Cinsel sorunların pek çok nedeni olabilir. Özellikle de günlük yaşamda karşılaşılan problemler ve kişinin içinde bulunduğu ruh hali cinsel sorunlar için tetikleyici olabilir. Bu nedenle de cinsel problemlerin aşılması için önce problemin kaynağı belirlenmelidir.
Özellikle de ahlak kurallarının baskın olduğu toplumlarda cinsel rahatsızlıkların yaşanma oranı çok daha yüksektir. Bu toplumlarda ahlaki kurallar gereği cinselliğin kısıtlandığı, kötü bir eylem olarak görüldüğü olmuştur. Bu nedenle de kadınların cinsellikten uzaklaştırıldığı, erkeklerin ise cinselliği bir tabu olarak gördüğü söylenebilir. Farklı konularda getirilen gelenekler de kişilerde psikolojik temelli cinsel problemlerin yaygın olmasına neden olmuştur. Çeşitli toplumlarda kadınlarda bir "ilk gece" korkusu yaygın olabilir. Evlenmeden önce cinsel ilişkinin doğru olmadığı görüşü bu toplumlarda yaygındır. Bu nedenle ilk gecede kadınlar önceden bilgileri olmayan cinsel deneyimleri sırasında çeşitli uyarılma problemleri yaşayabilirler. Ayrıca geleneksel yönlendirmeler nedeniyle stresli şekilde cinsel ilişki yaşadıkları için sorunlar görülebilir. Bu tip durumlar psikolojik temelli cinsel problemlerin başına gelir. Günümüzde ahlak yasalarına ve geleneklere bağlı şekilde cinselliğin kısıtlandığı veya yanlış görüldüğü farklı bölgeler mevcuttur. Farklı ülkelerde geleneklerden kaynaklı şekilde stres oluşturulmakta, cinselliğin yanlış olduğu üzerine yargılar nedeniyle kişiler sağlıklı cinsel ilişki deneyimi gerçekleştirememektedir. Bu tip problemlerin ortaya çıkmasında içinde bulunulan kültür ve toplum oldukça önemlidir.
Psikoloji kaynaklı cinsel sorunlar kimi zaman özgüven eksikliğine de bağlı olabilir. Kişinin bedeni ile ilgili güveninin olmaması, ilgi duyduğu kişi ile yakınlaşmaktan çekinmesine neden olabilir. Bedenini beğenmeyen ve özgüveni yüksek olmayan kişiler cinsel ilişki sırasında yanlış bir şey yapacaklarından, yeterince iyi bir cinsel performans sergileyemeyeceklerinden de çekinebilirler. Ayrıca bedenlerinin karşı taraf için çekici olmadığını, onunla beraber olmak istemeyeceğini de düşünebilirler. Bu tip düşünceler düşük özgüven kaynaklıdır. Düşük özgüven probleminin temelleri genellikle çocukluk döneminde atılmış olur. Bu nedenle de çocukluk deneyimlerine bağlı şekilde cinsel sorunların dahi görülmesi olasıdır. Özellikle de alay edilen, aşağılanan, ilgi görmeyen ve sevgiden uzak olarak büyüyen kişilerin gelecekte özgüven düşüklüğü yaşaması olasıdır. Bu durum da cinsel problemler için bir tetikleyici olabilir. Örneğin erkeklerde ereksiyon bozukluğuna ya da kadın ve erkeklerde orgazm bozukluklarına yol açabilir. Özgüven eksikliğine bağlı olarak görülen en yaygın durum cinsel fobidir. Genellikle bedeninin yeterince güzel, seksi, çekici olmadığını düşünen kişilerde cinsel fobi yaygın şekilde görülür. Cinsel fobi durumunda kişiler herhangi bir cinsel birliktelik yaşamaktan çekinirler. Cinsel bir yakınlaşma olmaması için sıkı tedbirler alırlar. Ayrıca cinselliğin yaşanması ihtimali onlar için korku verici bir hal alabilir. Bu nedenle de sağlıklı şekilde romantik ilişkilerde bulunamayabilirler. Sevgili ya da eşleri ile yakınlaştıkları her an, cinsel bir birlikteliğin olabileceği düşüncesini anımsatacağı için onların sürekli tetikte olmasına neden olabilir.
Yaşanan travmatik anılar genellikle cinsel problemlere neden olabilir. Özellikle de tecavüz, taciz, cinsel istismar gibi farklı durumlar kişilerin cinsel anlamda pek çok probleme sahip olmasının nedeni olabilir. Yaşanan bu tip olumsuz deneyimler, özellikle de cinsel fobi gibi farklı rahatsızlıkların oluşmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca yaşanan travmatik olaylar nemfomani gibi aşırı cinsel isteğin görüldüğü problemlere de neden olabilmektedir. Yaşanan travmatik olaylarda olumsuz şekilde etkilenmemek için bu sorunların aşılması konusunda psikolojik destek almak gerekir. Özellikle de bu tip olumsuz olaylar yaşandıktan sonra psikolojik destek alınması, ilerleyen dönemde görülebilecek olan pek çok cinsel sorunun önüne geçmek için de önemlidir. Yaşanan olumsuz cinsel deneyimler de kişiler üzerinde sarsıcı etkiye neden olabilir. Örneğin ilk cinsel deneyimin olumsuz bir şekilde sonlanması, genç yaşta olumsuz bir cinsel deneyim yaşanması gibi durumlar gelecek yaşantıları da etkiler. Bu nedenle de kişilerin cinsel problemlere sahip olması aslında yaşanan cinsel deneyimlerin nasıl olduğuna da bağlıdır. Yalnızca travmatik anılar olması gerekmez. Olumsuz şekilde gerçekleşen cinsel deneyimler de kişilerde cinsel problemlere neden olabilir.
Yetiştirilme koşulları ve baskılanma oldukça önemlidir. Kişilerin yetiştiği ortam cinsel anlamda baskılama sağlıyorsa ve cinselliğin hiçbir şekilde sözü edilmiyorsa ya da yanlış olarak nitelendiriliyorsa bu durumda gelecek cinsel yaşantıların da etkilenmesi mümkündür. Özellikle de cinselliğin yanlış olarak nitelendirildiği bir ortamda büyüyen çocuklar gelecekte cinsellik konusunda çekingen olabilir. Buna ek olarak cinsellik sırasında suçluluk bile hissedebilirler. Bu tür durumlar kişilerin yetiştirilme tarzlarına bağlı şekilde görülen cinsel problemleri açık şekilde göstermektedir.
Kişilerin günlük yaşamlarında yaşadıkları pek çok problem cinsel yaşamı etkileyebilir. Özellikle de yüksek stres ve baskı altında olan kişilerin cinsel yaşamlarında olumsuz etkiler oluşabilir. Örneğin iş konusunda stresli olan, eğitim hayatında olumsuz gelişmeler yaşayan kişilerin sağlıklı cinsel yaşamları olmayabilir. Yaşanan cinsel deneyimler olumsuz içeriklere sahip olabilir. Cinsel sorunlar bu tip günlük problemlerden de kaynaklanabilir. Günlük yaşamın aşırı stresli bir akış içinde olması kişilerin cinselliğe vakit ayıramamasına ve cinsel problemler ile karşılaşmasına da sebebiyet verebilir. Örneğin yoğun stres içinde olan biri uyarılma konusunda problem yaşayabilir. Düşünceler genellikle stres etmenlerine odaklı olduğu için cinsellik ön planda değildir. Bu nedenle de cinsel aktiviteye yönelme ve istekli olma durumunda problemler görülebilir.
Çevresel etmenler için de önemli bir yere sahip olan duyumlar ve yönlendirmeler, kişilerin cinsel problemler yaşamasına neden olan etkenlerden biridir. Özellikle de olumsuz duyumlar alan kişiler cinsel deneyimleri sırasında problem yaşayabilirler. Özellikle de kadınlar bu konudan mustarip olmaktadır. Genellikle daha önce cinsel deneyime sahip olan kadınların anlattığı olumsuz deneyimlerden etkilenen kişiler kendi cinsel yaşamlarında da bu tip problemlerin olabileceği konusunda şüpheci davranabilirler. Olumsuz deneyimlerin ilk cinsel ilişki öncesinde sıklıkla duyulması cinsellikten korkmayı ve cinsellik sırasında olumsuz bir durum olabilecek olması ihtimaline odaklanılmasını da beraberinde getirir. Bu tip sorunlar özellikle de cinselliğin açıkça bilinmediği, kulaktan dolma bilgiler ile cinselliğin anlaşıldığı ortamlarda mümkün olmaktadır. Bilginin kulaktan değil de bilimsel kaynaklı olması sağlıklı bir cinsel birliktelik için gereklidir.
Kadınlarda yaygın şekilde görülen vajinismus, cinsel organın istemsiz şekilde kasılması sonucunda cinsel birleşmenin engellenmesi durumudur. Özellikle de cinsel ilişkinin korku unsuru olarak görülmesi, kadınlarda bu problemin görülme olasılığını da arttırmaktadır. Cinsel birleşmenin gerçekleşmesini engelleyen bu durum kadınlarda istemsiz bir kasılma olarak görülür. Psikolojik temelli olan bu problem, özellikle de cinselliğin kadınlar için aşırı baskılandığı toplumlarda yaygındır. Kadınların bu problemi yaşaması aslında cinsel ilişkiye karşı olan korku dolu bir bakıştan kaynaklanabilir. Yalnızca korkmaktan değil aynı zamanda yaşanan olumsuz bir deneyimden dolayı da vajinismus rahatsızlığı görülebilir. Örneğin genç yaşta yaşanan olumsuz bir cinsel deneyim, ilerleyen yaşlarda gerçekleşebilecek olan pek çok cinsel sorunu da beraberinde getirebilir. Bu nedenle de sağlıklı bir cinsel birliktelik için psikoloji temelli her durum göz önünde bulundurulmalıdır. Kadınlarda en sık görülen cinsel bozukluklardan biri olan vajinismus, psikolojik temelli olduğu için terapiler ile tedavi edilebilmektedir. Bu rahatsızlık yalnızca deneyimlerden ya da baskılanmadan kaynaklanmaz. Aynı zamanda kişilerin stres, sinir gibi etmenler altında olması ya da içinde bulunduğu olumsuz süreçlerden dolayı zihninin meşgul olması dahi vajinismusa yol açabilir. Bunların hepsini aşmak için ise psikolojik destek almak gereklidir.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilen orgazm bozukluğu, kadınlarda erkeklere oranla daha yaygın şekilde görülmektedir. Orgazm aslında cinsel ilişki sırasında hissedilen hazzın en tepe noktaya eriştiği andır ve orgazm bozukluğuna sahip olan biri orgazm yaşayamadığı için cinsel ilişkiden de zevk alamayabilir. Günümüzde bile kadınların büyük bir çoğunluğu orgazm olamamaktadır. Bunun en temel nedenlerinden biri de cinselliğe karşı olan bilgisizliktir. Özellikle de cinselliğin baskılandığı toplumlarda cinsel konulardaki bilgisizlik daha yaygındır. Bu nedenle de orgazmın ne olduğu ya da nasıl yaşandığı konusunda fikir sahibi olmayan kişiler orgazm bozukluğu yaşayabilmektedir. Ayrıca cinselliğin baskılandığı bir toplumda kişiler cinselliğe karşı olumsuz bakışa sahip olabileceği için cinsellikten korkabilir. Bu durumda cinsellik zevk alınan bir birliktelikten çok korku duyulan bir aktiviteye dönüşebilmektedir. Korku ise cinsel hazzın önüne geçer. Bu durumda orgazm bozuklukları yaşanabilir. Orgazm bozukluklarının meydana gelmesi ayrıca kişilerin stresli olmasından kaynaklanabilir. Ayrıca farklı konularda kafalarının meşgul olmasından ya da yaşanan depresyon gibi psikolojik durumlardan da temellenebilir. Bu sorunun çözümü için psikolojik destek almak en doğrusudur. Gerçekleştirilen cinsel terapiler sonucunda kişilerin orgazm bozukluğu durumundan kolaylıkla kurtulması mümkün olabilmektedir.
Erkeklerde görülen ereksiyon bozukluğu; penisin cinsel ilişki için yeterli seviyede sertleşememesi veya geç sertleşmesi problemidir. Bu problem özellikle de stres gibi faktörler ile doğrudan ilişkilidir. Örneğin iş yerinde yaşanan bir problem, ereksiyon sorununa neden olabilir. Ayrıca yaşın ilerlemesi ile ereksiyon bozukluğunun görülme sıklığında da artış gözlemlenmiştir. Yani genç yaşlara nazaran ilerleyen yaş gruplarında ereksiyon bozuklukları çok daha sık şekilde görülmektedir. Genç yaşta ereksiyon problemi yaşayan kişilerin bu problemi yaşama nedeni farklılık gösterebilir. Örneğin yoğun iş hayatı, stres, psikolojik sorunlar, önceden yaşanan olumsuz cinsel deneyimler, kendini beğenmeme gibi pek çok durum ereksiyon bozukluklarına yol açabilir. Özellikle de erkeklerin kendini yeterince yakışıklı veya partneri için yeterli bulmuyor oluşu bu soruna neden olabilir. Bu tip sorunlar özgüven eksikliğinden kaynaklanabileceği için psikolojik destek almak oldukça önemlidir.
Özellikle de erkeklerde yaygın şekilde görülen boşalma problemleri, erken ya da geç boşalma sorunlarını içerir. Erken boşalma; ilişki başlamadan ya da cinsel ilişki başladığı sırada boşalma durumudur. Bu durumun tam tersi şekilde uzun süre cinsel ilişki yaşanmasına rağmen boşalamama durumu ise geç boşalmadır. İki durum da erkekler ve partnerleri için sorun teşkil edebilmektedir. Erken boşalma özellikle de heyecan, stres gibi faktörlere bağlıdır. Erkeklerde bu problem özellikle de cinsel yaşamın ilk dönemlerinde görülebilir. Yine de erken boşalma problemi yaşandığı zaman destek almak, olası fizyolojik problemlerin göz geçirilmesini sağlamak önemlidir. Geç boşalma problemi ise genel anlamda sinir, stres, cinsel aktiviteye odaklanamama gibi sorunlardan kaynaklanır. Bu nedenle de cinsel ilişki sırasında yeteri kadar uyarılamayan kişiler boşalamayabilir ya da cinsel ilişki çok uzun sürebilir. Bu durum hem erkek için hem de partneri için sorun yaratabileceğinden dolayı destek alarak problemin çözüme kavuşmasını sağlamak önemlidir.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel isteksizlik ve cinsel fobi görülebilir. Bu durum aslında cinselliğin baskılanması ile doğru orantılı şekilde işler. Cinselliğin kapalı bir kutu olarak görüldüğü toplumlarda cinsel fobinin gelişme olanağı çok daha yüksektir. Bu nedenle kişilerin içinde yaşadığı toplum ve toplumun cinselliğe bakış açısı cinsellikten korkmayı beraberinde getirebilir. Cinsel isteksizlik genel anlamda cinsel ilişkiye karşı olumsuz bir bakış açısını doğurur. Kişiler cinsel ilişkiye girmekten kaçınır, cinselliği tiksindirici görebilirler. Bu durum da evliliklerin ya da beraberliklerin ciddi ölçüde olumsuz şekilde etkilenmesine neden olabilmektedir. Özellikle de kadınlarda cinsel fobi sıklıkla görülebilir. Bunun temel nedeni de cinsellik ile ilgili yaygın olan kulaktan dolma bilgilerdir. Örneğin ilk gece korkusu gibi yaygın olan korkular, cinsel fobiyi beraberinde getirir. Bu durumda kişiler cinsel ilişkiye karşı isteksiz oldukları gibi herhangi bir cinsel birliktelik yaşama konusunda da korku yaşarlar. Buna ek olarak erkeklerde görülen cinsel fobi, yetersizlik hissinden kaynaklanabilir. Partnerini mutlu edemeyeceğini, yeterli cinsel performansa sahip olmadığını düşünen erkeklerde cinsel fobi meydana gelebilir. Bu da düşük özgüven probleminden kaynaklanan bir sorundur. Cinsel isteksizlik hem kadınlarda hem de erkeklerde yaygın şekilde görülebilen bir durumdur. Özellikle de yoğun iş hayatı, günlük yaşamda karşılaşılan maddi ve manevi problemler, aile içi sorunlar ve daha pek çok durum cinsel isteksizliği tetikleyebilir. Bu durum nedeniyle evlilik ilişkileri ya da birlikteliklerin olumsuz etkilendiği pek çok örnek mevcuttur. Sağlıklı birliktelikler için cinsel isteksizliğin aşılması, mevcut psikolojik etmenlerin ortadan kaldırılması için destek almak gerekebilir.
Kadınlarda ve erkeklerde görülebilen ağrılı cinsel birleşme de aslında psikolojik temelli bir cinsel sorundur. Kadınlar cinsel ilişki sırasında aşırı kasıldığı için bu durum gözlemlenebilir. Erkeklerde ise benzer şekilde stres, sinir ve benzeri etmenlerden kaynaklı olarak ağrılı cinsel ilişki görülebilir. Her iki taraf için de zor olan bu durumun çözümü için kadınların öncelikli olarak jinekoloğa ve erkeklerin de üroloğa başvurması tavsiye edilir. Eğer fizyolojik herhangi bir problem olmadığı tespit edilirse sonrasında psikolojik destek alınması, olası psikolojik sorunların ve etmenlerin değerlendirilmesi en sağlıklısı olacaktır. Kadınların cinsel ilişki sırasında kaslarında aşırı kasılma meydana gelmesi, ilişki sırasında ve sonrasında ağrı hissetmesine neden olabilir. Bu durum cinselliğin korkulan, istenmeyen bir durum olarak görülmesine bile neden olabilir. Kadınların bu tip problemleri çok sık yaşadığı ve genel anlamda psikolojik temelli şekilde ağrılı bir ilişki yaşadığı gözlemlenmiştir. Bu sebeple stres, korku, cinsel isteksizlik gibi problemlerin bir dışavurumu olan ağrılı cinsel birleşmenin tedavisi için hem fizyolojik hem de psikolojik destek almakta yarar vardır.
En genel anlamı ile aşırı cinsel isteklilik hali olarak tanımlanabilecek olan hiperseksüalite, kişilerin sık sık cinsel istek hissetmesine neden olan bir durumdur. Temelinde psikolojik problemlerin yattığı bu rahatsızlık, günlük işlerin dahi aksamasına yol açabilen bir duruma neden olur. Örneğin iş alanında kişi odaklanma problemi yaşayabilir, işine gerekli özveriyi göstermeyebilir, kurduğu her sosyal ilişkide cinsellik temelde olabilir. Bu durumda sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirmek, işe ya da yapılan günlük aktivitelere odaklanmak mümkün olmayabilir. Ayrıca hiperseksüaliteye sahip olan kişilerin cinsel yaşamlarının aşırı aktif olmasından kaynaklı şekilde cinsellik nedenli hastalıkların görülme olasılığı da yüksektir. Yaşanan bu problemin temelinde taciz, tecavüz, psikolojik sorunlar, çeşitli nörolojik bozukluklar yer alabilir. Örneğin çocuklukta tecavüze maruz kalmış biri, ilerleyen dönemde yaşadığı travma nedeniyle hiperseksüaliteye sahip olabilir. Bu durum özellikle de sosyal ilişkileri ve günlük yaşamı etkilemeye başladığında kişinin cinsel terapi desteği alması, rahatsızlığın ortadan kalkmasında etkili olabilecek en iyi yöntemdir.
Kadınlarda psikolojik kaynaklı pek çok cinsel sorun meydana gelebilir. Özellikle de cinselliğin yaşanması ve orgazm konusunda kadınların sorun yaşadığı görülmüştür. Vajinismus, ağrılı cinsel ilişki yaşanması kadınlarda sıklıkla rastlanılan sorunlardandır. Ayrıca cinselliğe karşı hissedilen fobi ve tiksintiler de kadınlarda yaygın olarak görülebilmektedir. Bunun temel nedenleri şunlar olabilir:
Cinsellik hakkındaki bilgisizlik
Cinsellik hakkındaki yanlış bilgiler
Cinselliğin baskılandığı toplumda yetişme / büyüme
Olumsuz cinsel deneyimlerin yaşanması
Cinsellik ile ilgili travmalar
Stres ve günlük yaşam problemleri
Fizyolojik problemler
Bu farklı etkenlerin her biri kadınlarda cinsel yaşamın olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Yalnızca ilişki sırasında değil ilişki sonrasında ya da öncesinde de pek çok problem görülebilmektedir. Örneğin cinsel ilişki öncesinde aşırı stres ve korku hissedilmesi vajinismusa neden olabilir. Ayrıca kadınların cinsel fobiye sahip olması, kasların aşırı kasılmasına yol açtığı için ağrılı cinsel ilişkiye neden olur ve kadınların rahatsızlık hissetmesine yol açar. Kadınlarda görülebilen farklı problemlerin temeli psikolojik kaynaklıdır. Fizyolojik rahatsızlıklar olmadığı sürece kadınların cinsellik konusunda yaşadığı sorunlar cinsel terapi yardımıyla çözüme kavuşabilmektedir. Cinsel terapiler sırasında yaşanan problemler dile getirildikten sonra bu sorunların kaynağı belirlenir. Örneğin çocuklukta yaşanan bir travma, gelecekte yaşanacak olan cinsel ilişkilerin de olumsuz şekilde etkilenmesine neden olur. Bu tip durumlar yaşandığı zaman kişilerin travma sonrası ilk dönemde destek alması şarttır. Böylelikle travmaların gelecekte yaratabileceği olumsuz etkilerden uzak kalmak mümkün olabilir.
Kadınlarda görülen cinsel problemlerin en yoğun kaynaklarından biri toplumsal baskıdır. Özellikle de toplumsal anlamda cinselliğin baskılandığı bir ortamda yetişen kadınların bu konu hakkında daha az bilgi sahibi olduğu, kulaktan dolma bilgilere aldandığı ve bu nedenle de cinselliğe karşı fobi geliştirebildiği görülmüştür. Bu tip durumların yaşandığı farklı bölgelerde kadınların orgazm sorunları, vajinismus ve benzeri rahatsızlıkları yaşadığı görülmüştür. Ayrıca cinselliğin yanlış anlaşıldığı ve bilgisizliğin mevcut olduğu ortamlarda cinsel tiksinti de yaygındır. Bu nedenle de kadınların cinsellikten kaçınması olasıdır. Özellikle de muhafazakar ülkelerde kadınların cinsellikten tam anlamıyla soyutlanması söz konusudur. Kadınların cinsellikten soyutlandığı, cinselliğin konuşulması yasak bir konu haline geldiği ülkelerde kadınların cinsel sorunları daha sık yaşadığı ancak bu konuda destek alamadığı da bir gerçektir. Örneğin cinsel isteksizlik yaşayan, orgazm olmayan, cinsel anlamda tiksinti ya da fobiye sahip olan kadınlar toplumsal baskı nedeniyle bunu profesyonel bir alana danışamazlar. Bu sebeple de cinsel yaşamlarının pasif alanda kaldığı görülmektedir. Özellikle de vajinismus gibi yabana atılmaması gereken problemler profesyonel destek alınmadığı zaman ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Örneğin vajinismus problemi kadınların kaslarının aşırı gerilmesine neden olduğu için cinsel birleşmeyi engeller. Cinsel birleşme gerçekleşse bile kadın için oldukça sancılı ve ağrılı bir süreç olabilir. İlişki sırasında ve sonrasında da ağrı ve sızı problemleri görülür. Bu sağlıksız bir cinsel birleşmeye işarettir. Bu durumda gerekirse fizyolojik destek almak bile gerekli olabilir. Toplumsal baskılamanın olduğu durumlarda ise kadınlar destek almak yerine bunun normal olduğunu düşünebilirler ya da utandıkları için sorunlarını paylaşamayabilirler. Oysa ki cinsel yaşam insanlığın bir gereğidir ve bu konuda yaşanabilecek her türlü durumda destek alınması hem sağlık hem de partner ile sağlıklı bir ilişkinin devamlılığı için gereklidir.
Travmalar da kadınlarda cinsel problemlere neden olan en yaygın nedenlerden biridir. Travmalara bağlı şekilde kadınlarda fobiler veya tiksintiler meydana gelebilir. Bu problemler yaygın olmakla birlikte kadınlarda orgazm sorunları, sağlıklı şekilde cinsel ilişkinin yaşanmaması, vajinismus gibi farklı problemler de görülebilmektedir. Özellikle de çocukluk döneminde cinselliğe yönelik travmalara sahip olan kadınlarda bu tip cinsel sorunların meydana gelme olasılığı çok daha yüksektir. Tecavüzler, tacizler, cinsel anlamda yaşanan olumsuz travmatik deneyimler ve daha pek çok durum kadınların farklı cinsel sorunlar yaşamasına yol açar. Bu durumların aşılması için ise çeşitli terapilerin alınması ve psikolojik desteğin alınarak erken dönemde travmaların etkisinin azaltılması gerekir. Özellikle de tecavüz gibi ciddi travmatik olaylar kadınların cinsellik ile ilgili olası korkularını tetikler.
Kadınlarda görülebilen farklı cinsel sorunlar gibi erkeklerde de cinsel sorunlar meydana gelebilir. Stres, baskı, özgüven eksikliği gibi onlarca farklı durum erkeklerde cinsel problemlerin meydana gelmesine yol açar. Bu tip durumlar erkeklerin şu rahatsızlıkları yaşamasına yol açabilir:
Ereksiyon bozukluğu
Boşalma problemleri
Ağrılı cinsel ilişki
Cinsel fobi
Cinsel tiksinti
Bu tip farklı sorunlar erkeklerde pek çok nedene bağlı olarak görülebilir. Özellikle de yaşanan özgüven eksikliği, ereksiyon problemlerine ve boşalma sorunlarına yol açabilmektedir. Yaşanan stres, cinselliğe karşı duyulan şüphe, korku gibi durumlar erkeklerde ağrılı cinsel ilişkiye yol açabilir. Bunun temel nedeni de cinsel ilişki sırasında yeterince gevşeyememe ve kasılmadır. Bu durumda tıpkı kadınlarda görülen vajinismus gibi erkeklerde de kasılmalar meydana gelir. Buna bağlı şekilde erkeklerin boşalma problemleri veya ağrılı şekilde cinsel ilişki yaşaması olası hale gelmektedir. Erkeklerde görülen ereksiyon bozukluğu ya da boşalma bozuklukları genellikle yabana atılan sorunlardır. Erkekler bunları paylaşmaktan çekinebilirler ancak aslında psikolojik etmenlerin etkili olduğu bu sorunların çözümü oldukça basittir. Alınacak olan terapiler yardımıyla bu tip farklı cinsel sorunlardan kısa sürede uzaklaşmak oldukça kolaydır. Erkeklerde meydana gelen farklı cinsel bozukluklar ayrıca heyecan, yetersizlik hissi gibi partneri mutlu etmeye yönelik kaygılardan da meydana gelebilir. Örneğin ilk kez cinsel birliktelik yaşayacak olan biri partnerine yeterince iyi bir cinsel birliktelik sunamayacağından çekindiği için ereksiyon sorunları ya da boşalma problemleri yaşayabilir. Bu sorunlar oldukça yaygındır ancak aşılması güç de değillerdir. Hem cinsel terapi hem de gerçekleştirilecek olan farklı uzmanlar ile erkeklerin de cinsel problemlerinden tamamen uzaklaşması mümkün olabilmektedir.
Kadın ve Erkeklerde Ortak Olarak Görülen Psikolojik Kaynaklı Cinsel Sorunlar
Hem erkeklerde hem de kadınlarda ortak şekilde görülebilen farklı cinsel problemler mevcuttur. Örneğin ağrılı cinsel ilişki, hiperseksüalite gibi farklı cinsel sorunlar iki cinsiyetin yaşamasının olası olduğu durumlardır. Bu problemlerin aşılması için ise kişilerin destek alması son derece önemlidir.
Kadınlarda ve erkeklerde ortak olarak görülebilen ağrılı cinsel birliktelik, fizyolojik problem olmadığında psikolojiyle alakalı problemdir. Yaşanan cinsel birliktelik konusunda kaygılara sahip olunması, cinsel ilişkinin ağrılı ya da sancılı geçebileceği düşüncesi, yeterince iyi bir cinsel performans gösterilemeyeceği düşüncesi gibi pek çok ortak düşünce kadınların ve erkeklerin ağrılı şekilde cinsel birliktelik yaşamasına yol açar.
Bu durumda da cinsel ilişkinin haz almaktan uzaklaşıp iki taraf için de sancılı bir süreç haline gelmesi mümkündür. Özellikle de yaşanan ağrılı cinsel birliktelik, sonraki cinsel isteğin de azalmasına yol açabilir. Örneğin ilk cinsel birlikteliklerinde bu tür olumsuz bir deneyim yaşayan çiftler, sonrasında cinsel bir birliktelik yaşama konusunda daha temkinli ya da isteksiz olabilmektedir. Bu tip durumlar da cinselliğin partnerler arasında sorunlar yaratmasına yol açabilir.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel fobi ve cinsel isteksizlik görülebilir. Cinsel fobiler özellikle de stresten, yaşanan travmatik deneyimlerden ve olumsuz yaşantılardan kaynaklanabilmektedir. Bu tip etkenler kadınların ve erkeklerin her ikisinde de cinsel fobinin veya isteksizliğin görülmesini tetikleyebilir. Yaşanan olumsuz durumların atlatılması ve cinsel birlikteliklerin olumsuz etkilenmemesi için sorunların yaşandığı dönemde psikolojik destek almak oldukça önemlidir. Kadınların ve erkeklerin cinsel isteksizlik yaşaması farklı etkenlere bağlı olabilir. Örneğin kadınlar ilk cinsel deneyimlerine bağlı şekilde bir korkuya sahip olabilirler. Bu nedenle de zaman içinde fobi geliştirebilirler. Benzer şekilde erkeklerde de aynı durum görülebilir. Ayrıca yaşanan olumsuz bir cinsel deneyim nedeniyle de cinsel isteksizlik meydana gelebilmektedir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde orgazm sorunları, uyarılma problemleri, ağrılı cinsel birliktelik gibi sorunlar gözlemlenebilir. Bunların hepsinin aşılması mümkündür. Farklı cinsel sorunların üstesinden gelmek için ise cinsel terapi alınabilir. Ayrıca yaşanan travmatik olaylara ve farklı durumlara yönelik psikolojik destek alınması, sorunların görülme olasılığını azaltacaktır.
"Psikoloji kaynaklı cinsel sorunlar nelerdir?" dendiği zaman pek çok cinsel problem akla gelebilmektedir. Bu tip problemlerin görülmesi için stres, sinir, günlük problemler bile yeterli olabilir. Bu nedenle de cinsel sorunları problem etmemek, bu konuda destek almak önemlidir. Kısa sürede cinsel sorunların çözülmesine yönelik şekilde psikolojik desteğin düzenli ve yeterli olmasını sağlamak gereklidir.