ADLER- BİREYSEL PSİKOLOJİ
1. BÖLÜM: GİRİŞ
Bireyin psikolojisinin temel amacı bireyin topluma uyumudur. Birey ancak toplumla iç içe girerek birey niteliğini kazanır. Bireysel psikolojinin asıl amacının semptomları ortadan kaldırmaktan ziyada bireyin hayat tarzını değiştirebilmek olduğunu savunur (Adler, 2000).
Sosyal ilgi: insan sosyalliğe muhtaçtır. İnsanı incelemek istiyorsak içinde bulunduğu toplumu incelememiz gerekir. Sosyal ilgi doğuştan gelir. İlk sosyal ilgi ailede başlar aile bu ilginin diğer çevreye yayılmasını sağlar bu yüzden içten bir sevgi göstererek ona model olmalıdır.
Çocuk ihmal edildiğini düşünürse özerkleşmesi ve iş birliği yapması zorlaşacaktır.
Çocuk ilk ilgiyi annesinde arar ikinci ilgi beklentisi babadadır. Eğer bu beklentileri karşılanmazsa başka ilgi verebilecek birilerine yönelebilir. İdeal baba ise anne ile eşit derecede katkıda bulunandır.
Duygusal uzaklık ve babaya özgü otoritizm sağlıklı sosyal ilginin gelişmesini engeller.
· Anne ve baba arasındaki mutsuz ilişki varsa sosyal ilginin gelişmesi çok azdır.
· Yaşamımız ancak başkalarının yaşamına değer kattığımız ölçüde değerlidir.
2. BÖLÜM: AŞAĞILIK VE ÜSTÜNLÜK KOMPLEKSİ
2.1 Aşağılık duygusu: Adler aşağılık duygusunun çocuklukta başladığını söyler. Bu yüzden yaşamın ilk 6 yılının önemli olduğunu vurgulamıştır. Adler (2000) çocuğun yalana başvurmasını kendisini zayıf hissetmesinden kaynaklanabileceğini savunur. Çocuk doğruyu söylüyorsa zaten zayıflık duygusu da yoktur düşüncesindedir.
Adler (1998), aşağılık duygusu ve üstünlük çabası görülebileceğini şu sözleri ile ifade eder:
’’…Çocuklarda aşırı aşağılık duygusunu kamçıladığı anormal bir hırs göze çarpar; aşağılık duygusu adeta ruhunu zehirler çocuğun, onu sürekli bir hoşnutsuzluğun kucağına iter. Kafamızda belli karakter özellikleri ve yapaylıklarla örülmüş olarak tasarlayabileceğimiz bu hırs bireyi aşırı duyarlıkla donatır, onu incinmelere ya da yıkımlara karşı tetikte bulunmaya zorlayan sürekli aktif bir uyaran rolünü oynar.’’
2.2 Üstünlük kompleksi: Aşağılık duygusuna yol açan sebebi birey aşırı ödünleme yaparsa üstünlük kompleksi oluşur: kendini beğenmiş, ben merkezli, kibirli, alaycı olurlar. Üstünlük kompleksi olan herkeste aşağılık kompleksi aşağılık kompleksi olan herkeste üstünlük kompleksi azda olsa vardır bu onda gizlidir.
Adler ilk başta üstünlük kompleksine saldırganlık daha sonra güç en son ise üstünlük kompleksi demiştir.
Üstünlük kompleksine güç dediği zamanlarda erkeksi protesto denilen kavramı geliştirdi. Bu kavram ödünleme amaçlı toplumun kabul ettiği erkekliğini göstermedir.
Bilinç ve bilinçdışı aynı yönde ilerler. Aralarında kesin ayrım yoktur.
Kişilik bireyin kendi öznel algısına göre değişir.
Yaşam tarzı: hedeflere ulaşmak için kişinin izlediği yoldur.4-5 yaşlarında oluşur.
Çocuklar arasında ideal yaş farkı 3 tür (Gençtan, 1993)
5. BÖLÜM: DANIŞMA SÜRECİ
Sağaltım tekniğinde Adler bireyi etiketlemeden danışma yapılması gerektiğine değinmiştir. Danışanın olguyu yorumlarken tecrübelerden yararlanılması gerektiğini savunmuştur. Buda bilim dışı olan bir uygulamaya işe kattığını göstermektedir (Adler,1996). Danışma süreci danışanın topluma uyumunu kolaylaştıracak öğretileri edinmesi üzerine kurulur. Danışanı cesaretlendirme bunun en önemli unsurudur. Terapist bu süreçte yanlış düşünce ve değer yargılarını gözlemler (akt. Corey, 2015).
5.1 Teknikler
a)Birinci aşama: ilişki: sorundan çok geçmiş yaşantılar hakkında bilgi alınır. Danışanı tanımaya odaklanır. Bu tanıma için danışman iyi bir gözlemci olmalıdır. Sözlü sözsüz hangi mesaj var ise danışman için önemlidir. İyi bir ilişki kurmadan danışan da cesaretlendirme eylemi gerçekleştirilemez. Bunun için danışanın duygularını ve inançlarını iyi anlamamız gerekir.
b)İkinci aşama: değerlendirme analiz: aile ve toplum dinamikleri incelenir. Bu incelemede danışan kişileri kendi gözünden tanımlar. Kardeşler arasındaki yaş farkına önem verir. Kardeşler karşılaştırmalı olarak danışmanın gözünden incelenir. Bu aslında danışmanın yaşam biçimlerini görmesini sağlar (akt. corey, 2015). Adler rüya analizini teknik olarak kullanmıştır ama Freud gibi sembollere anlam yüklemekten ziyada olayın bütününe bakıp yaşanmışlıklara odaklanarak yorumlamıştır (akt. Sharf, 2016). danışman ilk anılara odaklanır. Adlercilere göre hiç gereksiz bir anı yoktur. Bu yüzden terapi boyunca anıları toplamaya çalışırlar (akt. corey, 2015). Bu oturum daha sora özetlenir ve danışana okunur. Bireyler anlatımlarında temel hatalara başvururlar:
· Aşırı genelleme
· Yanlış veya imkansız hedefler
· Yaşamın ve yaşam taleplerinin yanlış algılanması
· Bireyin kendi değerini yadsıması
· Hatalı değerler (corey, 2015).
c)Üçüncü aşama danışanların yorumlarının açıklanması: Adler de bireyi cesaretlendirmek önemlidir bu cesaretlendirme doğru yorumlama, kendini açma şeklinde olabilir (corey, 2015).
d)Dördüncü aşama: yeniden düzenleme
-anındalık: duygu içerik yansıtmasının anında yapılmasıdır.
-Mış gibi yapma: danışan rahatsız olduğu durumdan kurtulmak için ne yapması gerekiyorsa onu o an danışmana sergiler danışman ise eksikleri bulur.
-Kendini yakalamak: fark etmesini sağlamak için danışmanın yaptığı bir nevi yüzleştirmedir
-görüntü yaratma: danışanın istediği durumu gözünde canlandırmasıdır.
-Danışanın çorbasına tükürmek: bu aslında yapma demek yerine yapılmayacak duruma sokmaktır.
-Katran bebekten kaçınmak: Danışan Danışmanı istediği düşünceye çekmeye çalışabilir danışman bundan uzak durmalı. Danışanı onaylamak yerine onu cesaretlendirmelidir.
-düğmeye bas tekniği: danışanın olumsuz anısını gözünde canlandırması istenir. Daha sonra olumlu istenir sonra tekrar olumsuz istenir. Bu aslında danışanın canlandırma yönünü isteyerek şekillendire bileceğimizi gösterir.
6. BÖLÜM: SINIRLILIKLARI VE GÜÇLÜ YÖNLERİ
6.1 Sınırlılıkları: Tahminlerin ölçüle bilirlik açısından sıkıntısı vardır. insanların düşüncelerine önem vermiştir buda çevreyi göz ardı etmesine sebep olmuştur. Çevre bireyi şekillendirmektense bireyin çevreye şekillendirdiğinizden bahseder (gençtan, 1993).
6.2 güçlü yönleri: çok net tahminlerde bulunmuştur. Cesaretlendirme tekniği hastaların öngörü kazanmasına yardımcı olduğu için işlevseldir (akt. shaf, 2016).Bireyi düşüncelerinin önemine vurgu yapar ve bireyin biricikliğine odaklanır. Bu da her insanı özel ve değerli kılar.
Adler, A. (1996). Psikolojik aktivite. (Çorakçı Dişbudak B. çeviren). İstanbul: say yayınevi, 2000
Adler, A. (1998). Çocuk eğitimi. (Şipal K. çeviren). İstanbul: cem yayınevi
Adler, A (2000). Eğitimi zor çocukların Psikolojisi. (Türkeli Y. çeviren). İstanbul: kariyer yayıncılık
Corey, G. (2015). Psikolojik Kuram ve danışma uygulamaları. Ankara: Mentis Yayıncılık
Gençtan E., (1993), Psikanaliz ve sonrası, İstanbul : remzi kitapevi, 1995
Murdock L. N. (2016). Psikolojik danışma ve psikoterapi Kuramları. (Akkoyun F.çev.). Nobel yayıncılık. Ankara
Shaf S. R. (2016). Psikoterapi ve psikolojik danışma kuramları. (Voltan Acar N. çeviri). Ankara: Nobel yayıncılık
Tuğba
BABUCCU
Psikolojik Danışman
Uzmanlıklar:
Kişilerarası İletişim Problemleri , Depresyon ve Mutsuzluk , Çocuk Eğitimi İle İlgili SorunlarYetişkinlikte Anne-Baba İlişkilerinin İyileştirilmesi: Psikoterapi Perspektifinden?
Hidayet ÇALIŞKAN 12.06.2025
Akran Zorbalığını Önlemek
Barış AYTAÇ 28.05.2025
Dijital Dünya ve Etkileri
Pelin BAYIN 26.05.2025