1. Uzman
  2. Şeyda Sultan ZENGİN
  3. Blog Yazıları
  4. Söylesem tesiri yok, Sussam gönül razı değil

Söylesem tesiri yok, Sussam gönül razı değil

Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil

|Şeyda Sultan ZENGİN


Ortaokula başlayan kızına güzel bir öğüt vermek isteyen anne, kızını karşısına alır ve der:

Kelimelerini başkalarının canını yakmak, küçük düşürmek, iftira etmek ve yaralamak için kullanma fırsatın olacak. Aynı zamanda kelimelerini başkalarını iyileştirmek, yüreklendirmek, ilham vermek ve sevmek için de kullanma şansın olacak. Bazen yanlış seçim yapacaksın… Kelimelerini özenle kullan Breonna. Diğerleri kelimelerini yanlış kullandıklarında sen sözlerini koru. Her sabah, ağzından hayat veren kelimelerin çıkacağı sözü ver kendine… Nezaketi ve şefkatiyle bilinen biri ol. Hayatını, buna aşırı ihtiyaç duyan bir dünyaya hayat vermek için kullan. İyiliği seçtiğin için asla, ama asla pişmanlık duymayacaksın.”

Ne güzel bir öğüt... Kelimeler ki, kimi zaman göklere çıkartır seni, kimi zaman yerle yeksân eder. Atalarımızın dediği gibi; “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı!”

İşte bu yüzden kime karşı olursa olsun kullandığımız kelimeler bizim seviyemizi belirler. Kimi zaman da suskunluklarımız seviyemizi belirler. İnsan sadece bilmediğinden susmaz, bildiğinden de susar. Edep bilir susar, saygı bilir susar, hak bilir susar, sevgi bilir susar, hatır bilir susar... Bazen de konuşsa bile birşeyin değişmeyeceğini bilir susar... Ve onların yerine melekler konuşur cevap verir.

 Rivayet edilir ki; Peygamber Efendimiz (asm) birkaç sahabesi ile birlikte sohbet etmekteydi. Arsız bir adam geldi ve Hazret-i Ebu Bekir’in yüzüne karşı lâf atmaya ve hakaret etmeye başladı. Hazret-i Ebu Bekir başlangıçta çok sabretti, cevap vermedi. Fakat adam susmak bilmeyince Hazret-i Peygamber’in de (asm) yanında bu kadar arsızlığı Hazret-i Ebu Bekir’i kızdırdı. Nihayet sabredemedi ve adamın lâflarını iade etmeye ve adama karşılık vermeye başladı. Peygamber Efendimiz de (asm) kalkıp yürüdü ve onları terk etti.

Yanlış yaptığını anlayan Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Peygamberin (asm) ardı sıra koştu ve Peygamber Efendimiz’den (asm) özür diledi.

Peygamber Efendimiz (asm): “Sen sabrettiğin sürece bir melek sana duâ ediyor, adama cevap veriyordu. Sen cevap vermeye başlayınca melek gitti şeytan geldi. Ben şeytanın bulunduğu mecliste bulunmam.” buyurdu.

Buradaki ölçüt, şu âyetin ölçütüyle aynı olsa gerek: “Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler.” (Furkan Sûresi, 72.)

Konuşmak ise, uygun muhatabına ve yerli yerinde yapılmalı.. İşte imtihan da burada. İnsan nefsine söz geçirebilse zaten uygun yerde susacak, uygun yerde konuşacak. Peki hangisi daha çok pişmanlık getiriyor, susman gereken yerde konuşman mı, konuşman gereken yerde susman mı? 

Bazı güzel sözlere bakalım:

• Lâ Edri - Sustuğun hiçbir cümleden, konuştuğun kadar pişman olmazsın.

• Mehmet Âkif - Konuşmak bir mana ise, susmak binbir mana. Herkes konuşmasına konuşur, lâkin sükût yürekli olana!.”

• Lokman - Söz gümüş ise sükût altındır.

• Calvin Coleridge - Söylemediğim şeylerin hiçbiri, bana zarar vermedi.

• Confucius - Susmak, insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır.

• Confucius - Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan ise çok sık pişman olunur.

• Mevlânâ - Kargalar ötmeye başlayınca, bülbüller susar.

• Goethe - Konuşmak ihtiyaç olabilir, ama susmak bir sanat’tır.

• Hz. Ömer - Esenlik ve huzur on kısımsa, dokuzu susmaktır.

• Özdemir Asaf - Konuşmak küçülür, küçülürse adı değişir susmak olur. Ağlamak büyür, büyürse adı değişir susmak olur...

• Fuzuli - Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.

Evet söylenince tesir olmayacaksa, nefse inat susmak gerekir. Maharet de burada işte. Gönül ehli olmak kolay değil. Bırakın kalp kırmak konuşanlara münhasır olsun, biz gönül ehli olalım...



Yayınlanma: 25.09.2020 10:57

Son Güncelleme: 01.10.2020 09:27

#susmak#konuşmak#sabır#tavsiye#şeyda sultan#psikolog#aile#kelimeler#depresyon
Psikolog

Şeyda Sultan

ZENGİN

Psikolojik Danışman

(*)(*)(*)(*)(*)

Uzmanlıklar:

İlişki / Evlilik Problemleri, Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları, Depresyon ve Mutsuzluk
Online TerapiOnline Ter...
süre 45 dk
ücret 800
Yüz Yüze TerapiY. Yüze Ter..
Hizmet vermiyor
Yapay zeka ile, kişiselleştirilmiş destek:
Menta AI
Yapay zeka ile,
kişiselleştirilmiş destek: Menta AI

Şimdi indir, konuşmaya başla

App Store'dan İndirGoogle Play'den İndir
Bunları da sevebilirsiniz...

Psikoterapi Nedir?

Başa çıkılmaz bir stres, karmaşık ilişkiler veya kişisel gelişim zorlukları ile karşılaştığımızda, içsel dengeyi yeniden bulmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürmek için psikoterapi sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Psikoterapi, duygusal sıkıntıları, zihinsel sağlık sorunlarını ve yaşamın zorluklarıyla başa çıkmak için kullanılan bir dizi terapötik teknikler ve stratejiler bütünüdür. Bu yazıda, psikoterapinin ne olduğunu, farklı türlerini, nasıl çalıştığını ve nasıl fayda sağlayabileceğini daha yakından inceleyeceğiz.Psikoterapi Nedir? 🧠Psikoterapi, bir terapist ya da danışman ile bire bir ya da grup terapisi şeklinde gerçekleştirilen bir tedavi sürecidir. Bu süreç, kişinin duygusal sıkıntılarını anlamasına, kişisel güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmesine, sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmesine ve daha sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olmayı amaçlar. Psikoterapi, birçok farklı teorik yaklaşıma dayanabilir ve bireyin ihtiyaçlarına, terapistin uzmanlık alanına ve terapi sürecine özgü hedeflere göre şekillenir.Farklı Türleri Nelerdir? 🌟Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bu terapi, düşüncelerin, duyguların ve davranışların birbiriyle nasıl ilişkilendiğini anlamaya odaklanır. BDT, sorunlu düşünce kalıplarını tanımlamayı, sorgulamayı ve değiştirmeyi hedefler.Psikanalitik Terapi: Sigmund Freud'un kuramına dayanan bu terapi, bilinçdışı süreçlere odaklanır. Terapist, bireyin bilinçaltındaki iç dinamikleri keşfetmeye çalışır ve bu sayede duygusal rahatlama ve anlayış sağlamayı amaçlar.İnsan Merkezli Terapi: Carl Rogers'ın teorisine dayanan bu terapi, bireyin kendini gerçekleştirme güdüsünü ve içsel iyileşme kapasitesini vurgular. Terapist, bireyi kabul edici ve destekleyici bir ortamda anlamaya ve güçlendirmeye odaklanır.Psikodinamik Terapi: Freud'un çalışmalarına dayanan ancak daha modern bir yaklaşımı benimseyen bu terapi, geçmişteki ilişkilerin bugünkü duygusal sorunları nasıl etkileyebileceğini incelemeyi amaçlar.Grup Terapisi: Bir grup içinde terapi yapma yöntemidir. Bu terapi, bireylerin birbirlerinden öğrenmesini, desteklemesini ve paylaşmasını sağlar.Nasıl Çalışır? 🔄Psikoterapi, bireyin ihtiyaçlarına ve terapistin uzmanlığına bağlı olarak değişen çeşitli teknikler kullanır. Bir terapist genellikle bireye sorular sorar, dinler, refakat eder, destekler ve yönlendirir. Terapi genellikle belirli bir hedefe ulaşma çabasında geçer. Bu hedefler, duygusal rahatlama, daha sağlıklı bir düşünce yapısı geliştirme, daha sağlıklı ilişkiler kurma veya belirli bir davranışı değiştirme olabilir.Faydaları Nelerdir? 🌈Psikoterapinin birçok faydası vardır. Bunlar arasında şunlar bulunur:Duygusal Rahatlama: Terapi, duygusal yükleri hafifletmeye ve zihinsel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabilir.Davranış Değişikliği: Terapi, istenmeyen davranışları anlamaya ve değiştirmeye yardımcı olabilir.Öz Farkındalık: Terapi, bireyin kendi düşünceleri, duyguları ve davranışları hakkında daha derin bir anlayış geliştirmesine yardımcı olabilir.Daha Sağlıklı İlişkiler: Terapi, bireyin ilişkilerinde daha sağlıklı ve tatmin edici bağlar kurmasına yardımcı olabilir.Sonuç 🎉Psikoterapi, insanların zorluklarla başa çıkmalarına, içsel dengeyi yeniden bulmalarına ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olan etkili bir tedavi yöntemidir. Her bireyin ihtiyaçları farklı olduğu için, terapistin destekleyici, anlayışlı ve güvenilir bir ortam sağlaması önemlidir. Psikoterapi, birçok kişi için yaşam kalitesini artıran ve duygusal refahlarını geliştiren değerli bir kaynaktır.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Eray ARSLAN 20.04.2024

Psikolojik Destek Nedir, Ne Değildir?

Psikolojik Destek Almak Neden Gereklidir? “Keşke daha önce bu sürece başlasaydım.” Bu cümle aslında, psikolojik destek alma konusundaki çekincelerin ve yanlış inanışların ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Oysa duygusal olarak zorlandığımızda, hayatın yükünü tek başımıza taşımaya çalışmak yerine bir uzmana başvurmak ve destek almak, daha iyi olmanın ve gelişmenin en sağlıklı yoludur. Psikolojik Sağlık, Fiziksel Sağlık Kadar Önemlidir.Bir yerimiz ağrıdığında doktora gitmekten, kilo aldığımızda diyetisyene gitmekten ya da sivilcelerimiz için dermatoloğa gitmekten çekinmeyiz; ancak ruhumuzdaki değişimleri çoğu zaman görmezden geliriz, “Geçer” deriz, bastırırız ya da yok sayarız. Ancak bilinmelidir ki; kaygı, tükenmişlik, öfke patlamaları ya da huzursuzluk gibi duygular da en az fiziksel belirtiler kadar bizleri etkileyen durumlardır ve bu durumlar da dikkate alınmalıdır. Ruh sağlığımıza dikkat etmemek, ruh sağlığımızın artarak zarar görmesine, devamında ise zamanla hem bedenimizi hem ilişkilerimizi hem de yaşam kalitemizi olumsuz etkiler göstermeye neden olur.Yapılan birçok çalışmada, birçok sorunun temelde uzun süredir bastırılan ya da fark edilmeyen duygulardan kaynaklandığını görülmektedir. Bu noktada psikolojik destek, bastırılmış ya da fark edilmeyen duygularla sağlıklı bir şekilde yüzleşmeyi, onları anlamayı ve yönetmeyi öğrenmek için güçlü bir araç olmaktadır. İç dünyamıza dönüp bakmak ve geçmiş duyguların farkına varmak; bizi sadece geçmişin yüklerinden kurtarmakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe daha sağlam adımlarla atmamıza yardımcı olur. Bir Psikolog Ne Yapar?Psikolojik destek süreci; ilk adımda güven, gizlilik ve anlayış üzerine kurulur. Psikologlar yargılamadan, suçlamadan, sadece anlamaya ve yol göstermeye odaklanırlar. Bu güvenli alan oluştuğunda, birey kendini psikoloğa karşı daha özgürce ifade edebilir ve bu süreç de zihinsel karmaşalarını düzenleyebilmesine olanak sağlar. Bu süreç, sadece konuşmayı değil, kişinin kendisini tanımasını da sağlayan bir olanaktır. Bu tanıma, kendiliğin farkındalığı ile başlar ve devam eder. Bazen farkında olmadığınız bir duygunuzun veya hislerinizin, hayatınızda ne kadar büyük bir rol oynadığını görmek bile büyük bir değişim başlatmaya yarayabilir.Arkadaşınıza Anlatıyorsunuz, Psikoloğa Da Anlatmak Şart Mıdır?Destekleyici bir arkadaş çevresi, kişinin en değerli hazinelerinden biridir. Ancak yakınlarımız, çoğu zaman taraflıdır, bizi tanıdıkları için bizi desteklemeleri gerektiğini düşünebilirler, duygusal olarak olaylara karışmış olabilirler. Psikolog, sizi profesyonel bir mesafe ile dinler; psikoloğunuz sizin arkadaşınız değildir, bilimsel bilgi ve deneyimiyle yaşadığınız sorunlara farklı bir bakış açısı sunan bir uzmandır. Psikolog sizi dinler ve size farkındalık kazandırmayı hedefler. Farkındalık kazanmak, psikolojik destek sürecinde iyileşmeye giden bir adımdır.Psikoterapi Sürecinde Neler Olur?Psikolojik destek almak, sadece birkaç görüşme yapmak ve var olan sorunlara hızlıca çözüm bulmak anlamına gelmez. Psikolojik destek, tek bir seansta tüm soruların cevaplanması ve her sorunun üstesinden gelinmesi değildir. Psikologlar, sihirli dokunuşlara sahip insanlar değildir ve bu yüzden hiçbir psikolog ilk görüşmede karşısındaki kişiyi psikolojik olarak sağlam olarak gönderemez. Bu süreç kişiye özel ilerler; bireyin yaşam öyküsü, duygusal yapısı ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak şekillenir. Bu aşamalar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı danışanlar kısa sürede fark edilebilir değişiklikler yaşarken, bazı süreçlerdeki danışanlar daha uzun ve derin aşamalar kaydedebilir. Ancak her durumda temel hedef, bireyin yaşamla daha sağlıklı bir ilişki kurabilmesini sağlamaktırPsikoloğa Gitmek İçin Yeterli Sebebiniz Var Mı?Psikoloğa gitmek için yeterli sebep diye bir anlayış yanlıştır. Her insan her sorunun üzerinden aynı şekilde gelemeyebilir. Herkes farklı sorunlar yaşayabilir, herkes aynı olaydan farklı şekillerde etkilenebilir. Bu gibi düşünceler aslında duygularımızı bastırmamıza ve zamanla daha büyük sorunların oluşmasına neden olabilir. Psikolojik destek almak için illa büyük travmalar yaşamış olmak gerekmez. Kendini ruhsal olarak yorgun hissetmek, son zamanlarda çok fazla mutsuz olmak, ilişkide sorunların tekrar etmesi gibi birçok nedenle psikolojik destek alınabilir. Bunlara ek olarak kişi sadece kendini tanımak için bile psikoloğa gönül rahatlığı ile başvurabilir.Toplum tarafından yaygınlaşmış birçok yanlış inanış bulunmaktadır. Bu inanışlar da, kişinin psikoloğa başvurmasında engeller yaratabilmektedir.“Psikoloğa gitmek delilik belirtisidir” inanışı, kişinin ruhsal ihtiyaçlarının karşılanması konusunda en büyük ve en yaygın engellerden biridir. Psikolojik destek almak, insanın ruhunu ciddiye almasını, çözüm arayışında olmasını ve hem ruhsal hem bedenen hem de zihnen iyi oluş haline geçmesini sağlar. Bu durum bir zayıflık değil, aksine güçlü ve sorumluluk sahibi olmanın göstergesidir. “Psikolog seni tanımıyorsa sana yardımcı olamaz.” düşüncesinin aksine bu durum aslında hem danışan hem de psikolog için avantajlıdır. Psikolog, karşısındaki danışanı objektif ve ön yargısız dinler, tanımadığı için daha iyi analiz eder ve sizi anlattıklarınızla anlamaya çalışır. Danışan bu durumu bilerek psikolojik destek aldığında, psikoloğa karşı daha rahat ve güvenerek yaklaşır. “Psikolog görüşmeleri sonsuza kadar sürer ve bir şey değişmez.” Bakış açısı da diğerleri gibi doğru değildir. Bu süreç, psikolojik desteğin ihtiyacına göre belirlenir. Birkaç seansta tamamlanabilir ya da aylarca sürebilir. Burada önemli olan kişinin hedefleri doğrultusunda bu sürecin verimli tamamlanmasıdır. Sadece daha iyi hissetmek için de sürece devam edilebilir.Hangi Durumlarda Psikolojik Destek Alınmalıdır?Önceki başlıkta da belirtildiği gibi, psikolojik destek almak için belli başlı nedenler olmasına gerek yoktur. Psikolojik destek, sadece kaygı bozuklukları ya da depresyon gibi tanımlanmış rahatsızlıklar için değil; yaşam kalitesini artırmak ve psikolojik sağlamlık isteyen herkes için gereklidir. Sınırlandırılamayacak bu nedenler için birkaç örnek durum verilmesi gerekirse;Sürekli stres yaşamak,Uykusuzluk, iştahsızlık,Motivasyon kaybıİlişkilerde tekrarlayan çatışmalar,Geçmiş travmaların etkisinden çıkamamak,Kendini tanıma ve yön bulma isteği,Yas ve ayrılık gibi zorlayıcı yaşam olayları,Özgüven sorunları, karar verme güçlüğü,Sosyal fobi, panik atak, takıntılar gibi rahatsızlıklar.Psikolojik Destek İyileştirmekle Kalmaz, Aynı Zamanda Geliştirir. Psikolojik destek sürecinde, insanlar sadece duygusal acılarını dindirmekle kalmıyor; aynı zamanda daha güçlü, daha bilinçli ve daha kararlı hale gelebiliyorlar. Bu süreç, kişinin içsel kaynaklarını keşfetmesine ve bunları yaşamında etkin şekilde kullanmasına yardımcı olur. Kişi, sadece hayatına bakış açısını değil kendisine olan bakış açısını da gözlemleyerek de değiştirip geliştirebilir.Ayrıca, kendini tanımak ve geliştirmek isteyen bireyler için “farkındalık” , yolculuğun önemli bir parçasıdır. Özellikle son yıllarda kişisel gelişim, farkındalık, mindfulness gibi kavramların yaygınlaşması, insanların ruhsal dünyalarını daha çok merak etmesine neden olmuştur. Ancak tüm bu yaklaşımların etkili olabilmesi için temel bir ruhsal dengeye; psikolojik desteğe ve uzman yardımına ihtiyaç vardır.Sonuç olarak,Psikolojik destek almak, insanın kendisine, hayatına ve duygularına duyduğu saygının bir göstergesidir. Psikoloğa gitmek; sorunların çözümsüz olmadığını fark etmek, değişimin mümkün olduğuna inanmak ve daha sağlıklı bir yaşam kurmak için atılan değerli bir adımdır. Herkes zaman zaman desteğe ihtiyaç duyar ve bu oldukça insani bir durumdur. Ruh sağlığınız için bir adım atmak, hayatınızı bambaşka bir yöne çevirebilir. Ruhumuz, ilgiyi ve sevgiyi en az bedenimiz kadar hak eder.
Pelin BAYIN 17.05.2025

AL İZ VELL !

Al iz vell!Şeyda Sultan ZENGİN 21 Nisan 2019, Pazar 3Idiot (Üç Aptal) filmini izlemişsinizdir. Benim favorilerim arasında. Defalarca izledim ve her seferinde bir yeri dikkatimi çeker; mühendislik fakültesinde okuyan ve her sınavda 1. olan başrol oyuncusu Rancho’ya, arkadaşları sınav stresi hakkında dertlenir;- Kuizler, vizeler, finaller... Tek dönemde 42 sınava giriyoruz.- Bu kadar evham yapma dostum. Al elini, kalbine koy ve de ki, ‘All iz vell.’- All iz vel?- Evet, All iz vell. Köyümüzde yaşlı bir bekçi vardı, gece devriyelerinde bağırırdı: ‘Aaaall iiiz veeeeell (Herşey yolunda)’ Biz de huzurlu bir şekilde uyurduk. Sonra bir gece, bir hırsızlık oldu ve saat 12 olduğunda bekçi yine bağırdı “Aal iz vell”. Sonra öğrendik ki bekçi körmüş! O, ‘All iz vell’ derdi, biz de güvende hissederdik kendimizi. O gün, bu kalbin ne kadar kolayca korkabildiğini öğrendim. Kandırmanız gerekiyor kalbi. Sorun ne kadar büyük olursa olsun, ‘All iz vell’ diyeceksiniz.- Peki bunu söylemek sorunu çözüyor mu?- Hayır, ama sorunla yüzleşme gücü veriyor..Evet, filmin bu kesitinden de yola çıkarak anlıyoruz ki, gerçekten kalp çok çabuk kanıyor. Duyduğu şeyi gerçeğe dönüştürüyor. Bu yüzden bir adama 40 defa “iyisin iyisin” dense iyileşmesi vuku buluyor. Psikolojide “telkin verme” diyoruz buna. Bir çeşidi de kendi kendine telkindir. Telkin; bir duyguyu, bir inancı ve bir düşünceyi, başkalarına veya kendimize kabul ettirme yoludur. Normal bir insan gerek kendisiyle gerek çevresindeki kişi ve nesnelerle etkileşim halindedir. İnsan, kendini etkileyebildiği gibi, çevresini etkileyen ve çevresinden etkilenen bir varlıktır. Böylece telkinin temelinde “etki”nin bulunduğu anlaşılmaktadır.Bu yöntemle pek çok hastalığın tedavi edildiği görülmüştür. Kendi kendine telkin, özellikle akıl ve beden hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır. Buna göre kendi kendine telkin, organlara etki ederek onları iyileştirebilmekte, şeker ve verem hastalıkları üzerinde etkili olmakta, baş ağrıları ve siyatiği gidermekte ve hırpalanmış dokuları onarmaktadır. Özellikle psikosomatik ve psikolojik rahatsızlıklarda, kişinin kendine iyi olacağına dair telkinleri etkili olmaktadır.Hipnoz da iyi bir telkin çeşididir, ancak günümüzde hipnoz altında telkin uygulaması pek tercih edilmiyor. Hastaların telkine daha kabiliyetli olması ve hipnozdan dolayı kendi iradelerini kaybeder duruma gelmeleri sebebiyle bu uygulamadan kısmen vazgeçilmiştir. Hatta psikolojinin babası olarak bilinen Freud da hipnozla tedaviyi esas edinmiştir. Ancak her hastanın hipnoz edilemediğini görmesi ve istediği sonucu alamaması üzerine hipnozla tedaviden vazgeçmiştir.Kendi kendine telkin metoduyla, kişi kendisine iyi olacağını telkin ederek iyileşebilir. En azından filmde dendiği gibi; sorunla yüzleşme gücü bulur. İnsan yaratılış itibariyle âciz ve zayıftır. Ancak bazı insanlar bu acziyeti ifrat derecede hisseder. Hiçbir işe güç yetiremeyeceğini, sorun çözemeyeceğini, insanların onu dinlemeyeceğini, başarılı olamayacağını düşünür. Bu yüzden riskli işlere kalkışmak şöyle dursun, yatağından bile çıkmak istemez. İşte böyle durumlarda kendi kendini düzeltmenin bir yolu telkindir. Stresli-korkulu-endişeli anlarda kalbine dokunup; “Başarabilirsin, bu zorlukla ilk defa sen karşılaşmıyorsun/Bu zorlukla yaşayabilirsin, peygamberlerin hayatı, büyük insanların hayatı da kolay değildi./Ağlayabilirsin, ama gözyaşını sil ve yapman gerekeni yap” gibi telkinler verilebilir. Bu seni güçlendirir, çünkü en başta kendin tarafından anlaşıldığını hissedersin. Seni önce sen anlamalısın.Bir diğer husus, hayatta aşamayacağımız, gerçekten güç yetiremeyeceğimiz şeyler de vardır. Meselâ vefat eden bir yakınını geri getiremezsin. Veya her zaman istediğin başarıyı elde edemezsin. Feleğin çarkını sen değiştiremezsin. Ama yine de üzülür insan. Ve yine telkine başvuruyoruz; “Herşey güzel olacak. Öyle demiyor mu asrın âlimi; “herşey güzeldir; ya bizzat ya netice itibariyle.” Ya burada, ya Cennette. Ama herşey güzel olacak. Bazen güzel bir bahçenin içindeki kaya bile vazifesi itibariyle güzeldir. Herşey güzel olacak kalbim, herşey güzel olacak, ya hemen ya neticesinde...“All iz vell;” yani herşey yolunda kalbim sıkıntı yok. Evet kırılmış incinmiş olabilirsin, ama bu olayları bir gören var. Sen hayatını kendin idame ettirmiyorsun ki. Senin bir sahibin var. Burada sen misafirsin, fuzuli karıştırma bu dünyayı. Yapman gerekeni yapıp neticeye karışma. Allah görüyor O’na söyle, kendi kendine söylenmeyi bırak kalbim. Ve emin ol, Allah’ın katında herşey ayarlanıyor, herşey yolunda. All iz vell! All iz vell! “ Artık kalbinize hangi telkin iyi geliyorsa çeşitlendirebilirsiniz bunu.Peki ya içten içe inanmıyorsan herşeyin güzel olacağına, herşeyin yolunda olduğuna? Yine de telkine devam et derim. Çünkü asrın âlimi Bediüzzaman diyor ki; “Gafletle yapılan zikirler dahi feyizden hâli değildir.” Yani bir zikri gafletle, anlamadan yapsan dahi sana feyzi gelir. Aynen öyle de idrak edilmeyerek söylenen “Ben iyiyim, iyi olacağım, herşey güzel olacak, bunlar geçecek” telkinleri de bir sürelik tekrarın ardından işe yaramaya başlayacaktır. Hatta akşam ile yatsı arasında çektiğimiz 33’er adet “La havle vela kuvvete illa billah” “Hasbunallah veniğmel vekil” “Ya Baki entel Baki” gibi zikirler, kalbi bu yönde tedavi eder. Güç verir, yaşamak için gerekli sabrı verir. O zikirleri mümkün olduğunca alışkanlık edinmek gerektir. En güzel telkindir zikir. Peki, bu sorunları çözüyor mu? Hayır, ama sorunla yüzleşme gücü veriyor..