En bilindik psikolojik bozukluklar genellikle en sık karşılaşılan ya da en sık duyulan rahatsızlıklardır. Bu rahatsızlıklar pek çok farklı nedene bağlı şekilde ortaya çıkabilen özel durumlardır ve her birinin psikolojik anlamda destek almayı gerektirdiği bilinmelidir. Bu sayede özel olarak her bir psikolojik rahatsızlığın çözümüne ulaşmak da mümkündür. Bu psikolojik rahatsızlıklar günlük hayatta çevredeki kişilerde de rastlanılabilecek olan ve sanıldığının aksine çoğu zaman çevre için tehlike yaratmayan bozukluklardır. Peki, en bilindik psikolojik bozukluklar nelerdir?
Psikolojik rahatsızlıklar her yaştan bireyde görülebilen durumlardır ve bazıları çevreye bağlı şekilde bazıları ise bireylerin genetik aile geçmişine bağlı şekilde oluşabilmektedir. Bu durumların fark edilmesi ise bireyin çevresine ve genel anlamda davranışlarına bağlıdır. Peki, en bilindik psikolojik bozukluklar nelerdir?
Obsesif kompülsif bozukluk yani kısaca OKB, herhangi bir duruma karşı takıntılı düşünceler ve davranışların bir arada yer alması olarak tanımlanabilir. Bu düşünce ve davranışlar bireyin günlük hayatına etki edecek derecede kendini gösterebilir. Bu durumda da bireylerin profesyonel anlamda psikolojik destek alması gerebilir.
Aslında tüm bireylerde obsesif davranışlar mevcut olabilir. Önemli olan bu davranışlar kompülsif bir hal almadan önce önüne geçmektir. Obsesif olmak, bir durumu düşünmek ve bununla ilgili fikir yürütmektir. Obsesif kompülsif olmak ise bireyin düşünceleri üzerine eyleme geçmesi anlamına gelir. Buna verilebilecek olan en güzel örnek aslında kapı kilitleme örneğidir. Birey eğer evden çıkıp işine giderken kapıyı kilitleyip kilitlemediğini düşünüyorsa bu bir obsesif davranıştır. Kişi işe gidene kadar kapıyı kilitleyip kilitlemediğini düşünebilir ancak sonrasında bunu düşünmeyi bırakacaktır ve bir şekilde kilitlemesi ya da kilitlememiş olması önemsiz hale gelecektir. Birey eğer bu düşüncelerden kurtulamayıp işe giderken uzun bir yoldan bile dönmesi gerekse eve dönüp kapıyı kilitleyip kilitlemediğine bakıyorsa bu kompülsif bir davranıştır. Birey bu davranışı pek çok farklı konuda geliştirebilir. Hatta kapıyı kilitleyip kilitlemediğini kontrol edip işine geri döndüğü zaman bile aklında hala kapının kilitli olup olmadığı düşüncesi kalacaktır. OKB yalnızca kapı kilitleme gibi olaylarda değil temizlik, ikili ilişkiler, arkadaşlık ilişkileri, yemek yenilen alanlar gibi pek çok yerde kendini gösterebilir. Bu aslında günlük hayatı büyük ölçüde sınırlayan bir durumdur ve bireyler devamlı olarak obsesif düşünceler içinde olacağından ya da kompülsif hareketlerde bulunacağından günlük işlerine de odaklanamaz hale gelebilir.
Şizofreni hem kalıtsal hem de çevresel şekilde ortaya çıkabilen bir durumdur. Bireylerin sağlıklı düşünme yetilerinin ortadan kalkması, halüsinasyon görmeleri, gerçek olmayan düşüncelere inanmaları gibi pek çok durum şizofreni rahatsızlığında söz konusudur. Bireyler kendilerini tehlike içinde hissedebilir, çevrelerindeki insanların onarın kötülüğünü istediği düşünülebilir. Şizofreni ileri seviyede olmadığı zaman bir tehlike unsuru olarak görmemek gerekir ancak ilerleyen dönemde bireyler kendilerini yüksek oranda tehlike içinde hissettikleri zaman kendilerini korumak amacı ile başkalarına ya da kendilerine zarar verme eğilimi içinde olabilirler. Bu nedenle de şizofreni tanısı olan bireylerin kısa zamanda profesyonel anlamda destek alması oldukça büyük öneme sahiptir.
Anksiyete pek çok neden bağlı şekilde oluşabilen bir kaygı bozukluğudur. Anksiyete, bireylerin pek çok konuda özellikle de geleceğe yönelik şekilde kaygı ve endişe duyması anlamına gelir. Bu durumda da kişiler yaptıkları her eylemde ya da her düşüncelerinde bir kaygı güder ve bu nedenle de günlük yaşamlarına odaklanmakta zorluk çekerler. Kaygı bozuklukları bireylerin günlük yaşamlarında depresif ruh hali içinde olmalarına neden olabilen bir durumdur ve farklı psikolojik rahatsızlıkların da ortaya çıkması konusunda anksiyete bir tetikleyici görevi görebilir.
Bipolar bozukluk, bir duygu-durum bozukluğudur. Bireyler manik ve depresif ruh hali içinde olabilirler. Buna bağlı olarak da kişilerin ayrıca devamlı olarak değişen ruh halleri yaptıkları ve yapmayı planladıkları pek çok günlük aktiviteye etki edebilir. Örneğin kişiler manik ruh halindeyken okula gidip derslerine çalışır ama depresif döneme girdikleri zaman bireyler gün boyu evden dışarı çıkmak istemeyebilir ve intihar düşüncelerine de sahip olabilir. Bu durum ani olarak değişen kararlara ve aynı zamanda da ters giden ilişkilere neden olmaktadır. Bireyler bipolar bozukluğa sahipse psikolojik destek almaları oldukça önemlidir.
Yeme bozuklukları pek çok farklı şekilde kendini gösterebilir. Örneğin bireyler anlık yeme atakları geçirebilir ve bu ataklar sonucu istifra etme ihtiyacı hissedebilir. Bunun yanı sıra kişiler sürekli olarak aç olmasalar dahi yiyor olabilirler. Ayrıca bireyler günlerce hiç yemek yemiyor olabilirler. Bu durumların her biri yeme bozukluğu olarak adlandırılır. Kısacası yeme bozuklukları temelde bireyin yemesi gereken normal dozun çok dışında aşırı şekilde yemesi ya da yememesi olarak adlandırılabilir. Yeme bozukluklarının en sık görülen türü bulumia nervozadır. Bu rahatsızlık sırasında kişiler ani yeme atakları geçirir ve bu ataklar sırasında çok kısa zamanda aşırı yerler. Ne yedikleri önemsizdir çünkü genellikle aynı anda pek çok farklı yiyeceği yiyebilirler. Birkaç öğünlük besini birkaç dakika içinde yiyen kişiler sonrasında suçluluk duygusu hissedebilir ve ayrıca mideleri bu ani yeme atağından dolayı rahatsız olabilir. Sonrasında ise kişilerin istifra etmesi mümkündür. Bu genellikle en sık görülen yeme bozukluğudur ve bireyler yeme bozukluklarının ciddi olmadığını düşünse de hem fiziki hem de psikolojik anlamda ciddi etkileri olabilmektedir.
DEHB, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak bilinir. Bu rahatsızlık özellikle de çocukluk döneminde görülür ve genellikle ilerleyen yaşlarda ortadan kalkar. Ancak çocukların dikkatlerini belli bir konuya odaklanmasını engeller, her alanda fazla hareketli ve dağınık olmalarına neden olur, okuma ya da yazma gibi becerilerin gelişmesini geciktirir ve daha pek çok farklı şekilde çocukların gelişiminde negatif etkileri olabilmektedir. Bunun etkilerini en aza indirmek için bireylerin çocuklarını bu alanda uzman psikologlar ile görüştürmesi önemlidir.
Sosyal fobiler, en bilindik psikolojik bozukluklar arasında yer alan aslında en etkileyici rahatsızlıklardır. Sosyal fobiler ilerleyen dönemde kişilerin evden çıkmak dahi istememesine neden olabilen bir hale gelebilir. Bu da hem iş hem eğitim hem de sosyal yaşamın tam anlamıyla kısıtlanmasının nedenidir. Bireyler sosyal fobiye sahipse kalabalık ortamlarda konuşmaktan, yemek yemekten, yürümekten, alışveriş yapmaktan dahi çekinebilirler. Bu durumda da kişiler arkadaşları ile beraber oldukları zamanlarda dahi kendilerini gergin ve izleniyor gibi hissederler. Sosyal fobiler günlük hayata etki etmeden önce onları keşfetmek ve psikolojik destek alarak etkilerini tamamen yok etmek mümkündür.
Depresyon son dönemlerde özellikle de daha genç yaşlarda görülmeye başlanan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık kişilerin günlük hayatlarındaki pek çok işlerini yapmalarına engel olacağı gibi sağlıklı iletişim ve ilişkiler içinde olmalarını da engelleyen bir yöne sahiptir. Ayrıca depresyon bireylerin pek çok farklı psikolojik bozukluk geliştirmesine de yol gösterebilir. Örneğin yeme bozuklukları, şizofreni, kaygı bozuklukları ve benzeri pek çok psikolojik rahatsızlığın temelinde depresyon yatar. Depresyon her ne kadar önemsiz görülse de aslında farklı rahatsızlıkların da sebebi olmaması için en kısa zamanda psikolojik destek almakta fayda vardır.