Her insanda mevcut olan ölüm korkusunun en temel sebebi, insanın sınırlı yaşam süresinin olması ve pek çok durumda da aslında ölüm ile yüz yüze olmasıdır. Ölüm aslında kabullenilmesi gereken bir gerçektir. Ölüm korkusunu yenmek için ise yapılması gereken aslında ölüm gerçeğini kabullenmekten geçer. Bu korku ile yüzleşmek çoğu zaman zor gelse de her bireyde mevcut olan doğal bir içgüdü sonucu ortaya çıkan durumdur. Özellikle de ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkan ölüm korkusu pek çok sebebe bağlı olacak şekilde bireylerde meydana gelebilmektedir. Ölüm korkusu yalnızca bireyin kendi ölümünden korkması olarak gözlemlenmez. Ayrıca sevdiklerini kaybetmekten korkmak şeklinde de ölüm korkusu açığa çıkabilir. Özellikle de yeni doğum yapmış anneler bebekleri çok sağlıklı olsa dahi bebeklerinin ölmesinden korkabilir. Ya da ebeveynlerinin yaşı büyük olan bireyler anne ve babalarının ölmesinden korkabilir. Bu tür durumlar aslında normaldir ancak bir kaygı bozukluğu ya da anksiyete şeklini almadan önce ölüm korkusunun önüne geçmek gerekir.
Ölüm korkusunun pek çok farklı nedeni olabilir. Bireylerde özellikle de 20’li yaşlardan sonra başlayan ölüm korkusu, çevresel ve bireysel faktörlere bağlı olarak meydana gelebilir. Ölüm korkusu özellikle de yaşanan olaylar sonrasında bireylerde etkisini gösterebilmektedir. Peki, ölüm korkusunun nedenleri nelerdir?
Bireyler özellikle de erken ergenlik döneminde ve ergenlik döneminin içinde sevdiklerini ya da sevdiğini birini kaybettiyse ölüm korkusunun çok daha büyük çaplı yaşanması mümkündür. Bu aslında ölüm korkusunun en büyük çevresel faktörlerinden biridir. Birey bu şekilde ölüm ile yüzleşir ve ölümün nasıl bir olay olduğunu da yakından görür. Bu nedenle de ölüm ile ilgili olan kalıpların doğrularını ya da yanlışlarını çok daha yakından kavrar. İlerleyen dönemlerde bu kayıplar unutulamazsa ve aşılamazsa bireyler ölüm korkusunu bir kaygı bozukluğuna dönüştürebilir ve bu konu ile ilgili anksiyete gelişmesi de mümkün hale gelir.
Yaşanan ciddi hastalıklar ya da ciddi hastalığa sahip sevdiklerinin olması da bireyleri büyük ölçüde etkiler. Özellikle de kanser gibi hastalıklar bireylerde mevcutsa ya da yakınlarında kanser gibi ciddi hastalıkları gördüyseler bireylerin ölüm korkusunun da güçlü hale gelmesi mümkündür. Bu korkunun ilerleyen dönemde hastalığın ciddiyetine göre artması da mümkündür. Hastalık eğer gerilerse ve iyileşirse bireylerin ölüm korkusunu yenmesi de çok daha kolay hale gelecektir.
Bireylerde genellikle ölüm korkusu yaş ilerledikçe ortaya çıkar. Özellikle de yetişkinlik döneminde görülen ölüm korkusu, yaş ilerledikçe etkisini daha da arttırır. 40’lı yaşlardan sonra ölüm korkusunu etkisini arttırarak bireyin günlük yaşamına dahi etki eder hale gelebilir. Buna bağlı olarak pek çok fiziksel ve ruhsal rahatsızlık da aslında ölüm korkusunun bir ekstrası olarak bireylerde görülebilmektedir.
Bireyler kaza, doğal afet ve benzeri pek çok ölüme yakın deneyim yaşayabilir. Bu deneyimler aslında bireyin zaman zaman ölüm korkusu ile yüzleşmesinde de faydalı şekilde çalışsa da çoğunlukla ölüm korkusunun şiddetlenmesine neden olur. Bu ölüme yakın deneyimler bireyde travma etkisi yaratır ve bu nedenle de aslında bireyler pek çok farklı ruhsal sorun geliştirebilirler. Örneğin bu deneyimlerin bir travmaya dönüşmesi sonucu obsesif bozukluk gelişebilir. Bireyler sosyal fobi geliştirebilir. Buna benzer pek çok fobinin ya da ruhsal sorunun görülmesi olasıdır.
Ölüm korkusunu yenmek için bireyler günlük hayatlarındaki pek çok farklı şey yapabilir. Bunlar aslında ölümün ne kadar anlaşılabilir ve doğal bir süreç olduğunun kavranması ile ilgilidir. Ölümden korkmak aslında ilk insandan bu yana gelen bir içgüdüdür. Bu içgüdü kimi zaman farklı kişilerde etkisini büyük ölçülerde gösterebilir. Bu nedenle de ölüm korkusunu yenmek için bireylerin farklı şekillerde kendilerini rahatlatması gerekir.
Bireyler ölüm korkusu yaşadıkları zamanlarda bu korkuyu neden hissettiklerini yazabilirler. Bunu bir yere yazmak bireylerin aslında bir nevi “içini dökmesine” yarar sağlar. Bireyler ölüm korkusunu neden hissettiklerini bu şekilde dile getiremiyorlarsa bile aslında bir şekilde anlatma imkanı bulurlar. Pek çok fobide etkili şekilde çalışan yazma tekniği ölüm korkusunun yenilmesi için de aslında etkili şekilde kullanılabilir.
İnsanlar sürekli olarak kontrol edemeyecekleri durumlar üzerine düşünür ve bu konularda kaygı bozukluğu geliştirirler. Bunu yapmak bireylerin psikolojik anlamda oldukça büyük oranda olumsuz etkilenmelerine neden olmaktadır. Bu nedenle de aslında ölüm gibi kontrol edilemeyecek konulara odaklanmak bireylere yalnızca ruhsal anlamda zarar verecektir. Bundan uzak kalmak için ise kontrol edilemeyecek şeylere odaklanmamak en iyisidir.
Başkalarının sizi kötü yönde etkilemesine izin vermeyin. Çevrenizde pozitif insanlar bulundurmak daima kaygılardan uzaklaşmak için iyi bir yoldur. Bu sayede bireyler kolayca ölüm korkusundan ve pek çok kaygısından da çevresel etki ile uzaklaşabilecektir.
Aslında bakıldığında ölüm gerçeğini kabullenmek çok zor bir durumdur. Bununla yüzleşmek özellikle de ölüm korkusunu travmatik şekilde edinmiş olan bireylerde oldukça zor bir durumdur. Bunun üstesinden gelmek için ise ölümün tıpkı doğmak, hasta olmak, gün içerisinde susamak ya da acıkmak kadar doğal bir süreç olduğu kabul edilmelidir. Ancak bu kabullenmeler sağlandığı zaman ölüm gerçeğini kabullenmek mümkün hale gelir ve ölüm korkusu da yenilebilir.
Ölüm korkusunu yenmek için destek almak gerekebilir. Ölüm korkusu bir noktadan sonra korku bozukluğu ve benzeri durumlara dönüşebilir. Bu durumlarda da destek almak önemlidir. Ölüm korkusu günlük yaşam aktivitelerini etkilemeye başlamadan önce bu kaygılardan uzaklaşmak gerekir. Profesyonel destek almak ile ölüm gerçeğinin kabullenilmesi aslında çok daha kolay hale gelir.
Ölüm korkusu ciddi bir korkudur ve zamanla günlük hayattaki pek çok aktivitenin de kısıtlanmasına neden olabilmektedir. Bunu aşmak aslında yakın arkadaş ile dertleşmek gibi görülmemelidir. Bu konuda profesyonel anlamda destek almak önemlidir çünkü ölüm konusunda alınacak her türlü olumlu ya da olumsuz yorum aslında bu korkunun daha ciddi boyutlara ulaşmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle de psikolojik destek almak en sağlıklı ve olumlu sonuç verecek yöntemdir.
Ölüm korkusunu yenenler, ölüm korkusunun aslında en az kafaya takılması gereken durum olduğunu söylüyor. Ölümün doğal bir süreç olduğu kabullenildikten sonra ölüm korkusunun aslında ne kadar gereksiz bir kaygıya yol açtığını belirtiyorlar. Ayrıca ölüm korkusunu yenenler ölüm korkusu ile yüzleşmek için psikolojik destek alınmasının gerekliliğine de vurgu yapıyorlar. Bu şekilde profesyonel anlamda destek almak da mümkün hale gelecektir ve ayrıca bireylerin ölüm korkusu ile yüzleşmesi de çok daha kolay hale gelecektir. Eğer ölüm korkusu yaşıyorsanız ve ölümden korkuyorsanız psikolojik anlamda destek almak en iyi şekilde bu korkuyu atlatmanıza katkı sağlayacaktır. Bunun yanı sıra ölüm korkusunun yaratacağı çeşitli korkulardan ve olumsuz düşüncelerden de uzaklaşmak aslında psikolojik destek almak ile mümkün hale gelecektir.