
Gülçe Cansu ŞİRVANCI
Psikolog
Hakkında
Danışmanlık/Terapi Süreci Hakkında
İlk seans başvuru nedeniniz,psikolojik tedavi geçmişiniz,sağlık problemleriniz,hayatınızda sizi etkilemiş travmatik bir durum yaşayıp yaşamadığınız,seans sürecinden beklentiniz,aile ve sosyal yaşamınız,başvurduğunuz probleme yönelik bir değerlendirme görüşmesi yaparak hangi terapi tekniği ile çalışacağımızı ve seans sıklığını belirliyorum.Genellikle haftada bir seans olarak başlatıyorum.
Daha sonraki süreçte periyodik görüşmelerimizin sıklığı azalarak seans planlaması iki haftada bir,ayda bir olarak ilerliyor.
Kullandığım tekniğe göre seans dışında davranışsal ödevler verebiliyorum.
Bazen danışanlar,birden fazla sorun veya konu ile terapiye gelebiliyor ve hepsinin çalışılması gibi bir beklenti taşyabiliyor.Böyle bir durumdaysanız ilk seansa katılmadan önce konulardan hangisinin hayatınıza en çok etki ettiğini ve hangi konular üzerine konuşmak istediğinizi düşünmeniz önemlidir.
Çalışma Grupları
Terapi Yaklaşımları
Eğitimler
Sertifikalar
Blog Yazıları
Sosyal Anksiyete Bozukluğu ( Sosyal fobi)
Anksiyete, diğerleri tarafından eleştirilme, seyredilme ve yargılanma korkusundan kaynaklanır. Sosyal fobisi olan kişi hata yaparak başkalarının önünde rezil olacağından veya utanç duyacağından korkar. Belki de korku sosyal beceri eksikliği veya başkalarının önünde yaşanan bir deneyimle kötüleşebilir, anksiyete patik atağa dönüşebilir. Sosyal fobi alt tipine göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar (10-17 yaş)Tedavi edilmeyen sosyal fobi kişinin okul, iş, sosyal aktiviteler ve ilişkiler de dahil olmak üzere günlük rutinini bozabilir.Pek çok diğer kaygı bozukluğunun da eş zamanlı olarak ya da farklı zamanlar içerisinde sosyal fobiye eşlik etmesi söz konusu olabilir. Sosyal fobi günlük işlevselliği bozar; çünkü bu kaygıyı yaşayan kişi, anksiyete yaratan ortamlarda kaçınır; bu da pek çok doyum verici yaşam alanından da uzak kalma, okul hayatında kesintiler yaşama gibi sonuçlarla neden olabilir.Sosyal fobi bir diğer ismi ile sosyal anksiyete herkeste aynı şekilde olmaz. Genel olarak örtüştüğü belli noktalar olsa bile kişiden kişiye işin detayında değişen bazı farklılıklar gözlemlenebilmektedir.Sosyal Fobi mi çekingenlik mi?Toplulukta konuşma, sosyal ortamlarda kendini ifade edebilme gibi konularda çekingenliksık görülen bir durumdur. Bunların büyük bir kısmı hastalık kapsamında değildir. Hatta bir işe başlamadan önce “yapamazsam rezil olur muyum?” düşüncesi kişiyi motive eder ve daha iyi hazırlanmasına yardımcı olur. Sosyal fobi demek için ise kişide korkunun yanı sıra kaçınma davranışlarının olması gerekmektedir. Ya da kişi kaçmıyorsa, bu duruma katlanmaya kendisini zorluyorsa; büyük bir sıkıntı yaşar. Ayrıca SF ’de kişi korkularının aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir. Eğer gerçekten korku duyulabilmesi anlamlı bir olay varsa, tanı SF değildir. Örneğin sözlüye hiç çalışmamış bir öğrencinin sınıfta adının çağrılmasından korkması gibi.Sosyal Fobi Belirtileri Nelerdir?Sosyal anksiyete rahatsızlığı olan çoğu insan bir şeylerin ters gittiğinin farkındadır, fakat bu hissi bir hastalık işareti olarak görmez. Belirtiler şunlardır:Sosyal durumlara karşı yoğun anksiyeteSosyal durumlardan kaçınmaKafa karışıklığı, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, yüz kızarması, kas gerilmesi, mide ekşimesi ve ishal gibi anksiyete belirtileriÇocuklar ağlayarak, ebeveyne yapışarak veya öfke nöbetiyle anksiyetelerini ifade edebilirler.Sosyal Fobiye Ne Sebep Olur?Bilinen tek bir sebebi yoktur. Araştırmacılar biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bu fobinin gelişiminde rol oynadığını ileri sürmektedir.Biyolojik: Sosyal anksiyete serotonin dengesizliğiyle ilişkili olabilir. Serotonin bir nörotransmiterdir. Nörotransmiterler, sinir hücreleri arasındaki haberleşmeye yardımcı olan kimyasallardır. Eğer dengeleri bozulursa, bilgiler beyinde gerektiği gibi iletilmez. Bu da stresli durumlarda beynin reaksiyonunu değiştirebilir, örneğin anksiyeteye sebep olabilir. Sosyal anksiyete genetik de olabilir.Psikolojik: Sosyal fobinin gelişimi geçmişte gerçekleşmiş utanç verici veya küçük düşürücü bir olay sonucu gerçekleşmiş olabilir.Çevresel: Sosyal anksiyete bozukluğu olanlar başkalarının davranışlarının sonucunda başlarına geleni (örneğin; alay konusu olma gibi) gözlemleyerek bu fobiyi geliştirmiş olabilirler. Ayrıca ebeveynleri tarafından aşırı korunmuş çocuklar normal gelişim sürecinde öğrenilen bazı sosyal becerileri yeterince geliştiremeyebilirler.Sosyal Fobi Yaşayan İnsanlar İçin Stresli Olan DurumlarLiebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir:Toplum içinde telefonla görüşmeKüçük bir grup etkinliğinde yer almaToplum içinde yemek yemeToplum içinde bir şeyler içmeYetkili biri ile konuşmaDinleyiciler önünde konuşma, rol yapmaPartiye/eğlenceye gitmeBaşkaları tarafından izlenirken çalışmaBaşkaları tarafından izlenirken yazmaÇok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşmeÇok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşmaYabancılarla karşılaşmaGenel tuvaletleri kullanmaBirilerinin oturduğu odaya girmeİlgi odağı olmaBir toplantıda hazırsız konuşma yapmaYetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulmaİyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etmeÇok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakmaÖnceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunmaRomantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışmaAlınan bir malı parasını geri almak üzere iade etmeParti/davet vermeIsrarlı bir satıcıya karşı koymaSosyal Fobinin Psikolojik BelirtileriGirilecek sosyal durum ile ilgili günler, haftalar, hatta aylar öncesinden aşırı düzeyde endişelenmekÖzellikle tanımadığınız insanlar tarafından izlenme ve yargılanma korkusuHer gün bulunulan topluluklarda bile aşırı telaşlanma ve kaygılanmaKendinizi utandıracak ya da aşağılayacak tarzda davranışlar sergilemekten korkmakBaşkalarının sizin tedirgin olduğunuzu farketmesinden korkmakYaşamını olumsuz yönde etkileyecek derecede sosyal ortamlardan kaçınmakSosyal Fobinin Fiziksel BelirtileriKalp çarpıntısı veya göğüs sıkışmasıSes titremesiHızlı solunum, nefes almada zorlukTerleme veya sıcak basmasıMide bulantısı, mide sorunlarıAğız kuruluğuTitremeKas gerilmesiYüz kızarmasıBaş dönmesi, bayılma hissiNemli ellerTik, seyirmeŞiddetli baş ağrılarıSosyal Fobinin Çocuklardaki BelirtileriYalnızlığa bağlı depresyonKendine güvende düşüklükSosyal beceri eksikliğini fark edebilirKendini yetersiz gibi algılarBir eksikliğinin olduğunu bilir çünkü ilişki kuramazYeni tanıştığı biriyle ilişkisini sürdüremezSohbeti başlatamazDinleyici konumda kalır bu da kendine güvenini düşürür.Depresyon ise ikincil olarak gelişir.TedaviSosyal fobinin tedavisinin güçlü bir seçeneği, bilişsel-davranışçı ve ilaç tedavilerinin birlikte uygulandığı bir yaklaşımdır.Sosyal fobide en sık uygulanan terapi şekli "Bilişsel ve Davranışçı Terapi"dir. Bilişsel terapide kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır.Sosyal Fobi İle Başaranlar1. Princeton Üniversitesi Teorik fizik profesörü Albert Einstein "İzafiyet Teorisi" ile büyük bir başarıya imza atmıştır.2. Neil Armstrong ayda yürüyen ilk insan.3. Grammy ödüllü ünlü ingiliz şarkıcı Adele ve David Bowie bir dönem sosyal fobi ile mücadele etmişlerdir.Sosyal Fobide Kendine Yardım KitaplarıPsikonet Yayınları1. Panik Atakta2. Eyvah, Kötü bir şey olacak!3. Özgüveni KeşfedinSosyal fobi ve diğer korkularınızı yenme de ilk adımı atarak tedaviye yönlenmeniz, sosyal, ailevi, akademik ve mesleki yaşantınızda size büyük ufuklar açacaktır.
Panik Atak Süreci ve Tedavisi
PANİK ATAK NEDİR,TANIYIN!Temel özelliği, aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir.Panik atak kontrol edilemeyen kaygı duygusundan kaynaklı meydana gelir. Aslında kişinin kontrol edemediği şey; atak değil, kaygı duygusudur. Kaygı duygusu kişinin daha erken yaşantılarında edindiği ve kontrol etmekte güçlük çektiği bir duygu haline gelmektedir. İleriki yaşlarda ise panik ataklara sebep olabilmektedir.Panik ataklar genellikle birden ortaya çıkar ve 10 dakika gibi bir süre içerisinde zirveye ulaşarak sonlanır. Bazen panik ataklar art arda yaşanabilir.Panik atak; ani kayıplar, kazalar, boşanmalar gibi stresli dönemler ile terfi alma, evlenme, bebek sahibi olma gibi yaşamı olumlu yönde etkileyen hayat değişikliklerinden sonra da tetiklenebilir. Eğer tekrarlayan panik atak yaşanıyor ve tekrarlanacağı endişesiyle yoğun bir beklenti kaygısı içine giriliyorsa, hayatın işleyişi bozulmaya başlamışsa ve yaşanılanlar bedensel değişiklikler ile açıklanamıyorsa, bir uzmana başvurulmalıdır.En az 4 belirti varsa panik atak hastası olabilirsinizGöğüs ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması,Terleme, uyuşma ya da karıncalanma,Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma, soluğun kesilmesi,Baş dönmesi, sersemlik, bayılacak gibi olma,Üşüme, ürperme ya da ateş basması, çıldırma korkusu,Bulantı, karın ağrısı, titreme ya da sarsılma, ölüm korkusu veKendini, çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme.Panik Atağa Yatkınlık Durumları:Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olmasıSıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi olmaDüşünce ve duyguların yeterince dışarıya yansıtamamaGeçmişinde panik atak, diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirmiş olmaSürekli baskı altında olma, engellenmek ya da kendi kendini baskılamaSosyal fobik, kaçıngan kişilik yapılarıSürekli “verici” davranma “hayır” diyememeÖfkesini, kızgınlığı dışarıya yansıtamamaDürtülerini sürekli bastırmaAşırı hırslı, sürekli başarı ile beslenen, başarısızlıklarda kendisini suçlayan yapıAlkol ya da başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkınlık ve bağımlılıkPANİK BOZUKLUĞU NASIL OLUŞUR?Hiçbir neden yokken birdenbire başlayan göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, üşüme ya da ürperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik; düşecek ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma ya da karıncalanma gibi belirtiler, kişiyi dehşet içinde bırakır.O an “kalp krizi” geçirdiğiniya da felç geçirmekteolduğunu zannederekyoğun bir “ölüm korkusu” ya da “felç olma korkusu” yaşar.Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik, kendisini ya da çevresini bir garip ya da değişikhissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, “kontrolünü kaybetmeye” ya da “çıldırmaya başladığını” düşünerek kendisine ya da çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar.Hasta büyük bir korku ve endişe ile yakınları tarafından en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan bir çok muayene, çekilenfilm, EKG, BT ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz,oksijen verilerek ya da “sakinleştirici” bir iğne yapılarak evine gönderilir.Beklenti Anksiyetesi gelişiyor:Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde;gergin, huzursuzve endişeli bir şekilde her an yeni bir Panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok artırır.Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir.Davranışlar Değişiyor:Bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında geçekleşeceğine inandıkları “felaketler”e karşı bazı önlemler almaya ve kimi davranışlarını değiştirmeye başlarlar.Ataklara neden olabileceğini düşündükleri etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler. Ataklara karşı evden çıkarken alkol/madde/ilaç kullanırlar. Ataklar sırasında olabileceklere karşı önlem alırlar.AGORAFOBİ NEDİR?Hastaların % 60 ‘ından fazlası, atakların geleceği yer ve durumlardan kaçınmaya başlarlar.Yalnız başına evde kalamaz, sokağa yalnız çıkamaz, taşıt araçlarına, asansöre binemez, dar sokak ya da köprülerden geçemez, pazar yeri, büyük mağazalar gibi kalabalık yerlere ya hiç giremez olurlar ya da ancak yanlarında birisi ile yoğun bir endişe ve rahatsızlıkduyarakbu tür yerlere gidebilirler.Panik Atak Anında Yapılması Gerekenler Nelerdir?Panik atak hastası iseniz ya da bir yakınız bu hastalıktan mustarip ise aşırı bir kaygıya kapılmamalı ve yaşadığı korku ya da endişeyi rahat bırakmalı. Çünkü panik atak korkuyu besler ve şiddetini arttırır. Yoğun endişenin kendisine zarar veremeyeceğini mutlaka kişi bilmeli ve bir süre sonra geçeceğine gerçekten emin olmalı.Panik atak esnasında karıncalanma ve kalp atışında hızlanma hemen bedende etkisini gösterir ve hastayı endişeye sürükler. Kalp krizi ile karıştırılan bu belirtiler panik atağın şiddetlenmesinde doğrudan etkilidir. Atağın geldiği andan itibaren kişinin düşüncelerini kontrol etmeyi öğrenmesi çok önemlidir. Bilişsel- davranışsal terapi esnasında bu düşüncelerin nasıl kontrol edileceği öğretilir ve hastanın yaşadığı bu olumsuz kaygılar minimum seviyeye indirilebilir.PANİK BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?Panik Bozukluğu, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır.Bunlar: 1.İlaç tedavisi,2.Bilişsel-davranışçı tedavi.Bilişsel-davranışçı tedavi:Bu tedavi yönteminde iki amaç vardır:1. Hastanın, aslında tamamen “zararsız” olan Panik Atağı belirtileri hakkındakiyanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır.2. Panik Atağı geleceğinden korktuğu için tek başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar tekrar karşılaştırılması, böylecekorkularının“üstüne gitme”si sağlanarak korkularını yenmesi amaçlanır.Bu tedavide psikolog danışanına dışarıya çıkma, pazara gitme, taşıt araçlarına binme gibi hastanın, korku ve panikleri nedeniyle yapamadığı etkinlikleri bir plan dahilinde en basitlerinden başlayarak “alıştırma ödevleri” olarak verir. Hasta basitleri yapabilir hale geldikçe zorlarına geçerek bütün korkulan durumlar bitinceye dek alıştırmalar sürdürülür.
Adresi
Koca Sinan, Trakya Ünv. Balkan Yerleşkesi, 22030 Edirne Merkez/Edirne, Türkiye
