Sen Seç, Sevgi mi yoksa Bombardıman mı? ( Love Bombing)
Love bombing, Türkçe karşılığı ile sevgi bombardımanı ya da sevgi bombalaması anlamına gelmektedir. Love bombing bir tür duygusal manipülasyon olarak kabul edilir. İstismarcı, istismar edilen tarafın hayatına aşırı düzeyde müdahale ederek istismar edilen tarafın bağımsız bir birey olma potansiyelini elinden almaya çalışır ve kendisine bağımlı olan bir bireye dönüşmesini ister.
Bu terim psikoloji açısından ele alındığında narsist bir bireyin karşı bireyi kontrol edebilmek adına gösterdiği istismarcı ve aşırı düzeydeki ilgi gösterme davranışı olarak kabul edilir. Burada söz edilen ilgi sağlıklı değildir, istismarcı aşırı ilgi altında istismar edilen tarafın hayatına karşı kısıtlamalar koymaya başlar. Gideceği yer, yiyeceği yemek, giyeceği kıyafet, buluşma saati, buluşulacak mekân ve görüşülecek insanlara kadar her şeyi istismarcı kendi belirliyor ve yönetiyor olmak ister. Bunu partnerini çok sevdiği ve ilişkisine çok değer verdiği için yapıyor gibi görünse de zamanla kişiye karar verme hakkı tanımamaya başlar.
Love bombing yaşanan ilişkilerde istismara uğrayan taraf ilk zamanlarda gösterilen aşırı ilgi ve övgüleri cazip görmekte, çok mutlu hissetmekte, sevildiği ve önemsendiğini düşünmektedir. Ancak zamanla kişi ilişki içinde kendisini güvende hissetmek yerine manipüle edilmiş ve kontrol altında kalmış hissetmeye başlayabilir. Çok ilgi dolu gözüken bir istismarcı partnerin esas amacı genellikle kontrol ve güç elde etmektir. İstismarcı, kurulan bu yoğun ve hızlı ilişkiyi kullanarak istismar edilen tarafın duygusal bağımlılığını artırmaya çalışır. İstismar edilen taraf, istismarcının yoğun ilgisi nedeniyle mantıksız bir şekilde bağlanabilir, istismarcının gösterdiğini düşündüğü ilgi ve sevgiyi kaybetmemek için istismarcının istediği şekilde davranan bir birey haline gelir. Zamanla bağımsızlığını ve sınırlarını iyiden iyiye kaybeden istismar edilen taraf tümüyle istismarcısına farkında olmadan gücü ve kontrolü verir.
Kısaca özetlemek gerekirse, love bombing, aşırı sevgi gösterme taktiği ile başlayan, sağlıklı bir ilişki biçimi olmaktan çok uzak bir istismar ve manipülasyon biçimidir. Bu manipülasyona uzun süre maruz kalan partner duygusal ve psikolojik sağlığında bozulmalar yaşayacağı için bu ilişki döngüsünden tek başına çıkabilmesi güçtür. Bu süreçte ruh sağlığını korumak için bir uzmandan destek alması önerilir.
Love Bombing (Sevgi Bombardımanı ) Belirtileri Nelerdir?
Aşırı İlgili Davranışlar: İstismarcı durmadan gece-gündüz mesaj atma, telefonla arama, buluşma teklif etme ve her detaya hâkim olma gibi davranışları ilişkinin başındayken de sıkça tekrarlayabilir. Açılmayan telefonların hesabını sorma, ihmal edildiğine yönelik algı oluşturma, her dakika hesap verilmesini talep etme vb. davranışlar istismarcının bazı davranışlarına örnek olarak düşünülebilir.
Sürekli Övgüler: İstismarcı, istismar edilen tarafı sürekli övebilir. Kendisini küçülten, istismar edilen tarafı büyüten sözlerin altında istismar edilen tarafı kendisine bağlama gerçeği bulunmaktadır. Sağlıklı ilişkilerin dinamiği içerisinde de partnerlerin birbirine güzel sözler söylemesi kıymetlidir ancak burada istismarcı taraf süreci fazla ileriye götürmekte her an her dakika istismar edilen tarafı olumlu mesajlar ile uyararak sürece karşı şartlanma oluşturmaktadır.
Diğer İnsanlara Karşı Değişlik Talepleri: İstismarcı, istismar edilen tarafın çevresindeki insanlar ile iletişimini kesmesini veya diğer ilişkilerini azaltmasını isteyebilir. Bu sebeple istismar edilen taraf sosyal destekten yoksun kalarak istismarcıya daha çok bağımlı hale gelmektedir. İstismarcı, birbirlerine daha çok vakit ayırabilmeleri ve ilişkilerinin iyiliği için bunu yaptığını belirtse de burada sınır koyabilmek oldukça önemlidir. İstismarcıdan sık sık sorun biz değiliz çevredeki insanlar bu sebeple onlardan uzaklaşmalısın/ uzaklaşmalıyız gibi ifadelerini duyabilirsiniz. İstismar edilen tarafın zamanla çevresinden soyutlanması ruh sağlığı için tehdit niteliğinde olabileceği için bu talepler konusunda çok dikkatli olmak gerekir.
Sıkça Hediyeler Alma ve Jestler Gerçekleştirme: İstismarcı, ilişkinin henüz çok başlarında iken de sık sık ve pahalı hediyeler veriyor, romantik jestler yapıyor olabilir. Bu şekilde istismar edilen tarafı kendine bağlamaya çalıştığı unutulmamalıdır. Hediyeleşmek güzeldir ancak orada kıymetli olan düşünülmektir. Pahalı ve kişiye zor duruma sokacak hediyeler istismarcı bir partnere işaret edebilir.
Çatışma ve Olumsuzlukları Reddetme: İlişkinin başlangıcında yaşanan veya yaşanabilecek olumsuzlukları, çatışmaları kabul etmemek, bu tür konuları yok saymak ya da hızlıca geçmek, istismarcının sık kullandığı bir davranış biçimidir. Örneğin: Şimdi ne gerek var bu konuları konuşmaya, biz anı yaşayalım, şimdi hiç tadımızı kaçırmayalım, sonra konuşuruz şimdi acelesi yok, bir aradayken zamanımızı bunlar ile geçirmeyelim’’ gibi örnek cümlelere sık sık rastlamak mümkündür. İlişkilerde hiçbir konunun halı altına süpürülmediğinden emin olmak ilişkinin sağlığı için önemli bir kriterdir.
Love Bombing bir İlişkinin İçinde Neler Yapılmalıdır?
Öncelikle love bombing sadece yakın-romantik ilişkiler ile sınırlı olmadığını tüm yaşamımızda kurduğumuz ilişki dinamiklerimiz için genellenebildiğini unutmamamız gerekir. Aile, arkadaş ve iş ortamında da love bombing ile karşı karşıya kalabilmek mümkündür. Peki, love bombing ile karşı karşıya kalındığında neler yapılmalıdır?
- İlişkilerinizde sınırlarınızı belirlemek ve bunu karşınızdaki kişiye açık bir şekilde belirtmek ilk yapılması gereken davranıştır. Bunun için insanlara gerekli durumlar karşısında ‘’hayır‘’ diyebiliyor, sınır koyma noktasında bir çekince yaşamıyor olmanız gerektiğini hatırlatırım. Eğer sınır koyma ile ilgili bir yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bir uzmana başvurabilirsiniz.
- Hoşunuza gitmeyen ve sizi rahatsız eden tüm davranışları açık bir şekilde dillendirmelisiniz. Örneğin; kıyafetinize karışması, sosyal medya hesaplarınızı yönetmek istemesi gibi sizin kişisel alanınıza müdahale etmeye çalıştığı her noktada istismarcıya ‘’dur’’ diyebilmeli ve bu durumun sizde oluşturduğu hissi paylaşabilmelisiniz.
- Ailenizin ve çevrenizdeki insanların ilişki içinde olduğunuz kişi hakkındaki yorumlarını dinleyin ve değerlendirin.
Unutmayın ki, love bombing istismarcının isteği doğrultusunda hareket eder ve genellikle istismarcının kontrolünü artırmaya hizmet etmektedir. Bu tür davranışlara karşı dikkatli olmak ve sağlıklı sınırlar belirlemek önemlidir. Yaşadığınız bu travmatik ilişki zamanla yaşam kalitenizi ciddi düzeyde etkileyerek psikolojinize zarar verir. Sevgi bombardımanına maruz kaldığınızı fark ettiğiniz zaman psikolojik destek almayı ihmal etmeyin.
Seans randevu almak isterseniz randevu takvimimden bana ulaşabilir ya da sorunuz var ise her zaman sorunuzu sorabilirsiniz.
Sevgi ve sağlıcakla,
Uzm. Psk. & Aile Danışmanı Fatma İzel ŞAHİN
Kaynakça:
https://www.psikoterapi.pro/makaleler/sevgi-bombardimani
http://www.izmirpsikolojimerkezi.com/news/70/ask-mi-ask-bombardimani-mi/
https://saripsikoloji.com/blog/love-bombing-nedir
Yayınlanma: 25.08.2023 06:48
Son Güncelleme: 04.09.2023 09:11
Bunları da sevebilirsiniz...
Şiddet deyince aklımıza en çok fiziksel şiddet gelir; oysaki şiddetin birçok alt türü vardır. Fiziksel, duygusal, cinsel, hatta dijital şiddet olarak birçok alt başlık sıralayabiliriz. Özellikle modernleşen ve tırnak içinde medenileşen dünyamızda şiddet kavramı da evrimleşmiş ve artık toplumun daha kabul edilebilir gördüğü duygusal (psikolojik) şiddete dönüşmüştür. Duygusal şiddetin aynı zamanda duygusal istismar, psikolojik istismar veya psikolojik şiddet olarak da anıldığını ifade etmek gerekir.Aslında çevremize ve günlük hayatımıza baktığımızda, işte, okulda, ikili ilişkilerimizde, hatta sosyal hayatta bu şiddetin birçok türüne maruz kalabiliyoruz. Dolayısıyla bu konuda bilinç kazanmak ve çevremize bu bilinci aşılamak son derece önemli bir hale geliyor.Duygusal Şiddet Nedir?Duygusal şiddet; bir kişi ya da grubun belirli bir kişiye karşı yaptığı ve kişiyi duygusal açıdan zayıflatmak, psikolojisini alt etmek ve kognitif becerilerini bozmak için uyguladığı tüm davranış kalıplarını içerir. Alay etme, dışlama, aşağılama, görmezden gelme, yetersiz hissettirme, güvenini sarsma, aldatma, önemsiz hissettirme gibi davranışlar en yaygın şiddet örneklerindendir. Duygusal şiddet kişilerde kimi zaman fiziksel şiddetten bile daha çok hasar yaratabilmektedir. Mağdur kişilerde stres, depresyon ve anksiyete gibi birçok psikolojik problem ortaya çıkabilir. Duygusal şiddete maruz kalan kişi kendisini çıkışı olmayan bir yolda, çaresiz hissedebilir. Bu kişiler genellikle, şiddet mağduru olmalarına rağmen kendilerini suçlu hissederler.Duygusal Şiddete Maruz Kaldığınızı Nasıl Anlarsınız?Duygusal şiddete maruz kalan bireyde bir süre sonra yalnızlık, korku, öz güven eksikliği, huzursuzluk ve aşırı gerginlik gibi belirtiler düzenli olarak görülmeye başlar. Duygusal şiddet uzun süre devam ederse kişide travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu gibi psikolojik hastalıklar görülebilir. Bu tip psikolojik rahatsızlıklar bir yana, içinde bulunduğu durumdan çıkış arayan kişi, çeşitli maddeleri kullanmaya, içki içmek gibi alışkanlıklar edinmeye başlayabilir. Mağdurlar gördükleri duygusal şiddetle başa çıkamayacak hale geldiklerinde kendilerine zarar vermeyi deneyebilir, hatta intihara teşebbüs edebilirler.Duygusal Şiddet Türleri Nelerdir?YalnızlaştırmaŞiddeti uygulayan kişi, mağduru en yakınlarından, ailesinden, akrabasından, arkadaşlarından bile ayırmaya çalışır. Mağdurun tamamıyla kendisine ait olmasını ve maddi manevi her türlü destek için yalnızca kendisiyle iletişim kurmasını ister. Bu amaçla mağdura, yakınları tarafından sevilmediğini, hor görüldüğünü ve kimsenin onu istemediğini söyler.SaklamakŞiddeti uygulayan kişi mağdurun sevgilisi ise yasak bir ilişki yaşıyormuş gibi mağduru gizler. Kimsenin olmadığı ücra yerlerde veya ev gibi özel alanlarda buluşmak ister. Herkese açık alanlarda buluşmaktan kaçınır. Ancak bu türde davranışlar, şiddeti uygulayan kişinin mağdurdan bir şeyler sakladığına, belki de başka bir ilişkisi olduğuna işaret eder.Yok OlmaGörüştüğünüz kişi her şey yolundayken aniden ve hiçbir sebep sunmadan ortadan kayboluyorsa “ghosting” (yok olmak) dediğimiz durum meydana gelmiştir. Bu tip durumlarda karşınızdaki kişi bir anda ulaşılmaz olur, mesajlarınıza ve aramalarınıza yanıt vermez. Böyle meydana gelen olaylar sonunda ilişkinin yükü üzerinize kalır ve hiçbir anlamı yokken kendinizi boşlukta hissedersiniz.YemlemeEğer görüştüğünüz kişi bir süre boyunca sizinle vakit geçiriyor, her türlü iyi konuşmayı yapıyor, ancak sonrasındaki birkaç gün hiçbir şekilde sizinle iletişime geçmiyorsa, yemleme diye ifade edilen şiddet türü yaşanıyor diyebiliriz. Bu tip durumlarda kişi sonrasında sizinle yine iletişime geçerek sanki hiçbir şey olmamış gibi davranır. Sonuç olarak kendinizi önemsiz hissetmenize yol açar.Aklı BulandırmaBirlikte olunan kişi, mağduru sürekli kendi akıl sağlığını sorgulamaya iter. Kendi kendine sürekli bir şeyler kurduğunu, hiçbir şeyin mağdurun düşündüğü gibi olmadığını söyler. Böylelikle mağdurun kendine olan inancını kırar.Aşırı KıskançlıkKıskançlık, dozunda olduğu sürece birçok ilişkide kabul edilebilir bir durumdur. Fakat söz konusu kıskançlığın seviyesi karşıdaki kişinin hayatını kısıtlayan ve kendisini eksik hissetmesini sağlayan boyuta ulaşırsa o zaman bu psikolojik şiddete dönüşür. Bu şekilde “kıskanılan” partner, birlikte olduğu kişiyi sevdiği için bu durumları görmezden gelip ilişkiye devam edebilir, ancak bu durum da psikolojik şiddet türleri arasında yer almaktadır.Mobbingİş yerinde meydana gelen psikolojik şiddet kendisini “mobbing” olarak gösterir. Mobbing, karşıdaki kişiyi taciz etmek, rahatsız etmek, üzerinde aşırı baskı kurup sıkıntı vermek gibi anlamlara gelmektedir. Mobbing mağduru kişinin iş ortamında sürekli sözü kesilebilir ve görevlerini yapmasının önüne engeller koyulabilir. Sürekli eleştiriye ve suçlanmaya maruz kalır. Mobbinge uğrayan kişi Alo 170, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi gibi kurumlarla iletişime geçip hem kendisini koruyabilir hem de failin gerekli cezayı almasını sağlayabilir.Nasıl Korunuruz?·İkili ilişkilerde ‘’hayır’’ demeyi bilin. Sınır koyma konusunda girişken olun.·Eğer kendinizi normal ruh halinizden daha depresif, yorgun, keyifsiz hissediyorsanız veya çevrenizdeki insanlar azalmaya başladıysa bunun bir istismar neticesi olduğunu fark edin.·Sağlıklı ilişkiler kurabilmek adına bağlanma stilinizi öğrenin (güvenli, kaygılı, kaçıngan).·Kendinizi sık sık yapmak istemediğiniz şeylerin içinde buluyor musunuz? Buna cevap verin.·Yardım alabileceğiniz kaynakları öğrenin: Ruh sağlığı uzmanları, kadın platformları vb.Kendi Kendine Yardım Kaynak Önerileri·Ev İçi Şiddet Travmasını İyileştirmek - Kadınlar İçin Bir Çalışma Kitabı / Yazar: Edward S. Kubany·Mobbing İş Yerinde Psikolojik Taciz / Yazar: Ruth Distler Schwartz, Noa Zanolli, Gail Eursell Elliott·Hayır Diyebilme Sanatı / Yazar: Müthiş Psikoloji·İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon: Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek / Pascale Chapaux, Morelli, Pascal Couderc·Psikolojik DayanıklılıkHayattaki Büyük Zorluklarla Başa Çıkma Sanatı / Yazar: Dennis S. Charney, Steven M. Southwick·Öz Şefkatli Farkındalık Uygulama Rehberi: Duygusal İyileşmeye Giden Yol / Yazar: Christopher K. Germer Yazıyı Oku
Uzman: Ezgi ASLANTAŞYayınlanma: 10.05.2024
Karen Melton’a ait makelenin çevirisi siz ebeveynlerimizin karşısında, bilinçli ebeveynliğe dair bilgilerin yanında erken dönem ebeveynlik hakkında bilgiler edineceksiniz. Bilinçli Erken Ebeveynliğin 9 prensibi maddeler halinde anne ve babalarımıza ihtiyaçları olan bilgileri aktarmaktadır. Ayrıca bu alanda çalışan biri olarak konu hakkında fikirlerimi de yazının sonunda bulabilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.Bilinçli erken ebeveynlik, çocukların gelişimleri için ihtiyaç duyduğu gıdayı ve tüm seviyelerde somutlaştırmalı gerçekleştirmelerini sağlar. Erken ebeveynlik gebe kalmadan önce başlar, bu da bizim somutlaştırma yolculuğumuzun başlangıcıdır. Bilinçli erken ebeveynlik içe doğru bakma, bilinç artırma ve ileri düşünmedir. Ebeveynliğin derinlemesine spiritüel, psikolojik ve duygusal bir yolculuk olduğunu destekler ve her bebeğin yaşam yolculuğunu kutsal ruh yolculuğu olarak görür. Bizler gebelikle fiziksel dünyaya gelmeden öncesinde bilinçli ve duyarlı varlıklarız. Bedenimize girdiğimizde bu bilinci yitirmeyiz. Bilinci erken ebeveynliğin merkezine yerleştirdiğimizde, ebeveynlik ve bebekler ile ilgili algımız değişir. Bir bebek hayata geldiğinde ya da sizin hayatınıza bir bebek girdiğinde, her birimiz derinlemesine ilişkisel, spiritüel ve dönüşümsel bir süreç içine gireriz.İster gebelik öncesi veya gebelik sürecinde olun, ister çocuğunuz doğmuş olsun bu dokuz prensibi uygulamaya başlayabilirsiniz. Bu prensipler en büyük gizemlerden biri hakkında zengin ve derinlemesine bilgi sahibi olmamızı sağlar: gebelikten öncesinden Doğuma kadarki yaşam yolculuğumuzu. En derin temellerinizin nasıl atıldığını, erken bilincinize istemli olarak nasıl ulaşabileceğinizi, nasıl bilinçli olabileceğinizi ve iyileşebileceğinizi öğrenmeye başlayın.Bilinen ebeveynlikte ve genel kültürde henüz bir bilinç oluşturmamış olduğundan bu prensiplerin bazıları çok yeni görünebilir. Bir başkasının ayakkabılarını giyiyormuşçasına alışılmadık ve rahatsız edici hissettirebilir. Dayanın, siz ve aileniz için kesinlikle değer.Hayata yolculuk kutsaldır; hoş karşılandığını, güvende olduğunu hisseden, somutlaştıran ve değişime açık olan güvenli çocuklar yetiştirebilirsiniz. Bir ebeveyn olarak neler yapacağınıza ilişkin seçimler sizin elinizdedir. Her zaman kendi ebeveynlik hislerinizi takip etmeyi unutmayın.Gebelik öncesinden bebekliğe kadar bilinçli, duyarlı ve en savunmasız durumdayızdır. En erken başlangıcımızda ve hatta ebeveynlerimizin gözünde daha bir pırıltıyken dahi sevilmeye, hoş karşılanmaya ihtiyaç duyarız.PrensiplerGüçlendirilmiş erken ebeveynlik, bağlanma ve bilince doğru yolculuğunuzun tadını çıkarın! (İçinizdeki bebeği/embriyoyu tanımlamak için ‘küçük’ ve rahimdeki ya da doğmuş asıl bebeği tanımlamak için ‘bebek’ sözcüklerini kullandım.)1. Gebelikten önce bilinçli varlıklarızGebelik öncesinden itibaren bilinçli, duyarlı varlıklarız. Erken bilinçlilikten itibaren yaşama yolculuğu tecrübe etmeye başlarız. Fiziğe büründüğünüzde -enerji ve maddenin doğumla birlikte buluşmasında- soma yani vücut ile de bu yolculuğu tecrübe etmeye başlarsınız. Buraya gelmek konusunda kendi arzunuz olabilir ya da ebeveynlerinizi seçmiş olma anlayışınız olabilir. Bazılarımız burada olmak konusunda karışık duygular içinde olabilir ve kaynağa dönmeyi arzulayabilir. Erken Bilinciniz kişiliğinizin bir parçası olarak kalmaya devam eder ve her aşamada üzerinizde derin nüfuzu bulunur. Sizinle birlikte yaşar ve ben ona ‘Küçük’ diyorum. Sizin küçüğünüz erken yolculuğunuzu hatırlar ve yaşamınız boyunca kişiliğinizin nüfuzlu bir parçası olarak kalır.Gelin birlikte erken bilincin ve duyarlılığın erken ebeveynlik uygulamasının merkezinde olduğu; size, çocuklarınıza, ailenize ve topluma derinlemesine faydalı olan bir dünya yaratalım.2. Hepimizin içinde bir Küçük varİçinizdeki küçük, doğmamış bebek haliniz. Kaynaktan doğuma kadar ki anılarınızı ve izlerinizi taşımakta. O sizi tüm kutsal ve gizemli olanla yeniden bağlantıya geçirir. Size asıl bilincinizi ve burada olmanızdaki asıl amacı hatırlatır. Beden sisteminiz tarafından kolayca erişilebilir, yaşam, insanlar, güvenlik, ilişkiler, spiritüellik, somutlaştırma seviyeleri, bağlanma, ebeveynlik ve çok dahası hakkındaki inanç ve hisleriniz üzerinde derin nüfuzu vardır. İçinizdeki küçüğü tanımanın sağlıklı erken ebeveynlik, bilinçli gebe kalma, gebelik ve doğum için oldukça önemlidir. Kendiniz hakkında daha derinlemesine bir anlayışa sahipolma, daha tutarlı hissetmenize ve erken bilincin doğasını içten dışa anlamanıza yardımcı olabilir. Çocuğunuzu hayata nasıl getirdiğinizi bilinç dışı olarak etkileyebilir.3. Ebeveynliğe atıldığınızda küçüğünüz daha sesli konuşurGebeliği düşündüğünüz veya gebelik hayali kurduğunuz noktada, kendi erken izleriniz(küçüğünüz) aktive olur ve uyanır. Küçüğünüzün gebe kalma, gebelik ve doğum deneyiminizde etkileri olabilir. Eğer yaşama gelişte zor ya da travmatik bir yolculuk geçirdiyseniz, gebe kalmadan öncesinden doğuma kadarki süreçte küçüğünüz bilinçaltı izlerinizi harekete geçirmenize sebep olabilir. Gebe kalmadan önceki dönem, yaşama geliş yolculuğunuzu bilinçli bir şekilde keşfetme ve küçüğünüzü tanıma açısından en iyi zamandır. Yeni kaynaklar oluşturmak ve daha bilinçli karar almak için; erken ebeveynlik süresince sizi etkileyebilecek erken tetikleyicilerin farkında olmak iyidir. Çoğu ebeveyn çocuklarında kendi travmalarını, streslerini ve zorluklarını tekrarlamak istemezler. Önleyici ebeveynlik uygulayın ve çocuğunuza optimal bir ortam sağlayın. Bilinçli bir ebeveyn olmak için tamamen iyileşmiş olmak zorunda değilsiniz. Kendiniz hakkında bilinçlenmeniz, çocuğunuza aktarılmaması adına gerekli olanları iyileştirmeniz ve bunları yapmak için gerekli kaynakları oluşturmanız sizi yeterince iyi ebeveyn yapacaktır. Küçüğünüzü tanımanız güçlendirilmiş erken ebeveynliğin anahtarıdır.4. Erken izlerimiz bizi derinlemesine etkilerEn derin temellerinizin atıldığı gebelik öncesinden yeni doğan haline gelişinize kadarki dönemde inanılmaz ölçüde algılarınız açık ve savunmasızsızındır. Bu durum bilinçli erken ebeveynlik bakış açısına göre oldukça iyi bir şeydir. Çünkü çocuğunuzun gelişebilmesinde ve sağlığında muazzam nüfuzunuzun olabileceği anlamına gelir. Sağduyulu ve gelişime açık çocuklar yetiştirebilir, yeni bilgiler ve iç kaynaklar oluşturabilirsiniz. Çocuğunuzda bilinçli bir şekilde olumlu ve sağlıklı izler oluşturabilirsiniz. Yaşam, aileniz, güvenli bir dünyada olup olmadığınız ve temel inançlarınız hakkındaki inanç ve algılarınız gebelik öncesinden doğuma kadarki süreçte şekillenir. Bu inançlar siz farkında olmadan duygusal, enerjik ve oldukça bilinçsiz olan bilinçaltınızda tutulur. Bilinçaltı anıları davranışlarımızı ve yaşam, insanlar, kendimiz, ebeveynlik vb hakkında nasıl hissettiğimizi etkiler. Yaşamın her seviyesinde izler oluşur, duygusal, psikolojik, fiziksel, hücresel, değişken, spiritüel, ruhani,atadan kalma ve kültürel izler. İzler tüm yaşlarda iyileştirilebilir, yeniden şekillendirilebilir ve entegre edilebilir.5. Güvenli bağlanma gebe kalmadan önce başlarBebeğiniz henüz bir hayal, arzu ve gözlerinizdeki bir parıltıyken ona gebe kalıyorsunuzdur. Bebek-özler hayallerinizin çağrısına kulak verirler ve genellikle enerji alanınızda girebilmeleri oluşacak bir fırsatı beklerler. Hayaliniz ve bebeğiniz henüz bir forma sahip değildir ancak potansiyel ve olasılık taşırlar, bu da doğurganlığı artırır.Gebe kalmadan önce bebeğinizle aranızda bilinçli iki yönlü bağlantı kurmanın bir olasılığı da bağlanmaya başlamaktır. Pek çok anne bu bağlantıyı içgüdüsel ve doğal olarak hisseder, ve hatta daha bebeğe gebe kalmadan ya da fiziksel özelliklerini görmeden ismini ve cinsiyetini bilebilir. Gebe kalmaya ve ebeveynliğe açıldığınız bu kutsal anlarda sezgileriniz yükselir. Bu, bebeğinizle dua, meditasyon, hayalde canlandırma gibi yollarla bağlantı kurmaya başlamak ve ona bir hoş geldin davetiyesi göndermek için harika bir zamandır. Öz ve yaşam döngüsünün bu kutsal kısmını onurlandırmakRahim Bağı’nın başlangıcını oluşturur.Bilinçli gebe kalma, ebeveynliğinizin etkililiğinin yanı sıra bebeğinizin gelişimini de büyük ölçüde artırır. Kadınlar, bebeğin her seviyede beslenip yetiştirilerek geliştiği rahimdir – ruhumuz, fiziksel bedenimiz, enerji bedenimiz, ve atalarımız (eğer yumurta/sperm bağışı aldıysanız onların da ataları dahildir) Rahim bağını oluşturur. – Rahim Bağını bilinçli olarak beslemek Rahim anlayışımızı derinleştiren ve genişleten proaktif bir erken ebeveynlik yaklaşımıdır. Annemiz; yetiştiğimiz, vücut bulduğumuz ve yaşama dair en derin derslerimizi aldığımız topraktır. Gebelik öncesinde ve gebelikte anneye yakın olanlar, buna kardeşler ve diğer ebeveyn de dahil, Rahim Bağının bir parçasıdır ve bir bebeğin doğuşunda, bir ruhun hoş karşılanışında oynadıkları rol hakkında bilinçlenebilirler.Özellikle anneler, güvenle bağlanmış, istendiğini, güvende olduğunu ve sevildiğini hisseden çocuklar yaratmada pozitif anlamda oldukça nüfuzlu olabilirler.6. Gebelik boyunca bağoluşturunEdinebileceğiniz en yakın ilişki annenizledir, özellikle de onun bedeninde ve zihninde büyürken. Hamilelik boyunca doğum öncesi bağını oluşturma pratikleri, anne ve rahimdeki bebek arasındaki iki yönlü bağlantı akışını besler. Erken bağlanma sayesinde her ikinizin hayatı da çok yönlü olarak iyileşir. Bebeğinize bilinçli ve düzenli ilgi göstermeyi öğrenerek ve onu en baştan itibaren dinleyerek onda sakinlik, emniyet ve güvenlik duygularını geliştirebilirsiniz. O büyüdükçe, sevgi bağınız her hücresine ve uzvuna işlenir. Bilinçli Doğum öncesi bağlanma, erken güvenli bağlanmayı teşvik eder ve bebeğinizin hoş karşılandığı hissine sahip olmasını sağlar. Güvenli bağlanma bebeğinize koruyucu bir tampon bölge oluşturur ve çocuklarda esnekliği destekler. Yaşamınızda her ne olursa olsun bebeğinizin tampon bölgesi- sevgi yastığı her daim var olacaktır; bu onun hayatın tüm fırtınalarına göğüs verebilmesini sağlayacaktır. Bir ebeveyn olarak çocuğunuzu bu güzel ve basit yöntemle her ikiniz için de zenginleştirici şekilde koruyabileceğinizi bilmek oldukça rahatlatıcıdır. Ve bir de bonusu var; bebeğinizi tam bir yıl önceden tanımaya ve öğrenmeye başlarsınız!Doğum öncesi bağlanma aynı zamanda doğum anını da olumlu ektiler; güçlü ve sağlam kurulmuş bağınız sizi ve bebeğinizi doğumun merkezine yerleştirerek kendinize güven ve güçlenmiş hissi verir. Bu bağı oluşturduğunuzda bebeğinizin durumunu bilen kişi siz olursunuz. Otorite ve ana yetiştirici unsur sizsinizdir. Bebeğinize doğum süresince neler olup bittiğini anlatan kişisinizdir. Bu, özellikle de doğum planlandığı gibi gitmediğinde, müdahale gerektiğinde ve sezaryen durumlarında çok yardımcı olur. Doğum bir yakınlık hadisesidir; istediğiniz şekilde bir doğum gerçekleştirmek ve olası zorlukları önlemek ya da azaltmak adına yakınlık bağınızı kullanmak için mükemmel bir fırsattır. Sağlam kurulmuş bağınızı bu yönde kullanmak, sağlığı, huzuru, güçlülüğü ve kendine güveni destekleyen bebek ve anne için çok farklı bir doğum deneyimi oluşturur. Doğum öncesi bağlanmayı deneyimleyen bebekler, “…ileri düzeyde görsel, işitsel, dilsel ve motor gelişimi gösterirler. Genel olarak, daha iyi uyurlar ve tetikte olurlar, kendine güven ve tatmin olma seviyeleri bu bağı uterusta kuramamışbebeklerden daha fazladır. Doğum öncesi bağı kurabilen ailelerdeki doğumlarda daha az müdahale gereksinimi, daha gelişmişve güçlü bebekler gözlemlenir.”Kate White ve Myrna Martin, New Edge Science sayı 36. Doğum öncesi bağlanma (BA) araştırmaları, doğum öncesi bağ kurulduğunda , doğum sonrası depresyonun neredeyse tamamen ortadan kalktığını göstermektedir.7. Anılarınızı, içgüdülerinizi ve sezgilerinizi dinlemeyi öğreninBebekler ve çocuklar yaşama yolculukları hakkında bizimle sürekli bir iletişim içindedirler. İçinizdeki küçüğü ve doğmuş ya da doğmamış bebeğinizin sesini duymak için genişletilmiş bir bellek anlayışına ve yeni bir tür dinleme alışkanlığına ihtiyacınız vardır. Bunun için bedeninizle, içgüdülerinizle ve sezgilerinizle bağlantı kurmalı; kendinize güvenmeyi öğrenmeniz gerekir.Bellek bizim bütünümüzde varlık ve ifade bulur. Bellek anlayışınızı genişleterek daha duyarlı hale gelebilirsiniz. Bebekler bizimle çeşitli yollarla konuşur; ağlamalarıyla, hareketleriyle, rahatlık/rahatsızlık seviyeleriyle, somut varlıklarıyla, hareket şemalarıyla, sinir sistemi döngüleriyle, dokunsal hassaslıklarıyla, sindirim problemleriyle, beslenmeleriyle, uyumalarıyla ve ağlama davranışlarıyla gibi… Dinlemede kalın ki bebeğiniz duyulabilsin, dahil olabilsin ve iyileşebilsin.Çocuklar erken yolculuklarında daha az ağlama sergilerler, çünkü daha fazla hareket, sözcük kullanımı ve oyun alanları bulunur. Empatik bir oyun ortamında, tanıklık edildiği ve derinden işitildiği müddetçe, kendi hikayelerini anlatırlar. Çocuklar enerjiye oldukça odaklıdırlar ve içgüdü ve sezgileriyle temas halindedirler. İnsanlar duyarlı olduklarında bunu anlarlar ve ihtiyaç duyduklarında yardım edeceklerini bilirler. Çocuğunuzun yaşama gelişte kendi deneyimlerinin olduğunu anlar ve bunu dinlemek istediğinizi iletirseniz, ona paha biçilmez bir hediye bahşetmiş olursunuz.Bir yetişkin olarak siz, erken izlerinizin bağlanma tarzınız/dinamiklerinize, ilişki dinamiklerinize, sağlığınıza, inançlarınıza, algınıza, bulunma seviyenize, hareket şemanıza, fiziksel sorunlarınıza, ebeveynliğinize, spiritüelliğinize ve sinir sistemi durumunuza yansıdığını görebilirsiniz.Bebeğinize gebe kalmadan önce dahi kendi erken izleriniz ebeveyn olmak konusundaki duygularınıza nüfuz edebilir ve doğurganlığınızı etkileyebilir. Sizin doğum deneyiminiz nasıl bir doğum yapacağınızı etkileyebilir. İlk üç ayda uterusta size bir şey olduysa, bu durumubilinç dışı olarak siz de ilk üç ayda tekrar yaratabilir ve bu çözümlenmemiş travmayı çocuğunuza aktarabilirsiniz.8. Bir Erken ebeveynlik becerisi olarak ayırt etmeAyırt etme, kendi duygularımız ve problemlerimizi bebeğimiz, çocuğumuz ve bizim için önemli olan diğer yakınlarımızınkilerden ayırmamızı sağlar. Bu temel bir ebeveynlik aracıdır çünkü anne rahminde dahi çocuklar, ebeveynlerinin sorunlarını benimseme eğilimi gösterirler. Küçükken ebeveynlerinizin tartışmasının sizin suçunuzmuş gibi hissettiğinizi hatırlarsınız belki? Bu sorunları çok derinden benimser ve bizimle ilgili olduğuna ya da bizim yüzümüzden olduğuna inanırız – eğer daha farklı olsaydım, bazı şeyleri daha farklı yapsaydım ya da daha iyi olsaydım diye düşünürüz. Aslında bizi aşan ve elimizden bir şey gelmeyecek sorunları çözmenin bizim sorumluluğumuz olduğuna gerçekten inanarak büyürüz. İşte tam burada ayırt edici ebeveynlik paha biçilemez bir hal alır.Ayırt etme, doğmuş ve doğmuş çocuklarımızı ailedeki duygusal ve psikolojik karmaşayı yersiz olarak benimsememesi bakımından destekler ve sağlıklı ilişki alışkanlıkları kazandırır. Bir ebeveyn olarak bebeğinize zarar veriyor olma hissi duymadan kendi duygusal yaşantınız olmasını sağlar. Gebe kalmadan önce ayırt etmeyi bir ebeveynlik aracı olarak kullanmaya başlayın ve tüm ebeveynliğiniz süresince kullanın. “Ben kendi hislerimi yaşıyorum, bunun seninle ve seninde bununla bir ilgisi yok.” Şeklinde devamlı ayrımsama yaparak mükemmel ebeveyn olmak zorunda olduğumuz düşüncesinden uzaklaşabiliriz. Çocuklarımıza kendileri olmaları için gerekli alanı bırakarak ve bizim sorunlarımızı benimsememelerini sağlayarak gerçek ebeveynler olabiliriz.Ayırt etme ile beraber bir diğer gerekli beceri ise tamir etmedir. İstediğiniz gibi bir ebeveyn olamadığınız, öfkenize yenildiğiniz, çocuğunuza veya onun önünde bir başkasına incitici bir şey söylediğiniz zamanlarda oluşan ihlalleri tamir etmek için zaman ayırın. Örn. “Üzgünüm, sinirimi senden çıkardım, seninle ilgili değildi, bu tamamen benim öfkemden kaynaklıydı.” Bir ihlale tanıklık ettiğinde neler hissettiğini dinlemek tamir etme sürecine oldukça yardımcı olur. Tamir etme ve ayırt etme oldukça iyi birer partnerdirler. Örn. İlk üç ayında kızının kürtajla alınmasını isteyen bir babanın, bebeğin rahimde bilinci olduğunu öğrendiğinde onunla rahimdeyken bağ kurması, duygusal bir savunmasızlık ve gözyaşlarıyla ondan özürdilemesi ve bunun onunla değil kendi hisleriyle ve sorumluluk korkusuyla ilgili olduğunu söylemesi.Bu basit ama güçlü ebeveynlik becerilerini kullanmak için asla çok erken değildir. Her yaştan çocukla ve yetişkin ilişkilerinde başarıyla uygulanabilir.9. Somutlaşmayı/vücut bulmayı desteklemeYaşama yolculuğunuz, somutlaşmaya deneyimimizin önemli bir parçasıdır. Sizin ve annenizin başına gelenler bedeninizle olan ilişkinizi etkiler. Kendi deneyimlerinizi ediniyor ve çevrenize kendi tepkilerinizi oluşturuyorsunuz. Büyüdükçe size olanlar ve çevreninizde olan olaylar tarafından etkileniyorsunuz. Olaylar, stres ve travma gelişiminizi, ne kadar somutlaşabileceğinizi etkiler. Olabildiğince somutlaşmak önemlidir çünkü hayatınızda tam anlamıyla var olmanızı ve kendi bedeninizde evinizde hissetmenizi sağlar. Ebeveynler ve bebeklerin/çocukların etrafındaki herkes bu önemli bilgiye sahip olmalıdır ki, tam somutlaşmayı destekleyici ortamı hazırlayabilelim.Hepimiz terketmiş, ışıkları açık bırakıp gitmiş kişilerle karşılaşmışızdır. Kendi bedeninde çeşitli derecelerde var olamayan pek çok bebek, çocuk ve yetişkin tanıdım. Genellikle önceden olmuş bir şeyin izlerinin, bedenden kopukluk ve bağlantısızlık yoluyla kendini göstermeye devam etmesi yüzünden var olma güçlüğü yaşamaktalar. Bir kişinin var olamamasının arkasında her zaman için işitilmesi ve onurlandırılması gereken bir hikaye yatar. Geçmiş olayların iyileştirilmesi ve entegre edilmesi; tam somutlaştırmalı, hafifletmeyi ve rahatlamayı destekler.Ani yıkım, travma, doğum sonrası anneden uzun süreli ayrılma ve tıbbi müdahaleler somutlaştırmayı etkileyebilir. Somutlaştırmadaki erken kesintiler sebebiyle sağlığınız olumsuz etkilenebilir, çünkü olaylar ve travmalar bedeninizde kayıt edilir ve saklanır. Gebelik öncesi ve sırası somatik çalışmalar, kopukluk şemasını çözümlemekte yardımcı olur, daha büyük kapasite sağlar ve hayatlar değiştirir. Çoğunlukla insanlar somutlaşma sorunuyla yaşar ve bunun çözümlenebilir bir erken iz olduğunun farkına varmaz. Erken izler ‘ben buyum’ veya ‘hayat işte böyle bir şey’ gibi cümleler kurdurtabilir. Oysa ki onlar aslında size olan bir şeyle ilgilidir, gerçekte siz değildir. Doğru destek ve farkındalıkla ve yaşam yolculuğunu daha ileriye taşıma istekliliğiyle her daim somutlaşabiliriz.Somutlaşma izleri, neden bebeklerin rahimdeyken iyileşmeleri gerektiğini savunduğumun sebeplerinden biridir. İhlaller ve travma rahimde iyileştirilebilir ve böylece doğmamış bebeğiniz çözümlenmemiş bir deneyimin içinde büyümeye devam etmek zorunda kalmaz ve güvende hissederek tamamen somutlaşmış bir varlık haline gelebilir.Sonuç:Rahim bağını, bilinçli erken ebeveynliği, bilinçli gebeliği beslemek ve Doğum öncesi bağlanma ile bebeğinize bir sevgi yastığı oluşturmak tam somutlaşmayı destekler. İhlalleri onarmak, ayırt etmek ve özüne bakmaya istekli ebeveynler gelişen ve esnek çocuklar yetiştirmeye yardımcı olur. Hatırlayın gebelikten itibaren bir ebeveynsiniz, ve hatta daha öncesinden. Bununla ilgili neler yapmayı seçeceğiniz sizin elinizde. Umuyorum ki, erken bağlanmayı ve bebeğinizin ve içinizdeki küçüğün büyülü bilincine kulak vermeyi seçeceksiniz. Çocuklar ve yetişkinler olarak bizler, içimizdeki erken bilinci taşıyoruz ve buna erişmek bedenimizle, doğum öncesi ve sonrası somatik çalışmalarla oldukça kolay. Ebeveynlik, yaşam ve onun gizemleri hakkındaki en derin eğitim olma özelliğini taşır. Ebeveyn olarak siz ne denli somutlaşırsanız çocuklarınızın somutlaşma potansiyeli de o denli artar. Çocuğunuza hayata en iyi başlangıcı sağlamayı seçebilirsiniz ve bundan hem tüm aileniz hem de tüm gezegen faydalanır.Karen Milton’ un hikayesiBen planlanmamış bir bebektim. Annem bekar bir katolikti; hamile kalmak onun için evlenmek ve ayıplanmak demek oluyordu, başka seçenek yoktu. 1950lerin Galler’inde kürtaj yasal değildi ve pek çok kadın kendisine kürtaj yapıyordu. Tabii annem de ben beş haftalıkken bunu denemişti.23 yaşımda, rastgele gözümün önünden geçen bir film şeridi ile ‘gördüm’; görsel, enerjik ve tüm bedenle hissedilen bir deneyimle gördüm ki, rahimdeki travmam hayatımın her alanını derinden etkiliyormuş. Daha öncesinde bir saniye bile kuşkuya düşmediğim derin ve tartışmasız bir gerçeği öğrenmiş gibi hissettim. O günden sonra tedavi ve bilgi aramak için göreve çıktım ancak bu görev meyvelerini 40 yaşımda Kaliforniya’ya taşınana kadar vermedi. Şimdi 58 yaşımdayım ve kendi yolculuğumdan ve de somatik Doğum öncesi ve sırası psikoloji ve sağlık alanı sayesinde edindiğim tedaviden çok şey öğrendim. Bu çalışma kendim halkında pek çok şeyi anlamlandırmama ve vücuda gelmek için neler gerektiğini kavramama yardım etti. Doğum öncesi travmamı entegre ettim ve iyileştirdim ve tüm hayatım boyunca gizlenen korku ve aşırı ihtiyatı ortadan kaldırdım. Yine de erken travmam sağlığımı bozdu çünkü çok ekstremdi. Bunu sizlere söylemekteki amacım, sizi erken travmayı önlemeye ve optimal Rahim ortamını hazırlamaya teşvik etmek. Önlemek her zaman için en iyi seçenektir. Yine de stres ve travma hayatın bir parçasıdır. Şanslıyız ki gerekli tedavi elimizde mevcut. Eğer tedaviyi bebekken ya da çocukken alabilseydim,hayatım ve sağlığım çok daha farklı yönde ilerlerdi. Ancak yaşamımın ileri safhasında bu tedaviyi alabilmiş olmayı da en büyük kutsanmışlıklarımdan biri sayıyorum .Hepinize sevgiler, özellikle de içinizde işitilmeyi, sevilmeyi ve elinden tutulmayı bekleyen tüm küçüklere.Bilinçli ve Erken Ebeveynlik Hakkında DüşüncelerimDoğum öncesi bağlanma anne ve bebek için besleyici olduğu gibi, bu bağlama ile de stress ve travmaya karşı tampon görevi sağlar. Hepimiz bazen stress ve travma ile başa çıkmak/uğraşmak zorundayız. Bu yüzden bağlanma, çocuklarımız için stresi azaltmanın etkili yollarından biridir.Genellikle tüm ebeveynler, gebelikle birlikte erken ebeveynlikle ilgili bilgiler edinmeye deneyimler yaşamaya başlarlar. Bu gebeliğin herhangi bir sürecinde orta çıkmaktadır. Aslında bu hazırlıklara gebe kalmadan once hazırlanmak bir sonraki adım olan doğum öncesi bağlanmaya yardımcı olucaktır.Bebeğiniz bilinçli ve duyarlı oluşu sizin erken ebeveynlik döneminizde onu hayatınızın neresine yerleştirdiğinize bağlıdır. Ve aslında bu iki yönlü bir iletişim ve etkileşimdir, sizden bebeğinize bebeğinizden size doğru… aileler hamile kalmayı, gebeliği ya da doğum sonrasını düşünmeye başladıklarında kendi içsel yolculuklarına dönmeye başlarlar bu çok normaldir. Anne ve babanın yaşamının bu yönünü geliştirmez bilinçsiz kalırsa, kendi yaşadıkları izleri tekrarlayabilirler.Dah güçlü ve bilinçli hamilelik-doğum deneyimi için, anne- baba olmadan once kendi hayat hikayelerini keşfetmelerini destekliyorum. Ve böylece stresli ya da travmatik durumları bilinçsiz olarak tekrar etmeyi engellerler. Nesilden nesile aktarılan dinamiklerin, değiştirilebileceğinin ya da durdurulabileceği erken ebeveynlik modelinin bir parçasıdır. Bunun iyi yanı atalarımızdan aktarılan dinamiklerin onlar sayesinde de iyileşebileceğinizdir.Doğum öncesi bağlanmanın oluşturulması, rahim içindeki optimal büyümesine, nörolojik, duygusal, psikolojik ve ruhsal olarak en uygun gelişimi destekler.Ayrıca bebeğinize stresli-travmatik olay sırasında söylemeniz gereken önemli şeyler vardır;(Karen Milton)1. bunu sen yapmadın/buna sen sebep olmadın.2.bu senin suçu değil.3.seninle ilgili değil(doğruysa) ve bunun hakkında hiç bi rşey yapmak zorunda değilsin.Örneğin, annenin kendisiyle ya da başka şeylerle ilgili zor durumda olması buna bağlı olarak zor duygular yaşayabilir. Eğer anne terapide çalışıyorsa, bebeği ile bağlantı kurabilir ve bunuavantaja çevirebilir. ‘Annecim şu an bazı duygular sana işliyor olabilir. Senin hakkında değiler, onlar hakkında hiçbir şey yapmak zorunda değilsin.’Ya da anne ve baba kavga ediyorsa, gene bebekle bağlantı kurulabilir ve ‘Biz kavga ediyoruz ve bu seninle ilgili değil, bizden kaynaklı ve konuşarak bunu çözeceğiz, sen birşey yapmak zorunda değilsin’ gibi cümleler ile hem bebeğinize, hemde kendi iniş ve çıkışlarınıza yardımcı olabilirsiniz.Hamilelik sırasında çok acı verici duygularınızı bebeğiniz fark eder, bebeğinizle sürekli iletişimi açık tutun. Böylelikle, bebeğinizle güvenli bağınızı güçlendirecek ve dayanıklılığını arttıracaksınız. Değişen duygularınız ve yaşam olaylarınızı bebeğinizden ayırırsanız onun rahatlamasına yardımcı olur. Yazıyı Oku
Uzman: Tuğba ÖZYÜREKYayınlanma: 21.09.2020
Son senelerde kişilerin yaptıkları işlerden, kurdukları aileden, çalıştığı yerden, arkadaş çevresinden, eğlence hayatından dahi mutlu olamadıkları ya da olmadıkları hep karşımda…Kendi hayatının zirvesinde olanda, dipte olanda mutluluktan bir haber.Mutluluk şunlara sahipseniz sizindir demek çok basma kalıplık olur. Ama mutluluk için ihtiyacınız olanlar işte onlar önemli:)Herkese merhabalar…Umarım herşey yolundadır, değilse de yoluna girmesini ümit ediyorum.Mutluluk ve mutlu olmak hakkında paylaşmak istediklerim var.Biz insanoğlunun peşinden koştuğu belli başlı şeyler var bunlardan biride, mutluluk.Son senelerde kişilerin yaptıkları işlerden, kurdukları aileden, çalıştığı yerden, arkadaş çevresinden, eğlence hayatından dahi mutlu olamadıkları ya da olmadıkları hep karşımda…Kendi hayatının zirvesinde olanda, dipte olanda mutluluktan bir haber.Mutluluk şunlara sahipseniz sizindir demek çok basma kalıplık olur. Ama mutluluk için ihtiyacınız olanlar işte onlar önemli:)İlk mutluluktan bahsedelim sonrasında mutluluk için ihtiyacımız olanlara değinelim.Mutluluk, bir durum ya da kişiye karşı duyunlar histir. Mutluluk çoğunlukla zihnimizdeki mutluluk resmi ile eşleşiyorsa hissedebildiğimizdir. Bu da nedemek? Kişi yaşamının her karesine dair zihninde bir resim oluşturmuştur. Başarıya, güvene, sevgiye, aşka, ve tabi mutluluğa dair. Zihnimizdeki resme uymayan her bir başlık eşleşmediğinde ne mutluyuz ne de başarılıyızdır. Çünkü sana gelen mutluluk zihnindeki resimle eşleşmemiştir.Neden bu kadar mutlu olmaya odaklıyız? Neden yaşamın her karesinde çok mutlu olmayı dilemekteyiz? Var olan mutluluklarımızla neden yetinmeyip dahasını istemekteyiz? Geçmişteki mutluluğumuzu gelecekte de aramak neden? Başkalarının mutluluklarıyla mutlu olmak niye bu kadar zor? Sanal dünyanın gerçek olmayan mutlulukları bizi niye bu kadar zorda bırakmakta? Ünlü, ünsüz, fenomenlerin mutluluklarına neden bu kadar özenmekteyiz? Hayat sürekli başrol dizi ya da film oyuncusu olmaktan mı ibarettir? Yan karakter olmak görülmez olmak demek midir? Ya da mutluluklarımız gösteriş mi olmak zorundadır? Sessiz yaşanan mutluluklar yeterli değil midir?Ve dahası sorular bizlerin kendi mutluluğumuza dair engellerimizdir.Mutluluk seninle olsun istiyorsan;1- Kanaat et!Sahip oldukların ve olacaklarına kaanat et. 1 kalbin varsa 2.sini isteme, sahip olduğunla mutluluğu ara, yetin.Bir kabiliyetin varsa onun üzerinde yoğunlaş, şu kişi bunuda yapıyor bende yapayım deme, aç gözlülük etme.Bir ailen varsa varlığına kanaat et, zenginliğini sahip olduklarınla hisset, sahip olamadıklarına hırslanıp hasetlenme, onların için çaba etmen yeterli.2-Şükret/İyiki de!Bu şükür yaratıcıya duyulan minneti dile getirmek olabilir. Yanındakinin varlığına dair şükür olabilir. Hayatın defterinde mutlaka iyikilerin yazılıdır, onları gözden geçirmeyi dene. Unuttuğun iyikilerin seni yürüdüğün yolda yaptıkların ve yapacaklarına dair inancını güçlendirecektir.3-Ne geçmişte takılı kal! Ne de geleceği yasla karşıla!Geçmişte yaşadıklarımızı, geleceğimizde biçtiğimiz hasatımızdır. ‘Ne ekersen onu biçersin‘tamda buraya uygun bir cümle diyebiliriz. Acılarımızın kaynağı, öncelikle kendi içimizde hapsolmuşluğumuzdan kendimizi nasıl kurtaracağımızı söyleyen cümlelerimiz, daha da kendimize hapsolmuş hissetmemize neden olur. Seçimlerimizi sıkıntılı yaşam seviyesinde yaptığımız sürece, çözümlerimizin kökleri sorunun içinde olacaktır. Şimdide ektiğin sağlıklı tohumun geleceğinin sağlıklı hasatıdır. Geçmişle barışmak, geçmişe öfkelenip göndermek, yeni bir geçmiş oluşturmak senin elinde. Çıkamıyorsan bu kısır döngüden psikolojik destek al ve kendini şifalandır.4-Hayatındaki kalabalıktan kurtul!Hayatındaki kişileri, mekanları, işleri, planları, yediklerini, içtiklerini, izlediklerini, tercihlerini ve seçimlerini un eleğinden ele zamanın geldi. Zaman varki bunlar arasında kendini kaybettiğin, bulamadığın kalabalıktan kendini dinleyemediğin ya da zorunlu bırakıldıklarını düşün yapmak zorunda oldukların, maruz kalmak zorunda oldukların. Hayat eleğini kullan ve yığın arasında çık. Seni hakikaten mutlu eden arkadaşın ile beraber ol, zorunda bırakıldığın sen olmadığını hissettiğin o topluluktan sıyrıl. Ait hissettiğine yönel. Seni iyiliğe teşvik eden, pozitif zihnin yaşam sürdüğü yere yönel. Bırak senelik planlar yapmayı, 12 ay 365 günün olduğunu düşün.5- Keşke demeyi bırak!‘Keşke bende, keşke sende’ başlayan cümlelerini azalt, hatta bırak. Tercihlerinin iyi yanlarınıda gör, olumsuz yanlarının seni geliştirmesine izin ver. Bırak gözünün üzerindeki kaşa söylenmeyi… Bir kerede izin ver noktalama ve yazım hataları yapmana… Keşke dedikten sonra pişman olmayı bırak. ‘Keşke’nin hayatını demoralize etmesine izin verme. Olumsuza odaklanıp, olumluyu görmezden gelme.Bunlardan biri veya birden çoğu seni anlatıyor olabilir. Hiç biride değil demek sürece direnmek demektir. Görmezden gelmek, yüzleşmek istememektir. Umutsuzca mutluluğu aramak mutsuzluğun devamıdır. Mutluluğun kendini aranması gerekmez. O kendisidir.Çok uzatmadan sonuna geldiyseniz yazının, vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Daha çok yazılar yazabilmem için desteklerinizi beklerim. Sizlerin desteği benim yazma cesaretim…Sevgiler… Yazıyı Oku
Uzman: Tuğba ÖZYÜREKYayınlanma: 21.09.2020