Ergenlik dönemi psikolojik, bedensel, zihinsel ve en önemlisi duygusal açıdan gelişim ve olgunlaşmanın yaşandığı çocukluk ve yetişkinlik arasındaki bir geçiş evresidir. Bu geçiş evresine bir “başkalaşım” ya da “farklılaşma” dönemi de denebilir. Milli Eğitim Bakanlığı gençlik çağı olarak adlandırdığı bu dönemi 12-24 yaşları arasında; Birleşmiş Milletler 12-25 yaşları arasında; UNESCO ise 15-25 yaşları arası olarak belirlemiştir.
Akran ilişkileri de ergenin duygusal gelişimini etkileyen temel faktörlerden biridir. Akranları tarafından kabul edilme ve arkadaşlık kurma bu dönemde son derece önemlidir. Ergen için arkadaş edinememe ya da arkadaş ilişkilerinde yaşadığı problemler yalnızlık ve yetersizlik duygusuna yol açabilir.
Ergenin kurduğu arkadaş ilişkileri ebeveyni ile olan ilişkisinden etkilenmektedir. Örneğin baskıcı ve kısıtlayıcı bir tutum sergilemeyen, duygusal yönden sıcak, ilgili, destekleyici ve uyumlu olan ergen-ebeveyn ilişkisi; ergenin olumsuz olarak nitelendirilebilecek akran ve arkadaş gruplarıyla olma ihtimalini düşürmekle birlikte bu tür bir olumsuz akran grubunun olası etkilerinden ergeni korumaktadır.
Ebeveynler için ortak bir soru şudur: "Tipik genç davranışının ne olduğunu nasıl bilebilirim?" Ergenlerin ebeveynlerini sorgulamaları, sınırları zorlamaları ve benlik duygularını geliştirirken bazı "büyüme sancıları" yaşamaları beklense de, neyin bu tipik gelişim aralığının dışında kaldığını belirlemek ebeveynler için zor olabilir.
Ebeveynler, sağlıklı sınırları zorlamak ve gençleriyle olumlu ilişkiler geliştirmek arasında denge kurmakta zorlanabilirler.
Ani kilo kayıpları, akran grubunun hızlı şekilde değişmesi, alkol/madde kötüye kullanımı, ani duygu değişimleri, şiddet ya da kendine zarar verme veya aşırı isyankar tutum destek alma konusunda aileleri hızlı bir şekilde harekete geçirmesi gereken uyarı sinyalleri olarak düşünülebilir. Bu gibi durumlarda bir ruh sağlığı uzmanından destek almak oldukça önemlidir.
İsyankar davranış, gencin yardım aradığının ancak bunu isteyecek iletişim becerilerine sahip olmadığının bir işareti olabilir. Çocuk ve ergen alanında uzmanlaşmış psikolog veya psikiyatrist hangi davranışın gelişimsel olarak uygun olduğunu belirlemenize yardımcı olacaktır.
Ergen beyinleri yetişkin beyinlerinden farklı olduğu için ergenlerle yapılan terapi yetişkinlerle yapılan terapiyle aynı değildir.
Ergen çocukları terapiye gidiyorsa ebeveynleri şunları bilmelidir:
Ergenliğin tüm fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal değişimleriyle birlikte gençler, kaygı ve depresyon gibi sorunlara karşı özellikle savunmasızdır.
Dünya Sağlık Örgütü, 10 ila 19 yaş arasındaki 7 kişiden 1'inin (%14) zihinsel sağlık sorunları yaşadığını ve bunların çoğunun fark edilmediğini ve tedavi edilmediğini tahmin ediyor.
Aile, okul ve akran gruplarındaki baskılar veya çatışmalar ergenleri depresyon ve potansiyel intihar riskinin artmasıyla karşı karşıya bırakabilir. Aranacak işaretler şunları içerir:
Ebeveynlerin, velilerin ve öğretmenlerin nasıl yardımcı olabileceği aşağıda açıklanmıştır: