Narkolepsi, diğer adıyla uyku hastalığı olarak bilinir. İnsan beyninin uyku-uyanıklık döngülerini kontrol etme becerisini olumsuz etkileyen kronik ve nörolojik bir bozukluktur. Bu hastalığa sahip olan kişiler uyandıktan sonra dinlenmiş hissedebilir. Ancak ani uyku bastırması gibi durumlardan dolayı günün büyük bölümünde aşırı uykulu hissedebilirler. Narkolepsili pek çok birey, gece boyunca sık bir biçimde uyanmaya sebep olacak düzensiz ve kesintili bir uyku deneyimler. Narkolepsi hastalığı günlük aktiviteleri de önemli oranda etkileyebilir. Söz konusu bireyler; araba kullanmak, yemek yemek ya da iletişim kurmak gibi bir aktivitenin ortasında bulunsalar bile istemeyerek uykuya dalabilirler. Sağlıklı bir bireyin uykuya dalma süreci, yavaş göz hareketli uyku, diğer adıyla NREM uykusu adı verilen bir süreçle başlar. NREM uykusunun bir saat kadar devam etmesinden sonra beyin faaliyetlerinde değişim gözlemlenir. Böylece derin uyku yani REM uykusu süreci başlar. Narkolepsi rahatsızlığında ise kişi, hem geceleri hem de gündüzleri istemsiz bir biçimde NREM uykusu aşamasını atlayarak aniden REM uykusu aşamasına girebilir.
Narkolepsi çeşitleri ikiye ayrılır. Tip 1 Narkolepsi, kalıcı olmayan kas kontrolünün kaybı olan katapleksili narkolepsi olarak da adlandırılır. Bu durum, ani gelişen duygu ve durumlara tepki olarak katapleksiye sebep olabilir. Bu da fiziksel bir zayıflık hissiyatına ve hatta bireyin çökmesine sebebiyet verebilir. Bu hastalığa sahip bireylerde ayrıca uyanık olmaları gereken zamanlarda aşırı uyku hali gözlemlenebilir. Tip 2 Narkolepsi söz konusu olduğunda ise hasta bireyler genellikle tip 1 narkolepsi ile bağdaşmış olan kas kontrolü kaybını deneyimlemezler. Fakat aşırı uyku hali yaşarlar. Katapleksisiz narkolepsi olarak da bilinen bu durum profesyonel yardım almayı gerektirir.
Narkolepside en sık rastlanan dört belirti şu şekildedir:
Gün içi aşırı uykulu olma durumu
Katapleksi
Uyku paralizisi
Hipnogojik halüsinasyonlar
Tüm bu belirtiler arasından, kişileri en çok gün içi aşırı yorgunluk ya da ani uyku bastırması durumu rahatsız eder. Bu belirtilerin hepsi birden meydana gelebilir ya da zaman içinde birer birer ortaya çıkabilir. Ancak aşırı uykululuk hali, hastalık sahibi insanların üçte birinde tek belirti olarak meydana gelmektedir.
Bu durum, tüm narkoleptik hastalarda gözlenen tek belirtidir. Yahut ilk meydana gelen semptom olarak baş gösterir. Narkolepsili bireyler sürekli bir yorgunluk ya da uykululuk halinden şikayetçidir. Yemek yemenin ardından herkesin uyku hissettiği durumların dışında en uyanık oldukları iletişim kurma, işte çalışma gibi durumlarda da aşırı uyku hissederler. Bu uyuklamalar kısa ya da kendilerini canlı ve dinlenmiş şekilde uyanacakları sürelerde olabilmektedir. Ayrıca uykunun tehlike arz ettiği durumlarda uykuya dalabilirler. Araç kullanma, tehlikeli bir makine başında çalışma gibi durumlar buna örnek gösterilebilir.
Katapleksi ya da katapleksi atakları kasların aniden çözünmesi anlamına gelir. Çok ender biçimde narkolepsinin ilk belirtisi olabilir. Çoğu zaman uykululuk halinden aylar sonra meydana gelmektedir. Katapleksi belirtisi hafif olabildiği gibi (sadece diz kaslarının çözünmesi gibi) tüm vücudun çözünüp bireyin yere düşmesine sebebiyet verecek kadar şiddetli olabilmektedir. Birey bu esnada bilincini korur, çevrede olup bitenin farkındadır ancak kaslarını kontrol edemez.
Katapleksi duygu ve düşüncelerle de tetiklenebilir. Örneğin;
Gülme,
Kahkaha atma,
Kızgınlık ya da öfke,
Şaşırma gibi en temel insani durumlar karşısında da ortaya çıkabilir.
Ayrıca bazı kişilerde duygusallığa ya da gerilime sebep olan bir durumun hatırlanması da katapleksiyi tetikleyebilmektedir.
Hasta bireyin kas gücünde ortaya çıkan kısa süreli kayıplar olarak açıklanabilir. Fakat bu durum, kişi uykuya dalarken ya da uyanırken ortaya çıkar. Kişi etrafında olup bitenin farkındadır ancak hareket edemez ve ses çıkaramaz. Birey için korkutucu bir durum olsa da tehlikeli değildir. Zira kalp ve diyafram gibi yaşam için zorunlu olan kaslar bu esnada çalışmaya devam eder.
Hipnogojik halüsinasyonlar en kısa tanımıyla canlı rüyalardır. Birey uykulu durumdayken meydana çıkar. Rahatsız edici sesler ve görüntüler şeklinde kişiye gözükür (çığlıklar, hayvan sesleri vb.). Birey bu görüntülerden dehşet duyabilir fakat onları kontrol etmesi imkansızdır. Bu durum sıklıkla bireyin çevresine bireyin akıl hastası olduğu izlenimini uyandırabilir.
Normal düzende yapılan davranışların bireyin farkına varmadan arka arkaya yapılması durumudur. Kişi kimi zaman uykuya dalar ve aktivitesini sürdürür, uyandığında ise hiçbir şey hatırlamaz. Bu hareketler narkolepsinin bir semptomu olarak ortaya çıkabilir ve kişiyi sosyal yaşamda sürekli zor durumlara sokabilir.
Narkolepsili bireyler beyinlerinde yer alan uyku-uyanıklık merkezindeki kontrol kaybından dolayı gece vakti uykularını sürdürmekte güçlük çekerler. Bu durum gün içi uyuklama ihtimalini daha da artırmaktadır.
Yukarıda belirtilenlerin haricindeki diğer uyku hastalığı belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz;
Çift görme
Konsantrasyon güçlüğü
Bellek kaybı
Baş ağrıları
Çocuklarda dersleri takip edememe
Yetişkinlerde iş ve ailevi görevleri aksatma
Sosyal ve mesleki durumlarda meydana gelen zorluklardan dolayı depresyona girme
Uyku apnesi
Periyodik ekstremite hareketleri
Narkolepsi sebepleri, ne yazık ki henüz kesin olarak belirlenememiştir. Bununla beraber Tip 1 narkolepsisi olan hastalarda hipokretinin düzeylerinin düşük olduğu gözlemlenmiştir. Hipokretin ise kişinin beyninde uyanıklığı ve REM uykusunu düzenlemeye katkı sağlayan hayati bir nörokimyasaldır. Özellikle katapleksi görülen kişilerde hipokretin düzeyi düşüktür. Beyindeki hipokretin üreten hücrelerin hangi sebepten kaybolduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak pek çok tıp uzmanı bu durumun bağışıklık sisteminin bir reaksiyonundan dolayı kaynaklandığını düşünmektedir. Ayrıca kalıtımsal faktörler de narkolepsinin oluşumunda rol oynamaktadır. Fakat bir anne ya da babanın bu bozukluğu çocuğuna aktarma riski yaklaşık yüzde 1 civarında olduğu belirlenmiştir. Ancak bir kişinin ailesinde narkolepsi hastalığı mevcutsa, o aileden sağlıklı bir kişinin narkolepsi geliştirme riski 20 ila 40 kat daha fazladır.
Gün içinde uyku gelmesi ve aniden uyku bastırması gibi durumların en yaygın nedeni uykunuzu yeterince almamış olmanızdır. Yetişkin bireyler, günde ortalama 7-9 saat kadar uyumalıdır. Bu süre dolmadığında ise gün içinde ani uyku bastırması gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Fakat bu durumu sık yaşayan kişilerin dikkatli olmaları gerekir. Eğer yeterince uyuduğunuz halde bu tür bir problem ile karşı karşıyaysanız, profesyonel yardım almak için gerekli adımları atmanızda fayda vardır.
Narkolepsi tam olarak tedavi edilemese de belirtiler iyileştirilebilir ve kontrol altına alınabilir. Şu aşamalarda tedavi uygulanır;
Reçetesiz satılan kafeinli ilaçlar narkolepsi hastalığının tedavisine katkı sağlamaz. Fakat reçete ile satılan amfetamin grubu ilaçlar, hastalığın uyuklama, katapleksi, halüsinasyon görme ve uyku kesilmeleri gibi yan etkilerinde faydalı olabilmektedir.
Kişinin uyanık kalmasını sağlayan modafinil de henüz yeni ve yararlı olabilen bir başka ilaç tipidir. Unutulmamalıdır ki bu ilaçlar yalnızca uyku konusunda uzmanlaşmış bir hekimin ya da psikoloğun tavsiyeleri ile beraber kullanılmalıdır.
Bilişsel davranışçı terapi bireyin güncel sorunlarını çözüm odaklı yaklaşımlar ile çözmeyi amaçlar. Terapi seansları oldukça yapılandırılmış biçimdedir ve diğer terapi seanslarına nazaran daha kısa sürelidir. Ancak bireye hayat boyu benzer problemlerle karşılaştığında bunlara karşı çıkma, karşı koyma ya da başa çıkma becerisi kazandırmaktadır. Bu terapi yönteminde, kişinin psikolojisini çözümlemede duygu, düşünce ve davranış olacak şekilde başlıca 3 nokta incelenir.
Kişinin kendisiyle ve etrafıyla olan ilişkilerinde kendisini rahatsız eden ve terapiye yönlendiren öncüllerde, bireyin bilişsel değerlendirmelerinin onun duygu, düşünce ve davranışlarına olan etkisi incelenir. Terapi esnasında güncel problemin çözülmesi için çalışılır. Bu esnada hasta birey, benzer problemlerle karşılaştığında yanlış düşünce ve inanışların kendi duygu ve davranışları üstündeki etkisini fark etmektedir. Farkındalık kazanan birey böylece bu davranış ve düşüncelerini değiştirebilmeyi öğrenir.
Şemalar, kişinin çocukluk ve ergenlik çağlarında yaşadıkları sonucunda zihinlerinin derinlerinde gelişen yapılardır. Bu yapılar kişinin duygu düşünce ve davranışlarında fark edilmesi ve değiştirilmesi neredeyse imkânsız kalıplaşmış bir etkiye sahiptir. Şema terapisi bu zihinsel yapıları bilimsel veriler ışığında tanımaya ve çözmeye çalışır.
Bireylerin yaşamları esnasında erken dönemde yaşadıkları bu uyum bozan şemalar tetiklenir ve gerek kişi gerekse beyin bunlara karşı koyabilmek için birtakım savunma mekanizmalarına başvurur. Pek çok tıp uzmanı tarafından bir savunma mekanizması olarak görülen Narkolepsi de bu terapilerin odak noktalarından biridir.
Aile üyeleri, iş arkadaşları, çocukların öğretmenleri ve arkadaşları hastalık ve ortaya çıkabilecek potansiyel durumlar ile alınacak aksiyonlar hakkında bilgilendirilmelidir.
Narkolepsisi olan herhangi bir birey, mevcut ilaçları alarak sağlıklı bir insan gibi sürekli olarak uyanık kalmayı sürdüremezler. Narkolepsi ilaçları ise çeşitli fiziksel ve psikolojik yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte uygulanmalıdır. Dolayısıyla Narkolepsi için yaşam tarzı değişiklikleri uygulamak önemlidir. Bu değişiklikler için hazırladığımız bazı öneriler size bu konuda yardımcı olabilir:
Pek çok birey, kendilerini aşırı uykulu hissettikleri zamanlarda kısa ancak düzenli olacak şekilde şekerlemeler yapmaktadır.
Hafta sonları dahil her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte kalkmak, bu rahatsızlıktan muzdarip kişilerin daha iyi uyuyabilmelerine katkı sağlayabilir.
Bireyler özellikle uyumadan birkaç saat öncesinde alkollü ve kafeinli yiyecek-içeceklerden uzak durmalıdırlar. Özellikle gece sigara içmekten uzak durun.
Yatmadan önce minimum 4 ya da 5 saat önce en az 20 dakika ya da yarım saat egzersiz yapmak hem uyku kalitesini yükseltir hem de narkolepsili bireylerin aşırı kilodan kaçınmalarına katkı sağlayabilir.
Uykudan hemen önce büyük ve ağır yemeklerden uzak durun. Uyku saatine çok yakın ve ağır yemekler yemek uykuya dalmayı iyice zorlaştırabilir.
Yatmadan önce sıcak bir duş alma gibi fiziksel rahatlatıcı aktiviteler uykuya dalmayı kolaylaştırabilir. Buna ek olarak uyku alanının serin ve rahat olduğundan emin olun. Ayrıca bireyler meditasyon ya da
ibadet gibi aktivitelerle kendilerini psikolojik olarak rahatlattıklarında uykuya dalmaları daha kolay olmaktadır.
Özellikle araç sürerken güvenlik önlemleri, narkolepsisi olan her birey için hayati önem taşımaktadır. Tedavi edilmeyen belirtilere sahip olan kişilerin, doğru ilaçları alan kişilerde risk daha az olsa da araç kazalarına karışma ihtimali daha yüksektir.
Aşırı uykululuk hali ve katapleksi, kontrolsüz bırakıldığında ciddi yaralanmalara ya da daha kötüsü ölüme sebebiyet verebilir. Birden uykuya dalmak ya da vücut kontrolünü kaybetmek, merdivenden inmek gibi çok basit bir eylemi bile ölüm tehlikesi olan bir eyleme dönüştürebilir.
Tüm bunlara ek olarak, destek grupları, hastalıkla daha etkili şekilde başa çıkmak amacıyla strateji geliştirmek isteyen ya da belirtilerinden utandıkları için sosyal olarak dışlanmış hissetmek istemeyen hastalar için son derece yararlı olabilir.
Narkolepsi teşhisi ve tedavisi için hastanelerin nöroloji bölümüne başvurabilir ve aynı zamanda psikolojik destek alabilirsiniz.