Kalabalık bir gurup önünde konuşma yaptığınızı düşünün. Herkesin gözü üstünüzde. Yüzlerce kişi pür dikkat sizi dinliyor. Acaba hata yapacak mısınız? Herkes sizinle dalga geçecek mi? Avuç içleriniz terliyor, yanaklarınız kıpkırmızı oldu. Elleriniz o kadar çok titremeye başladı ki mikrofonu zor tutuyorsunuz. Nabzınız ise bir sprint koşucusuna eş değer. Eğer bir sahne sanatçısı değilseniz bunların hepsi normal. Peki ya markette kasiyere ödeme yaparken bunları yaşadığınızı düşünün ya da sınıfta diğer tüm öğrenciler gibi sadece otururken kaygı seviyenizin yükselmesi. Kulağa pek normal gelmiyor değil mi? Fakat pek çok kişi toplum içerisinde, sokakta yürürken bile sahne önüne çıkmış kadar kaygılanıyor. Sanki herkesin gözü onun üzerinde. Buna sahne ışığı etkisi deniliyor. Ya da daha geniş bir tanımla sosyal fobi. Peki sosyal fobiden kurtulabilir miyiz? Sosyal fobiyle baş etmenin yolları nelerdir?
Utangaç ya da içe dönük olma sosyal fobi belirtileri olmak zorunda değildir. Her insanın toplumla ilişki seviyesi farklılıklar gösterir. Sosyal fobi kişinin iş hayatını, akademik başarısını ve günlük rutin yaşamını engeller. Kişi toplum içerisinde sürekli kaygı ve korku içerisindedir, korkusunun aşırı veya anlamsız olduğunu bilir. Toplum içerisine çıkmasını gerektiren alışveriş gibi eylemlerden kaçınma davranışları gösterir ve sürekli erteler. Kaçınamayacağı bir durum olduğunda günler hatta bazen haftalar önceden beklenti kaygısı başlar. Beklenti kaygısı sorunun büyük bir kısmını oluşturur. Sosyal fobiyi diğer kaygı bozukluklarından ayıran en önemli özelliği kişi başkalarının kendisi hakkında ne düşüneceği üzerinde fazla durur. Toplumun sürekli onu izlediğini ve yargılayacağını düşünür, rezil olmaktan korkar. Sıklıkla ergenlik dönemin başında başlar fakat yetişkinlerde ve çocuklarda da görülebilir.
Toplum içinde konuşurken ya da bir eylem yaparken terleme, kızarma nabzın yükselmesi, ellerin titremesi, küçük duruma düşme korkusu yaşamak. Kişi toplum içinde yemek yeme, halka açık tuvaletleri kullanma gibi eylemlerden kaçınır. İş görüşmesi, sunum yapma gibi performans sergilemesi gereken eylemlerden kaçınır, kaçınamayacağı durumlarda günler önceden kaygılanmaya başlar. Beklenti kaygısı yüksek bireyin başarısız olma ihtimali yükselir. Kişi kaygılarından kaçındıkça daha çok bunaltılı hisseder. Kaygılandıkça kaçar kaçtıkça kaygıları artar ve bir kısır döngüye girer.
Ebeveynler arasındaki uyumsuzluk, olumsuz akran ilişkileri, düşük benlik saygısı kişinin sosyal becerilerinin yetersiz olmasına yol açabilir. Sosyal becerilerin eksik olması sosyal kaygı geliştirilmesine katkı sağlar. Sosyal becerisi eksik birey kendini daha yetersiz hisseder ve toplumun onu yargılayacağından korkar. Yanlış düşünce yapısının danışma yardımıyla değiştirildiği durumlarda kişi bu davranışı sürdürebilecek becerilere sahip değilse tedavi başarılı olamaz. Bir profesyonel yardımıyla uygulayacağınız ev ödevleri, sosyal teşvik, sistematik duyarsızlaştırma gibi çalışmalar sosyal becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Ebeveynler arasındaki uyumsuzluk, olumsuz akran ilişkileri, düşük benlik saygısı kişinin sosyal becerilerinin yetersiz olmasına yol açabilir. Sosyal becerilerin eksik olması sosyal kaygı geliştirilmesine katkı sağlar. Sosyal becerisi eksik birey kendini daha yetersiz hisseder ve toplumun onu yargılayacağından korkar. Yanlış düşünce yapısının danışma yardımıyla değiştirildiği durumlarda kişi bu davranışı sürdürebilecek becerilere sahip değilse tedavi başarılı olamaz. Bir profesyonel yardımıyla uygulayacağınız ev ödevleri, sosyal teşvik, sistematik duyarsızlaştırma gibi çalışmalar sosyal becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Sosyal fobinin çevresel nedenleri;
İş birliğine kapalı aile yapısı çocuğun kendini ifade edememesi gibi sosyal beceri eksikliklerine yol açabilir. Çocukla iş birliği yapmayan onun düşüncelerini önemsemeyen ebeveynler çocuğun kendine değer vermemesine sebep olur.
Aşırı baskı ve korku ile disipline edilen çocuğun kişiliği çekingen, korkak yapıda gelişir. Birey toplum içinde fikirlerini dile getiremez.
Yaşanan kötü tecrübeler ve tekrar edeceği kaygısı. Bir gösteri sırasında replikleri unutma, toplumun içerisinde yere düşme, alay edilme, zorbalığa uğrama gibi kötü tecrübeler yaşayan birey bunların sürekli tekrar edeceği kaygısıyla toplumdan kaçınır.
Düşük sosyal becerilere sahip olma. Sosyal becerisi zayıf olan bireylerin toplum tarafından kabul edilmesi daha zordur. Kabul edilmemiş birey kendini yetersiz hisseder ve toplumdan kaçınır.
Yapılan çalışmalar sosyal fobinin genetik ile bağlantılı olduğuna işaret etmektedir. Doğuştan aşırı gelişmiş savunma mekanizması, kişinin sürekli tehdit altında olduğunu hissetmesini sağlar. Toplumdan zarar geleceği düşüncesi bireyi kaçınmaya iter.
Birçok sosyal fobik birey kaygı seviyesinin normal olmadığın farkındadır. Sürekli erteleme ve kaçınma davranışları kaygı seviyesini arttırır. Kişi gittikçe sosyal ortamdan uzaklaşır ve işlevselliğini kaybeder. Kişi çevre baskısı ve kendi çabalarıyla toplum önünde performans sergilemeyi gerektiren davranışlara yönelir. Eksik sosyal beceri ve yüksek kaygı seviyesine sahip olan birey muhtemelen kötü tecrübeler yaşar. Yaşanan kötü tecrübeler kişide beklenti kaygısını arttırır ve tekrar kısır döngüye girer. Bir uzmandan destek almak oldukça faydalı olacaktır. Sosyal fobi erken yaşlarda farklı hastalıklar eşliğinde başladığı için beyin kimyasında değişiklikler olabilir. Beyin kimyasının düzenlenmesi için ilaç kullanılması sıkça önerilmektedir. İlaçlar sosyal ortamlarda bireyin fiziksel tepkilerini azaltarak kaygı seviyesini kontrol etmesine yardımcı olur. Psikoterapi tedavinin en önemli parçasıdır. Sosyal fobi tedavisinde en etkin olan yöntem bilişsel davranışsal terapidir. Bilişsel davranışçı terapi içerisinde kişinin içerisinde bulunduğu durumu anlamlandırabilmesi için sosyal fobi tanımlanır. Özellikle hangi ortamlarda kaygı düzeyinin arttığı tespit edilir ve bu durumlarda neler yapılması gerektiği konuşulur. Burada amaç kişinin kaygı duyduğu durumla ilişkili düşünce sistemini değiştirmektir. Kişi hazır olduğunda sistematik duyarsızlaştırma tedavisi uygulanabilir. Sistematik duyarsızlaştırma yöntemi uygulanırken kişinin rahatsız olduğu durumla ilgili hiyerarşik bir liste belirlenir. Kişi kendini en az rahatsız eden durumdan en çok rahatsız eden duruma doğru sırayla maruz bırakılır. Örneğin ilk aşamada arkadaş ortamında söz almak hedef olurken, kişi zamanla topluluk önünde performans sergileyecek duruma gelir. Kişinin maruziyet öncesi hazır oluşu oldukça önemlidir. Başarısızlık halinde durum daha kötüye gidebilir. Mutlaka bir uzman eşliğinde gerçekleştirilmelidir. Tedavinin başarı oranı oldukça yüksektir. Bir uzman yardımıyla 10-12 hafta içerisinde sosyal fobi tedavi edilebilmektedir.