Bireyler tarafından; iç ve dış stresörlere karşı geliştirilen, kendilerini olumsuz faktörlerden korumak amacıyla ortaya konan bilinç dışı tepkilere savunma mekanizmaları denir. Sigmund Freud’un kişilik kuramında yer alan id-ego-süperego kavramlarının çatışmasından doğan psikolojik sistemler, rahatsız edici duygu ve düşüncelerle mücadele etmede önemli bir rol oynar.
İlkel ihtiyaçlar, arzular ve haz ilkesi ile yönetilen id ve ahlaki normlar ile yönetilen süperego arasındaki çatışma sonucu meydana gelen kaygı, ego savunma stratejileri ile kontrol altına alınır. Sigmund Freud’un topografik modelindeki bilinç dışı süreçlerin bir yansıması olarak kabul edilen savunma mekanizmaları, otomatik düşünceler olarak tanımlanır. Bireyin farkında olmadığı ve istemsiz olarak kullandığı psikolojik savunma mekanizmaları, meydana gelen iç ve dış çatışmalarla zihinsel olarak başa çıkılamadığı durumlarda kendini belli eder. Kişiyi rahatsız edici duygu, düşünce ve davranışlardan korumak amacıyla istemsiz olarak devreye girer ve psikolojik kaygı ve korkunun uzaklaştırılmasını hedefler. Savunma mekanizmaları, bağlanma stilleri ile de doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla savunma mekanizmaları incelenirken bağlanma türlerinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Benlik saygısına zarar verecek her türlü tehdide karşı zihinsel olarak geliştirilen savunma stratejileri, bireyler tarafından iç stresi azaltmak amacıyla kullanılır. İlk kez Sigmund Freud tarafından bahsedilen ego savunma mekanizmaları, daha sonraları kızı Anna Freud tarafından mercek altına alınır ve çeşitli araştırmalarla kapsamlı bir şekilde incelenir. Freud’un kişilik kuramında yer alan id-ego-süperego kavramlarının sistemli çatışması sonucu gözlenen savunma mekanizmaları, kimi zaman fayda sağlarken kimi zaman nevrotik boyutlara ulaşabilir. Bu stratejilerin nasıl geliştirildiği birçok kimse tarafından merak konusudur. Bu bağlamda, “Psikolojide savunma mekanizmaları nasıl gerçekleşir?” sorusu sıkça sorulur. Sigmund Freud’a göre kişilik üç unsurdan oluşur. Bu unsurların başında id gelir. İd; haz ilkesi ile yönetilen, dürtüsel ve çeşitli arzuların filtresiz olarak öne çıktığı kişilik yapılanmasıdır. Bu aşamada bireylerin talep eden yönü, id ile temsil edilir. Süperego ise isteklerin makul seviyeye indirgenmesini ve toplumsal kurallara uygun hale getirilmesini mümkün kılan vicdani taraftır. Bu iki unsurda meydana gelen gerilim ve çatışma ego tarafından dengelenir. Ego savunma mekanizmalarının gelişimi, bu süreçlerin birbirini takibiyle açıklanır. Bireylerin zihinsel yaşamlarını sembolize eden üç katmanlı bu yapıda meydana gelen çatışmalar, ego savunma mekanizmalarının gözlenmesinde etkilidir.
Savunma mekanizmaları, bireylerin endişe ve korku duygularıyla başa çıkmak için kullandığı önemli stratejiler arasında yer alır. Freud’a göre savunma mekanizmaları neden kullanılır sorusunun cevabı, bu stratejilerin nasıl geliştiğine dair ipuçları sunar. Freud’un psikanalitik görüşüne göre savunma mekanizmaları, zarar vereceğine inanılan gerçeklerin ideal seviyeye indirgenme ihtiyacından kullanılır. Bilinçsiz olarak geliştirilen bu yöntemler, sosyal olarak kabul edilebilir noktaya taşınır. Savunma mekanizmaları kimin sorusu için akla gelen öncelikli isim Sigmund Freud’dur. Freud’un ortaya attığı bu teori, kızı Anna Freud tarafından geliştirilir ve kapsamlı bir hal alır. Savunma mekanizmaları neden kullanılır sorusu Freudyen bakış açısı çerçevesince incelendiğinde daha kapsamlı açıklamalarla cevap bulur. Bireylerin kendini koruma ihtiyacından gelişen savunma mekanizmaları, yoğun miktarda kullanıldığında psikotik veya nevrotik birtakım problemleri beraberinde getirebilir.
Günlük hayatta meydana gelen beklenmedik birçok tehlike, savunma mekanizmalarının devreye girmesinde tetikleyici rol oynar. Hayatta kalmak için geliştirilen stratejilerin temelinde yatan savunma mekanizmaları, kişiliğin ve kimliğin korunması için kullanılır. Bunlar, doğası gereği zararsız olarak kabul edilse de çeşitli etkenlere bağlı olarak sık ve yoğun miktarda kullanılması; nevrotik duygu, düşünce ve davranışların gözlenmesine neden olabilir. Psikolojik bozukluklarda sıkça karşılaşılan nevrotik savunma mekanizmalarının temel amacı kaygıyı ideal seviyeye indirmektir. Savunma mekanizmalarının gelişmesinde etkili olan birtakım faktörler bulunur. Erken dönem uyumsuz şemalar, mizaç, ebeveyn tutumları gibi faktörler bu stratejilerin gelişmesinde önemli bir role sahiptir. Bireyin psikolojik ve zihinsel dengesini korumak üzere kullanılan ego savunma mekanizmaları, kullanılan savunma mekanizmasının türüne göre farklı belirtiler ortaya koyar. Her savunma mekanizmasının belirti tablosu birbirinden farklı olduğundan, tüm türlerin detaylı bir şekilde incelenmesi ve semptomlarının göz önünde bulundurulması gerekir.
Savunma mekanizmaları, daha güvenli bir yaşam deneyimi elde etmek isteyen bireylerin bilinçdışı olarak başvurduğu önemli unsurlar arasında yer alır. Tehlike anında kullanılan savunma mekanizmaları nelerdir, örnekleri nasıldır sorusunun cevabını merak eden bireyler için psikolojide savunma mekanizmaları şu şekildedir:
Yansıtma: Bireyin sahip olduğu duygu ve düşünceleri, başka birinin üzerine yüklemesidir. Yansıtılan öğeler, genelde cinsel fanteziler ve şiddet içerikli fikirler olabilir. Dünyanın güvenilmez bir yer olduğunu düşünen bir kadının aslında içten içe kendisinin güvenilmez olduğunu bilmesi, yansıtmaya örnek olabilir.
İnkar: En çok kullanılan savunma mekanizmalarından biri olan inkar, psikanalizin temel taşı olarak öne çıkar. Herkes tarafından doğruluğu kabul edilen bir olgunun birey tarafından inkar edilmesi şeklinde açıklanır. Kişiler kendilerini üzen, kaygılandıran, korkutan durumların varlığını reddeder. Karısını kaybeden bir adamın, eşinin geleceğine inanarak kıyafetlerini saklaması inkar savunma mekanizmasına örnek olarak verilebilir.
Bastırma: Rahatsız eden duygu ve düşüncelerin bilincin dışına gönderilmesidir. Bastırılan duygu ve düşünceler bireylerin davranışlarını etkileyebilir.
Yer Değiştirme: Bireylerin, dürtülerini özgürce yansıtmadığı zamanlarda yer değiştirme mekanizması ortaya çıkar. Bu stratejiye göre bastırılan dürtü, daha sonra asıl nesneden uzaklaştırılarak farklı bir şeye yöneltilir. Örneğin babasından azar işiten bir çocuğun öfkesini arkadaşlarına yöneltmesi gibi.
Süblimasyon: Kabul görmeyen duygu ve düşüncelerin, toplumsal normlara uygun hale getirilmesidir. Olumlu savunmalar arasında yer alır. Küçüklüğünde kesici aletlerle uğraşan bir bireyin büyüyünce cerrah olması, örnek verilebilir.
Ödünleme: Bireyin, başarılı olunan alanlara yönelerek başarısızlığı kapatmasıdır. Farkındalığın artırılmasına yardımcı olan bu mekanizma, özgüven gelişimine de katkı sağlar. Şarkı söylemekte, enstrüman çalmaktan daha başarılı olan kişinin dikkatini ve çabasını şarkı söylemeye vermesi, ödünlemeye örnektir.
Gerileme: Kişinin kendini kötü hissettiği anlarda, iyi hissettiği zamanlara dönmesidir. Örneğin; travmatik deneyimler yaşayan çocukların parmak emme davranışı sergilemesi.
Karşıt Tepki Oluşturma: Mevcut düşünceleri kabul ettirmek için ters şekilde yansıtılmasıdır. Yaramazlık yapan misafir çocuğu için, ‘Çocuk dediğin yaramaz olur.’ şeklinde söylemlerde bulunulması örnek verilebilir.
Rasyonalizasyon: Akla uygun hale getirme olarak çevrilen bu savunma mekanizması, kabulü zor olan duygu ve düşüncelerin haklı gösterilme çabasını ifade eder. Örneğin; kahve içmeye çağrılmayan bir kişinin, ‘Ben zaten gelmeyecektim.’ demesi.
Günlük hayatta birçok kimsenin kullandığı; fakat kimi zaman farkına varmadığı savunma stratejileri, kullanım sıklığına ve yoğunluğuna göre çeşitli psikolojik rahatsızlıkları beraberinde getirebilir. Sahip olunan psikolojik bir rahatsızlığın temelindeki gerekçeyi anlamada önemli rol oynayan savunma mekanizmaları, bireylerin tehlikeli iç ve dış uyaranlara karşı nasıl önlem aldığını gösterir. Savunma mekanizmaları, çeşitli psikopatolojileri anlamlandırma noktasında rehber olmayı başarır. Anksiyete, OKB, depresyon, sosyal fobi, panik atak gibi psikolojik rahatsızlıkların çözümlenmesinde savunma mekanizmalarının bireydeki etkisine başvurulur. Örneğin OKB de hangi savunma mekanizmaları yer alır sorusunun cevabı; karşıt tepki oluşturma, rasyonalizasyon, yer değiştirme ego savunma mekanizmaları şeklindedir.
Psikolojide savunma mekanizmaları, aşırı ve anormal düzeyde kullanılmadığı takdirde tedaviye ihtiyaç duymayan günlük hayat stratejileridir. Savunma mekanizmalarının sık kullanılmasıyla meydana gelen bazı psikolojik rahatsızlıklar, çeşitli tedavi yöntemleri ile giderilebilir. Bu noktada ego savunmalarının türünün belirlenmesi, tedavi için atılacak ilk adımlar arasında yer alır. İlkel, nevrotik ve olgun olmak üzere üç farklı kategoride incelenen bu savunma mekanizmalarının beraberinde getirdiği duygu, düşünce ve davranış bozuklukları saptanmalıdır. Psikolojide yer alan savunma mekanizmalarının tedavisinde en çok başvurulan yöntemlerin başında Bilişsel ve Davranışçı Terapiler gelir. Ruh sağlığı profesyonelleri tarafından gerçekleştirilen saptamalar sonucunda uygun bir tedavi planı oluşturularak terapi süreci başlatılır.
Psikolojide Savunma Mekanizmaları hakkında merak edilen diğer sorulara yazının devamında göz atabilirsiniz.
Savunma mekanizmaları, problemlere karşı geçici olarak fayda sağladığı için kalıcı bir sağaltım sunmaz.
Hayır, savunma mekanizmaları bilinçsiz olarak kullanılır. Savunma mekanizmaları, hangi duygularla baş etmede kullanılır? Bireyler; anksiyete, kaygı, korku, üzüntü, aşağılanma gibi duygularla baş etmek için ego savunma mekanizmalarını kullanır.
İnkar, bölme, yansıtma ve idealleştirmeyi içerir ve gelişimsel olarak ilk ortaya çıkan immatür savunma mekanizmalarıdır. Patolojik hale gelmiş savunma mekanizmalarıyla baş etme konusunda profesyonel destek almak isteyen bireyler, Psikolog Merkezi üzerinden alanında bilgili ve deneyimli uzmanlara ulaşarak, yüz yüze ya da online olarak, profesyonel destek talep edebilir.