
Can AKGÜL
Psikolojik Danışman
Hakkında
Danışmanlık/Terapi Süreci Hakkında
Merhaba, hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmak bazen tek başınıza mücadele etmekten daha fazlasını gerektirebilir. Bu süreçte sizlere yardımcı olmak, sizi dinlemek ve doğru rehberlikle yaşamınızdaki dengeyi bulmanıza yardımcı olmak için buradayız. Ben Ahmet Can Akgül, Psikolojik Danışmanım ve size bu yolda eşlik etmek için buradayım.
Hizmetlerim:
1. Bireysel Danışmanlık: Yaşadığınız kişisel zorluklar, duygusal sıkıntılar veya ilişki problemleri ile ilgili size özel bireysel danışmanlık seansları sunuyoruz. Sizin için en uygun çözümleri birlikte arıyoruz.
2. Grup Terapileri: Benzer deneyimleri paylaşan insanlarla bir araya gelerek destek bulabileceğiniz grup terapi seansları düzenliyoruz. Bu platformda birlikte büyüyebilme ve birbirinize destek olma fırsatı bulacaksınız.
3. Rehabilitasyon Destekleri: Engelli bireyler ve ailelerine yönelik uzmanlaşmış hizmetler sunuyoruz. Fiziksel ve zihinsel zorluklarla başa çıkma konusunda size yardımcı olmak için buradayız.
Neden Ben?
- Bireysel Yaklaşım: Her danışanımızın benzersiz olduğuna inanıyor ve ihtiyaçlarınıza uygun özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz.
- Gizlilik ve Güven: Danışmanlık seanslarında tam gizliliğe ve güvenli bir ortama önem veriyoruz. Siz rahat edin diye buradayız.
- Tecrübeli Danışman: Yılların getirdiği deneyim ve bilgi birikimiyle, size en etkili rehberliği sunmak için buradayım.
Siz de yaşamınızda pozitif değişimler yaratmak, içsel gücünüzü keşfetmek ve dengeyi bulmak için adım atmak isterseniz, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Daha fazla bilgi almak ve randevu oluşturmak için iletişime geçmekten çekinmeyin.
Unutmayın, değişim için her zaman bir adım atabilirsiniz. Size bu adımda rehberlik etmek için buradayız.
Saygılarımla,
Ahmet Can Akgül
Psikolojik Danışman
Çalışma Grupları
Terapi Yaklaşımları
Eğitimler
Sertifikalar
Blog Yazıları
DEPREM KORKUSU (SİSMOFOBİ)
Bugün ülkemizde ne yazık ki sık sık konuşmak zorunda kaldığımız, hayatlarımızın bir gerçeği depremden bahsetmek istiyorum.Korku duygusu, insan hayatının diğer bütün duygular gibi bir parçasıdır. İnsan, belirsiz veya negatif olarak yorumladığı, baş edemeyeceğini düşündüğü durumlar karşısında ortaya çıkan doğal bir cevaptır (Sevim, 2021). Canlılar, çevrede bir tehdit, tehlike, sakıncalı bir durum hissettiğinde korku duygusu harekete geçer. Bu duyguyu harekete geçiren olaylardan biri de doğal afetlerdir. Ülkemizde en çok karşılaştığımız, herkesin en az bir kere deneyimlediği doğal afet olan deprem; yarattığı maddi kayıpların yanı sıra en çok da manevi hasar ile insan hayatını etkiler. Her an, her yerde olabilir gerçeğinin yarattığı belirsizlik hissi ise, insanların bu durumu baş edemeyeceği bir tehdit olarak algılamasının en belirgin sebebidir. Bunların yanı sıra, ülkemizde sık sık tekrar edilen sorular göz önüne alındığında, ‘’Evlerimiz sağlam mı?, Ya binalar yıkılırsa? Gerçekten depreme hazır mıyız?, Depremin ne olduğunu, hazırlanmak için neler yapmalıyız?’’ vb., bu belirsizlik hissinin yarattığı korku cevabı da toplum ve bireyler için kaçınılmaz oluyor.Korku tepkisinin sonuçları ne oluyor?Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, insanlara deprem hakkında ne hissettikleri sorulduğunda en sık alınan cevaplar çaresizlik, yoğun kaygı, korku, panik, sevdiklerini kaybetme korkusu, belirsizlik hissi, boşluk gibi tanımlamalar oluyor (Erkan vd., 2007). Bu kadar yoğun bir duygu karmaşası karşısında, ve özellikle de depremi günler öncesinden bilecek bir teknoloji eksikliğini bilmemek, afetlerin yerini zamanını bilmemek ve engelleyememek gibi sebepler de işin içine girince, insanlar kendilerini korumak için bazı savunma mekanizmaları geliştirir. Bu mekanizmaları çevrenize kulak kabarttığınızda günlük hayatta sık sık duyabilirsiniz. Örneğin kimi Twitter’da takip ettiği bir ‘’ profesörün ’’ depremi doğru tahmin ettiğini ve bu sayede hazırlık yapacak zamanı olduğunu iddia ederken, kimi sizi ve kendini evinin ne kadar sağlam olduğuna ikna etmek için sıkı bir uğraş verir. Kimi zaman depremin o kadar da yıkıcı olmadığını, bu konuda bu kadar endişe etmenin yersiz olduğu inkar mekanizmasını gözlerken, kimi zaman ise ‘’Kader, kısmet, yapacak bi şey yok.’’ Şeklinde söylemlerle dışsallaştırıldığını görürüz. Bunların hepsi, yaşanan korku duygusu ile başa çıkmak için, güven duygusunu hissetmek için bilinçdışında geliştirilen ve sosyal olarak kabul edilebilir savunma mekanizmalarıdır (Freud, 2018).Sismofobi (Deprem Korkusu)Nedir?Yüzlerce fobi arasından, sismofobi sismik tehlike bölgelerinde yaşayan insanlar arasında oldukça sık rastalanan, genellikle irrasyonel deprem korkusu olarak adlandırılır (Artinian, 1998). DSM5 (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) Tanı kitabında spesifik bir başlık olarak yer almamasına karşın, toplumumuzda yaşanan travmatik deprem deneyimlerinden sonra bile çevremizde birçok insanda belirtileri gözlemleyebiliriz. Bu noktada bir ayrım yapmamızda fayda görüyorum; birçok kişi üzerinde kontrolü olmadığı doğal olaylarından korkabilir, örneğin bir şimşek çaktığında yerinden sıçrayan insanları sıkça görürüz, ancak burada ‘’fobi’’ şeklinde bahsettiğimiz sismofobide, günlük doğal işleyişe yansıyan yoğun bir kaygı, ve hatta günlük hayattan geri çekilmeye varan bir korku tepkisi ayırt edici özellik olarak karşımıza çıkar.Sismofobi (Deprem Korkusu) Nedenleri Nelerdir?Sismofobi, yanideprem korkusunun sebepleri için biraz da travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) şeklinde adlandırılan bozukluğun tanı kriterlerine atıfta bulunulmasında fayda görüyorum (Köroğlu,2014). Lisans eğitimim sırasında Üsküdar Üniversitesinde, çok saygı duyduğum hocam Dr. Mert Akcanbaş, bize Travma Psikolojisi dersini anlatırken şöyle bir cümle kurmuştu, (kelimesi kelimesine yazamazsam, sürç-i lisan edersem affola.): ‘’Travma her zaman birebir yaşanmışlıkla olmaz, bazen insanın birinin acısına şahit olması, bazen birinin acısına bir ekrandan maruz kalması bile travmatik deneyim için yeterli olur.’’ İşte bu cümle, afetler travmatik olaylar karşısında oluşan hislerin bir açıklamasıdır benim neznimde. Detaylandıracak olursak, depreme maruz kalmak, depremi birebir yaşamak başlı başına insanoğlu için tetikleyici bir sebeptir. İnsanların günlük hayatı büyük oranda tahrip olur, bazen sevdiklerini kaybetme korkusu yaşar, bazense gerçekten sevdiklerini kaybeder, güven ve güvenlik duyguları zedelenir; bunlarla birlikte maddi kayıplar yaşayabilirler. Bu durum, sismofobinin başlıca tetikleyicisi olabilir, ancak görünenin ötesine bakıldığında, bu duruma şahit olan insanlarda da travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), anksiyete bozukluğu, yas gibi durumların görüldüğü daha önce birçok çalışma ile kanıtlanmıştır. O halde sismofobinin sebeplerinden biri, deprem sonrası afet alanında arama kurtarma gibi çalışmalara dahil olup, insanların acısına şahit olan görevli veya gönüllü insanların maruz kaldığı görüntüler, sesler, kokular da olabilir. Örneğin yapılan bir çalışmada, afet bölgelerinde çalışan fotoğraf muhabirlerinin %16’sının, travma sonrası stres bozukluğu tanısına uygun olduğu görülmüştür (Newman vd., 2003). Ayrıca, afet dönemlerinde bazen günlerce hatta bazen haftalarca, televizyonlardan, gazetelerden, radyolardan ve sosyal medya platformlarından enkaz ile ilgili haberleri görüyor ve duyuyoruz. Böyle haberler, depremi birebir hissetmemiş olan kişilerde dahi kimi zaman deprem korkusu geliştirmeye sebep oluyor. Bu insanların da, tıpkı yukarıda bahsedilen gibi çeşitli psikolojik bozukluklar geliştirmeye yatkın olduğu görülmüştür.Sismofobinin (Deprem Korkusu) Belirtileri Nelerdir?Kişiler, deprem ile ilgili çok ilgili veya tamamen kaçınmacı şekilde ilgisiz olabilirler.Kişiler; deprem ile ilgili bir şey duyduğunda veya kendi aklına geldiğinde kaçma, saklanma, saklandığı yerden bir süre çıkmama gibi tepkiler verebilir.Çarpıntı, hızlı soluma görülebilir.Ağlama, çığlık atma gibi tepkiler görülebilir.Baş dönmesi, bayılma, mide bulantısı, baş ağrısı, ağız kuruluğu, titreme gibi fiziksel belirtiler görülebilir.Kapalı alanlara girmekten imtina edebilir, gitmek istediği yerlerin deprem güvencesini kontrol etmek isteyebilir, yolda yürürken dahi yanından geçtiği binaları kontrol edebilir.Herhangi bir deprem olması durumuna karşın kaçış yolu planlamak için normalin üstünde çaba harcayabilir, evini veya sevdiklerini güvenceye almak için anormal şekilde para harcayabilir.Davranışları obsesif- kompulsif bir hal alabilir. Gününün çoğunu depremi düşünerek, deprem hakkında konuşarak harcayabilir.Kişinin günlük yaşantısı gözle görülür şekilde normal işlevselliğinden uzaklaşır. Bunların ek olarak, depreme direkt olarak maruz kalan, o anı yaşayan insanlarda görülebilecek belirtiler (Akcanbaş, 2021):Depremle ilgili sürekli meşguliyet, deprem ile ilgili kabuslar.Uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük.Yas, korku, endişe, kaygı, öfke gibi yoğun duygular.Ani sesler karşısında irkilme, sürekli yer sallanıyor hissi.Deprem anına dair hiçir şey hatırlayamama, şok durumu, hatırlayamama bağlı suçluluk hissiHer an daha kötü bir şey olacakmış hissi ile alarm durumda olma hali
Adresi
Konak, Bedel Sk. No:6, 16110 Nilüfer/Bursa, Türkiye
