Bipolar bozukluk, kişinin duygu durumu - mani ve depresyon kutupları arasında değişkenlik göstermesine sebep olmaktadır. Bundan dolayı da, bipolar bozukluk rahatsızlığına sahip olan kişilerde sabit ya da dengeli bir ruh hali gözlemlenememektedir.
Bipolar bozukluk hastaları, depresyon dönemi ve mani dönemi olmak üzere yılda iki farklı dönem yaşamaktadırlar. Bipolar bozukluk hastaları depresyon döneminde, genelde mutsuz-üzüntülü- isteksiz ve motivasyonsuz bir psikolojiye sahip olmaktadır. Bipolar bozukluk hastaları, manik dönem olarak adlandırılan evrede ise, coşkulu bir duygudurum- aktiviteler ve enerjide artma (çok konuşma, çok gezme, cinsel istekte artış, risk alıcı davranışlarda artış vb.) gibi durumları yaşamaktadır.
Bipolar bozukluk genelde ergenlik döneminde ya da yetişkinlik döneminde kendisini göstermektedir. Fakat, bipolar bozukluk her yaş ve her cinsiyet grubunda gözlemlenebilmektedir.
Ayrıca, bipolar bozukluğun, yaşam boyunca etkisini gösterme oranı %1’dir. Buna istinaden ise, bipolar bozukluğun oluşumunda kalıtımsal (genetikten genetiğe aktarım) etkenler büyük rol almaktadır.
Bipolar bozukluk, temel olarak mani ve depresif ve hipomani semptomları içerisinde değerlendirilmektedir. Bipolar bozukluğa bağlı olan depresif dönem, en az iki hafta boyunca devam etme eğiliminde olmaktadır. Manik atak dönemi ise, birkaç gün ile birkaç hafta arasında sürmektedir. Ayrıca, bu ataklar (mani ve depresif) bazı kişilerde bir yıl içinde ard arda gelmektedir. Mani atak döneminde bulunan kişiler ise aşırı duygusal bir dönem geçirmektedir. Bipolar bozukluk rahatsızlığına sahip olan kişiler, mani dönemde heyecanlı, eforik, aşırı enerjili ve dürtüsel hissedebilmektedir. Ayrıca, bu kişiler yine mani atak döneminde korunmasız ilişki, madde kullanımı ve gece hayatı gibi riskli davranışlara da yatkın olmaya başlamaktadır. Mani ve depresyon atakları, birbirlerini genelde takip etmektedir. Ayrıca, mani ve depresyon ataklarının arasında normal dönemlerin geçirilebileceği gibi, bu iki dönem arasında sürekli bir döngü de oluşabilmektedir.
Enerji eksikliği
Değersizlik duygusu
Suçluluk ve umutsuzluk
İntihar düşünceleri
Konsantrasyon ve hatırlama zorluğu
Değersizlik duygusu
Kendinden kuşku duyma
Halüsinasyonlar
Mantıksız düşünceler
Kötümserlik
Aşırı enerjik hissetmek
Çok fazla konuşmak
Çok hızlı konuşmak
Çok mutlu ve sevinçli hissetmek
Yeni fikirler ve planları aşırı bir şekilde düşünmek
Uykuyu tam alamamak (az uyumak)
Az beslenmek
Riskli ve zararlı olan şeyleri yapmak
Yapılan faaliyetlerde aşırıcılığa kaçmak
Kolayca dikkat dağılması
Kendini önemli hissetmek
Kadınlarda ve erkeklerde bipolar bozukluk atağı sırasında belirtiler farklı bir şekilde meydana gelebilmektedir. Ayrıca, kadınlar bipolar bozukluk depresif atak dönemine erkeklere nazaran daha yakındırlar ve depresif dönemi daha fazla tekrar etme eğilimindedirler. Bunun en büyük sebebi ise, kadınların vücudunda bulunan özel kadınlık hormonları olmaktadır. Kadınlık hormonları kendilerini özellikle menstruasyon (adet) dönemi , gebelik dönemi veyahut menopoz dönemlerinde göstermektedir. Bu bilgilere istinaden, erkek bireylerdeki bipolar bozukluk rahatsızlığı; kadın bireylere nazaran daha erken yaşta başlamaktadır. Ayrıca, erkeklerde manik ataklar daha şiddetli olmaktadır ve madde- alkol gibi zararlı alışkanlıklara bu dönemlerde yatkınlık çok fazladır. Bundan hariç ise, erkeklerdeki intihal girişimi kadınlara nazaran daha fazla olmaktadır.
Bipolar bozukluğun tek bir nedeni bulunmamaktadır. Yani, birçok neden bipolar bozukluğun oluşumuna kaynak olmaktadır. Ayrıca, bipolar bozukluk birçok faktörün birleşiminden doğmaktadır.
Bipolar bozukluk, genelde genden gene aktarım ile geçmekte olan bir hastalıktır. Bundan dolayı da, bipolar bozukluğa sahip olan kişilerin birinci derece yakın olduğu kişilerde de bipolar bozukluk görülmesinin ihtimali oldukça yüksektir.
Ayrıca, diğer hastalıklarda genelde tek bir genden hastalık nesilden nesile aktarılmaktadır. Bipolar bozukluk rahatsızlığı da genlerle aktarılsa bile çevrenin de etkisi büyük olmaktadır.Bu kanıyı, tek yumurta ikizleri üzerinde yapılmış olan araştırmalar doğrulamaktadır. Tek yumurta ikizlerinin ikisinde de bipolar bozukluğun görülme ihtimalinin oranı %70’tir. (Tek yumurta ikizlerinde genler tamamen aynıdır) Bu araştırmadan yola çıkılacak olursa, bipolar bozukluğun oluşumunda çevrenin de etkisi görülmektedir.
Bipolar bozukluğun kısa ve uzun vadede birçok olumsuz sonucu vardır. Örnek verilecek olursa, bipolar bozukluk rahatsızlığına sahip olan çocuklar evde ve arkadaşları ile birçok problem yaşamaktadır. Bipolar bozukluk rahatsızlığına olan yetişkin kişilerde ise, boşanma- finansal zorluklar- iş yerinde anlaşmazlıklar ve plansızlık hamilelik gibi problemlerin yaşanma ihtimali epey fazladır. Kadın bipolar bozukluk hastalarının %60’ı hastalıklarının herhangi bir evresinde madde ve alkol kullanmaktadır. Ayrıca, yapılan bir araştırmaya göre bipolar hastalığına sahip olan kişilerde şeker, kalp, migren ve hepatiroid gibi rahatsızlıkların görülme ihtimali daha yüksek olmaktadır. 10 bipolar bozukluğu hastasından birisinin intihar ederek hayatını kaybetmesi, diğer bir bilgidir. Bütün bunlara rağmen, yukarıdaki bilgiler sizi korkutmasın. Etkili ve düzgün bir psikolog desteği ile, bipolar bozukluk rahatsızlığındaki etkiler çok azaltılabilmektedir. Eğer ki, bipolar bozukluğu için psikolog desteği almak istiyorsanız; Psikolog Merkezi ile görüşebilirsiniz.
Günümüzde bipolar bozukluğunu tamamen ortadan kaldırabilecek bir tedavi ne yazık ki bulunmamaktadır. Fakat, psikolog desteği ve ilaç desteği ile bipolar bozukluğu en az seviyeye kadar indirilebilmektedir. Özellikle psikolog desteği, bipolar bozukluğuna sahip olan kişinin hayatını daha iyi idare edebilmesi için çok önemlidir.
İlaç tedavisi, bipolar bozukluğun belirtilerini hem azaltmaktadır. İlaç tedavisinin yanında uygulanan psikolog desteğinde de, hem aileye hem de rahatsız olan bireye verilen eğitimler; bu hastalık ile en iyi mücadelenin yolunu açmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, hem ilaç hem de psikolog desteği ile tedavi olan bipolar bozukluk hastalığına sahip olan kişilerin; sadece ilaç ile tedavi gören kişilere nazaran daha iyi bir tedavi dönemi geçirmektedir. Ayrıca, birçok doktor da ilaç ile tedavinin yanında psikolog desteğini önermektedir ve bunun bir ihtiyaç olduğunu söylemektedir.
Bipolar Bozukluk Hakkında uzmanlarımıza sıkça sorulan sorulara buradan ulaşabilirsiniz.
Bipolar bozukluğa, duygudurum bozukluğu da diyebilmekteyiz. Duygudurum bozukluğunu, birçok insan yaşamaktadır. Ayrıca, Türkiye’de yaklaşık üç milyon bipolar bozukluk tanısını alan insan vardır. Bunun yanı sıra, birçok kişide bipolar bozukluk olduğu halde bunu fark edemediği ve tedaviye gidemediği için de bipolar bozukluk vardır. Sonuç olarak, bipolar bozukluk nadir görülen bir hastalık değildir.
Bipolar bozukluk, genlerden kaynaklanan ve çevrenin de etkisi ile kendisini tam anlamı ile gösteren bir rahatsızlıktır. Yani, bipolar bozukluğu kalp, diyabet, astım ve diğer genetik varyasyonlar ile aktarılan hastalıklar gibi düşünebiliriz. Sonuç olarak, bipolar bozukluk kişisel zayıflıklardan dolayı kaynaklanmamaktadır.
Bipolar bozukluk hastalığı tedavi edilebilmektedir. Hatta, bipolar bozukluk hastalarının %15’lik kısmı bir daha problem yaşamayacak şekilde iyileşmektedir. Bipolar bozukluk hastalarının %45’lik kısmı ise, kişisel hayatında ve sosyal çevresinde sıkıntı yaşamayacak şekilde ya da aşırı az sıkıntı yaşayacak şekilde iyileşmektedir. İyileşme süreci, birçok faktöre bağlıdır. Sonuç olarak, iyileşme sürecini iyi bir şekilde geçiren bipolar bozukluk hastalarının tamamen tedavi olma ihtimali vardır. Ayrıca, iyi geçirilen bir iyileşme sürecinde bipolar bozukluk hastalarının kişisel ve sosyal hayatında problem yaşamayacak hale kadar iyileşmesi çok yüksek bir ihtimaldir.