni anlatıyor olabilir. Hiç biride değil demek sürece direnmek demektir. Görmezden gelmek, yüzleşmek istememektir. Umutsuzca mutluluğu aramak mutsuzluğun devamıdır. Mutluluğun kendini aranması gerekmez. O kendisidir.

Çok uzatmadan sonuna geldiyseniz yazının, vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Daha çok yazılar yazabilmem için desteklerinizi beklerim. Sizlerin desteği benim yazma cesaretim…

Sevgiler…

Yayınlanma: 21.09.2020 07:23

Son Güncelleme: 21.09.2020 07:23

#çift terapisi#aile terapisi#ebeveynlik#mutlu olmak#mutluluk#depresyon#kişisel gelişim#mutlu musun?#evlilik#ilişkiler#terapi
Psikolog

Tuğba

ÖZYÜREK

Psikoterapist

( )( )( )( )( )

Uzmanlıklar:

İlişki / Evlilik Problemleri, Fobiler, Travma ve İlişkili Bozukluklar
Online TerapiOnline Ter...
süre 60 dk
ücret 270
Yüz Yüze TerapiY. Yüze Ter..
süre 60 dk
ücret 270
Yapay zeka ile, kişiselleştirilmiş destek:
Menta AI
Yapay zeka ile,
kişiselleştirilmiş destek: Menta AI

Şimdi indir, konuşmaya başla

App Store'dan İndirGoogle Play'den İndir
Bunları da sevebilirsiniz...

(Love Bombing)- Sen Seç, Sevgi mi yoksa Bombardıman mı?

Love bombing, Türkçe karşılığı ile sevgi bombardımanı ya da sevgi bombalaması anlamına gelmektedir. Love bombing bir tür duygusal manipülasyon olarak kabul edilir.İstismarcı, istismar edilen tarafın hayatına aşırı düzeyde müdahale ederek istismar edilen tarafın bağımsız bir birey olma potansiyelini elinden almaya çalışır ve kendisine bağımlı olan bir bireye dönüşmesini ister.Bu terim psikoloji açısından ele alındığında narsist bir bireyin karşı bireyi kontrol edebilmek adına gösterdiği istismarcı ve aşırı düzeydeki ilgi gösterme davranışı olarak kabul edilir.Burada söz edilen ilgi sağlıklı değildir, istismarcı aşırı ilgi altında istismar edilen tarafın hayatına karşı kısıtlamalar koymaya başlar. Gideceği yer, yiyeceği yemek, giyeceği kıyafet, buluşma saati, buluşulacak mekân ve görüşülecek insanlara kadar her şeyi istismarcı kendi belirliyor ve yönetiyor olmak ister. Bunu partnerini çok sevdiği ve ilişkisine çok değer verdiği için yapıyor gibi görünse de zamanla kişiye karar verme hakkı tanımamaya başlar.Love bombing yaşanan ilişkilerde istismara uğrayan taraf ilk zamanlarda gösterilen aşırı ilgi ve övgüleri cazip görmekte, çok mutlu hissetmekte, sevildiği ve önemsendiğini düşünmektedir. Ancak zamanla kişi ilişki içinde kendisini güvende hissetmek yerine manipüle edilmiş ve kontrol altında kalmış hissetmeye başlayabilir. Çok ilgi dolu gözüken bir istismarcı partnerin esas amacı genellikle kontrol ve güç elde etmektir. İstismarcı, kurulan bu yoğun ve hızlı ilişkiyi kullanarak istismar edilen tarafın duygusal bağımlılığını artırmaya çalışır. İstismar edilen taraf, istismarcının yoğun ilgisi nedeniyle mantıksız bir şekilde bağlanabilir, istismarcının gösterdiğini düşündüğü ilgi ve sevgiyi kaybetmemek için istismarcının istediği şekilde davranan bir birey haline gelir. Zamanla bağımsızlığını ve sınırlarını iyiden iyiye kaybeden istismar edilen taraf tümüyle istismarcısına farkında olmadan gücü ve kontrolü verir.Kısaca özetlemek gerekirse, love bombing, aşırı sevgi gösterme taktiği ile başlayan, sağlıklı bir ilişki biçimi olmaktan çok uzak bir istismar ve manipülasyon biçimidir. Bu manipülasyona uzun süre maruz kalan partner duygusal ve psikolojik sağlığında bozulmalar yaşayacağı için bu ilişki döngüsünden tek başına çıkabilmesi güçtür. Bu süreçte ruh sağlığını korumak için bir uzmandan destek alması önerilir.Love Bombing (Sevgi Bombardımanı ) Belirtileri Nelerdir?Aşırı İlgili Davranışlar: İstismarcı durmadan gece-gündüz mesaj atma, telefonla arama, buluşma teklif etme ve her detaya hâkim olma gibi davranışları ilişkinin başındayken de sıkça tekrarlayabilir. Açılmayan telefonların hesabını sorma, ihmal edildiğine yönelik algı oluşturma, her dakika hesap verilmesini talep etme vb. davranışlar istismarcının bazı davranışlarına örnek olarak düşünülebilir.Sürekli Övgüler: İstismarcı, istismar edilen tarafı sürekli övebilir. Kendisini küçülten, istismar edilen tarafı büyüten sözlerin altında istismar edilen tarafı kendisine bağlama gerçeği bulunmaktadır. Sağlıklı ilişkilerin dinamiği içerisinde de partnerlerin birbirine güzel sözler söylemesi kıymetlidir ancak burada istismarcı taraf süreci fazla ileriye götürmekte her an her dakika istismar edilen tarafı olumlu mesajlar ile uyararak sürece karşı şartlanma oluşturmaktadır.Diğer İnsanlara Karşı Değişlik Talepleri: İstismarcı, istismar edilen tarafın çevresindeki insanlar ile iletişimini kesmesini veya diğer ilişkilerini azaltmasını isteyebilir. Bu sebeple istismar edilen taraf sosyal destekten yoksun kalarak istismarcıya daha çok bağımlı hale gelmektedir. İstismarcı, birbirlerine daha çok vakit ayırabilmeleri ve ilişkilerinin iyiliği için bunu yaptığını belirtse de burada sınır koyabilmek oldukça önemlidir. İstismarcıdan sık sık sorun biz değiliz çevredeki insanlar bu sebeple onlardan uzaklaşmalısın/ uzaklaşmalıyız gibi ifadelerini duyabilirsiniz. İstismar edilen tarafın zamanla çevresinden soyutlanması ruh sağlığı için tehdit niteliğinde olabileceği için bu talepler konusunda çok dikkatli olmak gerekir.Sıkça Hediyeler Alma ve Jestler Gerçekleştirme: İstismarcı, ilişkinin henüz çok başlarında iken de sık sık ve pahalı hediyeler veriyor, romantik jestler yapıyor olabilir. Bu şekilde istismar edilen tarafı kendine bağlamaya çalıştığı unutulmamalıdır. Hediyeleşmek güzeldir ancak orada kıymetli olan düşünülmektir. Pahalı ve kişiye zor duruma sokacak hediyeler istismarcı bir partnere işaret edebilir.Çatışma ve Olumsuzlukları Reddetme: İlişkinin başlangıcında yaşanan veya yaşanabilecek olumsuzlukları, çatışmaları kabul etmemek, bu tür konuları yok saymak ya da hızlıca geçmek, istismarcının sık kullandığı bir davranış biçimidir. Örneğin: Şimdi ne gerek var bu konuları konuşmaya, biz anı yaşayalım, şimdi hiç tadımızı kaçırmayalım, sonra konuşuruz şimdi acelesi yok, bir aradayken zamanımızı bunlar ile geçirmeyelim’’ gibi örnek cümlelere sık sık rastlamak mümkündür. İlişkilerde hiçbir konunun halı altına süpürülmediğinden emin olmak ilişkinin sağlığı için önemli bir kriterdir.Love Bombing bir İlişkinin İçinde Neler Yapılmalıdır? Öncelikle love bombing sadece yakın-romantik ilişkiler ile sınırlı olmadığını tüm yaşamımızda kurduğumuz ilişki dinamiklerimiz için genellenebildiğini unutmamamız gerekir. Aile, arkadaş ve iş ortamında da love bombing ile karşı karşıya kalabilmek mümkündür. Peki, love bombing ile karşı karşıya kalındığında neler yapılmalıdır?-İlişkilerinizde sınırlarınızı belirlemek ve bunu karşınızdaki kişiye açık bir şekilde belirtmek ilk yapılması gereken davranıştır. Bunun için insanlara gerekli durumlar karşısında ‘’hayır‘’ diyebiliyor, sınır koyma noktasında bir çekince yaşamıyor olmanız gerektiğini hatırlatırım. Eğer sınır koyma ile ilgili bir yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bir uzmana başvurabilirsiniz.-Hoşunuza gitmeyen ve sizi rahatsız eden tüm davranışları açık bir şekilde dillendirmelisiniz. Örneğin; kıyafetinize karışması, sosyal medya hesaplarınızı yönetmek istemesi gibi sizin kişisel alanınıza müdahale etmeye çalıştığı her noktada istismarcıya ‘’dur’’ diyebilmeli ve bu durumun sizde oluşturduğu hissi paylaşabilmelisiniz.-Ailenizin ve çevrenizdeki insanların ilişki içinde olduğunuz kişi hakkındaki yorumlarını dinleyin ve değerlendirin.Unutmayın ki, love bombing istismarcının isteği doğrultusunda hareket eder ve genellikle istismarcının kontrolünü artırmaya hizmet etmektedir. Bu tür davranışlara karşı dikkatli olmak ve sağlıklı sınırlar belirlemek önemlidir. Yaşadığınız bu travmatik ilişki zamanla yaşam kalitenizi ciddi düzeyde etkileyerek psikolojinize zarar verir. Sevgi bombardımanına maruz kaldığınızı fark ettiğiniz zaman psikolojik destek almayı ihmal etmeyin.Seans randevu almak isterseniz randevu takvimimden bana ulaşabilir ya da sorunuz var ise her zaman sorunuzu sorabilirsiniz.Sevgi ve sağlıcakla,Uzm. Psk. & Aile Danışmanı Fatma İzel ŞAHİNKaynakça: https://www.psikoterapi.pro/makaleler/sevgi-bombardimanihttp://www.izmirpsikolojimerkezi.com/news/70/ask-mi-ask-bombardimani-mi/https://saripsikoloji.com/blog/love-bombing-nedir

İş Hayatında Mutlu Olmak İçin Yapabileceklerimiz

İş Hayatında Mutlu Olmak İçin YapabileceklerimizAnahtar Kelimeler: İş tatmini, Yaşam tatmini, İletişim, Mutluluk Yaptığımız işten mutlu muyuz? Bugünlerde tam olarak bu sorunun cevabı olan “ iş tatmini” terimini çokça duyuyoruz. İş tatmini, çalışanların bireysel ve örgütsel faktörlerden etkilenerek iş ve iş ile ilgili deneyimlerine karşı duydukları olumlu duygusal durum, memnuniyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde bir çalışan aylık 225 saat çalışabilmektedir. Bu da hayatının büyük çoğunluğunu işte geçirdiği anlamına gelir. Hayatımızın bu kadar önemli bir kısmındaki memnuniyetimizin hayatımızın geri kalan kısımlarını da etkilemesi oldukça doğaldır. Peki iş hayatında mutsuz olduğumuz zamanlarda olamaz mı? Tabi ki olabilir, önemli olan bu zamanlarda kendimizi ne kadar fark ettiğimiz ve kendimiz için neler yaptığımız. Şuan bu yazıyı okuyor olmak bile aslında bir şeyler yapıyor olduğunuz anlamına geliyor. Gelin şimdi bunu anlamlı kılacak bazı bilgilerle iş tatmini nedir, nelere göre şekillenir, ne gibi sorunlar olabilir ve biz neler yapabiliriz bunlara birlikte göz atalım.İş Tatmini İş tatmin düzeyi daha önce bahsettiğimiz gibi bireysel ve örgütsel faktörlerden etkilenebilir. Bireysel faktörler olarak yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, kişilik, zekâ gibi özellikleri düşünebiliriz, örgütsel faktörler ise işin niteliği, ücreti, iletişim, eğitim ve gelişim imkânları, rekabet, örgüt kültürü gibi özelliklerdir. Bireysel faktörlerden nasıl etkilenebileceğimize en iyi örnek çocuklar olabilir. Çocuk sahibi olduktan sonra iş hayatına adapte olmakta zorlanabiliriz. Aynı zamanda çok hareketli ve dışa dönük bir insansak beyaz yaka olarak tüm gün ofiste oturmaktan rahatsız olabiliriz. Örgütsel faktörlerin en iyi örneği ise hak ettiğimizden daha az bir ücret aldığımızı düşünmemizdir. Diğer bir taraftan kurumun yapısı yükselmemize imkan sağlamıyor ve kendimizi yerimizde sayıyor hissedebiliriz. Kurum içi iletişim kanalları kapalı olduğunda sorunlarımızı dile getiremiyor ve çaresiz hissediyor olmamız normaldir. Peki ya bu konuların sadece çalışan olarak sizi değil çalıştığımız kurumları da etkilediğini söylesem ne derdiniz? İnsan kaynakları birimleri de son zamanlarda iş tatminini arttırmak için olan uygulamalara oldukça önem vermektedirler. Bunun temel sebebi, iş tatmininin iş yerindeki olumlu davranışları, bağlılığı ve çalışma performansı arttırmasıdır. Aynı zamanda, iş tatmini olumsuz davranışları ve işten ayrılmaları azaltmaktadır. Bu sebeple, gelişen dünyada bu uygulamalar zamanla artarak devam edecektir.Bizler mutlu olmak için neler yapabiliriz? Organizasyonlar kendileriyle ilgili kısımları iyileştirmeye ve geliştirmeye dursunlar peki bizler kendi iyiliğimiz ve memnuniyetimiz için neler yapabiliriz? Çünkü mutlu olduğumuz bir işte ve iş yerinde çalışmanın fiziksel sağlığımıza ve mutluluğumuza katkısı yadsınamaz. İş tatminin hayat tatminimizi etkilediğini söyleyen önemli araştırmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalara göre işinden mutlu olan bireylerin hayatlarında da daha mutlu oldukları görülmektedir. Aynı zamanda bu çalışmalar iş tatmini sağlayan farklı değişkenlerden de bahsetmektedir. Bu değişkenler yukarıda bahsetmiş olduğumuz bireysel ve örgütsel faktörlerdir. Bizler hayattan aldığımız zevki, mutluluğu ve tatmini etkileyen iş tatminini kendimiz için geri plana atmamalı ve yapabileceklerimizi düşünerek kendimiz için iyi olana yönelik davranışlar geliştirmeliyiz. Bu sebeple sizler için aşağıda iş tatminimizi arttırmada faydalı olabilecek birkaç öneriye yer verdim.1.Öncelikle hayatımızı sürdürmek için para kazanmak ve bir şeyler yapmak zorundayız bu bazen bizi istemediğimiz işler yapmak durumunda da bırakabilir. Tabi kişisel çizgilerimiz ve kurallarımız varsa bunlardan sırf maddiyat için ödün vermenin bizi çok kısa bir zamanda tükenmeye ve verimsizliğe götürebileceğini söyleyebiliriz. Bu yüzden belki de en başta kendimizi tanımaya önem vermeli kariyer adımlarımızı güçlü yönlerimize göre atmalıyız.2.Diğer bir konu ise çalışma ortamımızdaki iletişim konusu, çalışma arkadaşlarımızla veya yöneticimizle bizi olumsuz etkileyen bir iletişim problemi yaşıyor olabiliriz. Bu problemin farkına vardığımızda sinirlenmek, öfkelenmek, üzülmek dışında da bir şeyler yapabileceğimizi bilmeliyiz. Bu konuda aksiyon alarak iletişimi güçlendiren biz olabiliriz. İletişimde ilerleme hızla fark edilebilir bir durumdur ancak yavaş ilerlesek bile zamanla işe yaradığında mutlu olan taraf biz olacağız.3.Son zamanların en önemli becerileri arasında yer alan hayat boyu öğrenme ise kendimize düstur edineceğimiz bir ilke olmalıdır. Yaptığımız iş ile ilgili gelişmeleri takip ederek ve kurum içerisinde yeri geldiğinde bu bilgilerimizi kullanarak hem kendi motivasyonumuzu arttırırız hem de çalışma hayatımızdaki saygınlığımızı güçlendirebiliriz. 4.İş hayatında her gün mükemmel geçmeyebilir zor zamanlarda bunu hatırlamamız kötü bir zamanda bile kendimize fazla yüklenmememiz önemlidir. Hata yaptığımız veya zor bir gün geçirdiğimiz bir günde daha önce başardığımız işleri ve projeleri düşünmek faydalı olacaktır. Her zaman o gün ki gibi kötü değildi bunu unutmayın. 5.Son olarak imkânlarımızın el verdiği ölçüde kendimize ödüller verebiliriz. Örneğin, bir projeyi başarıyla bitirdiğimizde arkadaşlarımızla bir akşam yemeğine çıkarak moralimizi yükseltecek, kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak aktivitelerde bulunabiliriz veya işe dönüş yolunda kendimize istediğimiz bir hediye alabiliriz. Bu bazen küçük bir çikolata almak bile olabilir.KaynakçaLocke, E. (1976). The Nature and Causes of Job Satisfaction. In M.D. Dunnette (Ed), Handbook of Industrial and Organizational Psychology, 1, 1297-1349, Chicago: Rand McNally.Rice, R. W., Near, J. P., & Hunt, R. G. (1980). The Job-Satisfaction/Life-Satisfaction Relationship: A Review of Empirical Research.Basic and Applied Social Psychology,1(1), 37-64.Akıncı, Zeki. (2002). “Turizm Sektöründe İşgören İş Tatminini Etkileyen Faktörler: Beş Yıldızlı Konaklama İşletmelerinde Bir Uygulama”. Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2 (4): 1-25.Tengilimoğlu, D. (2005). Kamu ve Özel Sektör Örgütlerinde Liderlik Davranışı Özelliklerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Alan Çalışması. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (14), 1-16.Psikolog Merve Kartal
Merve KARTAL 07.05.2021

Tükenmişlik

Son zamanlarda gerek televizyondan gerek sosyal medyadan veya çevreden tükenmişlik sendromunu oldukça fazla duymaktayız. Peki nedir bu tükenmişlik sendromu ? İş yükünün fazla olması, uzun mesailer, yapılamayan izinler, çalışılan ekiple yaşanan problemler, yöneticilerin zorlaması ve hatta mobingi, bitirilemeyen projeler, rekabet odaklı iş ortamı, gelecek kaygısıderken iş hayatında oldukça fazla problem yaşıyoruz. Bu zorluklar sebebiyle çoğu zaman sabah kalktığımızda mutsuz, gergin ve huzursuz hissediyoruz.Ayrıca bu motivasyon eksikliği ve ruh halimiz iş hayatı dışında sosyal ilişkilerimize ve hatta hayatımızın her alanına sıçrıyor.Tükenmişlik sendromunu ilk olarak 1974’te Herbert Freudenberger başarısızlık, yıpranmışlık, güç ve enerji düzeyinin azalması, tatmin edilmez isteklerin oluşması sonucunda bireyin içsel kaynaklarında oluşan tükenmişlik durumu olarak tanımlamıştır. Tükenmişlik sendromu bireylerin sıradan, normal hayatlarında yaşadıkları stres ve bunaltıdan çok daha zorlayıcı bir ruhsal durumdur. Kişilerin günlük hayatını sürdürmelerine engel olur ve işlevselliğini kısıtlar. Bireyler bitmek bilmeyen bir yorgunluk hali, mutsuzluk, ve halsizlik hissi yaşar, işler ve hayat anlamsız hale gelir. Kişiler yataktan çıkmaktan dahi zorlanır.Tükenmişlik sendromu belirtilerini üç farklı grupta toplayabiliriz. Fiziksel belirtileri baş ve boyun ağrısı, sırt ve kas ağrısı, halsizlik, yorgun hissetme, karın ağrısı, uyku ve yeme düzeninde değişiklik, enerji kaybı şeklinde sıralayabiliriz. Duygusal olarak bireyler başarısız, umutsuz, tedirgin, endişeli, sabırsız, tahammülsüz veya daha sinirli, depresif , hayal kırıklığı, boş ve anlamsız, değersiz veya yetersiz, duyarsız hissedebilirler. Davranışsal belirtileri sorumluluklarından kaçınma, kendini dışarıya karşı izole etme, işe geç kalma veya hiç gelmeme, iş dışı arkadaşlık ve romantik ilişkilerde bozulma, karar vermede güçlük, dikkatsizlik, erteleme, alkol ve madde kullanımında artış, hareketlerde anormal yavaşlama veya hızlanma, iş yerinde öfke patlamaları yaşama şeklinde sayabiliriz. Bireyler tükenmişlik sendromu yaşarken depresyon ve anksiyete gibi ruhsal problemlere de daha yatkın hale gelebilirler.Ayrıca uzun süre tükenmişlik sendromu yaşayan bireylerde stres kaynaklı kalp rahatsızlıkları, diyabet, uyku problemleri veya bağımlılık görülebilir.Bireylerin iş hayatının zorluğu, mesleklerin stresli olması veya çok ve yoğun çalışmanın yanı sıra son zamanlarda mükemmeliyetçilik ruhu, başarı ihtiyacı ve anksiyete sebebiyle de tükenmiş sendromu yaşandığı gözlemlenmiştir.Tükenmişlik sendromu yaşayan bireylerin durumlarını bazı evrelere ayırabiliriz. İlk evrede bireyler kendini oldukça heyecanlı, motive ve istekli hisseder. Hayal kurar, kariyer planlaması yapar ve yoğun bir çalışma hayatının içine girer. İkinci evrede bireylerde istek ve mutluluğun azaldığı gözlemlenir. Kişiler artık mesleğini icra ederken tatmin olmamaya başlar. Kendini yorgun hisseder. Küçük sorunlar bile batmaya başlar. Üçüncü evrede bu yoğun çalışma nedeniyle bireyler kendi ihtiyaçlarını ihmal etmeye, düzenli uyku ve sağlıklı beslenme ya da öz bakımına dikkat etmemeye başlar. Dördüncü evrede bireyler işi ya da sorumluluğu olmadığını düşündüğü sosyal hayatına, arkadaşlarına ve ailesine zaman ayırmayı bırakır. İçine kapanır ve kendini yalnızlaştırır. Bir sonraki evrede bireyler hayatının kontrolünü kaybettiğini hissetmeye başlayabilir. Altıncı evrede bireyler içlerinde boşluk veya endişe hisleri taşır. Bu aşamada yalnızlık, boşluk ve endişe duygularıyla baş edebilmek için alkol ve madde kullanımı gibi davranışlarda artış görülebilir. Bireyler bir sonraki evrede depresif ve umutsuz hissetmeye başlar. Kendilerini hayatlarının anlamlarını kaybetmiş gibi hissedebilirler. Son evrede ise artık zihinsel ve fiziksel çöküş yaşarlar. Peki bu tükenmişlik sendromuyla nasıl başa çıkabiliriz ? Her ruhsal problemde olduğu gibi ilk önce bireyler bir sorun olduğunu kabul etmeli ve bir ruh sağlığı uzmanından yardım almalıdır. Tükenmişlik sendromu da her ruhsal problem gibi ciddi olarak ele alınmalıdır. Aslında tükenmiş sendromunda en önemli adımlardan biri henüz tükenme (burn out) yaşanmadan kişinin yaşadığı değişiklikleri ve problemleri hissettiğinde yardım alması da oldukça önemlidir. Tükenme yaşandıktan sonra da tabi ki bireyler mutlaka ve hatta daha yoğun bir şekilde bir ruh sağlığı uzmanına başvurmalıdır. Ruh sağlığı uzmanı gerekli görürse bir psikiyatrik yönlendirme yapabilir ve ilaç tedavisi uygulanabilir. Bunun dışında bireyin psikolojik danışma yardımı alması da oldukça önemlidir.Bu süreçte bireylerin düşünce yapısı incelenir ve kendilerinin göremediği seçeneklerin var olduğunu fark etmelerine yardımcı olunabilir.Nefes egzersizleri iş yerinde çalışma anında küçük molalarda uygulandığı zaman bireylere oldukça iyi gelebilir. Bunun dışında bireylerin fiziksel egzersizler yapması da önemlidir. Sabahları yürüyüşe çıkmak veya iş çıkışı spora gitmekbireyleri oldukça rahatlatacaktır. Bunun dışında bireylere yoga ve meditasyonda önerilmektedir. Dengeli ve sağlıklı beslenmek fiziksel sağlığımız dışında ruhsal açıdan da bizlere oldukça faydalıdır. Ayrıca vücudumuzun uykuya da sağlıklı bir yemek ve yapılan bir egzersiz kadar ihtiyacı vardır. Düzenli uyku saatleri ve kaliteli uyku stresten uzaklaşmamıza çok yardımcı olacaktır. Bunun dışında sosyalleşmek, dışarıda arkadaşlarla yenilen bir yemek veya içilen bir kahve yukarıda saydıklarım kadar önemlidir. Kendimizi mutsuz ve stresli hissettiğimiz zamanlarda başkalarından destek görmek ve yardım istemek kendimizi iyi hissetmemize yardımcı olacaktır.İş yerinden bir süre izin alıp tatile çıkmak bu bireyleri oldukça rahatlatacaktır. Ayrıca iş dışında kendinize bir hobi edinebilir veya bir kursa yazılabilirsiniz. Böylece boş zamanlarınızda kendinizi iş hayatınızdan uzak tutmuş olacaksınız. En önemlisi ise kendinizi değerli hissettiğiniz, görev tanımları açık, yöneticilerin çalışanlarına destek olduğu ve çalışanların kendi aralarında ekip olarak iyi anlaştığı bir işte çalışıyor olmanız ve mesleğinizi icra ederken kendiniz mutlu hissetmeniz. Unutmayın ki bu problemleri sadece siz yaşamıyorsunuz. Bu yazıyı okuyorsanız yardım almayı düşünüyor olabilirsiniz. Kendiniz için attığınız bu büyük adımı bir ruh sağlığı uzmanı tarafından destekleyin. Sadece birkaç seans sonra daha iyi hissetmeye başlayacaksınız.Psikolojik DanışmanBelciz Keski
Belciz KESKİ 12.07.2023