ÇOCUKLARDA SINIR BELİRLEME VE KURAL KOYMA
Sınırsız bir dünyada yaşamıyoruz, ülkelerin sınırları var, hayvanların, doğanın belirli sınırları var. Çocuklarımızı da sınırlar ve kurallar çerçevesinde büyütmek gerekiyor. Bunun için de öncelikle kendi sınırlarımızı oluşturmalıyız. Siz anne babaların sınırları olmalı, kendi alanınız olmalı, kendi hayatınız olmalı. Çocuğunuzun bu sınırların farkında olması model alma yoluyla daha kolay öğrenmesini sağlayacaktır.
Elbette bir takım fedakarlıklar yapılmalı, yapıyorsunuzdur da ama sınırları aşmadan. Sizler sınır oluşturmazsanız veya bu sınırların ihlal edilmesine izin verirseniz çocuklarda da sınır bilinci oluşmayacaktır.
Çocukların gözünden biraz da olaya bakacak olursak, çocuklar yapıları gereği sınır ve kural sevmezler ve bunları yok etmek için de ellerinden geleni yaparlar bazen sizler de pek farkında olmazsınız hatta.
Örneğin, bir alışveriş merkezine gittiniz, çocuğunuz bir oyuncak almak istedi fakat siz almayacaksınız, almayı düşünmüyorsunuz. Çocuğunuza da bunu uygun bir dille söylediniz. Çocuk bunu duyunca sinirleniyor tabi diretmeye başlıyor, kendini yerlere atıyor, çığlık çığlığa ağlamaya başlıyor. Siz de etraftakiler rahatsız olmasın diye ve çocuğunuz ağlamasın diye o oyuncağı alıyorsunuz.
Siz bu noktada şunu yapmış oldunuz, onun ağlama davranışını ödüllendirmiş oldunuz. Çocuk da şunu düşünüyor artık, demekki ben ağlayınca annem istediğim oyuncağı alıyor. Ve her alışveriş merkezine gidişinizde ağlamaya başlıyor. Bu olay sürekli aynı şekilde kendini tekrar ediyor. Bu şekilde davranarak kararlı davranmamış oldunuz ki kararlılık çok ama çok önemlidir.
İlk etapta hayır diyorsanız bu hayır anlamına gelmelidir. Ama siz hayır dedikten sonra alıyorsanız çocuk bunun evet anlamına da gelebileceğini düşünür ve siz hayır dedikten sonra ısrar etmeye diretmeye başlar. Yani kararlı ve net olmak gerekiyor. Aksi takdirde çocuklarınız sizi yönetmeye başlar. Sizin onlara sınır çizmeniz gerekirken bir bakarsınız onların size çizdiği sınır içinde kalmışsınız.
Bir diğer değinmek istediğim konu vurma davranışı.
Bu fiziksel sınır konusu yani örneğin çocuk size vurduğunda buna tepki göstermezseniz, fiziksel sınırınızı aşmasına izin vermiş olursunuz. Aynı şekilde sizin ona vurmanız da tabi ki doğru değildir. Böyle yaparsanız ona bu sınırı aşmanın normal olduğu mesajını verirsiniz ve bu çocuk size de vurur arkadaşlarına da ve ileriki hayatında da aynı şekilde. Unutmayın ki çocuklar davranışlarını sizden örnek alarak oluştururlar.
Disiplinli olmak konusuna da değinmek istiyorum bu konunun devamında.
Disiplinli olmak demek çocuğa sürekli ceza vermek demek midir çocuğa şiddet uygulamak mıdır? Disiplinli olmak şudur, çocuğa sınırlar koymak, gelişimini destekleyecek güvenli ortamı oluşturmak demektir.
Çocuğa ceza vermek şiddet uygulamak, uzun vadede çocuklarda utanç, umutsuzluk gibi durumlara yol açıyor. Bazen tamamen içe kapandığını bazen de çocukların iyice arsızlaştığını görüyoruz. Benim sürekli duyduğum şeylerden bir tanesi artık baş edemiyoruz o yüzden ceza vermeye başladık oluyor ilk etapta. Daha sonraki süreçte de artık hiç baş edemiyoruz o yüzden de vurmaya başladık oluyor genelde.
Şimdi eğer ceza vermek işe yarayan bir yöntem olsaydı şiddet aşamasına geçilmezdi zaten. Ha şiddet işe yarayan bir yöntem midir? Az önce de söylediğim gibi tabi ki değil ben şuana kadar şiddet uygulayarak olumlu davranışlar geliştirildiğini görmedim ama olumsuzlukların ortaya çıktığını sık sık görüyorum ve duyuyorum. O yüzden disiplinli olmak otorite kurmak sınır bilinç, oluşturmak şiddetle olabilecek bir durum değildir.
Şimdi yine sizlerin çok sık karşılaştığı bir soruna da değinmek istiyorum sınır bilinci konusuyla ilgili, O da şu, çocuğumuz kendi yatağında yatmıyor hep bizimle yatıyor. Gece kalkıyor yine yanımıza geliyor. Çocuk için anne babanın yanı her zaman konfor alanıdır. Yani kendini iyi hisseder ve güvende hisseder. Anne babayla yatmak istemesi normaldir. Burda şunu kendinize sormanız gerekiyor, evet kendi yatağında uyumalı kendi yatağında uyumasını istiyorsunuz ama acaba içten, içe bu durum hoşunuza gidiyor mu, çocuğunuza sarılıp uyumak elbette hoşunuza gidiyordur ve tabiki çocuk da bunu farkediyor, hissettiriyorsunuz. Hatta belki bu kendi yatağında yatma kuralını ara sıra tamam hadi gel bu günlük diyerek bozuyorsunuz ve yine kararlı bir tavır sergilememiş oluyorsunuz.
Başka bir örnek daha vermek istiyorum. Örneğin, çocuğunuzun yapması gereken bir iş var mesela oyuncakları toplamak, bu ev içerisinde koymuş olduğunuz bir kural. Oyuncakları toplaması gerekiyor söylediniz yapmadı bir daha söylediniz yine yapmadı ve siz de en sonunda kalktınız kendiniz topladınız. İşte yine kararlı ve tutarlı davranmamış oldunuz.Çocuk bu esnekliği görür ve kullanır. Şu şekilde düşünebilir; bu işi yapmasam da olur zaten daha önce de olduğu gibi yapmazsam annem oyuncakları kendi toplayacak o yüzden toplamama gerek yok.
Bu sürekli bahsettiğim kararlılık tuturalılık elbette anne baba arasında da olmalı, anne bir şeye hayır diyorsa baba evet dememeli. Örneğin annenin hayır dediği izin vermediği bir şeye karşılık babanın izin vermesi çocuğun bu kuralı esnek bir kural olarak algılamasına yol açacaktır. Aynı tavırla konuşmanız aynı kuralları söylemeniz ve sabırlı olmanız oldukça önemlidir.
Tabi ki bu sınır ve kurallar çok katı olmamalı veya çok rahat olmamalı ve en önemlisi esnek olmamalıdır.
Kurallar elbette çocuğunuzun yaşına, psikolojik yapısına uygun olmalı ve yaşı büyüdükçe kurallar değişkenlik göstermelidir. Kuralları koyarken de çocuğunuzla işbirliği içinde olmaya çalışın o kuralı neden koyduğunuzu ayrıntılı olarak açıklayın ve kurala uymazsa neler olabileceğini de önceden iyi bilsin. O da kendi fikirlerini söylesin, bir anlaşmaya vararak o kuralı koymuş olun tek taraflı davranmayın.
Toparlayacak olursak en önemli noktaların anne baba arasındaki uyum, kararlı tavırlar, çocukla işbirliği ve sağlıklı iletişim olduğunu söyleyebiliriz.
Beyza
AYAYDIN
Psikolog
Uzmanlıklar:
Çocuk ve Ergenlik Dönemi Ruhsal Sorunları , Depresyon ve Mutsuzluk , İlişki / Evlilik ProblemleriAkran Zorbalığını Önlemek
Barış AYTAÇ 28.05.2025
Dijital Dünya ve Etkileri
Pelin BAYIN 26.05.2025
Duygularımız, İçinde Büyüdüğümüz Dünyadan İzler Taşır: Kültürel Bağlam
Hidayet ÇALIŞKAN 26.05.2025