Manik depresyon aslında iki uçlu duygulanım bozukluğu olarak bilinen bipolar bozukluktur. Bipolar bozukluk, mani dönemden depresyona kadar uzanan geniş bir duygulanım yelpazesine sahiptir. Bu durumda da bireyler farklı pek çok duyguyu kısa zamanda hissetme eğilimi içindedir. Örneğin gün içerisinde bir işi yapmak için çok heyecanlı olan bireyler çok kısa zaman sonra hiçbir iş yapamayacak kadar halsiz ve moralsiz hissedebilirler. Bu durum da aslında ani duygusal değişimlerin yaşanması nedeni ile iki uçlu duygulanım bozukluğu olarak adlandırılmaktadır.
Manik depresyon; mani ve depresif dönem olmak üzere iki farklı dönemden oluşur. Bu dönemlerin her birinin farklı özellikleri mevcuttur. Bu birbirinden farklı özellikler de dönemlerin kendini belli etmesine yarar sağlar ve aslında psikolojik anlamda destek alınacağı zaman da bu dönemlerin özelliklerinin bilinmesi oldukça önemlidir. Bireyler genellikle mani döneminde ya da depresif dönemde olduklarını kendileri fark edemezler. Bu nedenle de çevrelerindeki bireylerin bu dönemlerde bireyleri takip etmesi gerekir. Buna göre mani dönemindeki ve aynı zamanda da depresif dönemdeki hareketlerin görülmesi mümkündür.
Bireyler mani dönemde daha enerji dolu, neşeli ve heyecanlı olurlar. Bu dönemde bireyler şu davranışları gösterebilir:
Az uyuma
Çok ve hızlı konuşma
Enerjik hissetme
Yeni işler yapmak için hevesli olma
Heyecanlı olma
İyimser olma
Ani karar değiştirme, farklı düşünceleri aynı anda söyleme
Odaklanmada ve dikkatte azalma
Daha fazla cinsel istek hissetme
Alkol ve uyuşturucu kullanma
İştahsızlık / Aşırı iştahlı olma
Çok hızlı şekilde sinirlenebilme
Aşırı neşeli olma
Bu davranışların çoğunluğu bipolar bireylerde mani dönemde görülür. Kişiler genellikle mani döneminde fazla enerjik oldukları için yeni işler yapma konusunda oldukça heveslidirler. Bu nedenle de yeni işlere atılırlar. Örneğin aniden gitar çalmak hevesine sahip olurlar ve bunun için kursa yazılır. Sonrasında depresif döneme girdiklerinde ise bunun gereksiz olduğunu düşünürler ve kendilerinde bunu yapmak için yeterli enerjiyi ya da hevesi göremedikleri için bu hevesten çok kısa zamanda vazgeçerler. Bunun gibi pek çok uğraşıyı mani döneminde edinirler ancak kısa süreli hevesler olduğu için bireylerin hem çok para harcamasına hem de enerjilerini boş yere yapmayacakları işlere vermelerine neden olur. Bu dönem aslında tehlikeli ya da bireye zarar verici bir dönem olarak görülmez ancak birey asıl yapması gereken işler harici pek çok işe kendini verebileceği için aslında bu dönem de sosyal, maddi, manevi ve ruhsal anlamda tehlikeli olarak görülebilecek bir dönemdir. Bireyler mani dönemde ayrıca yeni ilişkilere başlayabilir, yeni arkadaşlar edinebilir, sinema, tiyatro, konser gibi eğlencelere katılma konusunda hevesli olabilir ve katılabilir. Bunlar aslında her bireyin yapabileceği şeylerdir ancak bu aşırı hevesli ve her konuya ilgili dönemin hemen ardından depresif dönem geldiğinde ne yazık ki bireyler hiçbir iş ile uğraşmak istemedikleri için sosyal anlamda da tamamen yalnız kalabilirler.
Depresif dönemde bireyler kendilerini hiçbir şey yapamayacak kadar halsiz, yorgun ve keyifsiz hissederler. İşe gitmekten, okula gitmekten kaçınırlar. Bunun gibi pek çok düşük motivasyona sahip eylem gerçekleştirebilirler ve ayrıca alışveriş, doktora gitme gibi günlük olayları bile gerçekleştirmekten uzak dururlar. Bu tür durumlar da kişilerin aslında günlük hayatlarının tamamen çökmesine neden olmaktadır.
Bireyler çok basit aktiviteleri bile gerçekleştirmekten kaçınırlar ve bu nedenle de pek çok problem ile karşılaşabilirler. Bireyler depresif dönemde şu özellikleri gösterebilir:
Unutkanlık
Sürekli uyuma isteği
Enerjisiz hissetme
Yorgunluk
Halsizlik
Ümitsizlik
Zevk almama, neşeli olmama
İştahsızlık / Aşırı iştahlı olma
Aile, arkadaş ortamı gibi sosyal çevrelerden uzaklaşma
Değersiz hissetme
İntihara meyilli olma, intihar girişiminde bulunma
Cinsel isteksizlik
Günlük aktiviteleri dahi yapmaktan uzak durma
İletişim kurmakta zorlanma, isteksiz olma
Önemli olayları umursamama
Bu davranışların çoğu bipolar bireyler depresif dönemdeyken hissedilir. Depresif dönem bireyleri büyük ölçüde zorlayan bir dönemdir. Bu dönemde kişiler her türlü aktiviteye karşı isteksiz olurlar. Önceden keyif aldıkları aktiviteleri yaparken dahi bireylerin keyif almaması söz konusudur. Genellikle bu dönemde evden ve hatta yataktan çıkmaktan bile çekinirler ve tüm günün uyuyarak geçirmek isterler. Her türlü sosyal ilişkiden kaçınma söz konusudur. Önceden kurulmuş olan ilişkiler ve arkadaşlık ilişkilerinin bu dönemde çökmesi mümkündür. Bireyler ilişkilerini bitirebilir, sevilmediklerini hissedebilir, arkadaşları ile aralarını hiç çekinmeden bozabilir. Bu tür davranışlar hem sosyal hem de psikolojik anlamda bireylerin ciddi ölçüde etkilenmesine neden olmaktadır. Destek alındığı zaman ise bu davranışlardan ve duygulardan kısa zamanda kurtulmak mümkün hale gelecektir.
Manik depresyon genellik 15-24 yaş arası bireylerde görülür. Kişilerde ilk olarak bu dönemde görülmeye başlanan manik depresyon, sonraki yaşlarda da genellikle görülmeye devam eder. Manik depresyonun daha az şiddetli şekilde görülmesi ya da etkilerinin tamamen azaltılması için de destek almak şarttır. Destek alındığı zaman manik depresyon etkilerinin daha az görülmesi ve aslında mani dönemin de depresif dönemin de etkilerini en az olacak şekilde hissetmek mümkündür. Çocuklarda ve 65 yaş üstü bireylerde manik depresyonun yeni oluşumunun görülmesi ise yok denecek kadar azdır. Ayrıca bu rahatsızlığın kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı ise büyük bir farka sahip değildir. Genellikle bu rahatsızlığın ilk görüldüğü yaşlar ise 20’li yaşların başlangıcıdır ve bireyler destek almazsa hayatları boyunca manik ve depresif dönemler arasında gidip gelerek zamanla kendine zarar verecektir.
Manik depresyon aslında günlük hayatta etkilerini en çok hissettiren psikolojik rahatsızlıklardan biridir. Bireyler bir gün çok neşeli ve enerji doluyken bir sonraki gün işe bile gitmek istemeyecek kadar halsiz olabilmektedir. Bu nedenle de bireylerin sosyal yaşamlarının, iş ve okul yaşamlarının, günlük işlerinin sekteye uğraması mümkündür. Bireyler yemek yeme, işe gitme gibi pek çok işlerini erteleyebilir ve ayrıca bu işlerini gerçekleştirme konusunda da isteksizlik gösterebilir. Bu da hem bireylerin sağlıksız şekilde yaşamlarını devam ettirmelerine hem de aslında yapmaları gereken pek çok günlük aktiviteyi de görmezden gelmelerine neden olur. Bu nedenle de manik depresyon bireylerin sürekli bir git gel içinde yaşamlarını farklı yönlere savurmasına neden olur.
Manik depresif bireylerin destek alması oldukça önemlidir. Bireyler manik etkileri de depresif etkileri de daha az şekilde hissetmek ve hayatlarını olması gereken seyrinde yaşamak için psikolojik anlamda destek almalı ve alanında yetkin kişiler tarafından manik depresif dönemlerin üstesinden gelinmesini sağlamalıdır. Bunu bireyin tek başına sağlaması pek mümkün değildir çünkü aslında kişiler genellikle manik depresif olduklarını da fark etmezler. Bunu çevredeki bireyler fark ettiği zaman bireyi destek almak için yönlendirmeli ve olası olumsuz durumlardan uzak kalmak için de psikolojik desteğin devam ettirilmesi konusunda destekleyici olmalıdır.