Ergenlik, çocukluktan yetişkinliğe geçişin, hızlı fiziksel, duygusal ve sosyal değişimlerin yaşandığı fırtınalı bir dönemdir. Bu süreçte gençler, "Ben kimim?", "Hayatta yerim neresi?" gibi temel sorularla kendi kimliklerini sorgularlar. Duygusal iniş çıkışlar, yalnızlık isteği ve arkadaş çevresine yönelme gibi davranışlar bu dönemin doğal bir parçasıdır. Bu arayış, bireyin gelecekteki psikolojik sağlığı ve yaşam doyumu için temel bir yapı taşıdır. Sağlıklı bir kimlik, yetişkinlikte yol gösterici olurken, bu süreci atlatamayanlar belirsizlik ve kafa karışıklığı yaşayabilir.
Ergenlikteki kimlik arayışını anlamak için Erik Erikson ve James Marcia'nın teorileri bize yol gösterir.
Erikson'a göre ergenlik (yaklaşık 12-18/19 yaş), "Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası" evresidir . Bu dönemde gençler, kendi benliklerini, değerlerini ve hedeflerini aktif olarak sorgularlar. Bu süreci başarıyla tamamlayanlar tutarlı bir kimlik kazanırken, tamamlayamayanlar kim oldukları konusunda belirsizlik yaşar. Erikson, bu "krizin" sağlıklı gelişim için kritik bir dönüm noktası olduğunu vurgular.
Marcia, Erikson'ın teorisini genişleterek, ergenlerin kimlik gelişim süreçlerini "arayış" ve "bağlılık" boyutlarına göre altı ana statüye ayırmıştır :
Bu statüler, kimlik arayışının tekdüze olmadığını, aksine farklı yollar ve sonuçlar barındırdığını gösterir.
Kimlik oluşumu, bireyin kendini tanımlama sürecidir ve hem içsel hem de dışsal birçok faktörden etkilenir.
Bireyin kendine özgü kişilik özellikleri, benimsediği değerler ve inançlar kimlik oluşumunun temel itici güçleridir. Gençlerin kendi ilgi alanlarını ve potansiyellerini keşfetme çabası, sağlıklı kimlik gelişimi için hayati öneme sahiptir.
Ergenlik, kendini keşfetme yolculuğu olsa da, beraberinde çeşitli zorlukları ve ruh sağlığı risklerini getirir.
Ergenlik, yoğun duygu karmaşası ve içsel gerginliğin yaşandığı bir evredir. Duygular hızlı iniş ve çıkışlar gösterir; ergenler çabuk sevinir, üzülür, sinirlenir. Kimlik karmaşası yaşayan ergenler, kararsızlık, sık karar değişikliği ve sürekli başkalarının etkisi altında kalma gibi belirtiler sergileyebilir. Bu durum, ergenin kendini tutarlı bir kişi olarak algılamakta zorlanmasına neden olur.
Akran baskısıyla başa çıkmak, ergenler arasında temel sorunlardan biridir. Arkadaş grubuna ait olma isteğiyle, bazen kendilerine aykırı gelen davranışlara bile katılabilirler. Bu dönemde özgüven eksikliği ve kendilik algısı sorunları sıklıkla görülür.
Ergenlik, kaygı bozuklukları, depresif bozukluklar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), yeme bozuklukları ve madde kötüye kullanımı gibi çeşitli ruhsal sorunların en sık gözlendiği evredir. Bu dönemde yaşanan karmaşanın çözülememesi, sorunların yetişkinliğe taşınma ihtimalini artırır. Türkiye'de yapılan çalışmalarda en sık saptanan tanıların DEHB (%26.5), yaygın anksiyete bozukluğu (%7) ve depresyon (%5.2) olduğu belirlenmiştir.
Ergenlikteki kimlik arayışı sürecini sağlıklı yönetmek, gençlerin geleceği için sağlam bir temel oluşturur.
Ebeveynlerin ergenlik dönemindeki çocuklarına destekleyici bir ortam sağlamaları ve etkili iletişim kurmaları, sağlıklı kimlik gelişimi için hayati öneme sahiptir:
Kaynakça:
Atak, H. (2011). Kimlik Gelişimi ve Kimlik Biçimlenmesi: Kuramsal Bir Değerlendirme. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 163-213.
Erikson, E. (1968). Identity: Youth and Crisis. W.W. Norton Company, 169-170.