
Ruminasyon, kişinin geçmişte yaşadığı olayları, hataları, sorunları ya da olumsuz düşünceleri tekrar tekrar zihninde döndürmesi, sürekli analiz etmesi ve çıkış yolu bulamamasıdır.
Temel özellikleri;
Ruminasyonun tek bir nedeni olmamakla birlikte, genellikle birden fazla faktörün birleşimiyle ortaya çıkar. İşte ruminasyona yol açan başlıca nedenler:
1. Mükemmeliyetçilik ve Aşırı Kendini Eleştirme:
2. Kontrol Etme İsteği:
3. Duygusal Durumlar ve Psikolojik Sorunlar:
4. Düşünce Alışkanlıkları ve Bilişsel Çarpıtmalar:
Bu faktörler, bir araya gelerek bir kısır döngü oluşturur. Kişi olumsuz bir olay yaşar, bu olayla ilgili sürekli düşünür, bu düşüncelerle başa çıkamadığı için daha fazla endişelenir ve bu durum, yeni ruminasyonlara zemin hazırlar.
Ruminasyon, olumsuz düşünceleri, endişeleri veya geçmişteki olayları zihinde sürekli tekrar etme ve bunlara takılı kalma eğilimidir. Bu, tıpkı bir ineğin yediği yemeği tekrar çiğnemesi gibi olduğu için bu adı alır.
Ruminasyonun temel nedenleri şunlardır:
Belirtileri ise şunlardır:
Özetle, ruminasyon bir düşünce döngüsüdür ve çözüme değil, daha fazla kaygıya yol açar.
Ruminasyonun temel etkileri şunlardır:
Özetle, ruminasyon hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı olumsuz etkileyen zararlı bir düşünce alışkanlığıdır.
Ruminasyon, kişinin sosyal hayatını şu şekillerde olumsuz etkiler:
Özetle, ruminasyon, kişinin sosyal bağlarını kopararak yalnızlaşmasına ve ilişkilerinin bozulmasına neden olur.
Ruminasyon birçok açıdan obsesyon ile benzer niteliktedir. Obsesyona sahip olan kişiler sürekli bazı şeyleri yanlış yaptıklarını düşünürler. Kişi sürekli takıntılı bir haldedir. Örneğin kişi evden çıktığında defalarca anahtarı yanına alıp almadığını kontrol edebilir ve bu durumu takıntı haline getirir. Ruminasyon ise kişinin sürekli olumsuz bir ihtimali düşünmesidir. Bu durumda ise aynı örnek göz önüne alındığında kişi eğer anahtarı unutursa kapıyı açamayıp dışarıda kalacağını ve dolayısıyla aç, soğuk bir şekilde bekleyeceğini düşünebilir. Dolayısıyla iki durum da kişinin büyük bir stres ve endişe yaşamasına sebep olur.
Yapılan bilimsel araştırmaların sonucunda ruminasyonun birçok farklı psikolojik rahatsızlıkla bağlantılı olduğu tespit edilmiştir. Bunların arasında depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu (PTSD), aşırı yeme ve aşırı içme gibi ciddi hastalıklar yer almaktadır. Ruminasyon bozukluğu, depresyon ve benzeri ruhsal bozukluklara sahip olan kişilerde daha şiddetli bir süreci takip eder. İki psikolojik rahatsızlık da zaman zaman birbirini tetikleyebilir. Aşırı düşünme halinin depresyon sayesinde daha da sıkıntılı bir boyuta varmasıyla kişinin sahip olduğu nispeten basit görünen sıkıntıların boyutu artabilir. Böylelikle kişi ortada çok net bir durum olmasa da kendisini büyük bir çıkmazın içerisinde bulur. Aynı zamanda aşırı düşünme hali sebebiyle kişinin halihazırda sahip olduğu depresif semptomlar daha şiddetli bir hal alır. Kişi aklına sürekli olumsuz düşünceleri getirir ve zaman geçtikçe durumu iyileşmek yerine daha kötü bir hal alabilir. Dolayısıyla dışarıdan yardım almadan tek başına bu durumun içerisinden çıkmak oldukça zordur.
Ruminasyonun tedavisi, bu olumsuz düşünce döngüsünü kırmak ve daha sağlıklı zihinsel alışkanlıklar kazanmak üzerine kuruludur. Bu süreç genellikle profesyonel bir destekle ilerlerken, bireysel olarak uygulanabilecek bazı yöntemler de mevcuttur.
Ruminasyonun tedavisinde en etkili yöntemlerden biri psikoterapidir. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) bu alanda öne çıkar.
Profesyonel bir destek almanın yanı sıra, günlük hayatta uygulanabilecek bazı stratejiler de ruminasyonu yönetmeye yardımcı olabilir:
Ruminasyon, genellikle altta yatan başka bir ruh sağlığı sorunu (depresyon, anksiyete, OKB gibi) ile bağlantılıdır. Bu nedenle, eğer ruminasyon hayat kalitenizi ciddi şekilde etkiliyorsa, bir uzmana danışmak en doğru yaklaşım olacaktır.
Ruminasyon sendromu, yiyeceklerin mideden ağza geri gelmesi ve yeniden çiğnenmesiyle karakterize, istemsiz bir sindirim bozukluğudur. Bu bir yeme bozukluğu değildir.
Ruminasyon, genellikle olumsuz bir ruh haliyle ilgili pasif düşünme döngüsüdür. Obsesyon ise kaygıya neden olan ve kompulsif davranışları tetikleyen, kontrolsüz ve tekrarlayıcı düşüncelerdir.
Ruminatif düşünme, bireyin kendini suçlayıcı ve geçmiş odaklı, çözüme ulaşmayan tekrarlayıcı düşünceler içine girmesidir. Bu, genellikle depresif belirtilerle ilişkilidir.
Ruminasyondan kurtulmak için, düşüncelere odaklanmak yerine dikkati dağıtmak, bilinçli farkındalık pratikleri yapmak ve profesyonel destek alarak altta yatan nedenleri ele almak önemlidir.
Ruminasyon bozukluğu genellikle depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) gibi durumlara sahip kişilerde görülür.