İntihar eğilimi özellikle de gençlerde sıklıkla görülen bir durumdur ve bu durum genellikle çeşitli psikolojik rahatsızlıklara ya da çeşitli problemlere dayanır. Gençlerin özellikle de ergenlik döneminde geçirdikleri duygusal ve değişimli ruh halleri intihar eğilimi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Ergenlikte yaşanan duygu değişimleri gençlerin pek çok açıdan intihara eğilimli hale gelmesine neden olabilmektedir.
Ergenlik dönemi gençlerin duygu değişimlerini çok sık yaşadığı ve kendilerini bulma çabası içinde oldukları bir dönemdir. Bu dönemde yaşanan her olumsuz tecrübe de gençlerde “Asla düzelmeyecek, her şey daha kötüye gidecek.” düşüncelerine neden olabilmektedir. Bu şekilde düşünmek için gençlerin bu dönemde çok büyük olaylar yaşamasına gerek yoktur. Arkadaşları ile kavga eden ya da ailesi ile ufak da olsa bir tartışma yaşayan gençler kendilerini yalnız, mutsuz ve şanssız hissederler. Sonrasında da olumsuz düşünceler ile kendi duygu durumlarını daha da bozarlar. Yaşanan olay küçük olsa da ergenlik dönemindeki gençlerde her olay oldukça büyük bir öneme sahiptir ve bu konuda ebeveynlerin de çevredeki yakınların da dikkatli olması önemlidir. Gençler özellikle de ergenlik döneminde her türlü durumdan olumsuz şekilde etkilenebilmektedir.
Ergenlik dönemi gençlerin duygu durumlarının oldukça değişken olduğu bir dönemdir. Gençler bu dönemde her türlü durumdan kolaylıkla etkilenebilir ve önceden yaşanmış olan olayları da kafalarına takarak bunları da yeni sorunlar gibi düşünebilirler. Bu dönemden önce yaşanmış olumsuz olaylar da ergenlik döneminde gençlerin çeşitleri olumsuzlukları fark etmesine neden olabilir. Bu şekilde gençlerde “Her şey daha kötüye gidecek.” ya da “Hayatımda hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor.” Düşünceleri meydana gelebilir. Gençler bu dönemde daha karamsar olabildikleri için ebeveynlerin de çevrelerindeki bireylerin de ergenlere yaklaşımlarının dikkatli olması gerekmektedir.
Gençler bu dönemde geleceklerine dair kaygılar ile yüzleşir, ikili romantik ilişkiler konusunda olumlu ya da olumsuz tecrübeler yaşar, aileleri ile tartışmaya girmeye daha meyilli olurlar çünkü kendilerini ve bir birey olarak benliklerini kanıtlama çabası içindedirler. Bu durumlarda yaşanan olumsuz deneyimler bireyin olumsuz düşüncelerini pekiştirir ve hem geleceğe yönelik kaygıları artar hem de gençlik dönemlerinin intihar düşüncesi ile kararması mümkün hale gelir.
Gençler yaşadıkları olumsuzluklar ile daha fazla yüzleşmek istemediklerinde, hayatlarında hiçbir şeyin düzene girmeyeceğini düşündüklerinde, geleceğe yönelik yoğun kaygılar yaşadıklarında intihar düşüncesine sahip olabilmektedir. Bu düşünceler çoğunlukla yaşanan olaylara bağlı şekilde gelişir. Çevresel faktörler ergenlikte oluşan intihar düşüncesinde büyük bir öneme sahiptir.
Ergenlik döneminde vücudunda yaşanan değişimleri beğenmeyen gençler kendilerini çirkin hissedebilir ve çevrelerinden de buna yönelik olumsuz eleştiri aldıkları zaman düşünceleri pekişir, kendilerini beğenmemeye başlarlar ve bu durum genelde gençlerin birbirine yaptığı zorbalık ile de gelişir. Gençler kendilerini beğenmemeye başladıkları zaman ebeveynlerinin bu konuda ne söylediği de onlar için pek anlamlı gelmez. Gençler bu dönemde olumsuz ikili romantik ilişkiler geliştirebilir. Bunlar özellikle de duygu durumlarının değişken olduğu ergenlik döneminde bireyleri önemli ölçüde etkilemektedir. Hayatlarının o kişiye bağlı olduğu ve o kişi olmadan yaşayamayacakları düşüncesi ergenlik döneminde oldukça yaygındır. Ergenlik döneminde taciz, cinsel istismar ve benzeri bir duruma maruz kalan gençler de geleceklerine dair plan yapamaz hale gelir ve yalnızca bu olumsuz deneyim üzerine yoğunlaşarak kendilerini kötü hissedebilir. Genellikle bu olumsuz deneyimler ile ilgili bilgi paylaşmak istemeyen gençler durumu sindirmeye çalışsa da kötü düşüncelerden kurtulmak için intihara yönelebilirler. Ailelerin bu tür durumlardaki rolü oldukça büyüktür çünkü genellikle gençler bu tür durumlarda büyük alarmlar vererek duygu durumlarının iyi olmadığını istemsiz de olsa belli ederler. Hayatta yaşanan ani ve büyük değişimler de ergenlik döneminde gençlerin olumsuz şekilde etkilenmesine neden olabilir. Örneğin yıllardır yaşadığı bir şehirden taşınmak zorunda kalan bir genç kendini yalnız hissedebilir, arkadaş edinmekte zorlanabilir ve bu durumlar da hayatlarını sorgulamalarına yol açabilir. Yalnız hissettikleri için sevilmediklerini düşünebilirler ve sonrasında intihar düşüncesine yoğunlaşabilirler. Gençler sevdiklerini birini ergenlik döneminde kaybettikleri zaman intihar düşüncesine kapılabilir. Ergenlik dönemi zorlu olduğu kadar sevilen birini kaybetmek de zordur. Bu durumlarda gençlerin duygu durumları ne kadar iyi görünse de psikolojik destek almalarında fayda vardır. İntihar düşüncesi sevdiği kişinin ölümü ile bağdaştırılmadan önce destek almak oldukça önemlidir.
Ebeveynler gençlere olumlu şekilde yaklaşmalı, onların ergenlik gibi zor bir dönemde olduklarını anlamalıdır. Bu dönem gençler için zorlu olduğu kadar ebeveynler için de zorlu olabilmektedir. Gençler kendilerini kanıtlama çabası içinde olduklarından dolayı ailelerinin onay vermeyeceği pek çok davranışı sergileyebilir ancak aileler gençlere yapıcı şekilde yaklaşmalıdır. Yapılan yanlış davranışlar uyarılar ile kapatılmalıdır ve gençlerin herhangi bir tartışma ya da kavga ortamına girmesi de böylece önlenmelidir. Aileler çocuklarını ergenlik döneminden itibaren iyi şekilde gözlemlemeli ve onların hareketlerine dikkat etmelidir. Gençler genellikle duygusal bir çöküş yaşadıkları sırada çeşitli şekillerde bunu belli ederler. Genellikle istemsiz şekilde de gençlerin bu duygu durum çöküşleri anlayışla karşılanmalıdır. Derslerinden düşük almış, romantik ilişkisi olumsuz şekilde sonuçlanmış, olumsuz bir durum yaşamış gençlerin durumları anlaşılmaya çalışılmalıdır ve unutulmamalıdır ki onlar hassas bir dönem içindedir ve bu durumlar onları olması gerekenden çok daha fazla etkilemektedir. Aileler çocuklarını gözlemlerken ne yaptıklarına dikkat etmelidir. Gençler ergenlikten itibaren yalnız kalma davranışına daha çok yönelir ancak bu bir depresyon durumunun habercisi de olabilmektedir. İştahsızlık, uyku düzenindeki bozukluklar, kendini soyutlama, aşırı stresli ve sinirli olma gibi pek çok durum bazen intihar düşüncelerinin şekillenmeye başladığının habercisi olabilmektedir. Gençlerin sosyal yaşamları takip edilmelidir ancak önemli ölçüde karışılmamalıdır çünkü bu durum da onları etkileyebilir ve hayatlarının yönlendirildiğini hissedebilirler.
Ergenlik döneminde intihara yönelik düşüncelerin oluşmasında en önemli etkenler genellikle çevreseldir ancak çevresel şekilde yaşanan olayları düşünerek kafaya takmak ve bunları olduğundan çok daha büyük problemler haline getirmek de gençlerin elindedir. Bu nedenler de gençlerin özellikle de çeşitli sıkıntıları var ise psikolojik destek almalarında fayda vardır. Peki, intihar düşüncelerinin oluşmasındaki en önemli sebepler nelerdir?
Bireyler yaşıtlarının zorbalığına maruz kalabilir ve bu zorbalık fiziksel de sözlü de olabilmektedir. Bireyin çirkin olduğu, şişman olduğu, çok zayıf olduğu gibi çeşitli düşünceler söylendiği zaman gençler büyük bir duygu çöküşüne girebilir. Bu durum özellikle de ergenlik döneminde kendini yeni yeni keşfetmeye başlamış olan bireylerin büyük bir çöküşe girmesine neden olabilmektedir.
Cinsel istismar ve taciz gibi durumlar bireyler ne yapacaklarını bilemeyebilir ve bu durumları kimse ile paylaşmak istemeyebilir. Hatta bu konuda kendilerini dahi suçlu hissedebilirler. Durum böyle olunca da gençler kendilerini suçlu hissedebilir. Bu durumdan kurtulmak ve suçluluk duygularını bastırmak için de intihara yönelebilirler.
Yaşam koşullarında yaşanan ani değişimler bireylerin büyük bir depresyona girmesine ve ardından intihara yönelik düşüncelere sahip olmasına neden olabilmektedir. Bu durumlara benzer pek çok sebep gençlerin ergenlik döneminde intihara yönelik düşüncelerinin pekişmesine katkı sağlasa da ailelerin ve çevredekilerin bu konulardaki desteği oldukça önemlidir. Gençlerde depresyona yönelik belirtiler sezen ailelerin çocuklarını bir psikoloğa yönlendirmeleri gerekir. Bu şekilde olumsuz düşünceler ve kötü duygu durumu, intihar gibi olumsuz bir duruma sebebiyet vermeden önce çözülmüş olur.