1. Uzman
  2. Merve Ece KAYHAN
  3. Blog Yazıları
  4. Nedir Bu Bir Barış, Bir Ayrıl İlişki Dinamiği?

Nedir Bu Bir Barış, Bir Ayrıl İlişki Dinamiği?

İlişki dendiği zaman aklınıza neler geliyor? Aslında çoğu insana bu soruyu sorduğunuz zaman benzer cevaplar alma olasılığınız oldukça yüksektir. Birbirini tanımayan iki kişi tanışır, birbirlerini daha yakından tanımak isterler, derin bir bağ kurma arzusu ortaya çıkar, bir ilişkiye başlarlar. Zaman geçtikten sonra ya ayrılırlar ya da ilişkiye devam ederler. Ancak yapılan son araştırmalar, genç yetişkinlerin %60’ından fazlasının bir ayrıl, bir barış ilişki dinamiği içerisinde bulunduğunu ortaya çıkardı.

Bu oranın gün geçtikçe artmaya devam etmesi, ilişkilere dair bakış açılarımızı değiştirmeye, yeniden şekillendirmeye başlıyor ve ilişkilerin doğasına dair kafamızda yeni soru işaretlerinin, kafa karışıklıklarının ortaya çıkmasına neden oluyor. Son dönemlerde bir ayrıl, bir barış ilişkilerinin dizilerde, filmlerde ve sosyal medyada oldukça sık kullanıldığını görüyoruz. Aynı zamanda yakın çevremizde de bu ilişki dinamiğine şahit olmamız, özellikle genç yetişkinlerde ilişki bittikten sonra tekrardan barışmalarının sebebinin birbirleri için çok eşsiz, özel olduklarından ve ilişkilerinin daha da güçlendiğine dair gerçekçi olmayan inançlardan kaynaklı olduğuda gözlemleniyor.

O halde konumuza geçmeden önce hemen bir yanlış bilgiyi düzeltelim. Çatışmalardan uzlaşmacı ve sağlıklı bir biçimde çıkmak ilişkileri güçlendirir, ayrılıklar değil!

Her ilişki içerisinde kavgalar edilir, çatışmalar meydana gelir, bunların yaşanması da sağlıklı olandır zaten. Sağlıklı bir ilişki için önemli olan bu çatışmalarda yapıcı ve uzlaşmacı bir tavır sergileyerek, var olan probleme karşılıklı olarak çözüm bulabilmektir. Ayrılık kararı, ilişki içerisinde çözülmesi için elinizden gelen her şeyi yaptığınız ve artık problemleri çözüme kavuşturamayacağınızı anladığınız zamanlarda, üstüne uzun bir süre düşündükten ve emin olunduktan sonra alınması gereken bir karardır. Şimdi, hep birlikte bir barış, bir ayrıl ilişki dinamiğini inceleyelim.

Nedir bu bir barış, bir ayrıl ilişki dinamiği?

Bu ilişki dinamiği de genel olarak bize aşina olan ilişkilere benzer olarak başlar. Partnerler tanışır, birbirlerini daha yakından tanımak isterler. Bir ilişkiye başlamaya karar verirler sonrasında çeşitli sebeplerden ötürü partnerler ilişkilerini sonlandırırlar. Belli bir müddet zaman geçtikten sonra tekrardan barışırlar. Burada partnerlerin birbirinden ayrı olarak geçirdikleri süre kısa olabileceği gibi ayrılık uzun süreli de alabilir.  İşte tam olarak burada ilişki yeniden başladığı gibi aynı zamanda bir döngüde başlamış olur. En önemli faktör partnerlerin bu dinamiği sistematik bir biçimde tekrarlamalarıdır.

Yapılan bir çok çalışmaya göre bir barış, bir ayrıl ilişki dinamiği içerisinde bulunmak, hem ilişkiye hem de ilişki içerisindeki kişilere ciddi psikolojik zararlar verebiliyor ve bu zararların yarattığı olumsuz etkiler kişilerin hayatlarını uzun vadeli olarak etkileyebiliyor. Bu döngü ortaya çıktığında ve ayrılıp, barışmaların sıklığı artmaya başladıkça, çiftler arasındaki çatışmalar fazlalaşıyor, iletişim problemleri daha çok ortaya çıkmaya başlıyor, ilişkiye ve partnere dair güven problemleri ortaya çıkıyor. Partnere karşı hissedilen duygularda değişimler meydana geliyor, kişi kendi hissettiklerinden, duygularından emin olamıyor ve kafa karışıklıkları yaşamaya başlıyor. Bu dinamik böyle devam ettikçe, kişi kendine ve ilişkiye dair yabancılaşmaya başlıyor. Sağlıklı bir ilişkinin nasıl yaşanması gerektiğini unutabiliyor ve bir gün bu kısır döngüyü kırdığı zaman gelecek ilişkilerinde de yakınlık korkusu geliştirip, gelecekteki partnerine de güvenli bağlanamayabiliyor. Aslına bakacak olursak, bir ayrıl bir barış ilişki dinamiği içerisinde bulunmak var olan ilişkiyi tehdit ettiği gibi, kişinin gelecekte var olabilecek ilişkilerine dair de bir tehdit unsuru oluşturur hale geliyor.

Derinlemesine bakmak gerekirse, bu tarz ilişki dinamikleri kendi bünyeleri içerisinde bir tür duygusal ve fiziksel suistimali de içeriyorlar. Kişiler birbirlerinden ayrı kalamayacaklarına dair gerçekçi olmayan inançlar geliştirmelerinden ötürü ayrı kalamıyorlar ancak beraber olduklarında da birbirlerine iyi gelmek yerine kötü gelmeye başlıyorlar. Böyle bir ilişki dinamiği içerisinde bulunmak ve ilişkinin yarattığı olumsuz duygularla baş etmekte güçlük çeken bazı kişilerde uzun vadede anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar meydana gelmeye başlıyor.

İlişki nasıl bu döngüye giriyor?

Yapılan araştırmalara göre partnerlerin sağlıklı bir şekilde ayrılık konuşması yapmamaları, ara vermeye dair yapılan konuşmalar, barışma için açık kapı bırakılması, ilişki içerisindeki var olan sorunların açık bir şekilde konuşulmaması, neden ayrılık kararı alınacağına dair herhangi bir konuşmanın yapılmaması, partnerlerin birbirlerine net bir şekilde veda etmemeleri bu döngüyü başlatan faktörler arasında yer alıyor.

Partnerimizle neden tekrardan barışıyoruz?

Bu sorunun cevabı genellikle kişiden kişiye göre değişkenlik gösteriyor, bir çok kişi farklı sebeplerden eski partnerlerine geri dönme kararı alıyor. Ancak yapılan çalışmalara göre çoğu insanın eski ilişkilerine geri dönerken benzer şeyleri hissettikleri ve düşündükleri bulunmuştur. Bunların başında; kişilerin eski partnerine karşı hala içinde var olan hisleri, duyguları, eski partnerinin hayatının aşkı olduğuna dair düşünceler, yeni biriyle tanışmanın ve ilişkiye başlamanın zor olduğuna dair gerçek dışı inançlar.

Bu döngüyü kırmak mümkün mü?

Yapılan çalışmalar bize bu döngüyü kırmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Ama nasıl? Partnerlerin ayrı kaldıkları süre boyunca ilişkiyi nasıl daha güçlü ve sağlıklı bir hale getirebileceklerine dair derinlemesine düşünmeleri gerekiyor. Aynı zamanda ilişkiye dair, kendilerine dair, partnerlerine dair yeni kararlar almaları gerekiyor. Bir bakıma ilişki içerisindeki çatışmalara yol açan olumsuz davranışlarını, eylemlerini, düşüncelerini tespit edip, kendilerinde değişime gitmeleri gerekiyor. Özellikle, tekrardan barışma kararı alınmadan önce kişilerin karşılıklı olarak, bunları net ve açık bir şekilde birbirleriyle paylaşmaları gerekiyor. Yapılan çalışmalar, kendilerinde ya da ilişkilerinde tek başlarına değişime gitmekte güçlük çeken bireylerin barışma kararı almadan önce gerek bireysel gerekse çift olarak bir uzmandan destek almaları gerektiğinin önemini vurguluyor.

 

Unutmayın, terapi hayatınızdaki tüm olumsuz durum ve duyguların hayatınızdan tamamen çıkacak olması demek değildir. Ancak siz terapi ile tüm bu olumsuz duygu ve durumlarla nasıl baş edeceğinizi tamamen öğrenmiş olacaksınız.

 

 

 

 

 

 

           

 

 

 

 

 


Yayınlanma: 16.07.2022 12:38

Son Güncelleme: 16.07.2022 12:44

#ilişkiler #aşk #terapi #çift #ayrılmak #barışmak #ilişki #sevgi
Psikolog

Merve Ece

KAYHAN

Uzman Klinik Psikolog

(*)(*)(*)(*)(*)

Uzmanlıklar:

İlişki / Evlilik Problemleri , Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları , Ruhsal-Toplumsal, Kişisel ve Çevresel Diğer Koşullarla İlişkili Sorunlar
Online TerapiOnline Ter...
süre 50 dk
ücret 1500
Yüz Yüze TerapiY. Yüze Ter..
süre 50 dk
ücret 1500
Bunları da sevebilirsiniz...

TOXIC İLİŞKİLER

Zehirli ilişkiler çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir ve kişinin duygusal ve zihinsel sağlığına zarar verebilir. İşte toksik bir ilişkinin bazı belirtileri: Sürekli eleştiri ve olumsuzluk: Partneriniz sizi sürekli eleştiriyor, başarılarınızı küçümsüyor veya yalnızca kişiliğinizin olumsuz yönlerine odaklanıyorsa, bu toksik bir ortama yol açabilir.Kontrol ve manipülasyon: Partneriniz hayatınızın her yönünü kontrol etmeye çalışırsa, bu toksik bir ilişkinin işareti olabilir. Ayrıca istediklerini elde etmek için suçluluk duygusu uyandırma veya gaslighting gibi manipülasyon taktikleri kullanabilirler.Güven ve saygı eksikliği: Partneriniz size güvenmiyorsa veya sınırlarınıza saygı duymuyorsa, bu toksik bir ilişkiye yol açabilir. Duygusal ve fiziksel taciz: partneriniz, isim takma veya tehdit etme gibi duygusal taciz veya vurma veya itme gibi fiziksel tacizde bulunursa, bu, toksik bir ilişkinin açık bir işaretidir.Sürekli dram ve çatışma: İlişkiniz sürekli dram ve çatışma ile karakterize ediliyorsa, bu bir toksiklik işareti olabilir. Bu, küçük meseleler üzerindeki kavgaları, patlayıcı tartışmaları veya barışma ve ayrılma döngüsünü içerebilir.Zehirli bir romantik ilişki, eşlerden birinin veya her ikisinin, duygusal veya fiziksel zarara yol açan, zararlı, kontrol edici veya manipülatif davranışlarda bulunduğu ilişkidir.Toksik bir ilişki içinde olduğunuzu düşünüyorsanız, yardım ve destek aramanız önemlidir. Bu, güvenilir bir arkadaş veya aile üyesiyle konuşmayı, terapi aramayı veya aile içi şiddet yardım hattı veya destek grubuyla iletişime geçmeyi içerebilir. Unutmayın, sağlıklı ve sevgi dolu bir ilişki içinde olmayı hak ediyorsunuz ve sizin için mevcut yardım var.Zehirli bir ilişki içindeyseniz, ilk adım ilişkinin sağlıksız olduğunu ve size saygı ve nezaketle davranılmayı hak ettiğinizi kabul etmektir. İlişkinin toksik olduğunu kabul ettikten sonra atabileceğiniz birkaç adım vardır:Sınırlar belirleyin: Eşinize hangi davranışların kabul edilemez olduğunu ve neye müsamaha göstermeyeceğinizi bildirin. İletişiminizde net ve kararlı olun ve sınırlarınıza bağlı kalın.Destek arayın: Destek için arkadaşlarınıza, aile üyelerinize veya bir terapiste ulaşın. Konuşacak birine sahip olmak, duygularınızı işlemenize ve ilerlemek için bir plan yapmanıza yardımcı olabilir.Danışmanlığı düşünün: Eşiniz istekliyse, ilişkiniz üzerinde çalışmak için birlikte danışmanlığa gitmeyi düşünün. Nitelikli bir terapist, ilişkinizdeki sorunları belirlemenize ve çözmenize yardımcı olabilir.İlişkiyi sonlandırın: Toksik davranış devam ediyorsa ve partneriniz değişmek istemiyorsa, ilişkiyi bitirmenin zamanı gelmiş olabilir. Bu zor bir karar olabilir, ancak bazen kendi iyiliğiniz ve güvenliğiniz için gereklidir.Zehirli ilişkiler ve ortaklar, duygusal olarak tüketebilir ve refahınız için zararlı olabilir. Toksik bir partner veya ilişkinin bazı yaygın belirtileri şunlardır:Saygı eksikliği: Toksik bir partner, sınırlarınıza, fikirlerinize veya hislerinize saygısızlık edebilir. Sizi küçük görebilir, eleştirebilir ya da kendinizi aşağılık hissetmenize neden olabilirler.Kontrol ve manipülasyon: Toksik bir partner, davranışınızı kontrol etmeye veya yapmak istemediğiniz şeyleri yapmanız için sizi manipüle etmeye çalışabilir. İstediklerini elde etmek için suçluluk duygusu, tehditler veya başka taktikler kullanabilirler.Sahtekârlık: Toksik bir partner yalan söyleyebilir veya sizden sır saklayabilir, bu da ilişkideki güveni aşındırabilir.Kıskançlık ve sahiplenme: Toksik bir partner, kiminle vakit geçireceğinizi veya ne yaptığınızı kontrol etmeye çalışarak kıskanç veya sahiplenici olabilir.Duygusal veya fiziksel istismar: Aşırı durumlarda, toksik bir partner, zihinsel ve fiziksel sağlığınız üzerinde kalıcı etkileri olabilecek duygusal veya fiziksel istismara girebilir.Toksik bir ilişki içindeyseniz, sağlığınızı korumak için adımlar atmanız önemlidir. Bu, sınırlar koymayı, arkadaşlardan veya bir terapistten destek almayı veya gerekirse ilişkiyi bitirmeyi içerebilir. Unutmayın, tüm ilişkilerinizde saygı ve nezaketle davranılmayı hak ediyorsunuz.Sağlıklı ilişkiler karşılıklı saygı, güven, iletişim ve destek üzerine inşa edilir. İşte sağlıklı bir ilişkinin bazı temel özellikleri:Saygı: Her iki taraf da birbirlerinin sınırlarına, görüşlerine ve duygularına saygı duyar. Birbirlerine nezaket ve anlayışla davranırlar.Güven: Her iki ortak da birbirine güvenir ve iletişimlerinde açık ve dürüsttür. İlişkide kendilerini güvende hissederler ve yargılanma korkusu olmadan düşüncelerini ve duygularını paylaşabilirler.İletişim: Her iki taraf da etkili ve açık bir şekilde iletişim kurar, ihtiyaçlarını ifade eder ve birbirlerinin bakış açılarını dinler. Çatışmaları yapıcı ve saygılı bir şekilde çözebilirler.Destek: Her iki ortak da birbirlerinin hedeflerini ve isteklerini destekler. Büyümek ve gelişmek için birbirlerini cesaretlendirirler ve zor zamanlarda duygusal destek sunarlar.Bağımsızlık: Her iki taraf da kendi çıkarlarını ve arkadaşlıklarını ilişki dışında sürdürür. Birbirlerinin bağımsızlık ve özerklik ihtiyaçlarına saygı duyarlar.Sağlıklı bir ilişkide, her iki taraf da kendilerini değerli, desteklenmiş ve saygı duyulmuş hisseder. Hem bireysel olarak hem de bir çift olarak büyüyebilir ve gelişebilirler. Sağlıklı bir ilişki içindeyseniz, onu açık iletişim, güven ve karşılıklı saygı yoluyla beslemeye devam etmeniz önemlidir.Sağlıklı bir ilişki kurmak ve sürdürmek, her iki partnerin de çaba göstermesini gerektirir. Sağlıklı bir ilişkiyi desteklemek için yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır:İletişim: İlişkinizde iletişimi bir öncelik haline getirin. Birbirinize karşı açık ve dürüst olun, ihtiyaçlarınızı ve duygularınızı ifade edin ve birbirinizin bakış açılarını aktif olarak dinleyin.Saygı: Partnerinize saygı ve nezaketle davranın. Sınırlarına, görüşlerine ve duygularına saygı gösterin. Onları eleştirmekten veya küçümsemekten kaçının.Güven: Dürüst, güvenilir ve güvenilir olarak ilişkinizde güven oluşturun ve sürdürün. Partnerinizden yalan söylemekten veya sır saklamaktan kaçının.Kaliteli zaman: İkinizin de keyif aldığı şeyleri yaparak birlikte kaliteli zaman geçirin. Bu, daha güçlü bir bağlantı kurmanıza ve yakınlığınızı derinleştirmenize yardımcı olabilir.Destek: Birbirinizin amaçlarını ve özlemlerini destekleyin. Tutkularınızın ve hayallerinizin peşinden koşmak için birbirinizi cesaretlendirin.Uzlaşma: Uzlaşmayı öğrenin ve çatışmaların üstesinden yapıcı ve saygılı bir şekilde gelin. Her iki ortak için de işe yarayan çözümler bulmaya odaklanın.Unutmayın, sağlıklı bir ilişki kurmak zaman ve çaba gerektirir. Güçlü ve tatmin edici bir ilişki kurmak için açık bir şekilde iletişim kurmak ve bir ekip olarak birlikte çalışmak önemlidir.Unutmayın, herhangi bir ilişkide kendi sağlığınıza ve güvenliğinize öncelik vermeniz önemlidir. Taciz edici veya tehlikeli bir durumdaysanız, aile içi şiddet yardım hattına ulaşın veya kolluk kuvvetlerinden yardım isteyin.

Romantik İlişkiler

Prens Edward ile Wallis Simpson AşkıTarihin en duygusal ve en anlamlı aşklarından biri Edward ileWallis Simpson’ın aşkıdır. İlk evliliğini bir deniz subayı ile yapan Wallis, eşinin alkol bağımlısı olması sebebiyle evliliğini hemen sonlandırdı. Wallis, daha sonra ikinci bir evlilik yaptıve bu evliliği sırasındaİngiltere'de veliaht olan Prens Edward ile tanıştı. PrensVIII. Edward, o dönemde zekâsı ve karizmasıyla bütün kadınların hayranolduğu bir erkekti. Prens Edward, çok güzel bir bayan olmamasına rağmen Wallis’i görür görmez ona vuruldu. Wallis’in zarafeti ve kültürü Prens Edward’ı fazlasıyla etkiledi. Ve zamanla aralarında tarihe adını yazacak bir aşk doğdu. Wallis,1936 yılında eşinden boşandığındaaynı yıl Prens Edward da babasını kaybettive VIII. Edward adıyla tahta çıktı.Birbirlerine delicesine âşık olan bu çiftin, ne yazık kiömür boyunca beraber olmalarının önünde çok büyük engel vardı. İngilizKraliyetailesi Wallis’in hem ABD’li olmasından hem de iki evlilik yapmasındandolayı bu evliliğe onay vermedi. Kral VIII. Edward, durumu anladıve bir karar alması gerektiğinin farkına vardı. 1936 yılının Aralık ayında Kral Edward radyodan bir açıklama yapmaya karar verdi. Oldukça heyecanlı ve son derece kararlı bir ifadeyle deli gibi aşık olduğu Wallis Simpson ile evlenmek için tahttan indiğini, görevini de kardeşine devrettiğini açıkladı. Sadece 325 gün krallık yapan Edward, ülkedeki bütün herkesi şoke etti.Bundan tam 6 ay sonra 3 Haziran 1937'de Edward ve WallisFransa'da Conde Şatosu'nda oldukça romantik bir düğünle dünya evine girdi. Edward bu evlilikle birlikte tacını kaybederekWindsor Dükü ünvanını aldı. Tüm dünyada yankı uyandıran bu aşk monarşinin kurbanı olmadıve sınır tanımamış bir sevginin sembollü oldu.Prens Edward ile Wallis Simpson Aşkı. Tarihi Olaylar. (n.d.). https://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/prens-edward-ile-wallis-simpson-aski-889.Romantik İlişkiler Neden Önemli? Aşk, insanoğlunun bildiği en derin duygulardan biridir. Aşkın birçok çeşidi vardır ancak birçok insan uyumlu bir partner ile romantik bir ilişki olarak aşkı tanımlar. Bu bireyler için romantik ilişkiler, hayatın en anlamlı yönlerinden birini oluşturur ve derin bir tatmin kaynağıdır. Bağlılığa duyulan ihtiyaç doğuştan geliyor gibi görünürken, sağlıklı, sevgi dolu ilişkiler kurma yeteneği öğrenilir. Bazı kanıtlar, istikrarlı bir ilişki kurma yeteneğinin, yiyecek, bakım, sıcaklık, koruma, teşvik ve sosyal temas ihtiyaçlarını güvenilir bir şekilde karşılayan bir anne ile ilk deneyimlerinde, bebeklik döneminde oluşmaya başladığını göstermektedir. Yani insanoğlunun bağlanma ihtiyacı doğuştan gelirken, nasıl bağlılık kuracağını yaşayarak öğrenir. Bu öğrenme sürecinde ilk aşama anne ile olan temas sonucu sağlanır. Daha sonra kişi, sosyal çevre, deneyim, kişilik yapısı ve olası diğer faktörlerden etkilenerek ilişki kurma ve bağlılık şeklini oluşturur. Eğer kişi sağlıklı ilişki kurma yetisini oluşturamadıysa bağlılık ihtiyacını karşılayamaz veya sağlıksız bağlanmalar yaşar. Bu durum kişinin psikolojik/ruhsal sorunlar yaşamasına sebep olabilir. Bu yüzden sağlıklı bağlanma kişinin kendini iyi hissetmesinde büyük yer kaplar. Sağlıklı Romantik ilişkiler Nasıl Olmalı? Güçlü bir ilişki sürdürmek, sürekli özveri ve iletişim gerektirir ve belirli özelliklerin sağlıklı ilişkileri geliştirmek için özellikle önemli olduğu gösterilmiştir. Başlangıç ​​olarak her birey, partnerine zaman ayırmaya ve ilgi göstermeye istekli olduğundan emin olmalıdır. Her ikisi de, zamanla değişseler bile, farklılıklarına uyum sağlamaya kararlı olmalıdır. Özellikle ilişkilerin ilk yıllarından sonra kişilerin ilk baştaki yoğun tutkusu azabilir ve ondan sonra yerini sevgi, saygı ve güvene bırakacaktır. Fakat tutku azaldığında kişilerin birbirlerinin hatalarına karşı olan töleransları da azalabilir. Bu noktada kişiler dengeyi sağlamada çok dikkatli olmalıdır. Karşı tarafı kırmadan ve onu değiştirmeye çalışmadan hataları ile ilgili doğru geri bildirimi verebilmelidir. Geri bildirim verirken suçlama ve yargılamadan kaçınmalı, sadece davranışın ona ne hissettirdiğinden bahsetmelidir. Bu durumda karşı taraf davranışlarının sonucunun farkına varacak, empati kuracak ve partnerini kırdığını, üzdüğünü veya öfkelendirdiğini anlayacaktır. Sonrasında ise o davranışı sergilememeye özen gösterecektir. Kişiler ilişkinin ilerleyen aşamalarında bu duruma oldukça dikkat etmeli ve bu tarz değişimleri sakinlikle karşılamalıdır. Yoksa küçük tartışmalar kaosa dönüşebilir, kişiler kırılabilir ve bağlar kopmaya başlayabilir. Ek olarak ilişkide en önemli noktalardan diğeri ise eşlerin birbirine zaman ayırması ama aynı zamanda bireysel alanlarının da olmasıdır. Kişiler birbirlerinin ilgi alanlarına saygı duymalı ama aynı zamanda paylaştıkları zevkler, aktiviteler de olmalıdır. Burada da dengeyi kurabilmek oldukça önemlidir.İlişki için doğru kişiyi nasıl bulacağız? Bir hayatı paylaşacak kişiyi bulmak çok güzel ama aynı zamanda çoğu zaman zor bir süreçtir. İster online ister yüz yüze gerçekleştirilsin, arama muhtemelen kişiyi alışılmadık ortamlara itecektir. Sonuca ulaşmak istiyorsa kişi konfor alanının dışına çıkmalıdır. Konfor alanının dışına çıkmak, kişinin alışık olduğu ortamdan uzaklaşabilmesi ve yeniliklere açılabilmesidir. Çünkü her yeni kişi hayatımıza katacağımız yeni zevkler, renkler ve yerler demektir. Bu noktada kişi uyum sağlamaya hazır olmalıdır. Karşı tarafın da uyum sağlamaya hazır olması, partnerini bütünüyle kabul etmesi, onu o yapan şeyleri yargılamaması, ve onun isteklerine, zevklerine saygı duyması kişinin doğru kişi olabileceğinin göstergelerinden bazılarıdır. Tabi sadece bunlara bakarak bir kişiyi ''doğru kişi'' diye etiketleyemeyiz. Sağlıklı romantik ilişkiler kurmak ve bunu olabilecek en uyumlu partner ile gerçekleştirmek sandığımızdan çok daha karmaşık bir durum olabilir. Bahsettiğimiz mantık dolu kıstasların yanında işin içine bir de duygular girer. Duygular eğer kişi için ''doğru kişi değil'' diyor ise, mantık tamamen devre dışı kalabilir. Bu noktada kişinin hem mantığından hem de duygularından onay alması gerekir. Bu da çoğu kişi için oldukça zorlu bir süreçtir. Fakat bir kere gerçekleştiğinde kişinin yaşadığı zorluklara değecektir.Psk. Dan. Bilgi İnan

Bilgi İNAN 26.04.2021

Bilinçli Erken Ebeveynliğin 9 Prensibi

Karen Melton’a ait makelenin çevirisi siz ebeveynlerimizin karşısında, bilinçli ebeveynliğe dair bilgilerin yanında erken dönem ebeveynlik hakkında bilgiler edineceksiniz. Bilinçli Erken Ebeveynliğin 9 prensibi maddeler halinde anne ve babalarımıza ihtiyaçları olan bilgileri aktarmaktadır. Ayrıca bu alanda çalışan biri olarak konu hakkında fikirlerimi de yazının sonunda bulabilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.Bilinçli erken ebeveynlik, çocukların gelişimleri için ihtiyaç duyduğu gıdayı ve tüm seviyelerde somutlaştırmalı gerçekleştirmelerini sağlar. Erken ebeveynlik gebe kalmadan önce başlar, bu da bizim somutlaştırma yolculuğumuzun başlangıcıdır. Bilinçli erken ebeveynlik içe doğru bakma, bilinç artırma ve ileri düşünmedir. Ebeveynliğin derinlemesine spiritüel, psikolojik ve duygusal bir yolculuk olduğunu destekler ve her bebeğin yaşam yolculuğunu kutsal ruh yolculuğu olarak görür. Bizler gebelikle fiziksel dünyaya gelmeden öncesinde bilinçli ve duyarlı varlıklarız. Bedenimize girdiğimizde bu bilinci yitirmeyiz. Bilinci erken ebeveynliğin merkezine yerleştirdiğimizde, ebeveynlik ve bebekler ile ilgili algımız değişir. Bir bebek hayata geldiğinde ya da sizin hayatınıza bir bebek girdiğinde, her birimiz derinlemesine ilişkisel, spiritüel ve dönüşümsel bir süreç içine gireriz.İster gebelik öncesi veya gebelik sürecinde olun, ister çocuğunuz doğmuş olsun bu dokuz prensibi uygulamaya başlayabilirsiniz. Bu prensipler en büyük gizemlerden biri hakkında zengin ve derinlemesine bilgi sahibi olmamızı sağlar: gebelikten öncesinden Doğuma kadarki yaşam yolculuğumuzu. En derin temellerinizin nasıl atıldığını, erken bilincinize istemli olarak nasıl ulaşabileceğinizi, nasıl bilinçli olabileceğinizi ve iyileşebileceğinizi öğrenmeye başlayın.Bilinen ebeveynlikte ve genel kültürde henüz bir bilinç oluşturmamış olduğundan bu prensiplerin bazıları çok yeni görünebilir. Bir başkasının ayakkabılarını giyiyormuşçasına alışılmadık ve rahatsız edici hissettirebilir. Dayanın, siz ve aileniz için kesinlikle değer.Hayata yolculuk kutsaldır; hoş karşılandığını, güvende olduğunu hisseden, somutlaştıran ve değişime açık olan güvenli çocuklar yetiştirebilirsiniz. Bir ebeveyn olarak neler yapacağınıza ilişkin seçimler sizin elinizdedir. Her zaman kendi ebeveynlik hislerinizi takip etmeyi unutmayın.Gebelik öncesinden bebekliğe kadar bilinçli, duyarlı ve en savunmasız durumdayızdır. En erken başlangıcımızda ve hatta ebeveynlerimizin gözünde daha bir pırıltıyken dahi sevilmeye, hoş karşılanmaya ihtiyaç duyarız.PrensiplerGüçlendirilmiş erken ebeveynlik, bağlanma ve bilince doğru yolculuğunuzun tadını çıkarın! (İçinizdeki bebeği/embriyoyu tanımlamak için ‘küçük’ ve rahimdeki ya da doğmuş asıl bebeği tanımlamak için ‘bebek’ sözcüklerini kullandım.)1. Gebelikten önce bilinçli varlıklarızGebelik öncesinden itibaren bilinçli, duyarlı varlıklarız. Erken bilinçlilikten itibaren yaşama yolculuğu tecrübe etmeye başlarız. Fiziğe büründüğünüzde -enerji ve maddenin doğumla birlikte buluşmasında- soma yani vücut ile de bu yolculuğu tecrübe etmeye başlarsınız. Buraya gelmek konusunda kendi arzunuz olabilir ya da ebeveynlerinizi seçmiş olma anlayışınız olabilir. Bazılarımız burada olmak konusunda karışık duygular içinde olabilir ve kaynağa dönmeyi arzulayabilir. Erken Bilinciniz kişiliğinizin bir parçası olarak kalmaya devam eder ve her aşamada üzerinizde derin nüfuzu bulunur. Sizinle birlikte yaşar ve ben ona ‘Küçük’ diyorum. Sizin küçüğünüz erken yolculuğunuzu hatırlar ve yaşamınız boyunca kişiliğinizin nüfuzlu bir parçası olarak kalır.Gelin birlikte erken bilincin ve duyarlılığın erken ebeveynlik uygulamasının merkezinde olduğu; size, çocuklarınıza, ailenize ve topluma derinlemesine faydalı olan bir dünya yaratalım.2. Hepimizin içinde bir Küçük varİçinizdeki küçük, doğmamış bebek haliniz. Kaynaktan doğuma kadar ki anılarınızı ve izlerinizi taşımakta. O sizi tüm kutsal ve gizemli olanla yeniden bağlantıya geçirir. Size asıl bilincinizi ve burada olmanızdaki asıl amacı hatırlatır. Beden sisteminiz tarafından kolayca erişilebilir, yaşam, insanlar, güvenlik, ilişkiler, spiritüellik, somutlaştırma seviyeleri, bağlanma, ebeveynlik ve çok dahası hakkındaki inanç ve hisleriniz üzerinde derin nüfuzu vardır. İçinizdeki küçüğü tanımanın sağlıklı erken ebeveynlik, bilinçli gebe kalma, gebelik ve doğum için oldukça önemlidir. Kendiniz hakkında daha derinlemesine bir anlayışa sahipolma, daha tutarlı hissetmenize ve erken bilincin doğasını içten dışa anlamanıza yardımcı olabilir. Çocuğunuzu hayata nasıl getirdiğinizi bilinç dışı olarak etkileyebilir.3. Ebeveynliğe atıldığınızda küçüğünüz daha sesli konuşurGebeliği düşündüğünüz veya gebelik hayali kurduğunuz noktada, kendi erken izleriniz(küçüğünüz) aktive olur ve uyanır. Küçüğünüzün gebe kalma, gebelik ve doğum deneyiminizde etkileri olabilir. Eğer yaşama gelişte zor ya da travmatik bir yolculuk geçirdiyseniz, gebe kalmadan öncesinden doğuma kadarki süreçte küçüğünüz bilinçaltı izlerinizi harekete geçirmenize sebep olabilir. Gebe kalmadan önceki dönem, yaşama geliş yolculuğunuzu bilinçli bir şekilde keşfetme ve küçüğünüzü tanıma açısından en iyi zamandır. Yeni kaynaklar oluşturmak ve daha bilinçli karar almak için; erken ebeveynlik süresince sizi etkileyebilecek erken tetikleyicilerin farkında olmak iyidir. Çoğu ebeveyn çocuklarında kendi travmalarını, streslerini ve zorluklarını tekrarlamak istemezler. Önleyici ebeveynlik uygulayın ve çocuğunuza optimal bir ortam sağlayın. Bilinçli bir ebeveyn olmak için tamamen iyileşmiş olmak zorunda değilsiniz. Kendiniz hakkında bilinçlenmeniz, çocuğunuza aktarılmaması adına gerekli olanları iyileştirmeniz ve bunları yapmak için gerekli kaynakları oluşturmanız sizi yeterince iyi ebeveyn yapacaktır. Küçüğünüzü tanımanız güçlendirilmiş erken ebeveynliğin anahtarıdır.4. Erken izlerimiz bizi derinlemesine etkilerEn derin temellerinizin atıldığı gebelik öncesinden yeni doğan haline gelişinize kadarki dönemde inanılmaz ölçüde algılarınız açık ve savunmasızsızındır. Bu durum bilinçli erken ebeveynlik bakış açısına göre oldukça iyi bir şeydir. Çünkü çocuğunuzun gelişebilmesinde ve sağlığında muazzam nüfuzunuzun olabileceği anlamına gelir. Sağduyulu ve gelişime açık çocuklar yetiştirebilir, yeni bilgiler ve iç kaynaklar oluşturabilirsiniz. Çocuğunuzda bilinçli bir şekilde olumlu ve sağlıklı izler oluşturabilirsiniz. Yaşam, aileniz, güvenli bir dünyada olup olmadığınız ve temel inançlarınız hakkındaki inanç ve algılarınız gebelik öncesinden doğuma kadarki süreçte şekillenir. Bu inançlar siz farkında olmadan duygusal, enerjik ve oldukça bilinçsiz olan bilinçaltınızda tutulur. Bilinçaltı anıları davranışlarımızı ve yaşam, insanlar, kendimiz, ebeveynlik vb hakkında nasıl hissettiğimizi etkiler. Yaşamın her seviyesinde izler oluşur, duygusal, psikolojik, fiziksel, hücresel, değişken, spiritüel, ruhani,atadan kalma ve kültürel izler. İzler tüm yaşlarda iyileştirilebilir, yeniden şekillendirilebilir ve entegre edilebilir.5. Güvenli bağlanma gebe kalmadan önce başlarBebeğiniz henüz bir hayal, arzu ve gözlerinizdeki bir parıltıyken ona gebe kalıyorsunuzdur. Bebek-özler hayallerinizin çağrısına kulak verirler ve genellikle enerji alanınızda girebilmeleri oluşacak bir fırsatı beklerler. Hayaliniz ve bebeğiniz henüz bir forma sahip değildir ancak potansiyel ve olasılık taşırlar, bu da doğurganlığı artırır.Gebe kalmadan önce bebeğinizle aranızda bilinçli iki yönlü bağlantı kurmanın bir olasılığı da bağlanmaya başlamaktır. Pek çok anne bu bağlantıyı içgüdüsel ve doğal olarak hisseder, ve hatta daha bebeğe gebe kalmadan ya da fiziksel özelliklerini görmeden ismini ve cinsiyetini bilebilir. Gebe kalmaya ve ebeveynliğe açıldığınız bu kutsal anlarda sezgileriniz yükselir. Bu, bebeğinizle dua, meditasyon, hayalde canlandırma gibi yollarla bağlantı kurmaya başlamak ve ona bir hoş geldin davetiyesi göndermek için harika bir zamandır. Öz ve yaşam döngüsünün bu kutsal kısmını onurlandırmakRahim Bağı’nın başlangıcını oluşturur.Bilinçli gebe kalma, ebeveynliğinizin etkililiğinin yanı sıra bebeğinizin gelişimini de büyük ölçüde artırır. Kadınlar, bebeğin her seviyede beslenip yetiştirilerek geliştiği rahimdir – ruhumuz, fiziksel bedenimiz, enerji bedenimiz, ve atalarımız (eğer yumurta/sperm bağışı aldıysanız onların da ataları dahildir) Rahim bağını oluşturur. – Rahim Bağını bilinçli olarak beslemek Rahim anlayışımızı derinleştiren ve genişleten proaktif bir erken ebeveynlik yaklaşımıdır. Annemiz; yetiştiğimiz, vücut bulduğumuz ve yaşama dair en derin derslerimizi aldığımız topraktır. Gebelik öncesinde ve gebelikte anneye yakın olanlar, buna kardeşler ve diğer ebeveyn de dahil, Rahim Bağının bir parçasıdır ve bir bebeğin doğuşunda, bir ruhun hoş karşılanışında oynadıkları rol hakkında bilinçlenebilirler.Özellikle anneler, güvenle bağlanmış, istendiğini, güvende olduğunu ve sevildiğini hisseden çocuklar yaratmada pozitif anlamda oldukça nüfuzlu olabilirler.6. Gebelik boyunca bağoluşturunEdinebileceğiniz en yakın ilişki annenizledir, özellikle de onun bedeninde ve zihninde büyürken. Hamilelik boyunca doğum öncesi bağını oluşturma pratikleri, anne ve rahimdeki bebek arasındaki iki yönlü bağlantı akışını besler. Erken bağlanma sayesinde her ikinizin hayatı da çok yönlü olarak iyileşir. Bebeğinize bilinçli ve düzenli ilgi göstermeyi öğrenerek ve onu en baştan itibaren dinleyerek onda sakinlik, emniyet ve güvenlik duygularını geliştirebilirsiniz. O büyüdükçe, sevgi bağınız her hücresine ve uzvuna işlenir. Bilinçli Doğum öncesi bağlanma, erken güvenli bağlanmayı teşvik eder ve bebeğinizin hoş karşılandığı hissine sahip olmasını sağlar. Güvenli bağlanma bebeğinize koruyucu bir tampon bölge oluşturur ve çocuklarda esnekliği destekler. Yaşamınızda her ne olursa olsun bebeğinizin tampon bölgesi- sevgi yastığı her daim var olacaktır; bu onun hayatın tüm fırtınalarına göğüs verebilmesini sağlayacaktır. Bir ebeveyn olarak çocuğunuzu bu güzel ve basit yöntemle her ikiniz için de zenginleştirici şekilde koruyabileceğinizi bilmek oldukça rahatlatıcıdır. Ve bir de bonusu var; bebeğinizi tam bir yıl önceden tanımaya ve öğrenmeye başlarsınız!Doğum öncesi bağlanma aynı zamanda doğum anını da olumlu ektiler; güçlü ve sağlam kurulmuş bağınız sizi ve bebeğinizi doğumun merkezine yerleştirerek kendinize güven ve güçlenmiş hissi verir. Bu bağı oluşturduğunuzda bebeğinizin durumunu bilen kişi siz olursunuz. Otorite ve ana yetiştirici unsur sizsinizdir. Bebeğinize doğum süresince neler olup bittiğini anlatan kişisinizdir. Bu, özellikle de doğum planlandığı gibi gitmediğinde, müdahale gerektiğinde ve sezaryen durumlarında çok yardımcı olur. Doğum bir yakınlık hadisesidir; istediğiniz şekilde bir doğum gerçekleştirmek ve olası zorlukları önlemek ya da azaltmak adına yakınlık bağınızı kullanmak için mükemmel bir fırsattır. Sağlam kurulmuş bağınızı bu yönde kullanmak, sağlığı, huzuru, güçlülüğü ve kendine güveni destekleyen bebek ve anne için çok farklı bir doğum deneyimi oluşturur. Doğum öncesi bağlanmayı deneyimleyen bebekler, “…ileri düzeyde görsel, işitsel, dilsel ve motor gelişimi gösterirler. Genel olarak, daha iyi uyurlar ve tetikte olurlar, kendine güven ve tatmin olma seviyeleri bu bağı uterusta kuramamışbebeklerden daha fazladır. Doğum öncesi bağı kurabilen ailelerdeki doğumlarda daha az müdahale gereksinimi, daha gelişmişve güçlü bebekler gözlemlenir.”Kate White ve Myrna Martin, New Edge Science sayı 36. Doğum öncesi bağlanma (BA) araştırmaları, doğum öncesi bağ kurulduğunda , doğum sonrası depresyonun neredeyse tamamen ortadan kalktığını göstermektedir.7. Anılarınızı, içgüdülerinizi ve sezgilerinizi dinlemeyi öğreninBebekler ve çocuklar yaşama yolculukları hakkında bizimle sürekli bir iletişim içindedirler. İçinizdeki küçüğü ve doğmuş ya da doğmamış bebeğinizin sesini duymak için genişletilmiş bir bellek anlayışına ve yeni bir tür dinleme alışkanlığına ihtiyacınız vardır. Bunun için bedeninizle, içgüdülerinizle ve sezgilerinizle bağlantı kurmalı; kendinize güvenmeyi öğrenmeniz gerekir.Bellek bizim bütünümüzde varlık ve ifade bulur. Bellek anlayışınızı genişleterek daha duyarlı hale gelebilirsiniz. Bebekler bizimle çeşitli yollarla konuşur; ağlamalarıyla, hareketleriyle, rahatlık/rahatsızlık seviyeleriyle, somut varlıklarıyla, hareket şemalarıyla, sinir sistemi döngüleriyle, dokunsal hassaslıklarıyla, sindirim problemleriyle, beslenmeleriyle, uyumalarıyla ve ağlama davranışlarıyla gibi… Dinlemede kalın ki bebeğiniz duyulabilsin, dahil olabilsin ve iyileşebilsin.Çocuklar erken yolculuklarında daha az ağlama sergilerler, çünkü daha fazla hareket, sözcük kullanımı ve oyun alanları bulunur. Empatik bir oyun ortamında, tanıklık edildiği ve derinden işitildiği müddetçe, kendi hikayelerini anlatırlar. Çocuklar enerjiye oldukça odaklıdırlar ve içgüdü ve sezgileriyle temas halindedirler. İnsanlar duyarlı olduklarında bunu anlarlar ve ihtiyaç duyduklarında yardım edeceklerini bilirler. Çocuğunuzun yaşama gelişte kendi deneyimlerinin olduğunu anlar ve bunu dinlemek istediğinizi iletirseniz, ona paha biçilmez bir hediye bahşetmiş olursunuz.Bir yetişkin olarak siz, erken izlerinizin bağlanma tarzınız/dinamiklerinize, ilişki dinamiklerinize, sağlığınıza, inançlarınıza, algınıza, bulunma seviyenize, hareket şemanıza, fiziksel sorunlarınıza, ebeveynliğinize, spiritüelliğinize ve sinir sistemi durumunuza yansıdığını görebilirsiniz.Bebeğinize gebe kalmadan önce dahi kendi erken izleriniz ebeveyn olmak konusundaki duygularınıza nüfuz edebilir ve doğurganlığınızı etkileyebilir. Sizin doğum deneyiminiz nasıl bir doğum yapacağınızı etkileyebilir. İlk üç ayda uterusta size bir şey olduysa, bu durumubilinç dışı olarak siz de ilk üç ayda tekrar yaratabilir ve bu çözümlenmemiş travmayı çocuğunuza aktarabilirsiniz.8. Bir Erken ebeveynlik becerisi olarak ayırt etmeAyırt etme, kendi duygularımız ve problemlerimizi bebeğimiz, çocuğumuz ve bizim için önemli olan diğer yakınlarımızınkilerden ayırmamızı sağlar. Bu temel bir ebeveynlik aracıdır çünkü anne rahminde dahi çocuklar, ebeveynlerinin sorunlarını benimseme eğilimi gösterirler. Küçükken ebeveynlerinizin tartışmasının sizin suçunuzmuş gibi hissettiğinizi hatırlarsınız belki? Bu sorunları çok derinden benimser ve bizimle ilgili olduğuna ya da bizim yüzümüzden olduğuna inanırız – eğer daha farklı olsaydım, bazı şeyleri daha farklı yapsaydım ya da daha iyi olsaydım diye düşünürüz. Aslında bizi aşan ve elimizden bir şey gelmeyecek sorunları çözmenin bizim sorumluluğumuz olduğuna gerçekten inanarak büyürüz. İşte tam burada ayırt edici ebeveynlik paha biçilemez bir hal alır.Ayırt etme, doğmuş ve doğmuş çocuklarımızı ailedeki duygusal ve psikolojik karmaşayı yersiz olarak benimsememesi bakımından destekler ve sağlıklı ilişki alışkanlıkları kazandırır. Bir ebeveyn olarak bebeğinize zarar veriyor olma hissi duymadan kendi duygusal yaşantınız olmasını sağlar. Gebe kalmadan önce ayırt etmeyi bir ebeveynlik aracı olarak kullanmaya başlayın ve tüm ebeveynliğiniz süresince kullanın. “Ben kendi hislerimi yaşıyorum, bunun seninle ve seninde bununla bir ilgisi yok.” Şeklinde devamlı ayrımsama yaparak mükemmel ebeveyn olmak zorunda olduğumuz düşüncesinden uzaklaşabiliriz. Çocuklarımıza kendileri olmaları için gerekli alanı bırakarak ve bizim sorunlarımızı benimsememelerini sağlayarak gerçek ebeveynler olabiliriz.Ayırt etme ile beraber bir diğer gerekli beceri ise tamir etmedir. İstediğiniz gibi bir ebeveyn olamadığınız, öfkenize yenildiğiniz, çocuğunuza veya onun önünde bir başkasına incitici bir şey söylediğiniz zamanlarda oluşan ihlalleri tamir etmek için zaman ayırın. Örn. “Üzgünüm, sinirimi senden çıkardım, seninle ilgili değildi, bu tamamen benim öfkemden kaynaklıydı.” Bir ihlale tanıklık ettiğinde neler hissettiğini dinlemek tamir etme sürecine oldukça yardımcı olur. Tamir etme ve ayırt etme oldukça iyi birer partnerdirler. Örn. İlk üç ayında kızının kürtajla alınmasını isteyen bir babanın, bebeğin rahimde bilinci olduğunu öğrendiğinde onunla rahimdeyken bağ kurması, duygusal bir savunmasızlık ve gözyaşlarıyla ondan özürdilemesi ve bunun onunla değil kendi hisleriyle ve sorumluluk korkusuyla ilgili olduğunu söylemesi.Bu basit ama güçlü ebeveynlik becerilerini kullanmak için asla çok erken değildir. Her yaştan çocukla ve yetişkin ilişkilerinde başarıyla uygulanabilir.9. Somutlaşmayı/vücut bulmayı desteklemeYaşama yolculuğunuz, somutlaşmaya deneyimimizin önemli bir parçasıdır. Sizin ve annenizin başına gelenler bedeninizle olan ilişkinizi etkiler. Kendi deneyimlerinizi ediniyor ve çevrenize kendi tepkilerinizi oluşturuyorsunuz. Büyüdükçe size olanlar ve çevreninizde olan olaylar tarafından etkileniyorsunuz. Olaylar, stres ve travma gelişiminizi, ne kadar somutlaşabileceğinizi etkiler. Olabildiğince somutlaşmak önemlidir çünkü hayatınızda tam anlamıyla var olmanızı ve kendi bedeninizde evinizde hissetmenizi sağlar. Ebeveynler ve bebeklerin/çocukların etrafındaki herkes bu önemli bilgiye sahip olmalıdır ki, tam somutlaşmayı destekleyici ortamı hazırlayabilelim.Hepimiz terketmiş, ışıkları açık bırakıp gitmiş kişilerle karşılaşmışızdır. Kendi bedeninde çeşitli derecelerde var olamayan pek çok bebek, çocuk ve yetişkin tanıdım. Genellikle önceden olmuş bir şeyin izlerinin, bedenden kopukluk ve bağlantısızlık yoluyla kendini göstermeye devam etmesi yüzünden var olma güçlüğü yaşamaktalar. Bir kişinin var olamamasının arkasında her zaman için işitilmesi ve onurlandırılması gereken bir hikaye yatar. Geçmiş olayların iyileştirilmesi ve entegre edilmesi; tam somutlaştırmalı, hafifletmeyi ve rahatlamayı destekler.Ani yıkım, travma, doğum sonrası anneden uzun süreli ayrılma ve tıbbi müdahaleler somutlaştırmayı etkileyebilir. Somutlaştırmadaki erken kesintiler sebebiyle sağlığınız olumsuz etkilenebilir, çünkü olaylar ve travmalar bedeninizde kayıt edilir ve saklanır. Gebelik öncesi ve sırası somatik çalışmalar, kopukluk şemasını çözümlemekte yardımcı olur, daha büyük kapasite sağlar ve hayatlar değiştirir. Çoğunlukla insanlar somutlaşma sorunuyla yaşar ve bunun çözümlenebilir bir erken iz olduğunun farkına varmaz. Erken izler ‘ben buyum’ veya ‘hayat işte böyle bir şey’ gibi cümleler kurdurtabilir. Oysa ki onlar aslında size olan bir şeyle ilgilidir, gerçekte siz değildir. Doğru destek ve farkındalıkla ve yaşam yolculuğunu daha ileriye taşıma istekliliğiyle her daim somutlaşabiliriz.Somutlaşma izleri, neden bebeklerin rahimdeyken iyileşmeleri gerektiğini savunduğumun sebeplerinden biridir. İhlaller ve travma rahimde iyileştirilebilir ve böylece doğmamış bebeğiniz çözümlenmemiş bir deneyimin içinde büyümeye devam etmek zorunda kalmaz ve güvende hissederek tamamen somutlaşmış bir varlık haline gelebilir.Sonuç:Rahim bağını, bilinçli erken ebeveynliği, bilinçli gebeliği beslemek ve Doğum öncesi bağlanma ile bebeğinize bir sevgi yastığı oluşturmak tam somutlaşmayı destekler. İhlalleri onarmak, ayırt etmek ve özüne bakmaya istekli ebeveynler gelişen ve esnek çocuklar yetiştirmeye yardımcı olur. Hatırlayın gebelikten itibaren bir ebeveynsiniz, ve hatta daha öncesinden. Bununla ilgili neler yapmayı seçeceğiniz sizin elinizde. Umuyorum ki, erken bağlanmayı ve bebeğinizin ve içinizdeki küçüğün büyülü bilincine kulak vermeyi seçeceksiniz. Çocuklar ve yetişkinler olarak bizler, içimizdeki erken bilinci taşıyoruz ve buna erişmek bedenimizle, doğum öncesi ve sonrası somatik çalışmalarla oldukça kolay. Ebeveynlik, yaşam ve onun gizemleri hakkındaki en derin eğitim olma özelliğini taşır. Ebeveyn olarak siz ne denli somutlaşırsanız çocuklarınızın somutlaşma potansiyeli de o denli artar. Çocuğunuza hayata en iyi başlangıcı sağlamayı seçebilirsiniz ve bundan hem tüm aileniz hem de tüm gezegen faydalanır.Karen Milton’ un hikayesiBen planlanmamış bir bebektim. Annem bekar bir katolikti; hamile kalmak onun için evlenmek ve ayıplanmak demek oluyordu, başka seçenek yoktu. 1950lerin Galler’inde kürtaj yasal değildi ve pek çok kadın kendisine kürtaj yapıyordu. Tabii annem de ben beş haftalıkken bunu denemişti.23 yaşımda, rastgele gözümün önünden geçen bir film şeridi ile ‘gördüm’; görsel, enerjik ve tüm bedenle hissedilen bir deneyimle gördüm ki, rahimdeki travmam hayatımın her alanını derinden etkiliyormuş. Daha öncesinde bir saniye bile kuşkuya düşmediğim derin ve tartışmasız bir gerçeği öğrenmiş gibi hissettim. O günden sonra tedavi ve bilgi aramak için göreve çıktım ancak bu görev meyvelerini 40 yaşımda Kaliforniya’ya taşınana kadar vermedi. Şimdi 58 yaşımdayım ve kendi yolculuğumdan ve de somatik Doğum öncesi ve sırası psikoloji ve sağlık alanı sayesinde edindiğim tedaviden çok şey öğrendim. Bu çalışma kendim halkında pek çok şeyi anlamlandırmama ve vücuda gelmek için neler gerektiğini kavramama yardım etti. Doğum öncesi travmamı entegre ettim ve iyileştirdim ve tüm hayatım boyunca gizlenen korku ve aşırı ihtiyatı ortadan kaldırdım. Yine de erken travmam sağlığımı bozdu çünkü çok ekstremdi. Bunu sizlere söylemekteki amacım, sizi erken travmayı önlemeye ve optimal Rahim ortamını hazırlamaya teşvik etmek. Önlemek her zaman için en iyi seçenektir. Yine de stres ve travma hayatın bir parçasıdır. Şanslıyız ki gerekli tedavi elimizde mevcut. Eğer tedaviyi bebekken ya da çocukken alabilseydim,hayatım ve sağlığım çok daha farklı yönde ilerlerdi. Ancak yaşamımın ileri safhasında bu tedaviyi alabilmiş olmayı da en büyük kutsanmışlıklarımdan biri sayıyorum .Hepinize sevgiler, özellikle de içinizde işitilmeyi, sevilmeyi ve elinden tutulmayı bekleyen tüm küçüklere.Bilinçli ve Erken Ebeveynlik Hakkında DüşüncelerimDoğum öncesi bağlanma anne ve bebek için besleyici olduğu gibi, bu bağlama ile de stress ve travmaya karşı tampon görevi sağlar. Hepimiz bazen stress ve travma ile başa çıkmak/uğraşmak zorundayız. Bu yüzden bağlanma, çocuklarımız için stresi azaltmanın etkili yollarından biridir.Genellikle tüm ebeveynler, gebelikle birlikte erken ebeveynlikle ilgili bilgiler edinmeye deneyimler yaşamaya başlarlar. Bu gebeliğin herhangi bir sürecinde orta çıkmaktadır. Aslında bu hazırlıklara gebe kalmadan once hazırlanmak bir sonraki adım olan doğum öncesi bağlanmaya yardımcı olucaktır.Bebeğiniz bilinçli ve duyarlı oluşu sizin erken ebeveynlik döneminizde onu hayatınızın neresine yerleştirdiğinize bağlıdır. Ve aslında bu iki yönlü bir iletişim ve etkileşimdir, sizden bebeğinize bebeğinizden size doğru… aileler hamile kalmayı, gebeliği ya da doğum sonrasını düşünmeye başladıklarında kendi içsel yolculuklarına dönmeye başlarlar bu çok normaldir. Anne ve babanın yaşamının bu yönünü geliştirmez bilinçsiz kalırsa, kendi yaşadıkları izleri tekrarlayabilirler.Dah güçlü ve bilinçli hamilelik-doğum deneyimi için, anne- baba olmadan once kendi hayat hikayelerini keşfetmelerini destekliyorum. Ve böylece stresli ya da travmatik durumları bilinçsiz olarak tekrar etmeyi engellerler. Nesilden nesile aktarılan dinamiklerin, değiştirilebileceğinin ya da durdurulabileceği erken ebeveynlik modelinin bir parçasıdır. Bunun iyi yanı atalarımızdan aktarılan dinamiklerin onlar sayesinde de iyileşebileceğinizdir.Doğum öncesi bağlanmanın oluşturulması, rahim içindeki optimal büyümesine, nörolojik, duygusal, psikolojik ve ruhsal olarak en uygun gelişimi destekler.Ayrıca bebeğinize stresli-travmatik olay sırasında söylemeniz gereken önemli şeyler vardır;(Karen Milton)1. bunu sen yapmadın/buna sen sebep olmadın.2.bu senin suçu değil.3.seninle ilgili değil(doğruysa) ve bunun hakkında hiç bi rşey yapmak zorunda değilsin.Örneğin, annenin kendisiyle ya da başka şeylerle ilgili zor durumda olması buna bağlı olarak zor duygular yaşayabilir. Eğer anne terapide çalışıyorsa, bebeği ile bağlantı kurabilir ve bunuavantaja çevirebilir. ‘Annecim şu an bazı duygular sana işliyor olabilir. Senin hakkında değiler, onlar hakkında hiçbir şey yapmak zorunda değilsin.’Ya da anne ve baba kavga ediyorsa, gene bebekle bağlantı kurulabilir ve ‘Biz kavga ediyoruz ve bu seninle ilgili değil, bizden kaynaklı ve konuşarak bunu çözeceğiz, sen birşey yapmak zorunda değilsin’ gibi cümleler ile hem bebeğinize, hemde kendi iniş ve çıkışlarınıza yardımcı olabilirsiniz.Hamilelik sırasında çok acı verici duygularınızı bebeğiniz fark eder, bebeğinizle sürekli iletişimi açık tutun. Böylelikle, bebeğinizle güvenli bağınızı güçlendirecek ve dayanıklılığını arttıracaksınız. Değişen duygularınız ve yaşam olaylarınızı bebeğinizden ayırırsanız onun rahatlamasına yardımcı olur.