Hakkında konuşulması çok zor gelen konuların başında ölüm gelir. Yetişkinler dahil olmak üzere algısı ve kabulü zor bir süreçtir. Ölüm üzerine konuşmak ne kadar zor gelse de bu konunun hayatın bir gerçeği olduğunu anlamak için düşünmek ve konuşmak gereklidir. Bir çocuğa ölüm nasıl anlatılmalıdır? Çocuk sadece yakın birisinin ölümüyle değil kimi zaman kurumuş bir çiçekten, televizyondaki haberden kimi zamansa sokakta ölmüş bir köpekten ölümün varlığını öğrenebilirler. Her ne şekilde olursa olsun çocuk ölümü merak edecek ve üzerine bilgi bulamadığında endişelenip kaygılanmaya başlayacaktır. Ölüm kavramını çocuğa anlatmak için her çocuğun kendine özel mizacını, duygu durumunu, olaylar ile başa çıkma şeklini bilerek yaklaşmak gereklidir. Özellikle çocuğun yaşı da ölüm kavramını nasıl anlatmanız gerektiği ile ilgili sizlere ipucu verebilir.
● 0-2 yaş aralığındaki çocuklarda ölüm kavramı tam olarak gelişmemiştir fakat kişinin yokluğunu hissedebilirler.
● 3-5 yaş aralığındaki çocuklar ölen kişinin kalıcı yokluğunu anlamada çok zorlanırlar zaten henüz zaman ve süreklilik bu yaştaki çocuklarda oturmamıştır. Ölümün hayatlarındaki somut yansımalarını anlamaya çalışırlar ve ayrıca kişinin yokluğunu kendileri ile ilgili bir soru bağlayıp (egosantrik düşünce) kendilerini suçlayabilirler. Böyle bir durumda çocuğa kendisinin bir kabahati olmadığını anlatmak çok iyi gelecektir.
● 5-6 yaş aralığındakilerde ölüm, yaşlılık, hastalık gibi kavramlar arasındaki bağlamları kurmaya başlarlar. ölen kişinin geri dönebileceğini düşüncesine sahiptirler. 7 yaş öncesinde çocuklar için bedenin toprak altına gömülmesi fikri tam olarak algılanmakta zorluk çekilen bir konudur. Bu süreçte çocuklara mezar taşının kişilerin kim olduğunu bilmemiz için var olduğundan bahsedilebilir, mezarlıklara kişinin sevdiği çiçeklerden dikilebileceği gibi konulardan bahsedebilirsiniz.
● 6-9 yaş arasında ölümün biyolojik fonksiyonlarla olan ilişkisini kavramaya başlarlar. ölümden sonra olacaklar hakkında merak etmeye ve sorular sormaya başlarlar.
● 10+ yaştaki çocuklarda ölümün kaçınılmaz bir biyolojik kavram olduğunu sürekliliğini kavrarlar ve kayıpları için uzun süreli sonuçlarını daha iyi anlarlar.
● Çocuklara ölümü açıklarken hikaye kitaplarından yardım almanız sizlere kolaylık sağlayacaktır.
● Henüz sevdiği birisini kaybetmemişken ölümü açıklamaya çalışabilirsiniz. “Hayatta her şeyin bir başlangıcı ve bitişi vardır hiçbir şeyi sonsuz dek yapamayız. Her gün birileri doğuyor, birileri de ölüyor. İnsanlar farklı farklı sebeplerden ölebilirler. Kimileri çok yaşlandıkları için, kimileri çok hastalandıkları için, kimileri beklenmeyen durumlardan dolayı ölebilirler. Ölen kişinin bedeni artık çalışmaz yani nefes almaz, yemek yemez, kalbi atmaz. Bu herkesin başına gelebilir filmlerdeki gibi sadece kötüler ölmez iyi insanlar da ölürler” gibi konuşmalar yapabilirsiniz.
● Değişimden korkmaması gerektiğini hayatta her şeyin değiştiğini tırtıldan kelebek olabildiğini, güzel bir çiçeğin solabildiğini algılamasına yardımcı olabilirsiniz.
● Konuşurken ölüm kelimesinden kaçınmamak iyidir. Vefat etti, gitti, uyudu, gökyüzünde olacak gibi kelimeler çocuğun aklını karıştıracaktır o yüzden öldü demek daha doğrudur.
● Çocuklar yeni durumlar karşısında her zaman bolca soru sorarlar. Ölümü kavramaya çalışırken sorulan aynı tarz soruları bile sabırla ve anlayışla cevaplamak çocuk için önemlidir. Çocukların sorduklarını cevaplamak önemlidir. Kaçamak cevaplar vermek yerine doğruları anlatmak iyidir. Bilmediğiniz bir soruysa açık şekilde “bilmiyorum ama ben de merak ettim araştıracağım/araştıralım” denilebilir ama sadece çocuğun sorduğu kadarını cevaplamak iyidir. Fazla detay bilgiyi aktarmaya gerek yoktur. Az ve öz cevaplar makuldür.
● Çocuğu korkutacak inançlardan bahsetmek yersizdir. Cehhenem, kıyamet günü vb. çocuğun dünyasında tamamen korku salacaktır.
● Ölüm kavramını algılama sürecinde eğer çocuk sevdiği birisini kaybettiyse bu ondan kesinlikle saklanmamalı ve süreçle ilgili yalan söylenmemelidir. Doğrular ortaya çıktığında çocuğun hem ölüm kavramı ile ilgili sorunları hem de yalan söyleyen kişilerle arasında büyük bir güven problemi ortaya çıkacaktır.
● Çocuğun yakını öldüyse bunu ona açıklaması için çocuğun duygusal olarak en yakın gördüğü kişiden öğrenmesi iyi olabilir. Bir uzmandan veya öğretmenden değil, bağ kurduğu sevdiği kişiden öğrenmelidir. Çocuğun yas sürecinde bir uzmandan destek almak ise psikolojik açıdan çok iyi gelecektir.
● Ölüm haberini ilk kez söylerken mümkünse anılarının olmadığı, duygu yoğunluğunu her seferinde yaşamayacağı bir daha pek de gitmeyeceği bir yerde söylemek sağlıklı olabilir. Ortamın sessiz ve sakin olması da işleri kolaylaştırır.
● Cenaze ortamında çocuğun çevresindeki kişilerin duygularını saklamaması önemlidir. Ölen kişi için ağlamak, onu özlediğini söylemek gerekir. Bunların normal olduğunu çocuk için modelleyebilir. Özlediğini söylerken; ‘Onsuz nasıl yaşarım’, ‘Artık hayatın hiçbir anlamı yok’, ‘Allah iyi insanları yanına alır’ gibi radikal ve sarsıcı ifadeleri kullanmakta kaçınılmalıdır.
● Ölüm haberini alan çocuk için temas önemlidir. Sarılmak, dokunmak kişinin yas sürecinde her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu şeylerdir.
● Cenazeye gitmek çocuğun kendi tercihi olmalıdır. İstemiyorsa mezarlığa götürülmemelidir. Bu çocuğun mizacı, durumla başa çıkma becerileri ile ilgilidir. Bu konuda ısrarcı olunmamalıdır. Cenaze evinde çocuğu rahatsız eden davranışlar varsa ortamdan uzaklaştırmakta fayda vardır.
● Yas sürecinde ölen kişi için yapılacak etkinlikler çocuğa iyi gelecektir. Ölen kişi için bitki dikmek, anı defteri oluşturmak, fotoğraflarına bakmak, ölen kişi hakkında konuşmak, resim çizmek veya mektup yazmak tüm bu etkinlikler yas sürecinde çocuğa iyi gelebilecek etkinliklerdir. Tüm bu etkinliklerle beraber çocuk duygularını içinde tutmayacak ve hissettiklerini de ifade etmek için bir yöntem bulacaktır.
● Çocukların ölümle ilgili en temel kaygısı bundan sonra ne olacak sorusudur. Özellikle kendisine ne olacağı endişesini taşımaya başlar. Bundan dolayı çocuğa “biz iyiyiz, sen sağlıklısın ve güvendeyiz. birlikte bu üzücü günleri atlatacağız ve yaza planladığımız tatile çıkacağız.” gibi güvenli cümleler kurabilir ve uzun dönemle ilgili hatırlatmalar yapabilirsiniz.
● Çocuklar yas sürecinde öfkeli olabilir ve bunları oyunlarına dahi yansıtabilirler. Agresif tavırlar sergileyebilirler bu durumlarda “deden öldüğü için üzgün ve biraz da kızmış gibisin” tarzında cümleler kurabilir onun kendisini ifade etmesine olanak tanıyabilirsiniz.
Her ne olursa olsun yas süreci çocuk için oldukça zorlu bir süreçtir. Bu süreçte kaygıları ve korkuları onun günlük hayatındaki her şeyi etkileyebilir ve işlevselliğini azaltabilir. Yas sürecinden geçen çocuk alt ıslatma problemleri, parmak emmeye dönüş, gece kabusları, uykusuzluk veya çok uyuma hali, iştahsızlık veya çok yemek bozukluğu gibi bambaşka psikolojik sorunlarla yüzleşebilir bu yüzden yas sürecinde çocuğunuz için bir uzman ile görüşmek ve destek almak çok önemlidir.