Serotonin temelde insana zindelik hissi veren, enerji sağlayan, mutluluğu tetikleyen bir nörotransmitterdir. Bundan dolayı da mutluluk hormonu olarak bilinir. Serotonin hormonu eksikliğinde bireylerde pek çok etki görülebilir ve bunlar genellikle halsizlik, yorgunluk, mutsuzluk şeklinde kendini gösterir. Serotonin hormonu farklı pek çok etkene bağlı şekilde daha fazla üretilebilir ya da üretim miktarında düşmeler görülebilir. Serotonin hormonun hangi besinlerde yer aldığını bilmek, serotonin hormonunun eksikliğinde ne gibi durumların görüleceğini bilmek aslında oldukça önemlidir. Bu sayede kişiler belirtilerine bağlı şekilde serotonin hormonu eksikliği içinde olup olmadıklarını anlayabilir, farklı etkenlere bağlı şekilde serotonin hormonu salgılama oranlarını anlık olarak arttırabilirler. Ayrıca serotonin hormonu konusunda da doktorlara başvurarak destek almak ve takviyelerden yararlanmak mümkündür ancak bu durum içinde elbette ki ciddi ölçüde az şekilde serotonin salgılıyor olmak gerekir.
Serotonin hormonu temelde içeriği nedeniyle bireylerin daha canlı, zinde, mutlu ve enerji dolu hissetmesine yardımcı olur. Bu şekilde bireylerin aslında hem enerji ve ruh hallerine etki eden hem de kişilerin ruh durumlarının da dengeli şekilde ilerlemesine yardımcı olan bir hormon olduğu söylenebilir. Farklı psikolojik rahatsızlıklarda serotonin hormonu seviyesinde görülen değişimlerin aslında temelde psikolojik rahatsızlıkların etkilerini arttırarak göstermesine neden olabilir. Serotonin hormonu temelde aslında bireylerin yalnızca bedensel fonksiyonlarına ve enerji durumlarına etki etmekle kalmaz, aynı zamanda da kişilerin duygu durumlarının denge içinde kalmasını sağlar. Bu nedenle de duygu durum bozukluklarının en temel sebeplerinden biri de serotonin hormonunda meydana gelen işlevsel ya da üretime bağlı bozukluklardır.
Serotonin hormonunda görülen bozukluklar aslında pek çok psikolojik rahatsızlığa neden olabilir. Kişilerin vücutlarında üretilen serotonin hormonu miktarının az ya da çok fazla olması, duygu durum değişimlerinin de gözle görülür şekilde yaşanmasına neden olur. Kişiler serotonin hormonunun dengesiz şekilde salgılanmasından dolayı bipolar bozukluk gibi farklı duygu durum bozuklukları yaşayabilirler. Örneğin kişilerin anlık olarak duygu değişimlerinin nedeni aslında serotonin hormonunun dengesiz şekilde salgılanmasından kaynaklanabilir. Bu şekilde de bireylerin anlık olarak farklı duyguları yaşaması mümkün hale gelir. Serotonin hormonu ayrıca depresyon, kaygı bozukluğu, klostrofobi, yeme bozuklukları ve benzeri pek çok rahatsızlık ile de ilişki içindedir. Bireylerin günlük yeme düzenleri ve aktiviteleri ile sosyal yaşamları da ayrıca üretilen serotonin miktarını büyük ölçüde etkiler. Örneğin sürekli şekerli gıda tüketen kişilerde serotonin hormonu yüksek miktarda üretilir ve buna bağlı şekilde vücutta fiziki rahatsızlıkların da meydana gelmesi mümkün olur çünkü serotonin şeker içeriği olan bazı gıdalarda yüksek şekilde bulunmaktadır. Bunun yanı sıra serotonin üretimine destek olacak gıdaların tüketilmemesi de kişilerin serotonin hormonunu az üretmesine ve buna bağlı şekilde depresyon gibi pek çok rahatsızlığa sahip olmasını tetikler. Serotonin eksikliği olduğu zaman bireylerin halsiz, yorgun, bitkin, keyifsiz, hasta ve mutsuz hissetmeleri mümkündür. Bunun temel sebebi de aslında serotonin hormonunun bireylerin mutluluğu ve enerji dengesi üzerinde etkili olmasıdır. Kişilerin vücutlarının düzenli şekilde serotonin üretimi yapması yalnızca ruh hali ve mutluluk üzerinde etkili değildir. Bunun yanı sıra bireylerin psikolojik rahatsızlıkları üzerinde de bu hormonun yadsınamayacak derecede ciddi önemi vardır. Bu nedenle de aslında serotonin eksikliğine maruz kalmadan önce düzenli şekilde serotonin sağlanmasına katkıda bulunacak besinleri tüketmekte, vücut dengesinin bozulmamasını sağlamakta fayda vardır.
Depresyon, kişilik bozuklukları, bipolar bozukluk, kaygı bozuklukları, anksiyete, şizofreni, obsesif kompülsif bozukluk, yeme bozuklukları, panik bozukluklar ve çok daha fazla psikolojik rahatsızlık aslında serotonin üretimi ile ilişkilidir. Serotonin üretiminin az olduğu durumlar bireylerde psikolojik anlamda da moral ve motivasyon konusunda zorluklara yol açabilir. Bu nedenle de bireyler bir psikolojik rahatsızlığa sahipse bu durumun etkilerini artarak göstermesi daha kolay hale gelir. Ayrıca serotonin eksikliğinde bireyler mutsuz ve halsiz olacakları için de depresyon ve benzeri pek çok rahatsızlığın kısa sürede gelişim göstermesi mümkündür. Elbette ki bu psikolojik rahatsızlıkların her biri temelde belli başlı problemlere bağlı olabilir. Bunların bir tetikleyicisi ya da destekleyicisi olarak da serotonin hormonunu görmek mümkündür.
Serotonin üretimini destekleyen pek çok gıda mevcuttur. Bu gıdalar et ürünü de olabilir, sebze ve meyveler de olabilir, baklagiller de olabilir. Bu nedenle gün içerisinde aslında her besin grubuna ait yiyecekleri düzenli şekilde tüketmek, bireylerin sağlıklı şekilde vücut dirençlerinin artmasına katkıda bulunacağı gibi ayrıca serotonin üretimlerinin de desteklenmesini sağlayacaktır.
Ton balığı, somon, sardalye balıkları gibi farklı balık çeşitleri serotonin hormonunun salgılanmasına katkı sağlar. Balıkların yanı sıra hindi ve tavuk gibi farklı kümes hayvanları da ayrıca serotonin hormonunun üretimine katkı sağlar. Aminoasit içeriği zengin olan sığır ve kuzu etleri de ayrıca bu hormonun üretilmesine katkıda bulunur.
Esmer pirinç, kepek oranı yüksek tahıllar, buğday tohumu gibi farklı tahıllar serotonin üretimine ciddi ölçüde katkıda bulunmaktadır. Bu ürünler ayrıca sindirimin de hızlanmasına katkı sağladığı için aslında metabolizmanın da hızlanmasına yardımcıdır. Bu nedenle de bireylerin serotonin harici şekilde daha zinde, enerjik olmalarına katkı sağlar. Özellikle de kahvaltılarda tercih edilecek olan tahıllar gün boyu enerji kaynağı olarak kullanılabilir.
Badem, yer fıstığı, kabak çekirdeği, kaju, susam ve benzeri pek çok farklı yemiş de serotonin üretimine katkıda bulunur. Bu yemişlerin her biri azar azar ancak gün içerisinde düzenli olarak şekilde tüketilmelidir. Bu şekilde bireylerin yüksek tuz almadan yemişleri tüketmeleri mümkün hale gelir. Özellikle de çiğ yemişlerin tüketilmesi önerilir.
Süt ve süt ürünlerinden peynir, yoğurt, kaymak gibi yiyecekler serotonin üretimine katkıda bulunduğu gibi ayrıca yumurta akının da tüketimi serotonin üretimine katkı sağlar.
Yeşil yapraklı sebzeler, patates, soya ürünleri ve daha pek çok sebzenin serotonin üretimine katkıda bulunması mümkündür ve ayrıca greyfurt, muz, ananas, kivi gibi farklı pek çok meyve de serotonin üretimine katkı sağlar. Bu sebze ve meyveleri düzenli şekilde tüketmek gerekir.
Bireylerde serotonin eksikliği görüldüğü zaman doktor kontrolünde serotonin takviyesinin çeşitli ilaçlar ve anti depresanlar ile yapılması mümkündür. Elbette ki bu ilaçlar doktor kontrolünde ve danışmanlığında alınmalıdır çünkü serotonin seviyesi normal seyrinde olan bireylerde ciddi yan etkilere neden olabilmektedir. Kişiler belli kontrollerden sonra ancak bu ilaçları kullanıp kullanmayacağı belirlenir. Bu nedenle de kişilerin aslında belli testler ve rahatsızlıkları sonucu serotonin seviyelerinde seyrin nasıl işlediği anlaşılabilir ve buna bağlı şekilde ilaç takviyesi ile kişilerdeki serotonin hormonu üretimi de normal işleyişine döndürülebilir.