Depresyon pek çok farklı nedene bağlı olarak meydana gelebilen bir durumdur. Depresyon belli sebeplere bağlı şekilde ortaya çıkar ve aslında farkında olmadan da ciddi ölçüde bireyin günlük yaşantısına ve yaptıklarına etki eder. Bu nedenle de depresyondan kurtulmak oldukça önemlidir. Depresyon geçirenlerin yorumları genel anlamda bireylerin yoğun bir duygu durumu içinde olduğudur ve bu duygular genel anlamda olumsuz duygulardır. Kaygılar, umutsuzluk, mutsuzluk ve benzeri pek çok depresyon belirtisi görülmesi mümkündür. Peki, depresyon belirtileri nelerdir ve depresyon tedavisi nasıl olur?
Depresyon aslında pek çok farklı nedene bağlı şekilde ortaya çıkabilir. Bu nedenler travmatik olaylar olabilir, taciz ya da cinsel istismarlar olabilir, tanık olunan olumsuz olaylar olabilir, birinin kaybı olabilir, yaşanan bir hastalık ya da kaza olabilir. Bunlar gibi pek çok etken aslında depresyonun meydana gelmesinde etkilidir. Bunların yanı sıra romantik birlikteliklerin sonlanması, arkadaşlık ilişkilerinin sonlanması, kişilerin yalnız kalması, farklı yerlere taşınması, işinden ayrılması, okulunda başarısız olması ve benzeri pek çok günlük hayat problemi de aslında küçük sorunlar olarak görülse de depresyonun ortaya çıkmasında oldukça etkili şekilde işlev görmektedir.
Depresyondan belirtileri genel anlamda olumsuz duygularla kendini gösterir. Bu olumsuz duygulara yeme bozuklukları, sosyal bozukluklar ve iletişim güçlüğü gibi pek çok faktör de eşlik edebilmektedir. Bu belirtilerin her biri zaman kendini gösterir ve aslında etkisini de giderek arttırabilir. Depresyon faktörleri ortadan kaldırılmadığı sürece depresyonun etkilerinin artması ve mevcut etkilere yenilerinin de eklenmesi mümkündür.
Bireyler depresyon içindeyken umutsuzluk, kaygı ve stres hissedebilirler. Bu durumlar aslında depresyon nedeninin mevcut şekilde bulunmasından kaynaklanır. Zamanla umutsuzluk, kaygı ve stres etkilerini arttırabilir ve bu da aslında kaygı bozukluğu gibi pek çok ciddi psikolojik problemlerin yaşanmasında etkilidir.
Yeme bozuklukları özellikle de depresyona bağlı şekilde ortaya çıkabilmektedir. Bu yeme bozuklukları aslında kişinin depresyonda olma sebebine bağlı olarak ortaya çıkar. Örneğin birey çok kilolu ise ya da çevresindekiler onun çok kilolu olduğuna dair söylemlerde bulunuyor ise kişi yeme krizleri ve ardından istifra durumu gibi pek çok olayı gerçekleştirebilir. Sıklıkla kişilerde bulimia nervoza görülür ve bu da aslında en tehlikeli yeme bozukluklarından biridir. Çok yemenin ve istifra etmenin yanı sıra hiç yememe durumu da depresyonda en sık görülen yeme bozukluklarından biridir. Bireyler bir hafta içinde yalnızca bir öğün yiyerek günlük aktivitelerini eksiksiz şekilde gerçekleştirebilir ve buna bağlı olarak da ciddi anlamda kilo kaybı yaşarlar. Bu ani ve sağlıksız şekilde gelişen kilo kaybı aslında hem fiziksel hem de ruhsal anlamda bireyin etkilenmesine neden olmaktadır.
Kişiler genellikle depresyon içindeyken uyku bozukluklarına sahip olurlar. Bu uyku bozuklukları çok uyuma isteği olarak da uyuyamama olarak da kendini gösterebilir. Bireyler depresyondayken çok fazla uyumak isteyebilir ve bu aslında gün içerisinde gerçekleştirmek istedikleri pek çok aktiviteyi gerçekleştirmelerine engel olacaktır. Uyuyamama durumu da aslında gün içerisinde halsiz olma, uykulu olma gibi durumların görülmesinin nedenidir. Birey uyuyacağı zaman uyku dalmakta zorlanır ve bu da genellikle depresyon etkeninin yoğun şekilde düşünülmesine dayalı şekilde gelişmektedir.
Bireyler depresyondayken çeşitli konulara odaklanmakta zorluk çekebilirler. Bu konular iş ile ya da akademik hayatla ilgili olabileceği gibi özel yaşamla ya da çok basit olaylarla ilgili de olabilmektedir. Her türlü konuda odaklanmada zorluk yaşanması aslında bireyin karar alma mekanizmasını da ciddi ölçüde etkiler ve birey fazla düşünmeden ya da sağlıklı şekilde düşünmeden karar verebilir. Bu da karşılaşılabilecek problemlerin önünü açan bir durumdur.
Kişiler depresyon durumu içindeyken genellikle pek çok şeyi yapmak için kendilerini uygun motivasyonda hissetmezler. Buna da enerji yoksunluğu denebilir. Örneğin bir hobi ile ilgilenen kişi depresyon dönemindeyken hobisi ile ilgilenmeyi bırakabilir, derslerine ya da işlerine olan hevesini kaybedebilir. Bunun yanı sıra cinsel ilişki konusunda da hem fiziki hem de motivasyona bağlı açıdan azalma gözlemlenir. Kişiler cinsel ilişkiye girmek istemez, cinsel ilişki sırasında da fiziki anlamda sorunlar yaşayabilirler. Bunların tamamı aslında enerji ve istek yoksunluğundan kaynaklanmaktadır.
Kişiler depresyondayken kendilerini pek çok konuda suçlayabilirler. Sokakta bir kedi görüp onu beslemedikleri için onun öleceğini düşünebilirler, bu konuda kendilerini suçlarlar. Ya da arkadaşlarının derslerinden düşük not alması konusunda kendilerini suçlayabilirler, çalışma ortamında yanlış giden işler için kendilerini suçlu bulabilir. Bu gibi farklı konuların yanı sıra bireyler ayrıca depresyonun kaynağı olan durum için de kendilerini suçlama hali içinde olurlar. Kendileri suçlu olmasa bile olayın suçunun kendilerinde olduğunu düşünebilirler. Örneğin depresyonun kaynağının bir trafik kazası olduğunu düşünürsek kişi, trafik kazasının gerçekleşme sebebi kendisi olmasa bile öyle olduğunu düşünebilir. Arabanın içinde yer almasa bile önceden yapılmış bir kavganın ya da söyledikleri bir sözün bu kazaya neden olduğu düşünülebilir. Bu tür durumlar da aslında bireyin kendini depresyon hali içindeyken suçlamaya ne kadar meyilli olduğunun bir göstergesidir.
Bireyler depresyondayken genellikle iletişim konusunda kendilerini kısıtlarlar. Bu da sosyal bozukluklara neden olabilmektedir. Kişi kendini diğer bireylerden olabildiğince izole etmeye çalışır ve bunun sonucunda da sosyal becerilerini en aza indirir. Aslında bu büyük bir problem olarak görülmese de kişinin olumsuz düşüncelerinin ve olumsuz duygularının artması için büyük bir etkendir ve bu dönemde bireyin ciddi anlamda çevresel ve sosyal desteğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle de bireyler depresyondayken onların sosyal anlamda kendilerini kısıtlamalarına izin vermek onlara iyi gelecek bir durum değildir, kendileri ile ya da durum ile ilgili olumsuz düşüncelerinin artmasına neden olacak bir etkendir.
Depresyona sahip olan pek çok kişi “Depresyon tedavisi ne kadar sürer?” diye merak etmektedir. Bu aslında oldukça değişkendir çünkü kişinin içinde bulunduğu depresyon durumunun ne derecede olduğunu bilmek mümkün değildir. Bunu anlamak için kişinin bir psikolog desteği alması oldukça önemlidir. Psikolojik anlamda profesyonel destek almak aslında depresyon tedavisi için gereken en önemli durumdur. Bu şekilde depresyon etkeninin açığa çıkarılması ve bir problem olmaktan uzaklaştırılması da mümkün hale gelecektir. Bunun yanı sıra kişilerin depresyondan kurtulmak için sosyal anlamda bir çevresel destek alması da oldukça önemlidir. Sosyal anlamda alınacak desteğin de kişiyi depresif durumlardan uzaklaştırması gerekmektedir. Kişinin olumsuz düşüncelerinden uzaklaşması için çevresindeki kişilerin de bu konuda etkili şekilde destek olması gerekmektedir. Depresyon aslında oldukça çevresel bir durumdur çünkü kişiler genel anlamda çevresel etkiler nedeniyle depresyon durumu içinde bulunmaktadır. Depresyon ayrıca küçük görülmemesi gereken bir durumdur çünkü kişiler depresyonun ilerleyen dönemlerinde kendilerine zarar verebilir, intihar düşüncelerine sahip olabilir ve hatta intihar girişimlerinde bulunabilir de. Bu nedenle erken dönemde depresyonun tespit edilmesi ve buna uygun şekilde yol kat edilmesi önemlidir. Bu konuda da profesyonel anlamda alınacak psikolojik desteğin etkisi yadsınamayacak kadar büyüktür.