Travmalar hayatımızda çoğu zaman beklemediğimiz olaylar sonucunda karşımıza çıkan, bizde derin bir üzüntü oluşturan, korkmamıza ve endişe duymamıza sebep olan bizi derinden etkileyen olayların bizde oluşturduğu ruhsal etkilerdir. Kişi bazı zamanlar hayatının hiç beklemediği bir anında hiç beklemediği bir şekilde hiç beklemediği bir durumla karşı karşıya kalabilmektedir. Bedensel ve ruhsal denge arasında gidip gelen bir aracın aniden bir duvara çarpmasını kafanızda hayal edin. Bu bir şok etkisi oluşturur değil mi? Travmalarda da bireylerde bu şok etkisini oluşturmaktadır. İnsanın yaşadığı travmatik olayların sonucunda fiziksel ve ruhsal olarak yaşamına adapte olması diğer olaylara göre daha uzun sürebilmektedir.
Kişi yaşadığı travma sonucunda belirli tehditlere hem fiziksel hemde ruhsal olarak maruz kalmış olabilir. Bu tehdit bireyin beyninde kendisine yapılan bir tehdit yada çok yakınlarından birisine yapılan bir tehdit, onun yaşamına son verebilme düzeyinde olan bir tehdit veya onun inanç sistemine karşı bir tehdit olarak algılanmış olabilir. Travmaya neden olan durumları şu şekilde sıralayabiliriz:
· Ölüm ve Yaralanma Durumları
· Fiziksel Saldırıya Maruz Kalma
· Savaş ve Terör Olayları
· Cinsel Saldırı
· Trafik Kazaları
· Doğal Afetler
· Ölüm, Cinayet veya İntihara Tanık Olma Durumu
· Yakınlarından Birisini Kaybetmek
· Ciddi Derecede İhmale Maruz Kalma Durumu
Travmalarımızla başa çıkabilmenin yollarını öğrenmek ve uygulamak çok önemlidir. Çünkü travmalar aynı zamanda bir çok ruhsal bozukluklarıda beraberinde tetiklemektedir. Kişilerde travmaların etkisiyle ortaya çıkan ve travmalara bağlı gelişen ruhsal bozuklukları şu şekilde sıralayabiliriz :
· Stres Bozuklukları
· Depresyon
· Kaygı Bozuklukları
· Alkol-Madde Kullanım Bozuklukları
· Panik Atak
· Psikosomatik Hastalıklar (mide bağırsak hastalıkları, ağrılar vb)
· Sosyal Fobi
Travma sonrası stres bozukluğu kişinin yaşadığı travma sonrasında strese dayalı vücudunun gösterdiği bedensel ve fiziksel tepkilerdir. Örneğin kişi yaşadığı travma sonrasında travma sonrası yaşadığı stres bozukluğuna bağlı bazı semptomlar gösteriyor ve hayatını normal bir şekilde devam ettiremiyor olabilir. Bunlar: kişinin uyku bozukluklarına sahip olması, kabuslar görmesi, kolay irkilmesi, çabuk sinirlemesi, olayın tekrar edeceğini sürekli bir şekilde düşünmesi, olayı geriye dönük bir şekilde sık sık hatırlaması. Bu belirtilerin kişide kendini gösterme süresi kimi zaman çok kısa sürebilmekteyken kimi zamanda aylar ve yıllar sürebilmektedir. Çocukluk yaşında travmatik olay yaşayan bir bireyin zamanla bunu başka olayların içerisinde farklı şekillerde gösteriyor olabilmesi muhtemeldir. Travma sonrası stres bozukluğuna sahip bireyler iş hayatlarında, sosyal yaşantılarında, aile içi iletişiminde, bireysel olarak günlük işlevlerinde yaşadıkları zorluklardan dolayı mutlaka uzman desteği almalıdırlar.
Bazı durumlarda kişi olayların üstesinden daha sağlıklı bir şekilde gelebilmekteyken bazı durumlarda olaylar karşısında hem fiziksel hemde ruhsal olarak belirli semptomlar gösterebilmektedir.
Duygusal Semptomlar: Kişi yaşadığı sürecin etkisine bağlı olarak kendisinde öfke, üzüntü, sinirlilik, çaresizlik, kaygı, korku, endişe, umutsuzluk, suçluluk gibi duyguları hissedebilmektedir. Sınava ebeveynleriyle giden bir kişinin geçirdiği trafik kazası sonucunda ebeveynlerini kaybetmesi ve bu kazadan kendisini suçlu hissetmesi onun gösterdiği bir duygusal semptomun sonucudur.
Fiziksel Semptomlar: Kişinin yaşadığı olaylar sonucunda dışarıya bedensel olarak verdiği tepkilerdir. Baş ağrısı, baş dönmesi ,mide bulantısı, göğüs ağrısı, mide yanması, nefes darlığı, iştahda artma veya azalma, kalp sıkışıklığı, gibi vücudun gösterdiği fiziksel belirtiledir.
Davranışsal Semptomlar: Kişi yaşadığı olaylar sonucunda davranışsal olarak da bir takım bozukluklar yaşamaktadır. Kişinin hem bireysel hem de sosyal hayatına etki eden davranış bozuklukları genel olarak kalabalık ve sosyal çevreden kaçınma, yalnız kalmayı tercih etme, madde ve alkol kullanımı, dikkat dağınıklı ve konsantrasyon bozukluğu, yeme ve içme bozukluğu olarak kendisini gösterebilmektedir. Kişinin bilinçli bir şekilde nasıl mücadele etmesi gerektiğini bilemediği sürece zamanla bedensel ve ruhsal bir şekilde zarara uğradığı bir süreçtir. Bazı zamanlar çocukluk travmalarıyla karşı karşıya kalan bireylerin çok ileri zamanlarda bile bunun etkisini farklı sonuçlarla ortaya koyduğunu gözlemleyebilmekteyiz.
Hayatımızın bir çok aşamasında çok farklı şeyler yaşıyor olabiliriz. Bugün gün içerisinde çok mutluyken yarın birden aldığımız bir haber sebebiyle tüm hayatımız beklenmedik bir şekilde değişebilir. Hayat aslında hiç beklemediğimiz zamanlarda beklemediğimiz bir şekilde karşımıza çok şey çıkartabiliyor. Şu ana kadar hiç birimiz bundan sonra ne yaşayacağımızı bilmiyoruz. Ama hepimiz bundan önce ne yaşadığımızı biliyoruz. O yüzden bundan önce yaşadılarımızı kabul etmek çok önemli. Hayat her gün hepimiz için yeniden başlıyor. Belki hayatımızın geri kalanına dönüp baktığımızda bir çok şeyle yüzleşiyor olabiliriz. Öyle olsaydı böyle yapardım. Şöyle olsaydı bunu yapardım demek yaşadıklarımızı sürekli olarak zihnimizde tekrar ve tekrar yaşatmak sadece bizi bedenen ve zihnen yoracaktır..
Bu sizin şimdiye ve geleceğe parlak bir şekilde bakmanızı engeller. Salın aklınızdaki düşüncelerin iplerini havaya. Hayatta yaşadıklarınızı kabul etmek hayata pozitif yönden tutunmanızı sağlayacaktır.
Geçmişe dönüp baktığınızda bir deprem anında sürekli bir şekilde takılıp kalıyor olabilirsiniz. Ya da aile içi gördüğünüz bir şiddetti yıllar sonra geçsede hala rüyanızda görüyor olabilirsiniz. Bunlar aslında sizin tamamen zihninizin olayı sürekli bir şekilde yaşatıp tekrar etmesinden kaynaklanmaktadır. Zihniniz sürekli bir şekilde o olaya dönmesi aslında sizin elinizde. Telefonunuzdaki galeriyi düşünün. Yıllar önce çektiğiniz bir fotoğrafa bakıp şaşırdığınız oraya gittiğinizi bile unuttuğunuz bir anınız olmuştur. Aslında gün içerisinde o kadar çok şeyi yaşayıp beynimizin içerisinde fotoğraflıyoruzki hangi fotoğrafların uzun süre sizde duracağı hangi fotoğrafların zamanla silineceği sizin elinizde. Belki bazı fotoğrafları silmek elbette zordur. Ama o fotoğraflara bakıp eskiyi anımsamakta o fotoğrafların yerine başka fotoğraflar koymakta sizin elinizde!
Bazı olayları güven duyduğunuz ve sizinle sağlıklı bir şekilde iletişim kurduğunu düşündüğünüz insanlarla paylaştığınızda aslında bu olayı sadece sizin yaşamadığınızı ve bir çok kişininde bu olayla karşı karşıya kaldığını görecek ve duyacaksınız. Yaşadıklarınızın aslında sadece size özel bir durum olmadığını bir çok kişininde aynı travmatik süreçlerden geçtiğini ve bunun zamanla sağlıklı bir uzman desteği alarak üstesinden gelinebileceğini unutmayın.
Yaşadığınız süreçler sizi çok fazla yıpratmış olabilir. Olaylarla nasıl başa çıkacağınızı bilmediğiniz o uzun yollardan geçmiş olabilirsiniz. Sosyal ortamlardan uzak durmak kendinizi yalnız hissetmek ve yalnız olmaktan korkmamak size daha iyi hissettirmiş olabilir. Fakat burda bu hissin sizdeki karşılığını anlamaya çalışın. Evet elbetteki insan bazen yalnız olduğunda daha sağlıklı bir şekilde karar alıp bazen kendini daha rahat hissedebilir. Ama bu yalnızlık insana çoğu zaman zarar da verebilir.Burda kendinizi en iyi siz tanıyorsunuz. Size fiziksel ve ruhsal olarak zarar veren şeylerden kaçının. Yalnızlığın olumsuz etkilerine kendinizi maruz bırakmayın. Değerli ve özgün olduğunuzu hiç bir zaman unutmayın!
Ne yaşarsanız yaşayın belki zamanla ve süreç isteyen bu olayı kabullenin ve her sabah uyandığınızda kendinizi değerli hissedip aynada kendinize kocaman bir gülümseyin.
Yaşadıklarınızın sonucunda bir çok fiziksel ve ruhsal semptomlarla karşı karşıya kalıyor olabilirsiniz. Yaşadığınız süreçte bu semptomların üstesinden gelebilmek ve olayın bir uzman desteği sayesinde daha profesyonel bir şekilde ilerlemesini sağlamak, sizin bireysel ve sosyal hayatınıza adepte olabilme sürecinizi hem hızlandıracak hemde daha sağlıklı kılacaktır. Unutmayın! Uzman bir destek iyileşme sürecine giden adımlara daha sağlam basmanızı sağlayacaktır.