Yalnız kalma korkusu kişinin tek başına kalmasından endişe ve tedirginlik duymasıyla ortaya çıkan tek başına kaldığı zaman kalp çarpıntısı, kendini tedirgin hissetme, endişeli ruh hali gibi psikolojik ve fiziksel semptomların birlikte görüldüğü bir anksiyete türüdür. Yalnız kalmaktan korkan insan tek başına hareket etme endişesiyle çevresindeki insanlara bağlı bir şekilde hareket etmeye başlar. Yalnız kalma düşüncesi kişide endişe, kaygı, korku, panik gibi duygu türlerini uyandırır. Yalnız kalmaktan korkan birey etrafında insanlar olmadan hiçbir şey yapamayacağı düşüncesine kapılır. Çevresindeki insanları yalnız kalma korkusundan dolayı sağlıklı bir şekilde belirleyemez. Yalnızlık korkusu, aynı zamanda bireyin sağlıksız ve bağımlı ilişkiler kurmasına da sebep olur. Yalnızlık korkusu bilimsel olarak monofobi, otofobi, isolofobi, eremofobi gibi çeşitli isimlerle adlandırılır. Sadece fiziksel olarak yalnız olmaktan ziyade bireyin psikolojik olarak da yalnız olduğunu düşünmesi ve hissetmesi bu korkunun tetiklenmesine sebep olmaktadır. Anksiyetenin bir türü olan yalnızlık korkusu diğer pek çok psikolojik rahatsızlık türünün de oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Yalnızlık korkusu belirtilerini fiziksel ve psikolojik olarak gözlemleyebilmemiz mümkündür.
Baş dönmesi
Nefes alıp vermede yaşanan zorluklar
Mide bulantısı veya karın ağrısı
Kalp atışının hızlanması
Bayılacakmış gibi hissetme
Baş ağrısı veya baş dönmesi
Yalnız kaldıkları zaman duydukları aşırı kaygı ve endişe durumu
Kendini değersiz hissetme, çevresindeki insanların onu sevmediği ve değer vermediği düşüncesine kapılma
Sosyal bir ortamda tek başına hareket edememe ve başkasına bağlı bir şekilde yaşama. Günlük yaşantısının büyük çoğunluğunu bu şekilde geçirme ve bunu bir rutin haline getirme
Yalnız iken başına kötü veya olumsuz bir olayın gelebileceği düşüncesi
Yalnız kaldığı zaman kendini güvensiz hissetme durumu
Yalnız kalma korkusunun ortaya çıkması, kişisel sebeplere bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Bireyin daha öncesinden yalnızlığa dair sahip olduğu travmatik bir durum veya olumsuz tecrübe, ilerleyen dönemlerde yalnızlık korkusunun ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Kişinin güven alanı dışına çıkması için sahip olması gereken özgüvenin olmaması da yalnızlık korkusunun oluşmasına sebep olabilmektedir. Kurduğu ilişkilerde sahip olduğu olumsuz tecrübeler aynı zamanda bireyin yeni bir iletişime kendisini kapatmasına neden olur. Bu da bireyin çevresindeki insanlara daha bağımlı bir hale gelmesini sağlar. Bunlara ek olarak bireyin yaşadığı ani kayıplar da yalnızlık korkusunun oluşmasına sebep olabilmektedir. Çevresindeki insanları kaybetme korkusu bireyin yalnızlık korkusunu tetikleyebilmektedir.
Bebekler doğdukları dönemden yetişkinlik dönemine kadar olan süreçte ebeveynlerine bağlı bir şekilde yaşarlar. Bu süreçte bebeklerin ihtiyaçlarını ve sorumluluklarını karşılamakla ebeveynleri yükümlüdür. Bebeğin anne ile kurduğu ilişkinin sağlıklı bir şekilde gelişmesi adına 0-3 yaş dönemi oldukça önemlidir. Bahsi geçen süreçte kurulamayan sağlıklı ilişkiler, ilerleyen süreçte bebeğin yalnızlık korkusu ile karşı karşıya kalmasına yol açabilmektedir. Bebeğin, annesi tarafından gördüğü; ilgi, şefkat, merhamet duygusuyla birlikte kurulan sağlıklı ilişki bağı bebeği ruhsal gelişimini destekler. Böylelikle bebeğin, ilerleyen dönemlerde yalnızlık korkusu yaşaması engellenmiş olur. Bebeklerde yalnızlık korkusunun görülmesinin bir diğer nedeni de anne veya babanın gün içerisinde sahip olduğu sorumlulukların fazla olması dolayısıyla bebeğe ayırmaları gereken zamanın ayrılmamasıdır. Annenin gün içerisinde sahip olduğu sorumlulukların fazlalığı veya babanın fazla iş yükü evde çocuğa gerekli ilginin gösterilmemesine, çocuğun kendisini yalnız hissetmesine ve bundan kaynaklı endişe duygusunun oluşmasına sebep olabilmektedir. Aynı zamanda ebeveyn ve çocuk arasında kurulamayan sağlıksız ilişki, çocuğun özgüveninin ve özsaygısının zedelenmesine sebep olur. Bu sebeple çocuğun ilerleyen dönemlerde başkalarına bağımlı bir birey haline gelmeye başlaması muhtemeldir. Ebeveynler tarafından uygulanan fazla ihmalin çocukta yalnızlık korkusuna sebep olabileceği gibi fazla üstüne düşme ve çocuğun kendi dünyasını oluşturmasına izin vermeme durumu da çocuğun ilerleyen süreçlerde yalnızlık korkusu yaşamasına sebep olabilmektedir. Ebeveyn ve bebek arasında kurulan aşırı bağ çocuğun bu bağ koptuktan sonra karşılaştığı gerçek dünyayla uyum sağlama sürecini zorlaştırmakta ve kendisini diğer insanlara bağımlı bir hale getirmesine sebep olabilmektedir. Bu aşamada ebeveynlerin üzerine düşen en büyük sorumluluk çocuklarıyla kuracakları ilişkilerde aşırı olmaktan ziyade ilişkinin dengeli ve sağlıklı bir şekilde kurulmasını sağlamaktır.
Yaşlılık dönemi kişinin fiziksel, bilişsel ve davranışsal olarak hareketlerinin biraz daha fazla yavaşladığı çevresindeki bireylere önceki dönemlere göre daha fazla bağımlı hale geldiği bir dönemdir. Yaşlılık döneminde birey çevresindeki insanların desteğine daha fazla ihtiyaç duyar. Özyeterlilik duygusundaki azalma ve başkalarına karşı bağımlı hale gelme durumu yaşlılık döneminde daha fazla artar. Öte yandan birey, yaşlılık döneminde ölüm korkusu ile yalnızlık korkusunu eş değer bir şekilde görmeye başlar. Yalnız kalan bireyin kendisini güvende hissetmemesi ve tek başına iken başına bir şey geleceği düşüncesine kapılması yalnızlık korkusunun daha fazla artış göstermesine sebep olmaktadır. Bu durumda bireyin psikolojik destek ile kendinde hissettiği endişeli duygu durumlarının tespit edilmesini sağlamak ve bu durumları tetikleyen faktörlere göre başa çıkma becerileri geliştirmek yalnızlık korkusunun yaşlılar üzerinde etkisinin azaltılmasında faydalı olacaktır.
Yalnızlık korkusu testi psikoterapist tarafından semptomlar aracılığıyla gözlemlenip bireyin bu korkuya sahip olup olmadığını değerlendiren bir ölçektir. Yalnızlık korkusu testi bireyin ailesiyle, bireysel sosyal çevresiyle ve çevresinde diğer bireylerle etkileşimini ölçen alt ölçeklere sahip bir ölçektir. En yaygın olarak kullanılan yalnızlık korkusu testi U.C.L.A’dır. 20 sorudan oluşan bir ölçektir ve test boyunca cevaplayan kişinin belirtilen durumları hangi sıklıkla yaşadığını ifade etmesi istenir. Testin amacını bireylerin yalnızlık düzeylerini ve sosyal ilişkilerindeki etkileşimi ölçmek oluşturur. Testin sonunda birey yalnızlık korkusuna sahipse psikoterapist tarafından teşhisin değerlendirilmesi yapılır ve bireyin bu korkuyu yenmesi adına uygun terapi teknikleri uygulanır.
Yalnızlık korkusunu yenmek ve yalnızlık korkusunun üstesinden gelebilmek elbette mümkündür. Kişinin bu konuda kararlı olması ve yalnızlık korkusunu yenebilecek adımları istikrarlı bir şekilde izlemesi yalnızlık korkusunun üstesinden gelebilmesi için önemlidir. Yalnızlık korkusunu yenmek için bireyin izleyebileceği yollar şu şekildedir :
Yalnızlığın üstesinden gelmek için küçük küçük adımlarla da olsa hedeflediğiniz o noktaya varın. Birdenbire yalnız kalmak ve kendinizi yalnızlaştırmaktan ziyade bu süreci daha sağlıklı adımlarla yavaş yavaş da olsa sağlam bir şekilde atmaya çalışın. Kendinize bu noktada çeşitli ödev ve hedefler belirleyebilirsiniz. Günlük, haftalık ve aylık periyotta attığınız adımların sene sonunda sizi bulunduğunuz noktadan ne kadar farklı bir noktaya taşıdığını fark edeceksiniz. İlk etapta bu süreçte zorlansanız bile zamanla yalnız kalmanın sizin için zor olmadığını ve bu süreçte yalnız başına iken de çevrenizdeki birçok sorumluluğu ve aktiviteyi tek başınıza üstlenebildiğinizi fark edeceksiniz. Yalnız başına yapmaktan hoşlandığınız bir aktivite veya hobi edinin. Böylece yalnız başınıza kalmak sizin için diğer zaman dilimlerine göre keyif aldığınız bir hobi ile ilgilendiğiniz için daha keyifli olacaktır. İlgi duyduğunuz bir alanın tercihen bu noktada seçilmesi yalnız başınıza ortaya çıkan endişelerinizin ortadan kalkması adına önemlidir. Bu eylemler, kitap okumak veya sevdiğiniz bir parkta bisiklet sürmek olabilir. Aynı zamanda yeni bir hobi edinmek veya sahip olduğunuz hobilerin devamlılığını sağlamak da psikolojik sağlığınızın daha iyi bir noktaya getirilmesi adına yardımcı olacaktır. Sizi tedirgin ve endişeli hissettiren durumları not alın. Gün sonunda yaşadığınız durumları not almak ve bunları tekrardan okumak farkındalık seviyenizin artması ve bir şeyleri tekrardan farklılaştırmanızda size yol göstermesi adına değerlidir. Kendinizi nerede güvensiz, endişeli veya korku duymuş hissediyorsanız bunları yazarak daha iyi bir şekilde farkına varabilir bunların üstesinden gelmek adına başa çıkma becerilerinizi daha sağlıklı bir şekilde geliştirebilirsiniz. Yalnızlığın da kalabalık kadar size iyi geldiğini fark edin. Başkalarına daha az bağımlı olduğunuz durumlarda veya kendi başınıza kaldığınız zaman sahip olduğunuz sorumlulukları ve yapacağınız şeyleri daha iyi planladığınızı ve bu zaman diliminin de aslında sizin için yanınızda biri varken geçirdiğiniz zaman dilimi kadar değerli olduğunu fark edeceksiniz. Zamanla yalnız kalmanın size ne kadar iyi geleceğini görecek ve bunun sizin için bir ihtiyaç olduğunu hissedeceksiniz. Yalnızlık korkusunu yenmek adına alacağınız psikolojik destek size başarılı ve etkili bir çözüm yöntemi sunar. Yalnızlık korkusunun temelini küçüklükten yaşanan travmatik bir durum, sosyal anksiyete veya yalnız kalma durumunda doğru başa çıkma becerilerini geliştirememe gibi çeşitli psikolojik nedenler oluşturabilmektedir. Kişinin bu durumla baş edebilmesinin en etkili yöntemlerinden bir tanesi alacağı psikolojik destektir. Psikolojik destek bu korkunun temelinde yer alan nedenlerin ortaya çıkarılmasında kişiye yardımcı olmak, kişinin bu korkusunu tetikleyen unsurlarının tespit edilmesini sağlamak ve kişinin bu durumla karşı karşıya kaldığı zaman göstereceği başa çıkma becerilerini geliştirmek adına kişiye önemli bir çözüm yöntemi sunar.
Uzmanlarımıza Yalnızlık Korkusu hakkında sıkça sorulan sorulara buradan göz atabilirsiniz.
Yalnızlık korkusu, psikolojik tedavi teknikleri ve yöntemleriyle birlikte tedavi edilmesi mümkün olan bir anksiyete türüdür. Bireyin bu korkuyu yenmesi adına alacağı seansın süresi kişiden kişiye değişmektedir. Bilişsel davranışçı terapi yalnızlık korkusu tedavisinde en yaygın uygulanan terapi tekniklerindendir. Bu teknik sayesinde bireyin sahip olduğu endişelerin, davranışları üzerindeki etkisi zamanla azaltılmaya ve iyileştirilmeye çalışılır.
Bireyin gece yalnızlık korkusunu tetikleyen birçok neden söz konusudur. Güvende ve huzurlu hissetmemesi endişe ve kaygı durumunun daha fazla artış göstermesine bu da geceleri yalnızlık korkusunun oluşmasına sebep olabilmektedir. Bunun için geceleri kendini güvensiz hissettirecek durumun tespit edilmesi,daha rahat bir uyku için gerekli koşulların sağlanması yalnızlık korkusunun etkisinin azalmasını sağlayacaktır.
Yalnızlık korkusunu yenmek ve bu korkunun üstesinden gelebilmek için kişinin kendisine inanması ve güvenmesi gerekir. Kişi, kendisine güvendiği ve inandığı sürece bu korkunun üstesinden gelme süresi de bir o kadar kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşecektir. Yalnızlık korkusunu yenme sürecinde psikolojik destek, bu süreçte atılacak adımların belirlenmesinde bireye yardımcı olur. Psikolojik tedavi sürecinde tedavinin sürecini ve olumlu akışını tamamen bireyin bu konudaki özverisi belirler. Birey tedavi olmaya ve bu konuda korkularını yenmeye ne kadar açık olursa tedavinin sonuçlanması o kadar hızlı ve sağlıklı bir şekilde gerçekleşir.