Psikolog olmak isteyen bireyler sahip oldukları mesleğin gerekliliklerine daha sağlıklı bir terapi yürütmek adına sahip olmakla sorumludurlar.Aldıkları eğitim ve bilgi birikimleri sayesinde zamanla terapi sürecindeki becerileri dolmaya ve genişlemeye başlar. Her psikolog belirli bir bilgi birikimine aldığı lisans eğitimi sürecinden itibaren adım atmaya başlar. Psikologlar zamanla kendi ilgi alanlarını ve bu alandaki kariyer aşamalarını belirken aynı zamanda bu süreçte hangi alanlara daha fazla ilgi duyduklarını ve hangi alanlarda daha fazla yoğunlaşacaklarını da belirlerler. Bazı Psikologlar “Çocuk ve Ergen Psikolojisi”çalışmayı ve bu alanda uzmanlaşmayı tercih ederken bazı Psikologlar tamamen “Kişilik Bozuklukları” alanında çalışma yapmayı ve bu alanda yoğunlaşmayı tercih edebilmektedir. sikologların terapi sürecinde yerine getirmesi gereken etik kurallar ve özellikler onun mesleğinin en temel özelliğini oluşturmaktadır. Nasıl ki bir öğretmenin meslek sürecinde kalem bir doktorun meslek sürecinde reçetesi onun en temel vazgeçilmezlerindense aynı şekilde psikologlarında meslek süreci boyunca kullanması ve uygulaması gereken meslek hayatı boyunca sahip olması ve sürdürmesi gereken anahtar becerileri söz konusudur. Bu özelliklere sahip olan psikologlar hem kendisiyle hemde karşısındaki kişiyle daha sağlıklı bir şekilde iletişim kurar ve bu terapi sürecinin daha dinamik ve güvenli bir şekilde sürdürülmesinde yardımcı olur.
Psikolog ve danışan arasında ki iletişim terapi sürecinin en temelini oluşturan özelliklerdendir. Psikologlar adına iyi bir iletişim becerisine sahip olmak terapi becerilerinin gerekliliklerinden bir tanesini oluşturur. Eğer danışanınızla iyi ve sağlıklı bir iletişim kurarsanız bu sizin danışanınızla yürüttüğünüz terapi sürecinize de olumlu yönde yansıyacaktır. Psikologlar için terapi becerilerine sahip olmak kadar onları terapi sürecinde uygulayabilmekte önemlidir. Terapi süreci tamamen danışan ve danışman arasındaki iletişimin kurulmasıyla birlikte ikili bir şekilde devam eden bir süreçtir. Eğer Psikoloğunuzla bu yolculuğa çıktıysanız ikinizinde birbiriyle kurduğu her iletişim, bu sürecin yollarınındaki gidiş yönlerinin belirlenmesini ve Psikoloğunuzun sizi daha sağlam yollardan götürmesine katkı sağlayacaktır. Bu süreçte psikolog iyi bir dinleyici olmalıdır ve danışanın her söylediği hatta sessiz kaldığı yerleri değerlendirmelidir. Bazı zamanlar susmak ve sessiz kalmakta konuşmak kadar anlam taşır. Beden diliniz iletişim kurarken size bir yandan terapi sürecinde eşlik edecektir. İyi bir psikolog bunların hepsini aynı zamanda değerlendirip gözlemleyebilen ve size bu aşamada etkili geri dönüşler sağlayabilen bir psikolog olmalıdır.
Empati kendinizi karşınızdakinin yerine koyup onun duygu ve düşüncelerini anlayabilmeyi ifade eder. İletişim sürecinde empati kurmak ve karşınızdakini anlamak onun çerçevesinden olayları değerlendirip kavrayabilmek adına size karşınızdakinin bakış açısıyla olaylara bakabilmeyi sunar. Eğer ben onun yerinde olsaydım ne yapardım diyebilmek onun anlam dünyasını ve zihinsel süreçlerini kavrayabilmek gündelik yaşantımızda olduğu gibi terapi sürecinde de önemlidir. Psikologlar danışanlarıyla terapi sürecinde empati yapabilmeli ve onun duygu ve düşüncelerini yargılamadan ve eleştirmeden uzak bir şekilde analiz edebilme becerisine sahip olmalıdırlar. Belirli Bir Tedavi Metoduna Göre Planlı Hareket Etmek
Her psikolog terapi sürecinde farklı yaklaşımlarla ve metodlara göre terapi sürecini yönlendirip bu doğrultuda terapi sürecine devam edebilir. Bir olaya her psikolog farklı kuramsal metodlara göre farklı yönlerden yaklaşarak durumu farklı bakış açılarından ele alabilirler. Nasıl ki günlük hayatınızda bir şeyler yaşadığınızda bu durumu farklı insanlara anlattığınızda her insan olayı kendi bakış açılarına göre yorumlayıp size o doğrultuda geri dönüşler sağlıyorsa aynı şekilde terapi sürecinde de her psikolog farklı bir metod ve yaklaşım formülü belirleyerek terapi sürecinde bu metod ve yaklaşımı izleyebilmektedir. Psikologlar sahip olduğu yaklaşımı belirlerken durumun artılarını ve eksilerini göz önünde bulundurmalı bu metodla hareket etmenin olaya etkilerini değerlendirmelidirler. Psikologların terapi sürecinde planlı olması ve bu doğrultuda danışanını bilgilendirmesi terapi sürecinin en başından itibaren daha sağlıklı bir rota belirlemek adına önemlidir. Bu sizin gideceğiniz yolun bir başka açıdan taslağının belirlenmesini sağlar. İyi bir psikolog sürecin en başından gideceğiniz her aşamasına kadar plan ve metod adımlarına göre size geri dönüşler sağlayıp süreci bu doğrultuda şekillendirerek hareket eder.
İnsan ilişkilerinde kişilerin birbirlerine güven duymaları ve bu güven esasına bağlı bir şekilde ilişkilerini sürdürmeleri ne kadar önemliyse aynı şekilde terapistinde bu süreç içerisinde güven ilişkisi esasına bağlı bir şekilde hareket etmesi oldukça önemlidir. Sağlıklı bir danışan ve danışman sürecinin kurulması için güven ilişkisininde bu doğrultuda olması gerekir. Yapılan araştırmalara göre danışanlar güven duyduğu bir psikolog ile beraber hareket etmeyi ve kendilerini terapi sürecinde böylece daha rahat bir şekilde ifade edebileceklerini belirtmişlerdir. Güvenilirlik esasına göre hareket eden psikologlar hem mesleki etik açısından hemde terapi sürecinin daha sağlıklı bi şekilde ilerletilmesi açısından güven esasını her zaman ön planda tutmalıdır. Danışanında aynı zamanda her aşamada şeffaf olması bu sürecin daha etkili bir şekilde ilerlemesini sağlar. Bu durum sadece tek taraflı olarak değil karşılıklı güven esasına bağlı bir şekilde ilerlemek olarak da düşünülebilir. Böylece karşılıklı güven danışanın daha rahat bir şekilde duygu, düşünce ve davranış kalıplarını karşı tarafa aktarmasını sağlayacaktır.
Terapi sürecinde sabırlı olmak hem danışan hemde psikolog için önemlidir. Durumlara ve insanlara bağlı olarak bazı terapi süreçleri beklenildiğinden daha az bazı terapi süreçleri de beklenildiğinden çok daha fazla sürebilmektedir. Bundan dolayı hem psikoloğun hemde danışanın bu süreçte sabırlı olması bu süreci damlaya damlayada olsa ilerletmesi güzel sonuçlar elde etmek adına önemlidir. Güler yüzlü ve pozitif olmak karşınızdaki insanla daha samimi ve içten bir diyalog kurmanızı sağlar. Terapi sürecinde danışanın kaygı ve endişe düzeyi böylelikle daha mininimize edilecek ve danışan ve psikolog arasındaki iletişim bağı daha pozitif yönde gelişecektir.
Psikologlar kendini geliştirmeye ve öğrenmeye açık bireyler olmalıdırlar. Psikoloji okumaya karar verdikleri andan itibaren okumaya araştırmaya ve öğrenmeye başlarlar. Psikoloji oldukça geniş ve çok fazla alt dallara sahip bir bölümdür. Bu yüzden psikologlar lisans sürecinden itibaren okumaya ve bilgi birikimlerini her alanda geliştirmeye başlarlar. Her psikolog farklı ilgi alanlarına göre kendini geliştirip bu alanlarda farklı seminerlere ve eğitimlere katılarak uzmanlık alanlarına katkı sağlayabilirler. Psikologların deneyimli ve bilgili olması onların bu alanda daha başarılı ve etkili olmasını sağlayacaktır.
Psikologların aldıkları eğitimler ve uzmanlık alanları onların kariyer sürecinde daha donanımlı olmasını sağlarken aynı zamanda bu danışanların uzman seçimi yaparken de değerlendirdiği bir süreç haline gelmektedir. Fiziksel olarak bir yerimiz ağrıdığı zaman nasıl ki bir doktor araştırması yaparken hangi alanda daha iyi olduğuna ve hangi alanda başarılara sahip olduğuna dikkat ediyorsak aynı şekilde psikolojik olarak ruhsal sağlığımız içinde uzman bir psikolog ararkende hangi alanlarda uzmanlaştığı ve nasıl eğitim temeline sahip olduğuna dikkat etmekteyiz. İyi bir psikolog her zaman öğrenmeye kendini geliştirmeye ve yeni şeyler keşfetmeye açık olmalıdır.