Empati, başkalarının duygularını anlama ve paylaşma yeteneğidir. Kendini başka bir kişinin yerine koyabilmeyi ve onların duygularını, düşüncelerini ve bakış açılarını deneyimleyebilmeyi içerir.
Empati aynı zamanda sağlık, danışmanlık, eğitim ve iş dahil olmak üzere birçok meslekte de çok önemlidir. Araştırmalara göre önemsenmediğini hisseden hastalar daha uzun iyileşme oranlarına ve daha zayıf bağışıklık fonksiyonlarına sahiptir, empatinin olmadığı evliliklerin başarısız olma olasılığı daha yüksektir. Empatik çocukların daha az saldırgan, daha çok yardımsever ve daha gelişmiş ahlaki yargılara sahip oldukları belirtilmektedir. Yani, empati hayatınızın her köşesinde önemlidir.
Empati bireyler arasında farklılık gösterebilen bir özelliktir ve genetik, yetiştirme ve yaşam deneyimleri gibi birçok faktörden etkilenir. Bazı araştırmalar kadınların empati ölçümlerinde erkeklerden daha yüksek puan alma eğiliminde olduğunu bulmuştur. Ayrıca, sıkıntı, travma veya ayrımcılığa maruz kalmış kişiler, başkalarının karşılaştığı zorluklar ve mücadeleler hakkında daha derin bir anlayış geliştirmiş olabilecekleri için daha büyük bir empati kapasitesine sahip olabilirler. Bazılarıysa bu konuda daha düşük performansa sahiptir, örneğin borderline kişilik ve narsisistik kişilik gibi bazı kişilik bozukluklarının temel özelliklerinden biri empati eksikliğidir.
Empati önemlidir çünkü hepimiz kendi gerçekliğimizde yaşarız duyularımız, mizacımız ve deneyimlerimizle sınırlı bir gerçeklik. Bu, gerçekten bileceğimiz tek gerçekliktir, ancak kişisel gelişimimiz, ilişkilerimiz ve toplumun kendisi için diğer insanların gerçekliklerini denemek ve deneyimlemek için çaba göstermemiz çok önemlidir. Empati, başka bir kişinin bakış açısını, duygularını ve gerçekliğini anlamak için aktif bir girişimdir.
Bizler temelde sosyal hayvanlarız ve iletişim kurma ve birbirimizin duygusal durumlarını anlama becerimiz, ilişkilerimizi sürdürmenin anahtarıdır. Empatinin oluşumunda beynin iki önemli hareketi vardır. Birincisi; dışarıdaki uyaranların bilinçdışı bir şekilde anlaşılması (bu işlem limbik sistem -amigdala, hipotalamus, hipokampus- tarafından gerçekleştirilir)‘dır. İkincisi ise edinilen bilginin beyindeki ilgili bilişsel bölgeye gönderilmesi ve ne anlama geldiğinin tespit edilmesidir. Bu iki sistemden birisinde sorun olduğunda empati de sekteye uğrar. Bazı durumlardaysa empati tamamen yok olmasa da hasar sonucunda empatiye giden yolda aksamalar olur ve yine empatik yaklaşım sağlanamaz.
Beynimiz aslında empati için yapılandırılmıştır çünkü hayatta kalmamız buna bağlıdır. Hepimiz en uygun olanın hayatta kalmasından(survival of the fittest) çok, karşılıklı yardımlaşma ve işbirliği nedeniyle buradayız. Sadece en uygun olanın hayatta kalması için programlanmış olsaydık, başkalarına hükmetmek ve sadece kendimizi kollamak için programlanmış olurduk ama böyle değiliz.
Grup üyelerinin benzerlik gösterdiği, birlikte büyümüş olmak, aynı dine mensup olmak, aynı yerde yaşamak gibi durumlarda grup içi empati seviyesi yükselir. Güçlü bağlar ve benzerlikler sağlam empatik ilişkiyi berberinde getirir. Grup dışı kişileri etiketleme empati yoksunluğunun göstergesidir. Evsizler, AIDS hastaları, seks işçileri, bağımlılar ve LGBT bireyler en çok bu empati yoksunluğundan etkilenenlere örnektir. Önyargıları kırmak zaman alabilir ama önemli olan bizden farklı olduğunu düşündüğümüz insanlara karşı da benzerlerimize gösterdiğimiz empatiyi gösterebilmektir. Kendimizi grup üyesi olarak değil evrensel bir varlık olarak gördüğümüzde bunu başarmış oluruz.
Birinin empati yapmakta zorlanmasının birkaç olası nedeni vardır. Bunlar:
Empati tipik olarak çocukluk döneminde öğrenilir ve geliştirilir. Birisi gelişim yıllarında ihmal, taciz veya travma yaşarsa, sonuç olarak empati geliştirmekte zorluk çekebilir.
Narsisistik veya antisosyal kişilik bozukluğu gibi belirli kişilik bozuklukları, birinin başkalarıyla empati kurmasını zorlaştırabilir. Bu bozukluklar, başkalarının duygularına aldırış etmeme ve kendi ihtiyaçlarını her şeyin üzerinde tutma eğilimi ile karakterize edilir.
Araştırmalar, bazı insanların başkalarıyla empati kurmalarını zorlaştıran nörolojik farklılıklara sahip olabileceğini öne sürdü. Örneğin araştırmalar, psikopatisi olan kişilerin empati ile ilgili beyin bölgelerinde aktivitenin azaldığını bulmuştur.
Bir kişinin kendi ihtiyaçlarına başkalarınınkinden daha fazla öncelik vermeyi öğrenmesi ve bunun sonucunda hiçbir zaman empati geliştirmemiş olması mümkündür. Bunun nedeni, kolektivizm yerine bireyciliği vurgulayan bir aile ortamı gibi çeşitli faktörler olabilir. Siz veya tanıdığınız biri empati ile mücadele ediyorsa, altta yatan nedenleri daha iyi anlamak ve empati becerilerini geliştirmeye yönelik stratejiler geliştirmek için bir akıl sağlığı uzmanıyla konuşmak yararlı olabilir.
Biriyle sohbet ederken, söylediklerini gerçekten dinlemek için çaba gösterin. Kendinizi onların yerine koymaya çalışın ve nasıl hissedebileceklerini hayal edin.
Kendinizi başka birinin durumunda hayal edin ve olayları onların bakış açısından görmeye çalışın. Bu, onların duygularını ve deneyimlerini daha derinlemesine anlamanıza yardımcı olabilir.
Araştırmalar, kurgu okumanın okuyucuların dünyayı farklı karakterlerin gözünden görmelerine olanak tanıyarak empatiyi geliştirmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Farkındalık meditasyonu, kendi düşünce ve duygularınızın daha fazla farkına varmanıza yardımcı olabilir, bu da başkalarının duygularına daha fazla uyum sağlamanıza yardımcı olabilir.
İyilik yapmak ve başkalarına yardım etmek empati ve şefkat duygularını artırabilir.
Kendinizi farklı kültürlere, bakış açılarına ve deneyimlere maruz bırakmak için çaba gösterin. Bu, başkaları hakkındaki anlayışınızı genişletmenize ve empati geliştirmenize yardımcı olabilir. Empatinin uygulama ve niyetle geliştirilebilen bir beceri olduğunu unutmayın. Başkalarını anlamak ve onlarla bağlantı kurmak için bilinçli bir çaba göstererek empatinizi geliştirebilir ve daha güçlü ilişkiler kurabilirsiniz.
Kategorize etmek veya etiketlemek yerine kişinin durumuna odaklanmaya çalışın. Nasıl bir gün geçirdiklerini nasıl hissettiklerini sorun. Başkaları hakkındaki merak, empatinizi geliştirmenin ilk adımıdır. Her insanda görülme, anlaşılma ve takdir edilme özlemi vardır ve göz göze gelmek bunun ilk adımıdır karşınızdakini dinlerken göz teması kurmayı unutmayın.
Özellikle hararetli bir sohbette aktif dinlemeyi kullanın. Çoğu insan, diğer kişi daha sözünü bitirmeden yanıtı formüle eder. Cevap vermek için acele etmek yerine yavaşlayarak bu refleksten kaçının, diğer kişinin anlattıklarını düşünmek için bir dakikanızı ayırın. Duygusal durumlarını ve hangi yaşam deneyimlerinin onları mevcut dünya görüşlerine götürdüğünü anlamaya çalışın.
Birisi üzücü veya acı verici bir deneyimini paylaştığında ona daha kötü olduğunu düşündüğünüz kendi yaşam tecrübenizden örnek veriyorsanız bunu yapmayın. Kiminki daha kötü yarıştırmak yerine çok üzgünüm deyip dinlemeyi ve sessiz kalmayı deneyin. Daha detaylı anlatması, paylaşması için sorular sorabilirisiniz. Eleştirel veya yargılayan cümlelerden uzak durun. Eğer yorumunuzu veya yardımınızı istedilerse cevap verin ama onun dışında size sorulmadığı halde yorum yapmayın, tavsiye vermeyin. En azından hemen yapmayın, biraz bekleyip kişi hazır olduğunda yorumunuzu karşıdakini incitmeyecek şekilde yapın.