sevgili okuyucu bugun kendi terapi sürecimi ve bu sürecteki değişimin nasıl başladığını anlatmak istiyorum ; öncelikle kendime çok uygun olan bir terapistle tanışmam sanırım hayattaki en güzel ikinci şansımdı birinci en güzel şansım ise şema eğitimini aldığım hocalarımdı, terapinin başlangıc aşamaları benim için oldukça sancılı ve ağırdı gerçekten de terapi ameliyat olmak gibiydi gerçek bir ameliyattan farkı ise yaranın nerede olduğu derinliğini bulmak ve kendi kendime yapıştırdığım pekte işe yaramayan yara bantlarını çıkartıp daha işe yarayan yöntemlerle terapisitiminde yardımıyla sarmak oldu iyileşmeye başladığımı hissettiğimde ilk kullandığım güzel ve şefkatli çümlem şu oldu : ben buna değerim ben kıymetli ve biriciğim bunu düşünmenin yanı sıra hiissetmenin vermiş olduğu haz benim için hayatım için oldukça iyileştiriciydi.Sanılanın aksine terapi oldukça rahatsız edici bir süreçtir çocuk yanı görmek onu fark etmek onun acılarını nörofizyolojide yeniden hissetmek sancılıdır terapide amaç çocuk yanın duygularını regüle etmeye yani çocuğun taşıyamayacağı kadar ağır olan o duyguları hafifletmektir, çocukluk yaşantınızı geçmiş deneyimlerinizi aile öykünüzü bilmiyorum fakat bu yazı bugun dikkatini çektiyse sevgili okuyucu iyileşmeye adım atmanı ve çocuk yanının ihtiyaçlarını fark etmeni sağlayacak bir terapist eşliğinde çocuk yanına dokunulmaya hala onun için burada olduğunu hissetmeye ihtiyacı var çünkü sen buna değersin ...
uyum bozucu ebeveyn iç seslerimiz ;
bir koşu maratonundasınız ve koşmaya başladınız bir yerde tıkandığınızı zorlandığınızı fark ettiniz durup soluklandığımızda iç sesler devreye girer "daha iyi ol" " daha hızlı ol" " durma" "kazanmalısın" " yapman lazım" veya " beceriksizsin" "neyi başardın ki" " diğerleri kadar iyi değilsin" " sen bunu hak ediyorsun" her iki seste bizim için uyum bozucudur her iç ses eski bir dış sestir . Bu annemizin eleştirel sesi babamızın talepker sesi öğretmenimizin cezalandırıcı sesi akranlarımızın küçümseyici sesi ve daha bir çok geçmiş yaşantı sesleri olabilir terapide biz bu sesleri şefkatli seslere çevirmeye çalışrız tabi bu kolay değildir çünkü bu iç sesler üzerizime yapışıp kalmış otlar gibidir . Bu iç seslerin varlığının bize her hangi bir katkısının olmadığını fark etmekle başlayabiliriz , kumdan kale yapmaya çalışan bir çocuğa "berabat iş çıkarttın " demenin çocuğu hırsalandırmayıp bir köşeye kabuğuna çekileceği ve hatta ağlayacaktır. Kendimizi eleştirirkende öncelikle bu sesi etiketlemek ve fark etmekle başlayabiliriz ardından bu sesi daha şefkatli sevecen anlayışlı bir sesle çevirmeye çalışmak işe yarar olacaktir .bu ses bir yazarın sesi olabilir bir terapistin sesi olabilir veya çevremizde bir yetişkinin sesi olabilir bu ses fakat eleştiren sesin çalışan bir mekanizma olduğunu ve bunların bizleri yönettiğini unutmamak ilk basamakta kurtarıcı olacaktır
BABAMIN SEVGİ DİLİ:DOYURMAK
anne babalar çocuklarını sevdiklerini onlara değer verdiklerini doğrudan söylemeyi değilde bunu dolaylı göstermeyi yapıyor olabilirler örneğin çocukken kaybettiğiniz bir eşyayı sizinle canla başla araması, size sevdiğiniz yemekleri yapması gibi dolaylı şekilde sevgilerini gösteriyor olabilirler burdan ebeveyinlere önerim çocuk dolaylı şekilde sevgiyi fark etmeyebilir doğrudan çocuğa onun değerli olduğunu, sevilebilir olduğunu,kıymetli olduğunu teması kullanarak çocuğa sık sık tekrar etmeleri. (Nar için babama teşekkürler bende seni seviyorum babacım )
strateji kullanarak kendimizi birine aşık edebilir miyiz: adil yıldırım ve diğer şaklabanlar
bu adam ve nicesinin yaptığı şey aslında kişiyi kendisini sorgulamasını durduran sorunu dışarıya bağlayan kestirmeden giden yollar seçtiren ve bence insanların belkide terapiye kendi iç dünyalarına mesafe koymasına sebep olan karşı cinse göre hayatı şekillendiren ve uyumlandıran stratejiler içerir bir yalanı en iyi inandırma yöntemi aralara doğru olan şeyler katmaktır bu adam ve nicesinin yaptığı malesefki bu bazı gerçekler söylüyor bunlar doğru ama elle tutulur yanı daha az , aşkta sevgide strateji yapmadan bende ne oluyor ben neden böyle hissediyorum ben neden karşı tarafın ilgisini çekmek vazgeçilmez olmak istiyorum ben neden tekrar eden ilişkiler yaşıyorum benim bağlanma türüm nasıl ve ben ne istiyorum sorularını kendilerine sormaları karşı cinsi anlamaktan daha kolay ve konforlu çünkü karşı cins sizin hayatınızın belli dönemlerinde olacak fakat siz kendinizle baş başa kalmaya devam edeceksiniz kestirme yol daha cazip gelebilir başlangıçta 4 -5 adımda vazgeçilmez ol videosunu dinlemkle kişinin kendisine dönmesi kendini fark etmesi kadar zor olmayabilir ama uzun vadeli faydasının daha etkili olduğunu garanti edebilirim.
terapi: yas süreci
Doğada yürüyüş gezinti meditasyon yaptıktan sonra insanlardan terapi gibi geldi kelimsesini çok sık duyar olduk ,terapi bisiklete binmek , gezmek gibi keyif verici bir süreç değildir kişinin kendi çocuk yanını görmesi onunla yüzleşmesi ona bakması oldukça zorlayıcı ve sancılıdır hatta aynı bir yas süreci gibidir terapinin ilk aşamasında çocuk yanın zorluklarını ihtiyaçlarını görmezden gelip inkar edebiliriz fakat terapinin ilerleyen sürecinde bir öfke sarar etrafımızı anneye babaya kardeşlere ,öğretmene veya hatta arkadaşa yoğun bir öfke hissederiz . İyileşme işte bu öfkenin ardından kendini gösterir ihtiyacını alamamış çocuk yanımız anne babaya gösteremediği çıkartamadığı öfkeyi terapi seanslarıyla regüle etmeye yani hafifletmeye çalışırız çünkü çocuk yanın öfkesi hiç bir zaman buharlaşıp yok olmaz . bize ihtiyaçlarımızı vermeyen bir partner bulup öfkeyle ona saldırabiliriz " beni neden aramıyorsun beni neden önemsemiyorsun beni neden yalnız bıraktın " bunlar aslında çocuk yanın bir zamanlar anne babaya çıkartamadığı öfkenin kendini deneyimletecek yeni bir alan bulması öfkeyi akıtacak bir kanal yaratması anlamı taşır ,bu döngüyü kırmak neyseki terapi ile sağlanabilmektedir
Betül
BOZOĞLAN
Psikolog
Uzmanlıklar:
İlişki / Evlilik Problemleri , Narsisistik Kişilik Bozukluğu , Kaygı (Anksiyete) BozukluklarıYetişkinlikte Anne-Baba İlişkilerinin İyileştirilmesi: Psikoterapi Perspektifinden?
Hidayet ÇALIŞKAN 12.06.2025
Akran Zorbalığını Önlemek
Barış AYTAÇ 28.05.2025
Dijital Dünya ve Etkileri
Pelin BAYIN 26.05.2025