Araştırmacılar ve uzmanlar tek bir ortam tanımda buluşamasa da mükemmeliyetçilik, genel olarak kişinin kendisi için aşırı yüksek beklentiler koyması ve bu beklentilere ulaşma konusunda oldukça endişe duyması, dolayısıyla bunlarla ilgili kendine aşırı eleştirel yaklaşması durumunu ifade eder. Mükemmeliyetçilik bir bakıma “kusursuzluğu arama” olarak da tanımlanır. Bu tarz bir mükkemmeli arama içinde olan kişiler genellikle başarısızlığa aşırı derecede odaklanır, başarılarını görmezden gelme eğilimde olur, hatalarına olduğundan daha büyük anlam yükler ve kendi ile ilgili olumsuz duygular besler.Bilimsel araştırmalar bize mükemmeliyetçiliğin farklı boyutları olduğunu gösteriyor. Örneğin biraz önceki tanımı ile “kendi ile ilgili yüksek beklentiler” mesajı verilerek, kişinin kendine odaklımükemmeliyetçiliğinden bahsedilir. Ancak “başkalarının bireyden yüksek beklentiler içinde olması” da mükemmeliyetçiliğin bir başka boyutunu, diğer bir ifadeyle başkaları odaklı veya sosyal içerikli mükemmeliyetçiliğin de var olduğunu gösteriyor. Bazılarımız her iki ikisini de yüksek derecede gösterirken, bazılarımız sadece birini yaşayabiliyor.Bilimsel araştırmaların vardığı ortak bir sonuç var: Mükemmeliyetçilik uyumsuz bir davranıştır! Her ne kadar çevremizde bir miktar mükemmeliyetçiliğin iyi olduğuna, bizi başarı için teşvik ettiğine dair söylemler duysak da aslında orada sözü edilen kavram mükemmeliyetçilikten çok “başarı odaklı olma” veya “üstün olma isteği”dir. Mükemmeliyetçilik konusunda önde gelen bilim adamlarından biri olan Hewitt, mükemmeliyetçiliğin diğer başarı istekleri ile karıştırılmaması gerektiğini vurgular ve aslında mükemmeliyetçi davranışın olumlu bir yanının bulunmadığını söyler.
Mükemmeliyetçiliğin olumlu yanları olduğu tartışılsa da, araştırmalar bize bu kavramın psikolojik ve fiziksel sorunlarla yakından ilişkili olduğunu gösteriyor.
Mükemmeliyetçilik ve Sosyal Problemler : Özellikle mükemmeliyetçiliğin sosyal boyutu, yani başkalarının ancak siz mükemmel olursanız size değer verecekleri düşüncesine inanmak, depresyon ve aşırı kaygı gibi duygusal sorunlarla yakından ilişkilidir. Bunun nedenlerinden birisi, kişinin üstünde (gerçekçi olmasa da) büyük bir baskı ve sonuçta kendisini çaresiz hissetmesidir. Bu tarz düşüncelere sahip kişiler, ne kadar başarılı olurlarsa, insanların onlardan daha fazla başarı bekleyeceklerini düşünür. Normalde başkalarının (örneğin yakınlarımız veya patronumuz) bizden beklentileri olsa da, mükemmeliyetçi insanların bu beklentilere yönelik inançları genelde abartılı ve gerçek dışıdır.
Mükemmeliyetçilik ve yeme bozuklukları : Son yıllarda yapılan pek çok çalışma, mükemmeliyetçiliğin yeme bozukluklarıyla ilişkili olduğu sonucuna ulaştı. Kişinin kendisiyle ilgili aşırı yüksek beklentiler içine girmesi sonucu bedeni ile ilgili birtakım eleştiriler ve gerçekçi olmayan düşünceler gelişebiliyor ve dolayısıyla anoreksiya gibi yeme sorunları kendini gösterebiliyor.
Mükemmeliyetçi kişiler aynı zamanda fiziksel birtakım sorunlar da yaşıyor : Mükemmeliyetçi kişilerin gerilim ve migren tipi baş ağrısı, fibromiyalji, mide sorunları gibi sorunları ve iş yaşamında tükenmişlik sorunu yaşayabildikleri gözleniyor. Çok fazla enerji harcama, sürekli olarak başarı/başarısızlık konusunda odaklanma, abartılı beklentileri karşılamak için çaba gösterme ve kendini yetersiz bulma gibi durumlar yorgunluk ve psikolojik anlamda bir tükenmişlikle birlikte görülebiliyor.sıkıntılar mükemmeliyetçi kişilerde sıklıkla görülebiliyor.
mükemmeliyetçilikten şüphelenebilirsiniz. Hepimiz zaman zaman yukarıdakileri yaşasak da, mükemmeliyetçi kişiler için bunlar yaşamlarının bir parçası haline gelmiştir.
Toplumda yüksek standartlara önem verilmesi, ailelerin çocuklarından mükemmel olma çabalarını beklemesi gibi durumlar, insanların sürekli yüksek performans sergileme gereği ve baskılarına maruz kalmasına neden olabiliyor. Bazılarımız kendi kapasitemizin ve sınırlılıklarımızın farkında olsak da, bazılarımız (kişilik özelliklerimizin de etkisiyle) sadece “en iyi” ye odaklanıyor ve bazı zamanlar “ortalama” ve “hata” gibi durumlarla karşılaşmanın olağan olduğunu kabul etmiyoruz.
Oysa eksikliklerin, hataların kabul edilmemesi, başarısızlık hissini, kendine güvensizliği, suçluluk duygusunu tetikleyebiliyor. Tüm bunların sonucu da aşırı stres, kaygı ve depresyon gibi olumsuz duygusal sonuçlar orataya çıkabiliyor; uyumsuz davranışlar görülebiliyor.
Ayrıca kişiler arası ilişkilerin de mükemmeliyetçilikten etkilendiğini biliyoruz. Yakın ilişkide olduğumuz kişiler, bizim kendimize koyduğumuz yüksek beklentiler ve bunlarla ilgili saplantılı düşünceler nedeniyle rahatsız edici davranışlarımızdan etkilenebiliyor.
Bu nedenle mükemmeliyetçiliğin en iyi şekilde anlaşılmasının ve gerektiğinde yardım alınmasının gereğini kavramak önemlidir.
Çocukluk yıllarında mükemmeliyetçiliğin gelişimini önlemek için ebeveynlerin çocuklarından aşırı beklentiler içine girmemeleri, başarısızlığın veya hata yapmanın da kabul edilebilir ve yaşamın bir parçası olduğu mesajını vermeleri, başarı için çocuklarını motive ederken bunun yaşamda tek amaç olmadığını vurgulamaları önemlidir.
Yetişkinlik yıllarında ise kişi mükemmeliyetçilik nedeniyle depresyon, aşırı kaygı ve stres gibi sorunlar yaşıyor veya ilişkilerinde birtakım sıkıntılar görüyorsa, bunun için profesyonel yardım alma yoluna gidebilir.
Uzmanlıklar:
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları , Depresyon ve Mutsuzluk , Sosyal FobiYetişkinlikte Anne-Baba İlişkilerinin İyileştirilmesi: Psikoterapi Perspektifinden?
Hidayet ÇALIŞKAN 12.06.2025
Akran Zorbalığını Önlemek
Barış AYTAÇ 28.05.2025
Dijital Dünya ve Etkileri
Pelin BAYIN 26.05.2025