Sağlık kontrollerinde sağlıklı olan bir bebeğin yeni doğan döneminde (1 yaş öncesi) hiçbir ön belirtisi olmadan ve başka tıbbi nedenlerle de açıklanamayacak bir şekilde uyku sırasında beklenmedik bir anda ölmesi “Ani Bebek Ölümü Sendromu” (Sudden Infant Death Syndrome, SIDS) olarak tanımlanır. Sağlık bilimcilere göre ABÖS bir hastalık değil; daha çok bebeğin ölüm nedenini araştırırken otopside bebeğin ölümü için konulan bir teşhistir.
Gelişmiş ülkelerde Ani Bebek Ölümü sendromuna 0 - 1 yaş aralığında azımsanmayacak derecede rastlandığı ortaya çıkmıştır. ABÖS, çoğunlukla doğumu takip eden 2. ve 4. aylarda yaşanmaktadır. İlerleyen aylarda ABÖS görülme olasılığı giderek azalmıştır. Ani Bebek Ölümü Sendromu hakkında sağlıkçılar şu bilgilere de sahiptir:
● Genelde bebeğin uyku saatinde ve 10 - 22 saatleri arasında yaşanma ihtimali yüksektir.
● Kış aylarında daha sık rastlanmaktadır.
● Erkek bebekler kız bebeklere göre daha çok risk taşımaktadır.
Benim bebeğim için ABÖS riski var mı sorusunu belki de hamilelik döneminde hiç aklınıza getirmediniz ve bundan sonra da aklınıza getirmek istemiyorsunuz. Buna rağmen bebeğinizin sağlığı için daha fazla bilgi edinerek ve uzman görüşlerini dikkate alarak doğru adımları atabilirsiniz.
● Yeni doğan dönemindeki bebeklerde karın üstü yatırılmanın ABÖS riskini arttırdığı bilinmektedir bu yüzden bebeğinizi uyurken sırt üstü yatırmaya özen gösterebilirsiniz.
● Yeni doğan bebeğinizin üstünü battaniye veya yorgan ile örtmek yerine uyku tulumlarını tercih edebilirsiniz. Böylece bebeğinizin solunum yolları güçlenene kadar nefessiz kalma ihtimalini en aza indirmiş olursunuz.
● Bebeğinizin uyuduğu odanın sıcaklığının kontrolünü sağlayabilirsiniz. İdeal uyku sıcaklığının 18 - 20 derece olduğunu bilmek önemlidir.
● Bebeğinizin yatağının düz ve sert, çarşafının gergin ve lastikli olmasına dikkat edebilirsiniz. Bebek yatağında kumaştan yapılmış veya büyük peluş oyuncaklar olmamasına dikkat edebilirsiniz ayrıca ilk 6 ay karyolasının etrafında koruma amaçlı yan örtülerin olmamasına dikkat edebilirsiniz.
● En az ilk 6 ayında bebeğinizin yatağı ile sizin yatağınız yan yana olmalıdır. Böylece uyku sırasında bebeğinizin hareketlerine karşı daha dikkatli olabilirsiniz. Ayrıca bebek ebeveynlerinin düzenli nefes alıp - verme seslerinden olumlu etkilenerek kendi solunum regülasyonunu da düzene sokabilir.
● Emzik ile uyuyan bebeklerin ABÖS riskinin %90 oranında azaldığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Çünkü emziğin bebeği nefessiz kalmadan kurtulduğu düşünülmektedir. Bebeğinizin emzikle uyumasına dikkat edebilirsiniz.
● Yeni doğan bebeğinizi annesi sütü ile emzirerek sadece ABÖS riskinden değil, birçok sağlık sorunundan koruyabilirsiniz.
● Hamilelik döneminizde hamile - doğum psikologu ile görüşerek uzman desteği ile bebeğinizin sağlığını ve kendi psikolojik iyi oluş durumunuzu kontrol edebilirsiniz.
Çocuğun kaybı, ebeveynleri için oldukça acı bir yaşam deneyimidir ve destek almadan baş edilmesi güç bir problemdir. Yapılan psikoloji araştırmalar gösteriyor ki kayıpla baş edebilmede ailelerin yeterliliğini ve ailelerin gereksinimlerinin karşılanması ile doğru orantılı şekilde olduğunu ve bu problemin krize dönüşüp dönüşmemesinin yine ebeveynlerin çocuğunun kaybının farkına varması veya olayı kavramasına, yaşama ilişkin kişisel düşüncelerine, sorunla başa çıkma mekanizmalarına ve var olan destek sistemlerine bağlı olduğu ortaya çıkmıştır.
Ebeveynler çocuklarının ölümü karşısında;
● Durumu gerçek olarak kavrayıp, çocuklarının öldüğünü kabullenebiliyorsa
● Durumla ilgili iç ve dış destek alıyorsa
● Yeterli baş etme mekanizmalarını geliştirmede bir sorun yaşamıyorsa, çocuk kaybının ardından çıkan zorlu süreci çözümlemede başarılı olacaklardır.
Sadece çocuk kaybı yaşayan ebeveynler değil, her türlü kayıpta bireylerin verdiği tepkiler evrenseldir:
Adım şok: Kişi kaybın / ölümün öğrenildiği ilk anda yaşanılan durumdur. Kişi şok aşamasında hissizlik yaşayabilir.
Adım inkar: Kişi değer verdiği kişinin ölümünü reddederek hala hayatta olduğuna kendini inandırarak yaşayabilir.
Adım arzu etme: Kaybedilen kişinin geri gelmesi arzulanır ve “Neden benim başıma geldi bu” sorgulamaları başlar bu aşamaya öfke ve yalnızlık hissi de eşlik eder. Kişi için öfke hissi bu aşamada hayata uyum sağlama için önemli bir duygudur.
Adım çaresizlik: Kişi değer verdiği kişinin ölümünü önleyemediğini ya da kaybedilen kişiyi geri getiremediğini fark eder ve bunun çaresizliği ile başa çıkmaya çalışır.
Adım kabullenme ve hayatı düzene sokma: Kişi artık ölümün gerçekliğine inanmıştır. Yas tepkilerinin yoğunluğu azalır. Kişi artık kayıptan önceki hayatı ile yeni hayatını adapte etmeye çalışır.
● İlk öneri kesinlikle yas sürecinizi tek başınıza geçirmeye çalışmamanızdır. Bu süreçte hem iç hem dış destek almalısınız. İç destek güvendiğiniz ve değer verdiğiniz birisi olabilir, daha önce yas yaşamış birisi olması size iyi gelebilir. Dış destek ise uzman bir psikolog aracılığı ile destek almanızdır.
● Yas sürecinizde en çok ihtiyaç duyduğunuz şey sizi dinleyen birisinin olmasıdır.
● Yaşadığınız tepkileri ve duyguları kabullenmeye çalışarak ve içinizde tutmamaya çalışın ve ifade edin. Konuşun veya yazın duygularınızı en iyi nasıl ifade edeceğinizi düşünüyorsanız uygulayın.
● Değer verdiğiniz kişinin ölüm sürecinde cenazesine katılmak, duaya gitmek veya tek başına dua etmek, mezar ziyaretlerine katılmak o an için çok zor gelse bile acınızı yaşamanızı, özleminizi azaltmanızı ve kendinizi ifade ederek kaybı kabullenme sürecini hızlandırmış olur.
● Ölen kişi ile yaşanılanları düşündüğünüzde yaptığınız ve yapamadığınız şeyler için kendinizi affedin. Zamanın karşısında kendinizi çaresiz hissetmemeye çalışın. Bunları tek başınıza düşünerek yoluna sokmak zor ise psikologmerkezi.com üzerinden ihtiyaç duyduğunuzda bir uzman ile görüşme sağlayabilirsiniz.
● Fiziksel ve biyolojik ihtiyaçlarınızın (uyku, yemek gibi) önemli olduğunu ve bu ihtiyaçlarınızı ihmal etmenin yas süreci sonrasında size bazı sağlık sorunları oluşturabileceğini unutmayınız.
● Eğer kaybettiğiniz kişi ABÖS nedeniyle vefat eden bebeğiniz ise aile ilişkilerinizin sağlıklı kalabilmesi ve hamileliğe karşı oluşabilecek travmalarınızın olmaması için ilişki terapistleri ve hamile psikologları ile özel olarak görüşmeler sağlayabilirsiniz.
Yas sürecinin 4 ile 24 ay arasında sürebildiğini ve yaşamınızın düzenini tekrardan düzene oturtabilmek için psikolojik destek almanızın sizlere çok iyi geleceğini bilmelisiniz. Psikologmerkezi.com olarak yas sürecinizde ihtiyaç duyduğunuz her an sizlerin yanınızda olduğumuzu unutmayınız. Tüm uzman psikologlarımız ile her zaman desteğe hazırız.