Uzmanın Cevabı: Merhabalar Melisa hanım, Öncelikle başınız sağ olsun. Dedenizin ani kaybı ardından annenizin teşhisi üst üste gelmiş, dolayısıyla zihninizde kaybetme korkusunun oluşmasını anlayabiliyorum. Kaybetme korkusu özellikle en çok bağlı hissettiğimiz kişilere karşı oluşur. Kaybetme korkusu aynı zamanda anksiyete ile ilişkili olabilir. Aşırı düşünme, olayların en kötü ihtimaline odaklanma bizi ruhsal ve fiziksel olarak yorabilir. Dolayısıyla anksiyetenin ardından tahammülsüzlük, depresyon ve öfke problemlerini de sık sık görüyoruz. Terapi alma imkanınız varsa kesinlikle öneririm. Bilişsel Davranışçı Terapi ile kısa sürede ilerleme görmeniz mümkün. Kaybetme korkusu çözüldükçe öfke problemleri, tahammülsüzlük ve depresyonda da azalma göreceksiniz. Eğer terapi alma imkanınız yoksa düşüncelerinizi sık sık gözlemlemenizi tavsiye ederim. Korku, kaygı gibi duyguların ardında olayların sadece en kötü yanına odaklanan olumsuz düşüncelerimiz vardır. Yani bu duyguları aslında tetikleyen şey düşüncelerimizdir. Kaygınızın arttığı durumlarda kendinize şunu sorabilirsiniz: Evet zihnim sadece en kötüye odaklanıyor, peki bu durumda olabilecek en iyi ihtimal nedir? İyi ihtimalleri göz ardı mı ediyorum? İyi akşamlar dilerim,