İletişim, bireylerin karşısındakini anlamasının herhangi bir yolunu içermekte, iki ya da daha çok insan arasında anlam yaratma süreci şeklinde tanımlanmaktadır İletişim, insanın sosyal bir varlık olarak yaşamasının temel koşullarından biri olup aynı zamanda, toplumsal işleve de sahiptir.
Etkili iletişim, iletişim engellerinin ortadan kaldırıldığı veya mümkün olduğunca aza indirildiği, istenilen ve beklendik iletişim biçimidir. İnsanlar birbirleriyle iletişim kurmaya ihtiyaç duyarlar. Whirter ve Acar’a göre, iletişimi anlamada önemli olan birçok temel kavram vardır. Birincisi kişiler arası iletişimde her birey hem alıcı hem de verici rolündedir. İkinci olarak, bir kişinin bir noktada aldığı mesaj, bireyin düşünce, duygu ve davranışlarına ve sonuç olarak da ne zaman, nerede kuracağı kararını etkiler (Whirter ve Acar, 1984).
Etkili iletişim için dinleme, kendini açma ve ifade etme becerileri çok önemlidir. Dinlemede etkili dinleme, empati kurarak dinleme, açıklıkla dinleme, farkında olarak dinleme önemli bir yer tutmaktadır.
Ailede sağlıklı iletişimin varlığı, aile üyelerinin birbirlerini anlamalarını sağlar ve aralarında kuvvetli bir bağ oluşturur. Ayrıca çocuklara doğru iletişimi öğretir. Aile içi sağlıklı iletişimin varlığı, ailenin diğer kişilerle ilişkilerini de olumlu yönde etkiler. Bireycilik, bencillik, paylaşamama, öfke, yargılama, kötümserlik, yalnızlık duygusu azalır. Böyle bir ailede karşıdakini anlamaya çalışma, birlikte karar verme, hatalara karşı tolerans ve sevgi hâkimdir. Sağlıklı iletişimin var olduğu ailelerde tek bir otoriter güç olmaz. Bu güç uygun yer ve zamanda üyelerce paylaşılır. Sağlıklı iletişim kurabilen ailelerde kriz ve stres ile bağ etmek kolaylaşır(11,12).
Aile içi iletişim denilince akla ilk aşamada eşler arası etkileşim gelmektedir, sonrasında da ebeveyn çocuk arası iletişim önem arz etmektedir. Türk toplumunda gerek sosyal hayatta gerekse de iş hayatında karşılaştığımız problemlerin nedeni doğru ve sağlıklı iletişim kuramamaktan veya iletişimsizlikten kaynaklanır. Etkileşim sonucu sosyal ilişki kurulabilmektedir. Bireyin sosyal ilişkisi, aile ve arkadaşlarıyla olan bağı ve bu bağların yoğunluğunu ifade eder. Sağlıklı bir sosyal yaşam için aile dışındaki bireylerle de sosyal ilişkiler kurulması gerekir (Genç, Taylan ve Ba2015). Aile içi iletişimdeki başarı düzeyi dışsal iletişim unsurlarını etkiler. Aile, toplumun en temel kurumu olması nedeniyle aile içi iletişim önem arz etmektedir. İletişimde üç temel öğeden bahsedilebilir. Bu sözlü, sözsüz ve yazılı iletişimdir (Tarhan, 2014:53).
Aile içindeki bireylerin tüm varlığı bizzat iletişimin kendisini oluşturmakta ve aile içi iletişim adını almaktadır. Çünkü sosyal bir organizasyon olan aile kendi içinde bir yapılanma oluşturmakta ve ilişkiler bu yapılanmaya göre anlam kazanmaktadır. Eğer kurduğumuz iletişim paylaşımcı, uzlaşmacı ve eşitlikçi bir durum alıyor ise aile içi ilişkilerin demokratik olduğundan söz edilir. Aksi durumda erkeğin sözünün geçerli olduğu ve ilişkilerin paylaşımcı olmayan bir biçim aldığı durumlarda ise ilişkiler hiyerarşiye dayanalı otoriter bir yapı sergiler. Bu durumda ayrışımcı ataerkil ilişkiler gelişir, iletişimin kurulması beklentilere dayanır ve iletişim dolaylı ve sözsüz bir biçim alır. Bu iletişim türü ilişkiyi zedeler ve sorunlu hale getirir. Örnek vermek gerekirse, babanın otoritesinin hakim olduğu ailelerde genellikle çocuklar babalarına isteklerini iletmek üzere annelerini devreye sokarlar. Bu durum, babaya saygıdan çok korkuyu ifade eder ve iletişimi dolaylı hale getirir. Çocuk, babayla iletişim kuramadığı gibi sevgisinden de mahrum kalacağından bu durum arzu edilir bir iletişim ve ilişki biçimi değildir.
Aile içi iletişim eşlerin birbirleri arasında, annenin çocuğuyla veya çocuklarıyla, babanın çocuğuyla veya çocuklarıyla, çocuğun anne ve babasıyla, kardeşlerin birbirleri ile kurduğu iletişim olarak tanımlanabilir. Aile içi iletişim çocuğun kişiliğinin gelişiminde etkilidir. Cüceloğlu (2002)’nun da belirttiği gibi, çocukluğunda değerli olduğu mesajını ailede alan çocuk kendinin değerli olduğuna inanır. Aile içi iletişimde çocuğun varlığının kabul edildiğini ona hissettirebilmek için çocuğun tüm duyguları olduğu gibi kabul edilmeli, çocuğun kendini olumlu bir varlık olarak algılayabilmesi için yakın çevresinden kendilik değerini destekleyici tavırlar görebilmesi, sınırlarına (odasına, oyuncaklarına, kendine ayırdığı zamana) o izin vermedikçe girilmemesi, sınırlarına girilecekse izin alınması, tercihlerine saygı gösterilmesi, bedeni üzerindeki haklarına saygı gösterilmesi, başarısızlıklarından çok başarılarına odaklanılması, istenmeyen bir davranışta bulunduğunda kişiliğinin değil davranışının eleştirilmesi gibi öğelere dikkat edilmesi gerekmektedir (Önder, 2003). Aile içi iletişimde anne baba tutumları da etkili olmaktadır. Demokratik aile tutumunda çocuk tüm yönleriyle kabul edilir, çocuğa anne ya da baba yol gösterir, ama alacağı kararlar konusunda serbest bırakır. Aile içinde kurallar ve sınırlar herkes için ve hep birlikte belirlenir ve bu sınırlar içinde çocuk özgürdür. Kuralların mantıklı açıklaması yapılır. Aileyi ilgilendiren kararlar birlikte alınır. Baxter ve Akkor (2011) çalışmalarında ergenler ile diyaloglarda ebeveynin yapacağı konuşmada, konuyu açıkça belirlemesinin, hatta bir başlık koymasının ve açık gönüllülükle konuşmasının önemli olduğu sonucuna varmışlardır. Barbato ve arkadaşlarını (2003) çalışmalarında, etkili iletişim için kontrolcü bir tavır yerine ebeveynlerin çocukları ile kurdukları iletişim ortamının rahatlatıcı ve iletişim şeklinin sevgi dolu olması gerektiğini vurgulamışlardır. Çocukları dinlerken, bir ebeveynin gereksinimi olan en önemli yetenek empatidir. Empati bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır (Dökmen, 1994). Gordon (1997) aile içi iletişimde emir vermenin, yönlendirmenin, uyarmanın, gözdağı vermenin, ahlâk dersi vermenin, öğüt vermenin, çözüm ve öneri getirmenin, nutuk çekmenin, yargılamanın, eleştirmenin, suçlamanın, aynı düşüncede olmanın, ad takmanın, alay etmenin, tanı koymanın, duygularını paylaşmanın, sorgulamanın, sözünden dönmenin, oyalamanın, konuyu saptırmanın iletişimi engellediğini belirtmektedir. Öztürk’ün (2006) ergenlerin aile içi iletişimleri ile duygusal sağlıkları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi çalışmasında ailelere verilen "aile içi iletişim eğitimi" ergenlerin duygusal sağlığının geliştirilmesinde önemli bir etmen olduğu bulunmuştur.
Eşler arasında ise problemlerin nedenlerine bakıldığında pek çoğunun iletişimin sağlıklı olmamasından kaynaklandığı görülür. Bir eşin söylediğini diğer eş farklı algılar. Bu durumda çözecekleri sorunları çözemedikleri gibi üstüne yeni sorunlar çıkar. Eşler arasında etkili iletişimin olmamasının sebebi her bireyin kendi düşüncesini savunması ve bunu karşı tarafa kabul ettirmeye çalışmasıdır Örneğin; karı-koca bir konuyu tartışırken birisi diğerinin konuşmalarını dinlemek yerine kendi söyleyeceklerini düşünür. Bu durumda da eşinin söylediğini yanlış anlar ve aralarında yeni tartışmalar ortaya çıkar. Bir başka iletişimi olumsuz etkileyen faktör bireyin ya saldırgan ya da pasif olmasıdır Yani ya düşüncelerini bağırarak aşırı bir tepkiyle anlatır ya da pasif olmasından dolayı düşüncelerini net olarak ifade edemez. Bu durumda da karşısındaki birey onun düşüncelerini açık bir şekilde anlayamaz.
Eşler arasında yaşanan iletişim problemlerini çözmek için çiftlerin ilişkilerindeki aksayan yönlerin olumlu olumsuz taraflarını konuşması gerekir Bunun için her iki tarafın en çok rahatsız olduğu konudan başlamak gerekir. Bireyler toplum içinde eşlerini eleştirmemeli ve gerek duydukları alanda eşlerinden yardım almaktan kaçınmamalıdırlar Eşler her konuda anlaşmaları gerekmediğini ve karşılarındaki bireyin farklı bir insan olduğunu kabul etmeleri gerekir.
Bunların dışında eşler söyledikleri şeylerde tutarlı olmalı ve söyledikleri bir şeyi bir başka gün değiştir memelidirler. Ayrıca eşler birbirlerine geri bildirimde bulunmalıdırlar. Karşılarındaki kişinin düşüncelerini anlayıp anlamadıklarını test etmelidirler.
Yasin
KÖKMEN
Psikolojik Danışman
Uzmanlıklar:
İlişki / Evlilik Problemleri , Kişilerarası İletişim Problemleri , Depresyon ve MutsuzlukPekiştirebildiklerimizden Misiniz?
Özge ENGİN 11.05.2021
Romantik İlişkilerdeki Temel Gereksinimler
Özge ENGİN 24.04.2021