Narsisistik kişilik kendisini aşırı beğenen kişiler olarak tanımlanır. Bu kişiler kendilerini çevresindeki insanlardan daha değerli ve üstün görürler. Bu yüzden sürekli beğenilme algıları vardır. Bu beğenilme algısı sık sık onay ve ilgi olarak ortaya çıkar. Bulundukları ortamda dikkatleri üzerlerine çekmek isterler. Narsisistik kişilere göre kendileri en yakışıklı ve en güzel kişilerdir. Bu yüzden var olan ilginin hepsinin kendilerine gösterilmesini ister. Bulundukları ortamda ilgiyi üzerlerine toplayamadıkları anda kendilerine olan güveni bir süre düşer. Ancak daha sonra aslında çevresindeki kişilerde problem olduğunu ve kendisinin kıymetini bilmediklerini savunur. Çünkü narsisistik kişiler asla hata yapmaz! Bu algıları ise kendilerini yanış değerlendirmelerine neden olur. Bazı durumlarda istedikleri ilgiyi elde etmek için karşısındaki kişiyi kullanır. Bu durum ilgi ve beğenilme arzusunu tatmin eder.
Narsistik kişilik bozukluğunu çok önemli, üstün ve eşi bulunmaz birisi olduğuna yönelik yaygın duygu, beğenilme gereksinimi, empati yapamama ile tanımlanır. Psikanalitik Kuram özellikle son kırk yılda narsisizm üzerine yoğun çalışmalar yapmıştır. Özellikle Nesne İlişkileri ve Kendilik Psikolojisi Kuramları, narsisizm alanında ortaya çıkan bozuklukları tanımlamaya çalışmaktadır. Bu noktada kendilik kavramını da ele almak gerekir. Ruhsal-cinsel gelişim dönemlerinde büyüme, gelişme, duyguların tanımlanması ve anlaşılması, kişinin çevresi ve kendisi arasındaki bağı güçlendirmesi, kendisine yönelik tanımları örgütlemesi ve tamamlaması, bir bütün haline getirmesi kendilik kavramı olarak ifade edilebilir. Kişinin kendisine yönelik, dış görünüşüne yönelik, bilinçli ve bilinçdışı istekleri, davranışları ve beklentileri, tutumları, bir bütün olarak değerlendirilir ve kendilik kavramı olarak ifade edilir. Narsisistik kişilik bozukluğu farklı alanlarda olumsuz etkilere sahip olabilen bir rahatsızlıktır. İlişkileri, günlük yaşamı, etkileşimleri, işleri, akademik hayatı ve daha çok fazlasını etkileyebilen narsisistik kişilik bozukluğu genel anlamda kayıtsız kalma olarak tanımlansa da aslında ön plana çıkma arzusunun da temelde olduğu söylenebilir. Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler kendilerini önemli görme, kendilerini ön plana çıkarma eğilimi içindedirler. Bu nedenle de pek çok durumda diğer kişilerin ne dediği ya da ne yaptığı ile ilgilenmeme eğilimi gösterebilirler. Olumsuz eleştiriler almaktan hoşlanmayan, diğerlerinden daha “üstün” görülmek isteyen narsisistik kişilik bozukluğu olan kişilerin günlük yaşamlarında pek çok sorun yaşaması da mümkündür. Narsisistik kişiler kendi imajlarını oldukça yukarda görür. Bu yüzden diğer insanların kendilerine her zaman hayran olduğunu ifade eder. Çevresine oranla özgüveni oldukça yüksektir. Diğer insanları aşağılamak ve eleştirmek onlar için çok doğaldır. Ancak kendileri eleştirilemez kişilerdir. Diğer taraftan ise merkezde kendileri vardır. Bu yüzden bencil ve kibirli bir düşünce tarzına sahiptirler. Bu düşünce tarzları tutumlarını da etkiler. Çevresindeki insanlar tarafından manipülatif ve bencil olarak tanınırlar. Emir vermeyi, çevresindeki kişileri yönlendirmeyi sever. İlgi üstünden çekildiği anda kıskançlık hisseder. Bu durumdan aile ve sosyal ilişkileri olumsuz etkilenir. Eğer ki davranışlarının değiştirilmesi söylenirse yoğun bir öfke duyarlar. Çünkü kendilerini kusursuz görürler. Bu yüzden değişime ve terapiye karşı direnç söz konusudur.
Narsist kişilik bozukluğu genel anlamda ilişkiler yalnızlık, terk edilmişlik, aşağılanmışlık, reddedilmişlik duygularını ön plana çıkarmaktadır. Narsisistik kişilik bozukluğunun genel anlamda erkeklerde daha sık görülmesi kadınların ilişkide daha bağımlı bir role bürünmesine, erkeklerin ise daha kaçıngan bir role bürünmesine neden olur. Narsisistik bir erkek aşağılar, kaygılı bir kadın ise aşağılanmayı hak ettiğini düşünerek yapılan hakaretleri ve aşağılanmaları normal olarak görebilir. Bu etki genellikle olumsuz şekilde olmaktadır. Narsisistik kişilik bozukluğuna sahip kişiler kendi yaptıklarının, kendi işlerinin, kendilerinin daha önemli olduğunu düşünür, başkalarının varlıklarının kendisi için olduğunu bile düşünebilir (!). Bunu dile getirdikçe aslında çevrelerindeki bireyler ile olan ilişkilerine de farkında olmadan zarar vermektedirler. Bu da aslında ikili ilişkilerde, arkadaşlık ilişkilerinde ve de profesyonel anlamda kurulan iş ilişkilerinde büyük etkilere neden olabilmektedir. Ancak bu durumlarda narsisistik kişiler bozulan ilişkiler için başkalarını suçlarlar. Beni hak etmiyorlar, ben onlara fazlayım, benimle iletişim kuracak ya da ilişki kuracak kadar önemli kişiler diyerek kendilerini haklı görme eğilimleri mevcuttur.
Günlük hayatta narsist kişilik bozukluğuna sahip bireyler ikili ilişkilerde kendilerini önemli ve değerli gördüğü için romantik ilişki yönetimini başarılı şekilde yöntemezler. Bu da aslında ilişkilerin sağlıklı şekilde ilerlemesine engel olur. Ayrıca arkadaşlık ilişkilerde de rahatsızlığa sahip olan kişiler kendilerinden sıklıkla bahsedeceği için ya da çevrelerindekilerin yaptıkları işleri kendi yaptıklarından daha önemsiz görecekleri için genel anlamda çevrelerindeki bireyleri bunaltacaklardır. Bu da arkadaşlık ilişkilerini zedeleyecektir. Çünkü narsisistik kişilik bozukluğuna sahip olmasa bile kimse yaptığı işlerin ya da kendisinin küçümsenmesini ya da değersiz görülmesini istemez. Bu nedenle de aslında iletişim ve ilişkiler konusunda narsist kişilik bozukluğu oldukça büyük bir öneme sahiptir. Romantik ilişkilerde olduğu gibi sosyal ilişkilerde de narsisistik kişiler kendilerini ön planda tuttukları için ilişkilerin bozulmasından çevresini suçlarlar. Çünkü her şeyin en iyisini yaptığını düşünen, her şeyiyle kendisini mükemmel gören biri nasıl olur da hata yaptığını kabul edebilir ki?
Narsist kişilik bozukluğu olan bir arkadaşın sürekli olarak kendinden bahsetmesi, çevresindekilerin yaptıkları önemli başarıları küçümsemesi, bu başarıları görmezden gelmesi, kendini başarıları ile ön plana çıkarmak için adeta bir yarış içinde olması mümkündür. Bu durumda da arkadaşlık ilişkileri bir yarış halini alabilir. Kimin daha iyi arkadaş olduğu bile narsist kişilik bozukluğu olan kişiler için yarış halini alabilir. Bu tür durumlar anlaşılabileceği üzere ilişkileri büyük ölçüde olumsuz şekilde etkiler. Şöyle bir örnek verebiliriz; bir konu üzerinde 3-4 arkadaş sohbet ediyorsunuz ancak konuşulan her şeyi aşağılayan, değersiz gören, konuşulmaya bile gerek olmadığını savunan, konuyu sürekli kendisine çeviren biriyle iletişiminizi nasıl kuvvetli hale getirebilirsiniz?
Romantik ilişkilerde partner bulmakta, partnerleri ile uzun süre birlikte olmakta ve sağlıklı ilişki geliştirmekte zorlanan narsisistik kişilerin yaşadıkları sorunlar genellikle kayıtsız ve ilgisiz kalmaları nedeniyle meydana gelir. Örneğin ilişkilerde bulunması gereken paylaşım, narsisistik kişilik bozukluğu olan kişilerde pek mevcut değildir. Partnerlerinin ne yaptığını, neler ile ilgilendiğini, nasıl başarıları olduğunu önemsemeyen narsisistikler genel anlamda kendilerinden bahsetme ve kendilerini ön planda görme eğilimi romantik ilişkilerini zedeler. Partnerleri sürekli olarak onların başarılarını, hangi konuda iyi olduklarını ya da haklı olduklarını dinlemekten bunalabilir. İlişkileri de bu nedenle olumsuz bir şekilde ilerleyebilir.Bu arada unutmadan narsisistik davranışlara sahip kişilerle en iyi ilişkiyi kaygılı bağlanan kişiler kurmaktadır. Bu konuya ilerleyen konularda değineceğiz. Narsist biri ile romantik ilişki içinde olan kişiler aslında ilişkinin olumsuz ilerleyişini ilk kavgada görebilir. Bunun nedeni ise narsisistlerin kendilerini daima haklı olarak görmeleridir. Biraz önce de söylediğimiz gibi, her alanda kendini mükemmel gören biri ilişkide hatayı nasıl kabul edebilir ki? Süreli sizi suçlaması kaçınılmazdır. Suç sizde olduğu için kendisini de değiştirmesine gerek yoktu. Çünkü siz ona layık olmak istiyorsanız onun isteklerine ve beklentilerine razı olmak zorundasınızdır. Partnerinizde ise bir şey beklememeniz gerekmektedir. Çünkü narsisistik birey siz bunları söylemeden bunları zaten sizin için yapıyordur! Narsist kişilik bozukluğu olan birinin kendini haklı görmesi mümkündür. Bu durum hemen hemen her konuda olabilir. Bu fikirlerinden onları vazgeçirmek ise imkansız denebilecek kadar zordur. Bu nedenle de romantik bir ilişki içinde yaşanan tartışmaların tek taraflı şekilde ilerlemesi mümkündür. Partnerleri sürekli olarak karşı tarafın kendini haklı görmesinden bunalabilir. Bu durum karşısında anlaşılmadıklarını ve dinlenmediklerini düşünebilirler.
İş yaşamında narsisistik yöneticilerle de çalışanlarla da karşılaşmak mümkündür. Özellikle de narsist yöneticiler ile birlikte çalışmak oldukça zor görünse de kimi zaman narsisitik çalışanlar ile birlikte olmak da zorlayıcıdır. Yapılan çalışmalarda, toplantılarda, iş ile ilgili önemli kararların alınması sırasında ve daha pek çok alanda narsisitik kişilerin iş yaşamındaki olumsuz durumlarını görmek mümkündür.
Narsist bir yönetici ile çalışmak kimi zaman büyük zorluk ve sorumluluk içerir. İşlerde mükemmeliyet ön plandadır ve yöneticinin tam istediği şekilde olmayan işlerin kabul görmesi oldukça zordur. Bu nedenle de sıkı çalışma, iyi dinleme ve yönetici tarafından küçük görülme durumları öne çıkar. Narsisitik yöneticiler genellikle yer aldıkları üst yönetim konumundan ve narsisistik kişilik bozukluğundan kaynaklı şekilde çalışanları küçük görme eğilimi içinde olabilir. Onların yaptıkları çalışmaları, başarıları, işleri ve konumlarını küçümseyebilir ya da önemsemeyebilir. Bu durumda narsisitik bir yönetici ile çalışmak oldukça zordur. Unutmayın eğer böyle bir yöneticiniz varsa ya kendinizi her daim eksik ve yetersiz hissedeceksiniz ya da yöneticinizin beklentilerinin sizinle alakalı değil kendisiyle alakalı olduğunu kabul edeceksiniz. Narsist bir yönetici ile çalışan çalışanlar genellikle bir iş üzerine uzun zaman boyunca yoğunlaşabilir. Kısa sürede tamamlanabilecek olan işlerin bile uzun zaman geçmesine rağmen tamamlanamaması olasıdır. Bunun nedeni ise narsisitik yöneticilerin mükemmeliyet arzusudur. Bir iş tam anlamıyla kafalarında tasarladıkları gibi olmadığı zaman bu işin tamamlanmış olarak kabul edilmesi olanaksızdır. Bu sebeple de aslında yoğun çalışmalar gerçekleştirilmesi gerekir. Çalışma alanında çalışanları aşağılayan, yaptıklarını küçük ve önemsiz gören bir yönetici ile birlikte olmak yalnızca işlerin tamamlanması ya da tasarlanması konusunda zorluk çıkarmaz. Ayrıca narsisistik yöneticilerin çalışanlarını da aşağılaması nedeniyle çalışanların kendilerini beceriksiz, başarısız ve küçük hissetmelerine neden olabilir. Alınacak olan önemli kararları yalnızca kendisinin vermesi gerektiğini düşünen narsisistik yöneticiler, sahip oldukları statünün ve narsist etkilerin verdiği ön planda olma ve önemli olma arzusu nedeniyle diğerlerinden bağımsız şekilde karar alma durumunu bir hak olarak görebilir. Bu durumda çalışanlar ve diğer yöneticiler ile problemler yaşanması da olasıdır. Ayrıca meydana gelebilecek olan olumsuzluklar konusunda sorumluluk almaktan kaçınan yöneticiler, kendi karar aldıkları konularda sorun yaşandığı zaman çalışanları suçlama eğilimi içinde olabilir.
Narsist bir çalışan ile çalışmak zordur. Tıpkı narsist bir yönetici ile çalışmak gibi narsist bir çalışan ile çalışmak da problemler meydana getirebilir. Yöneticilerinden eleştiri almaya kapalı olabilen narsist çalışanlar, işlerinin her zaman doğru ve mükemmel olduğunu düşünürler. Kendilerine emir verilmesinden ya da karışılmasından hoşlanmazlar. Yöneticileri de dahil olmak üzere pek çok kişinin ne düşündüğünü önemsemezler. Bu durumda yaşanabilecek olan problemler, iş alanında yaşadıkları çatışmadan kaynaklanır. Şöyle düşünebiliriz; kendisini en yukarda ve ulaşılması güç biri olarak göre narsisistik kişi bir iş yerinde emir altında çalışabilir mi? Özgürlüğünü kısıtlayıcı söylemlere ne kadar dayanabilir, ne kadar tahammül edebilir? Bu durumlara uygun tepkileri ne kadar verebilir? Bu soruların cevaplarını ise size bırakıyoruz. Narsist çalışanlar eleştiri almak istemez. Bu nedenle de iş arkadaşları ya da yöneticilerin onlar hakkında yapacakları yorumları dikkate almazlar. Dikkate almamanın yanı sıra bu eleştirilere karşı tepki göstermeleri de mümkündür. Yanlış yaptıkları bir işi düzeltmek istemezler, yanlış bir iş yaptıklarını da kabul etmezler. Bu durumda narsist kişiler hem yöneticiler ile hem de iş arkadaşları ile problemler yaşayabilirler.
Narsist biri ile birlikte olmanın, arkadaş olmanın ya da çalışmanın zorlukları elbette ki olacaktır. Günlük yaşamda da bunun etkilerini net şekilde görmek mümkündür. Yapılan en basit sosyal aktivitede dahi “daha iyi olma” isteğini, kendini ön plana çıkarma arzusunu ve hep haklı olma durumunu isteyen narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler, günlük yaşamda bu rahatsızlık nedeniyle farklı pek çok problem ile karşılaşabilmektedir. Çevresinde tanıdığı, tanımadığı, aynı ortamda zorunlu şekilde bulunduğu kişileri küçümseme ve önemsememe durumlarına sahip olan narsist kişilerin saygı görmemesi, karşılıksız şekilde iyilik yapmamaları ve hatta başkalarına iyilik yapmaktan kaçınmaları, başkalarından da iyilik görmemeleri mümkündür. Bu durumlar sosyal anlamda aktif olan insanın kendini soyutlamasıdır. Yine de bu durumdan rahatsızlık duymayan narsistler, kendilerini çok iyi gördükleri için başkalarının onlar kadar iyi olmadıklarından dolayı yalnız kaldıklarını düşünebilirler.
Narsist kişiliğin gelişimine engel olan çevresel ve bireysel faktörler mevcuttur. Bu bireysel faktörler duygu ve kişilik gelişimi ile ilgili eksikliklerden kaynaklanabilir. Ayrıca psikolojik anlamda yaşanan sorunlar da narsist kişilik bozukluğu nedeni olabilmektedir. Yine de bu konuda çevrenin önemi oldukça büyüktür.
Narsisistik kişilik bozukluğu şu belirtilerle ortaya çıkar;
• Ben çok özel bir insanım
• Diğer insanlardan üstünüm. Bu yüzden herkes bana farklı davranmalı.
• Ayrıcalıkları sadece ben hak ediyorum.
• Başkaları kurallara uymak zorunda, ben uymak zorunda değilim.
• Kurallar benim için esnetilebilir.
• Bana saygı göstermeyen kişiler cezalandırılmalı. Çünkü önemli olan kişi benim.
• Eğer ki biri hak ettiğim değeri vermezse bu kişi asla bağışlanmamalı.
• Benim haricimde kimse beğenilmeyi hak etmiyor.
• Bana hayran olunması gayet normal.
• Diğer insanlar beni eleştiremez. Eğer ki bir şey onları rahatsız ediyorsa kendilerine bakmalılar.
• Çevredeki en zeki ve en akıllı kişi benim.
• Çok yakışıklıyım / güzelim.
• Çevremde bir şeyler talep etmek benim en doğal hakkım.
Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz. Bu tür durumlarda kişi kendisini direkt olarak merkeze koyar. Çevresindeki kişiler onu değerli hissettirmek ve beğenmek için olmalıdır. Diğer türlü hayatlarından çıkarırlar.
Narsist kişiliğin gelişimi aslında bebeklikten itibaren görülür. Bu dönemde henüz duygu ve kişilik gelişimi mevcut olmadığı için kişilerin narsisit olma ya da o şekilde hareket etme mekanizması da narsisit olmama durumu ile eşit seviyededir. Çocukluk döneminde ise kişilik ve duygusal gelişim aşamalarında yavaş yavaş bu narsist tavırlar ortadan kalkar ve yerini duygusal – bilişsel bir gelişime bırakır. Kimi zaman ise bu duygusal – bilişsel gelişim gerçekleşmez. Bu nedenle de narsist kişilerin narsist olarak kalması mümkün olur.
Benmerkezilik, erken çocukluk döneminde görülen bir durumdur ve aslında duygusal gelişimden önceki bir aşamadır. Bu aşamada çocuklar canları yandığı zaman başkalarının da aynı şekilde canının yandığını zannedebilir. Ayrıca kendi gördükleri şeyleri o anda herkesin gördüğünü sanabilirler. Bu durumda kendilerini dünyanın merkezdinde görme durumu söz konusu değildir. Ancak herkesin onunla aynı şeyleri düşünme, isteme hissetme gibi bir durumda olduğunu zannederler. Duygusal gelişim aşamaları ilerledikçe de bu durum ortadan kalkar. Çocuklukta yaşanan hayal kırıklıkları “idealleştirilmiş ebeveyn simgesine” zarar verirse, bebeklerde kaygı durumlarında sığınacakları bir liman olmadığı duygusunu yaratır. Bu durum ise savunmacı büyüklenmeci yaklaşımını ortaya çıkarabilir. Çocuk eğer ki bu tür kaygı verici durumlarda çevresinden destek göremezse, bununla kendisi baş etmeye çalışır. Böylece travmatik hayal kırıklıkları “büyüklenmeci kendilik” haline dönüşür. Kendisini gerçek dışı değerlendirebilen çocuk için aslında “normla olan” davranış türü budur. Bu yaklaşım ise çocuğun ilerleyen dönemlerde “kaçıngan bağlanma” örüntüsünü ortaya çıkarmasına neden olabilir.
Ergenlik döneminde de benmerkezcilik görülmektedir. Ancak bu benmerkezcilik çocuklukta görülene göre oldukça farklıdır. Şunu belirtmekte fayda vardır ki aslında “normal” benmerkezcilik hem çocukluk hem de ergenlik döneminde beklenen bir gelişim dönemi rolüdür. Ergenlik döneminde kişiler kendilerini dünyanın merkezinde görebilir. Herkesin ona ilgi gösterdiğini düşünebilir, yolda bile yürürken sürekli birilerinin ona baktığını hissedebilirler. Bu psikolojik bir problem değildir, ergenlik döneminin bir getirisidir. Bu nedenle de ergenlik dönemindeki kişiler dış görünümlerine, konuşmalarına ve yaptıklarına çok dikkat edebilirler. Herkesin onları önemsediği, herkesin onlarla ilgilendiği, izlendikleri görüşü bu dönemde yaygındır. Narsist kişilik bozukluğu durumunda da aslında buna benzer bir durum söz konusudur. Ergenlik dönemindeki kişiler genel anlamda çevrelerindeki sorunlara karşı kayıtsız kalabilirler çünkü benmerkezi düşünelerine göre onların problemleri oldukça önemlidir. Bu problem aslında oldukça önemsiz ve kolayca çözülebilecek bir durum bile olsa çevrelerindeki her problem onlar için değersiz olabilir. Bu dönemde ayrıca başkalarının duyguları da büyük ölçüde önemsenmez. Örneğin bir kavga sırasında ailesine ağır sözler söyleyebilen ergenlik dönemindeki kişi, ailesinin nasıl hissedeceği konusunda kendini kötü hissetmez.
Benmerkezi aşamada kalan kişiler, başkalarının da onlarla aynı şekilde hissedeceğini düşünmez. Ancak başkalarının odak noktası olma durumu çocuklardaki gibi söz konusudur. Bu davranışın aynısını ergenlik döneminde görülen benmerkezi harekete benzetmek de mümkündür. Ergenlik dönemindeki gibi ön planda olma arzusu, beğenilmek için çabalamak, en iyisi olmak için uğraşmak, başkalarının duygularına kayıtsız kalmak da aslında narsistlerde görülen durumların aynısıdır. Narsist kişilerin çocukluk döneminde gelişmeye başlayan duygusal gelişim aşamalarında sorunlar yaşadığı ve bu dönemde problemler yaşadığını söylemek mümkün olabilir. Bu nedenle de aslında narsist kişilik bozukluğu durumunda öncelikli olarak duygusal gelişim aşamalarının ne ölçüde geliştiğini gözlemlemekte fayda vardır. Duygusal gelişim sırasında benmerkezcilik zamanla ortadan kalkar. Bu nedenle de empati kurma, başkalarının farklı fikirlerinin olabileceğini görme ve hoşgörü gösterme gibi kavramlar zamanla gelişir. Bu rahatsızlığa sahip bireylerde ise bu durumlar gözlemlenmediği için aslında çocukluk dönemindeki benmerkezcilik ergenlik dönemindeki benmerkezcilikte kendini açığa çıkarır.
Bu rahatsızlığa sahip kişilerde önemli olma ve ön planda yer alma duyguları oldukça baskındır. Bu nedenle de başkalarının önemsenmemesi görülebilir. Narsist kişiler önemli olmak ister. Bunun için de pek çok kaygıya sahip olmaları mümkündür. Önemli olma, önemli işler başarma durumları ön planda olan kişiler genellikle başkalarının düşüncelerini ya da yaptıklarını önemsemez. Bu durumda narsist kişiler çevreye karşı duyarsız hale gelebilir. Başkalarının ne yaptığından çok kendi yaptıklarını göstermek ve kendi yaptıklarının konuşulmasını istemek durumu narsist kişilerin bazı korkulara sahip olmasını da gerektirir.
Önem duygusu nedeniyle narsist kişilerde korkular meydana gelmesi mümkündür. Bu korkular önemli görülmemek, önemli işler başaramamak, ön planda olamamak ya da eleştirilmek gibi farklı durumlarla ilgili olabilir. Bu nedenle de aslında narsistlerin içinde bulunduğu korkuların önem duygusu ile yakından ilişkili olduğunu söylemek doğru olacaktır.
Narsist kişilik bozukluğu olan kişilerin çevresi tarafından eleştirilmekten korkmaları olasıdır. Ayrıca eleştirilere tamamen kapalı olmaları da mümkündür. Eleştiriler genellikle olumsuz olabileceği için narsist kişilerin bu eleştirileri kabul etmemesi mümkündür. Narsist kişilerin eleştirildikleri zaman sinirlenmesi mümkündür. Narsistler eksik yönleri olmadığını düşündükleri ve her şeyi doğru şekilde yaptıklarını hissettikleri için aslında eleştirilerin de haksız ve yanlış kanılar olduğunu düşünürler. Bu nedenle de eleştiri kabul etmezler. Eleştirilme anlarında büyüklenmeci şemaları ön plana çıkmaktadır. Eğer ki narsisistik birey kendisine odaklıysa bu tür durumlarda çevreyi terk etme, eleştiriye karşı aşırı hassasiyet geliştirebilirler.
Narsistler küçümsenmekten ve önemsiz görülmekten korkar. Bu korkularının temel nedeni kendilerinin en iyi ve en önemli olduklarını düşünmeleridir. Bu nedenle de aslında korkmanın yanı sıra küçümsendiklerinde ve önemsiz görüldüklerinde sinirlenebilirler.
Narsistler yalnızca kendilerinin değil aynı zamanda yaptıkları işlerin de önemsiz görülmesinden hoşlanmazlar. Narsistler yaptıkları işlerin önemli olduğunu, doğru şekilde yapıldığını ve övülmesi gerektiğini düşünürler. Bu nedenle de aslında narsist kişiler tıpkı eleştirilmek istememeleri gibi küçümsenme ve önemsiz görülmeden de korkmalarının yanı sıra bu görüşlerin yanlış olduğunu da öngörürler.
Narsist kişiler aşağılanmaktan korkar çünkü bu durum öz güvenlerini zedeleyecek olan en büyük etkenlerden biridir. Bu rahatsızlığa sahip kişiler; başkaları tarafından övülmek, beğenilmek, üstün görülmek isterler. Bunun tam tersi ise aşağılanmaktır. Bu nedenle de kişiler gerek kalabalık ortamlarda gerekse de özel alanlarda aşağılanmaktan uzak kalmak isterler. Bireyler aşağılanmamak için aslında kendilerini her konuda en iyi şekilde göstermeye çalışırlar. Bunun yanı sıra kendilerini aşağılayan kişileri de bu konuda ciddi şekilde uyarabilirler. Narsist kişiler onlarla tartışabilir ve onlara karşı kinlenirler. Aşağılandıkları konuda kendilerini de geliştirmek için farklı pek çok şey yapabilirler.
Ölmek narsistelere göre dünya üzerindeki en önemli bireyin tarihe gömülmesi anlamına gelebilir. Çünkü narsist bireylerin kendilerini ne derece üst ve yüksek gördüğünü tahmin etmek çok zordur. Belli bir konuda kendilerini dünyanın en iyisi olarak görebilirler. Ölmek aslında bu en iyi olanın dünya üzerinden silinmesi anlamına gelebilir.
Narsistlerin ölmekten korkmasının bir diğer nedeni de aslında kendilerine verdikleri üst değer duygusundan kaynaklanır. Bu üst değer duygusu, ölmekten korkmalarına neden olur. Çevrelerinde ailesinden ya da arkadaşlarından birinin ölmesinden çok kendilerinin ölmesinden korkarlar. Bunun nedeni de kendilerini çevrelerindeki herkesten daha değerli görme eğilimine sahip olmalarıdır. Bu da aslında önem duygusuna bağlı olarak gelişen korkularından bir tanesidir. Narsistlerin kişilerin hissettiği en önemli ve en büyük korkulardan biri ölme korkusu olabilir.
Narsistler genellikle unutulmaktan korkan kişilerdir. Bunun nedeni ise kendilerinin pek çok konuda çok yetkin, başarılı ve iyi olduklarını düşünmeleridir. Bu nedenle de unutulmak istemezler. Her konuda arkalarında en azından bir eser bırakmak, bu şekilde hatırlanabilmek isterler. Unutulmak narsistlerin en temel korkularından biridir. Narsistler önemli olduklarını düşündükleri için yaptıkları işlerin de önemli görülmesini, hatırlanmasını ve sürekli bu işlerden konuşulmasını isterler. Bu nedenle de unutulmak istemezler. Arkalarında bir eser, çocuk ya da yaptıkları başarılı işleri bırakmak ve öldükten sonra da hatırlanmak isterler. Bu nedenle de aslında narsistlerin çocuk sahibi olma ve çocuklarını kendileri gibi başarılı şekilde yetiştirme konusunda kaygılarının ve obsesyonlarının olduğunu söylemek mümkündür.
Narsist kişilik bozukluğu sahibi kişiler arka planda kalmaktan korkarlar çünkü hep göz önünde olmak isterler. Göz önünde olmak isteyen narsistlerin en büyük korkularından birisi bu nedenle arka planda kalmak ve aslında bir nevi görünmez hale gelmektir. Kişiler görünmez hale gelmek istemezler çünkü kendilerini pek çok şekilde ön plana çıkarmak isterler. Özellikle de bilgi sahibi oldukları, hakim oldukları bir konuda arka planda kalmaktan çok korkarlar. Çünkü bu konuda bilgi sahibi olduklarını bilirler ve konu ile kendilerini ön plana çıkarmaya çalışırlar. Bu tür durumlarda meydana gelen sinirlilik hali de arka planda kalmak korkusuna bağlı olarak gelişmektedir. Narsist kişiler bazı meslek sahiplerinden bile daha iyi iş bildikleri konusunda inat edebilir. Örneğin eve gelen bir tamirci işini yaparken ona nasıl yapması gerektiğini tarif etmeye çalışabilir. Bu konu ile ilgili bazı bilgiler okumuş olması, narsist kişinin kendini ustadan daha üstün ve bilgi sahibi görmesi için yeterlidir. Küçümseme, ön planda olma isteğinin en önemli belirtisidir. Abartılmış önem duygusu ile yakından alakalı bir diğer korku olan arka planda kalma durumu da görüldüğü üzere küçümseme, öne çıkma ve her konuda üstün bilgi sahibi olduğunu düşünme ile yakından ilişkilidir.
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin en büyük korkularından biri başarısız olmaktır. Herhangi bir işte başarısız olmak narsist bireyler için oldukça zordur. Bu zor durum narsistlerde büyük bir korku yaratır. Aslında narsistlerin kaygılanım bozukluklarının en temelinde de başarısızlık yer almaktadır. Narsist kişiler başarısız olma üzerine büyük bir kaygı bozukluğuna sahiptir. Bu durum da “en iyi olma” arzusuna dayandırılabilir. Bu nedenle narsist bireyler kendilerini ilgi duydukları alanda ya da pek çok farklı konuda geliştirmek için çabalarlar. Bu sayede başarısız olma korkularının da üstesinden gelmeleri çok daha kolay hale gelir. Yine de pek çok narsist kişilik bozukluğu olan kişiler kendini çok yetkin hale getirse dahi başarısızlıktan korkabilirler. Narsist kişilik bozukluğu olan kişilerdeki şişirilmiş önem duygusu, çok basit konularda dahi başarısız olmaktan korkmaya neden olur. Narsist kişiler çok basit bir işte başarısız olurlarsa öz güvenlerini ve öz saygılarını yitirebilirler. Ayrıca bu basit işlerdeki başarısızlıklar onları bir süreliğine umutsuzluğa ve kaygıya da yönlendirebilir.
Narsist kişilik bozukluğu olan bireyler herhangi bir konuda pişman olmaktan korkarlar. Kişilerin en büyük korkularından biri olan pişman olma duygusu, narsistlerin daima en iyisini ve doğrusunu bildiği düşüncesinden kaynaklanır. Bu nedenle de daima en iyisi ve en doğrusunu bilmesi gerektiğini düşünen narsistlerin pişman olmak istememesi olasıdır. Bireyler özellikle de ilişkileri konusunda pişman olmaktan çekinir ve korkarlar. Bu nedenle de pişman olacaklarını düşündükleri hiçbir şeyi yapmamaya çalışırlar. Pişman olabileceklerini düşündükleri eylemlerden uzak dursalar da kimi zaman pişmanlık hissetmeleri mümkündür. Bu durumda yoğun kaygı yaşayan narsistler, kendilerinin yeterli veya çok iyi olup olmadıkları konusunda da çelişkiye düşebilirler. Her insan hata yapabilir, pişmanlık yaşayabilir. Bu durum kimi zaman kontrol edilemez. Narsistlerin bu korkusu aslında şişirilmiş önem duygusuyla ilişki içinde olduğundan büyük bir kaygı nedenidir.
Narsist kişiler diğerleri tarafından genel anlamda kendini beğenmiş, kendini üstün gören karakterler olarak tanımlanırlar. Bunların da büyük ölçüde yanlış olduğu söylenemez aslında. Genellikle narsist kişilik bozukluğu olan bireyler pek çok farklı ve farkındalık yaratan özelliğe sahip olabilirler. Narsistlerde en sık rastlanılan özellik genel anlamda başkalarının duygu ve düşüncelerine ya da eylemlerine pek önem vermemeleridir. Narsist kişiler kendi yaptıkları eylemlerin ya da kendi düşüncelerinin her zaman doğru ve önemli olduğunu düşünebilirler. Bunun yanı sıra narsist kişiler kendilerini en iyi olarak görmek isterler. Bir topluluk içinde en iyisi olmak için uğraşırlar ve zaten en iyisi olduklarını düşünürler. Bunların yanı sıra narsist kişilik bozukluğunda en sık rastlanılan durum kıskançlıktır. Narsist kişiler kendilerinde olmayan iyi şeyleri veya kendilerinden daha iyi olabileceğini düşündükleri kişileri kıskanırlar. Bu kıskançlık beraberinde pek çok problemi de getirebilir. Örneğin narsistler onlardan daha iyisi olduğunu düşündükleri için intihara meyledebilir. Ayrıca daha iyi olan kişilerin iyi özelliklerini ortadan kaldırmak için uğraşabilirler.
Genel olarak narsist kişilik bozukluğu belirtilerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
• Ön planda olma duygusu
• Başkalarının düşüncelerini önemsememe
• Kendini üstün görme
• Başarı, güç, zeka, ilişki gibi konularda gerçekçi olmayan hayaller, fanteziler
• Gerçeklerle yüzleşmekte zorlanma
• Olumsuz durumlarda sorumluluk almama
• Her konuda daha fazlasını isteme
• Başkalarını küçümseme, aşağılama
• Övülmekten hoşlanma (aşırı şekilde)
• Empati kurmada zorlanma, başkalarının duygularını anlayamama
• Rekabetçi davranma
• Eleştiri kabul etmeme
• Her zaman en iyi olmayı isteme
• Daha iyi olmak için her konuda kendini geliştirmeye çalışma
• Küçük düşmemek ya da alay edilmemek için hareketlerini düzenleme, obsesif şekilde davranış gösterme
Görüldüğü üzere narsist kişilerde pek çok farklı belirtinin görülmesi mümkündür. Bu belirtiler genel olarak narsitlerin ön planda olma ve “en iyi” olma duyguları ile ilişkilidir. Görülen belirtiler farklı pek çok alanda kendini ortaya koyabilir.
Narsistlerde görülen belirtilere bağlı şekilde farklı tepkilerin ortaya çıkması mümkündür. Örneğin sürekli olarak övgü almaktan, daha üstün ya da daha iyi olduklarının söylenmesinden hoşlanırlar. Ancak eleştiri aldıklarında, bir işte başarısız olduklarında veya kendilerin iyisinin olduğunu gördüklerinde sinirlerine hakim olamazlar. Narsistler kendilerinin en iyi olduklarını düşündükleri için olumsuz her türlü yorum karşısında aşırı tepki göstermeleri olasıdır. Hatta narsist kişilik bozukluğu sahibi olan kişiler kendilerinden iyi olarak gördükleri kişileri işlerinden attırmak için çalışabilirler. Kendilerinden iyi gördükleri kişinin yanlış bir iş yapması için onları desteklemeleri de mümkündür. Bu tür durumlar aslında en iyi olmak için gerçekleştirilen davranışlardan biridir.
Narsist kişilerin sergilediği kıskançlık, aslında en yaygın ve en ön planda olan belirtilerden biridir. Kıskançlığın temel nedeni ise narsist kişinin kendinden daha iyisinin olmaması gerektiği duygusudur. Narsist kişiler kendilerinden daha bilgili, daha güzel, daha yakışıklı, zengin, zeki birinin olabileceğini kabullenmek istemezler. Bu hırs, aslında hemen hemen her konuda görülebilir. Bir narsist kimsenin kendisinden daha iyi yemek yapamayacağını düşünebilir. Bu tür düşünceler de aslında farklı davranışların ortaya çıkmasına neden olabilir. Narsist kişiler genellikle kıskançlık nedeniyle kendilerini geliştirmek için çalışır. Bunun yanı sıra kendilerinden daha iyi olduklarını düşündükleri kişinin bir açığını yakalamak isteyebilirler. Ayrıca onu küçük düşürmek için çabalamaları mümkündür. Narsist kişiler kendilerinden daha iyi gördükleri kişilerin daha bilgisiz veya herhangi bir alanda başarısız olduğunu kanıtlamaya çabalayabilirler. İlerleyen narsist kişilik bozukluğu ise bu kişilere zarar verme eğilimini bile içerebilir. Bu durumda elbette ki birine zarar vermeden önce destek alınması gereklidir.
Psikoterapi ile narsist kişilik bozukluğu tedavi edilebilir. Narsist kişilerde ilaç tedavisi uygulanmaz. Psikoterapi sayesinde narsist kişilerin yaşadığı problemlerin çözüme kavuşması mümkündür. Görülen belirtiler psikoterapi ile hafifletilebilir, davranışlarda kısa zamanda değişimler gözle görülür şekilde farklılaşır. Genellikle narsist kişilik bozukluğu olan kişiler buna sahip olduklarını bilmezler. Hatta narsistler bunu fark etmezler. Çünkü kendilerinde herhangi bir problem olabileceği düşüncesi onlara pek ihtimali olan bir durum gibi gelmez. Bu konuda da aslında çevrenin etkisi oldukça önemlidir. Çevrenin bireyi bu konuda yönlendirmesi gerekmektedir. Ailenin, arkadaşların ve yakınların bu konuda narsist kişiyi yönlendirmesi çok önemlidir. Bu yönlendirme sayesinde psikolojik destek alınabilir ve narsist kişilik bozukluğundan profesyonel destek ile uzaklaşabilirler. Ancak narsisistik kişilik bozukluğuna sahip kişilerin terapiye başlamaları oldukça zordur. Narsist kişilik bozukluğu sırasında uygulanan psikoterapiler aslında temelde kaygıların giderilmesine yöneliktir. Bu doğrultuda sağlanan psikoterapi sırasında narsist kişilerde görülen belirtiler azaltılabilir. Ayrıca davranışlarda görülen farklılıklar da psikoterapiler ile giderilebilir.
Bir narsist ile iyi anlaşmak, onu tanımak ve bir nevi başa çıkmak için aslında narsistin duygu ve düşüncelerini iyi şekilde anlamak gerekir. Narsist kişilerin aşağılayıcı şekilde hareket edebileceğini, kendilerini övebileceğini, sizin duygularınızı önemsemeyeceğini bilmek gerekir. Narsist kişilerin özelliklerini bilmek aslında onlarla anlaşmak ve başa çıkmak için önemlidir. Bir narsisti tanımak, narsist kişilik bozukluğu belirtilerini bilmek ile yakından ilişkilidir. Bu sayede narsist bir tanıdığınızın davranışlarını, hareketlerini ve genel düşüncelerini de daha kolay şekilde anlamanız mümkün olabilir.
Narsist kişilik bozukluğu testleri farklı sorular ile narsist kişilik bozukluğunun ölçülmesini içerir. Yani aslında doğru şekilde değerlendirmesi sağlandığı koşulda narsist kişilerin tespit edilmesi bu testler ile mümkün olabilmektedir. Bu testlerde de tıpkı tüm kişilik testlerinde ve psikolojik rahatsızlıklar için uygulanan testlerde olduğu gibi psikologlar tarafından değerlendirme yapılması gereklidir.
Psikologlar tarafından doğru şekilde değerlendirilen testler, narsist kişilerde görülen belirtilerin hangi düzeyde olduğunun tespit edilmesini sağlayabilir. Bu testler şu soruları içerebilir:
• Çıkarların için diğer insanları kullanır mısın?
• Eleştirilere açık mısın?
• Bütün ortamlarda sana ayrıcalık tanınmasını bekler misin?
• Senden daha ayrıcalıklı olan insanları kıskanır mısın?
• Diğer insanlardan onları aşağıladığın yönünde tepki alır mısın?
• Her ortamda kuralları belirlemek ister misin?
• Diğerlerinden üstün olmak ister misin?
• Çok ünlü biri olmayı ister miydin?
Yukarıda belirtildiği üzere farklı sorular sorularak narsist kişilik bozukluğu konusunda fikir sahibi olunabilir. Bu testlerin doğru şekilde değerlendirilmesi ile kişilerde hangi seviyede narsist kişilik bozukluğu olduğu görülebilir. Ayrıca psikolog tarafından sağlanacak olan psikoterapilerle kişide mevcut olan narsist kişilik bozukluğunun da giderilmesi sağlanabilir. Psikoterapi ile görülen belirtilerin azaltılması mümkündür.