Mihrinaz Eda KAYĞUSUZ - Blog Yazıları

Ani ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan genellikle fiziksel belirtilerle yaşanan bazen de beklenti kaygısı (panik atakların olmasından, nöbetlerin ortaya çıkmasından ya da sonuçlarından kaygı duyması) sonucu kısa süreli korku nöbetleridir. Kişiler otonom sinir sisteminin uyarılmasıyla birlikte panik ataklar yaşayabilmektedir. Herhangi sorunu olmayan kişilerde de panik ataklar görülebilir. Bunlar insan deneyiminin doğal bir parçasıdır, sorun haline geldiğinde ise panik bozukluğa dönüşebilmektedir. Panik bozuğa dönüşmesindeki ana faktörler: panik ataklar ya da beklenti kaygısı sonucu kişinin davranışlarında klinik olarak anlamlı düzeyde değişiklik ve bu değişikliğin panik ataklarla ilişkili felaket düşünceleriyle (öleceğim, rezil olacağım, aklımı kaybedeceğim vb. aşağıda detaylı olarak belirteceğim.) birleşmesidir. Panik bozukluk tek başına görülebileceği gibi obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu gibi farklıpsikolojik sorunlarla da birlikte görülebilmektedir.Sempatik sinir sistemiyle ilişkili olarak kişiler;·Kalp atışlarında hızlanma,·Terleme,·Titreme,·Nefessiz kalma hissi,·Boğulma hissi,·Göğüs ağrısı, göğüste rahatsızlık, sıkışma,·Mide bulantısı,·Baş dönmesi,·Üşüme ya da ateş basması,·Karıncalanma, uyuşma hissizleşme gibi fiziksel belirtilerle panik ataklar yaşamaktadırlar.Diğer belirtilere baktığımızda ise;·Gerçekliği yitirme korkusu (derealizasyon: kişi kendini rüyada, filmde, kurgu içinde gibi hissedebilir.)·Bedeninden ayrılma algısı – kendine dışarıdan bakma (depersonalizasyon)·Delirme ya da kontrolü kaybetme korkusu,·Ölüm korkusu görülmektedir.Bu belirtilerle sonucunda kişiler;·Kalp krizi geçireceğim·İnme geliyor!·Boğulacağım.·Delirip aklımı kaybedeceğim.·Kontrolü kaybedeceğim.·Bayılacağım.·Utanacağım.·Öleceğim.·Bayılıp sakat kalacağım.·Rezil olacağım, insanlar benim sorunlu olduğumu düşünecekler.Gibi gerçeği çoğu zaman yansıtmayan düşüncelere inanmaya başlarlar.Panik atak geçiren kişiler genellikle bu atakların ne zaman geleceğini bilememenin kaygısını yaşarlar, çoğu zaman fiziksel belirtilerden korkarlar bu yüzden de fiziksel belirtilerin ortaya çıkabilecekleri pek çok durumdan kaçınabilirler. Yürümek, merdiven çıkmak, spor yapmak, heyecan uyandıracak aktivitelere katılmak (gerilim, akson filmleri izlemek, cinsel aktivitede bulunmak), kafein tüketmek (çay, kahve, çikolata) ağır yiyecekler yemek, aşırı sıcak yerlere gitmek, öfkelenmemek için tartışmaya girmek gibi durumlardan uzak durur.Çoğu zaman fiziksel belirtileri ve panik atakları tetikleyebilecek ev dışındaki ortamlardan da uzak dururlar, sosyal ortamda panik atakların fiziksel belirtilerini yaşayacaklarını ve insanların önünde rezil olacaklarını düşündükleri için ev dışına çıkamaz hale gelebilirler. Toplu taşıma araçları kullanmak, kalabalık yerlere girmek, kuyrukta beklemek, alışveriş merkezine gitmek, köprülerden geçmek, sinemaya gitmek gibi gündelik hayattaki etkinliklerden kaçınırlar. Bu gibi durumlara mümkün olduğunca girmez ya da girdiğinde yanında biriyle gitme, ilaç, kolonya kullanma, sayı sayma, müzik dinleme gibi koruyucu olduğunu düşündüğü etkenlerle girebilirler.Bedensel belirtiler sebebiyle sık sık hastaneye başvurma durumu da panik bozukluk yaşayan kişilerde sıklıkla gözlemlenmektedir. Panik atakların bozukluğa dönüşmesi sonucunda kişilerin hayatında önemli ölçüde bozulma görülebilir. Ev dışında çıkmamaları sebebiyle daha içe kapanık bir hayat, sosyalleşememe, yalnızlık gibi faktörlerle daha depresif olabilirler, aile ile sosyalleşememe, sosyal hayatta daha önce yapılan aktivitelerin yapılmaması sebebiyle eş ilişkilerinde bozulma yaşayabilmektedirler. Uykuları sırasında yaşadıkları panik ataklar sebebiyle gece uyuyamamaya başlarlar ve bu da gün içindeki performansı olumsuz etkilemeye başlar. Kişi öğrenciyse akademik performansında düşüş meydana gelebilir, iş hayatında olan biri için iş ortamında organize olamama, planlama yapmada güçlük gibi sorunlarla iş hayatında performans düşüklüğü yaşayabilirler.Pek çok kişi bu belirtileri neden yaşadıklarını anlamlandırmakta güçlük çekebilir, niye bende bu belirtiler var diye düşünebilir. Burada pek çok farklı faktör bulunabilir.1)Kişilerdebiyolojik yatkınlıkolabilir genetik ve mizaç faktörleri ön plana çıkabilir fakat bu tek başına yeterli değildir çevrenin etkisiyle birlikte daha da güçlenerek bir sorun haline gelebilir.2)Psikolojik yatkınlıkfaktörleri ile kişi kaygıyı deneyimlenmemesi gerek bir duygu olarak öğrenebilir ve korkmaktan korkabilir.Öğrenme ile kişinin bedenine aşırılaşmış bir dikkat ortaya çıkar. Kaygı duyarlılığı olan bu kişiler diğer kişilere göre daha fazla risk altındadır. Bu duyarlılık evhamlı ve korumacı aile üyeleri tarafından geliştirilebildiği gibi doğrudan deneyim ya da gözlemsel öğrenme ile görülebilir.3)Farklı kişisel dinamiklerden de söz etmek mümkündür. Fakat bu başlık kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceği için terapi sürecinde uzmanlar tarafından incelikle tespit edilmesi gereken bir konudur.İyi haberise tüm bu belirtilerbilişsel davranışçı terapiile önemli ölçüde azalabilir olduğudur. Bilimsel araştırmalar incelendiğinden panik bozukluk tedavisinde en yaygın kullanılan terapi yöntemi bilişsel davranışçı terapidir. Bilişsel davranışçı terapi müdahaleleriyle kişiler bedenindeki bu belirtilerin hayatını yönetmesinden kendi hayatını kendisi yöneten konuma geçebilirler. Burada yapılması gereken şey kişinin hayatında bozulmalara sebep olan faktörlerin incelenmesi ve akabinde uygun müdahale yöntemleri ile kişilerin önceki hayatındaki işlevselliklerine dönmesini sağlamaktır. Bu süreçte danışan ile danışman arasındaki işbirliği ile kişi kaygının korkulması gerekmeyen işlevsel bir kaygı olduğunu öğrenebilir, farkındalığı hakkında bilgi sahibi olmaya başlayabilir ve seanslarda planlanan egzersizleri uygulayarak belirtilerle baş etme noktasında uygun baş etme stratejilerini geliştirerek hayatı üzerinde kontrol algısını geliştirebilir. Bununla beraber kişi hem kişiler arası ilişkilerde hem de sosyal hayatına yönelik işlevselliğini kazanmaya başlar. İş, aile hayatı, romantik ilişkisi gibi pek çok farklı noktada olumlu gelişmeleri zamanla görmeye başlayabilir. Bunun sonucunda muhtemel başka problemlerin önüne geçmeye başlayabilir. Fakat burada unutulmaması gereken konu kişi tedavi sürecinde öğrendiği etkili baş etme yöntemlerini hayatının geneline yayarak uygulamaya başlamasıdır.Hayatınızın kontrolünü yeniden ele almak için benimle iletişime geçebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınızı bana buradan ya da instagram @psk.dan.edakaygusuz hesabından yöneltebilirsiniz.NOT: Bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır, tanı koyma amacı taşımaz. Lütfen belirtileri yaşıyorum diye düşünerek kendinize tanı koymayın ve uzmanlardan destek alın. Sevgiler…Psikolojik Danışman Eda Kayğusuz.Devamını oku

Yayınlanma: 30.01.2024 14:33

Son Güncelleme: 30.01.2024 14:34