Covid 19 salgın döneminde kaygı belirtileri oldukça arttı. Bunun sebepleri arasında neyle mücadele ettiğimizi bilmememiz yatar. Belirsizlik kaygı vericidir. Diğer taraftan dünya üzerinde görülen en yaygın psikiyatrik bozukluklardan biri kaygı bozukluğudur. Durum böyleyken Covid 19 salgın döneminde kaygı belirtilerinin oldukça artması da aslında normal sayılır. Covid-19 salgını, hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz bir hastalık. Evet bazı şeylere dikkat ediyoruz ama yine de hasta olan kişi sayısı oldukça fazla. Dünyanın aksine Türkiye’de vaka sayılarının artması da Covid 19 salgın döneminde kaygı belirtilerini oldukça arttırıyor. Bu yüzden kişilerin korku, endişe ve panik halleri de ciddi düzeyde yükseldi. Psikolojik anlamda normal düzeyde kaygının koruyucu bir özelliği vardır. Bu yüzden bazı durumlarda kaygı bize yardımcı olur. Eğer ki süreci kontrol edemezsek ne olur? Bu tür durumlarda aşırı düzeyde kaygı hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıkıcı etkiler ortaya çıkarır. Kas ağrısı, göğüs ağrısı, hızlı kalp atışı, baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar. Salgın sürecinin fiziksel sağlığı tehdit etmesi kaygımızı oldukça yükseltti. Bu dönemde bireysel sorumluluk almak da oldukça önemli hale geldi. Ancak hepimizden daha fazla dikkat eden kişileri unutmamak gerekir. Temizlik obsesyonu olan kişiler, yüksek kaygı belirtileri gösteren kişiler ve hipokondri tanısı olan kişiler bu süreçte daha fazla kaygılanıyor. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre pandemi dönemi dünya nüfusunun %4 ile %12 arasında yoğun kaygı yaşamasına neden oldu. Bu durum ise salgın bittikten sonra psikolojik etkilerin nasıl düzeltileceği sorusunu sormamıza neden oluyor. Peki salgının ekonomik boyutları atlatıldıktan sonra psikolojik etkileri ne kadar devam eder? Buna yanıt bulmak şu an için oldukça güç.
Salgınla ilgili haberlere oldukça fazla zaman ayırıyor musunuz? Dünya genelinde kaç kişi yaşamını yitirdi? Kaç kişi covid hastalığına yakalandı? Tüm bu haberleri sık sık takip etmek kaygınızı arttır. Eğer ki Covid-19’a gereğinden fazla zaman ayırıyorsanız bu bir işarettir. Yapacağımız ilk şey bu haberlere ayırdığımız zamanı kontrol altına almak olmalı. Diğer taraftan aile üyelerimizi koruma isteği de kaygıyı arttırıyor. Hastalığı bulaştırırım endişesi izolasyon süresini de değiştiriyor. Bu yüzden aile üyelerini ziyaret etmiyoruz. Kendimize göre haklı sebebimiz var. Ancak bir yandan da aile üyeleriyle zaman geçirmek sosyal destek kaynağıdır. Bu kaynağı kaybetmenin psikolojik etkisi de oldukça fazla! Bu yüzden sevdiklerimizle güvenli ve uygun yollarla görüşmek sizlerin kaygısını da azaltır.
Özellikle ülkemizde açıklanan sayıların doğruluğuna inanmak bazı kişiler için oldukça zor. Yapılan aşıların koruyuculuğu nedir? Bu hastalık tam olarak nasıl bulaşıyor? Bu sorulara net bir cevap bulmak kaygımızı azaltır. Diğer taraftan bu virüsün henüz yeni yeni tanınıyor olmasını da aklımızdan çıkarmamak gerek. Bu yüzden internette görülen her habere inanmamak gerekli. Haber kaynaklarının güvenilir kaynaklar olması da kaygımızı azaltır. Rastgele açtığımız bir sayfada “Pandemi yıllar boyunca devam edecek” yazısını görmek herkesi endişelendirir. Çünkü belirsizlik tekrardan devreye girer. Bu yüzden bilim insanlarının yaptığı konuşmaları ya da yazıları dikkatli incelemekte fayda var.
Aslında hepimiz bir şekilde planlarımızı erteledik. Bazıları hastane randevusunu erteledi. Kimisi aile ziyaretlerini. Kimisi yurt dışı planlarını… Tüm bunlar psikolojik açıdan hepimizi etkiledi. Yapılan çalışmalar hastaneye gitme sıklığının da önemli şekilde düştüğünü gösteriyor. Çünkü korkuyoruz! Bu yüzden genelde ihtiyaçlarımızı sanal yollarla karşılamaya çalışıyoruz. Ancak bu durum bize yeteri kadar doyum vermiyor. Planları ertelemek ve ne zaman gerçekleşeceğini bilmemek de kaygı durumunu arttırır.
Sağlığınızla ilgili semptomlara aşırı şekilde dikkat etmeniz kaygılı olduğunuza yönelik bir sinyaldir. Sürekli kendinizi izlemeniz, semptomları takip etmeniz sizi gereğinden fazla yorar. Bu tür belirtiler yoğun anksiyetenin de bir habercisidir. Tehdit ve belirsizlik kaygınızı arttırır. Yoğun sağlık kaygısı yaşayan kişiler ölüm korkusu da yaşar. Eğer ki son zamanlarda ölüm korkunuz çok arttıysa bununla ilgili destek almanız gerekir. Kendinizi dinlenmemiş hissetmeniz, yorgun uyanmanız da bir yandan hem depresyon belirtisi hem de kaygı belirtisi olabilir. Hepimiz geçtiğimiz bir sene içerisinde bir şekilde sağlık kaygısı yaşadık. Bu kaygının hayatınızı etkilediğini fark ediyorsanız mutlaka bir destek alın!
Eğer ki sağlığınızla ilgili bir tereddüt yaşıyorsanız mutlaka bir hekime başvurun. Eğer uygun görülüyorsa başlanan ilaçlı tedaviye uyun. Çünkü fiziksel semptomları ilk başta kaygı olarak nitelendirmek doğru değil. Önce bir muayene olun. Eğer ki fiziksel belirtilerin sebebi tespit edilmediyse hekim mutlaka sizi yönlendirecektir. Psikiyatrik ilaç kullanımı ya da terapi desteği kaygınızı yönetmeniz için size fayda sağlar.
Sürekli araştırma yapmak, belirtileri takip etmek kaygınızı arttırır. Kendinize yönelik internette gezinmeyi sonlandırmanız gerek. Eğer ki sık sık internette kaynağı belli olmayan yazılar okuyorsanız bundan vazgeçin. Son zamanlarda Google ve sosyal medya aracılığıyla kaynağı belli olmayan pek çok haber ve tavsiye okuyoruz. Bu haberlerin kaynağı nedir? Unutmayın ki kaygı belirsizliği sevmez. Belirsizlik anında daha fazla kaygılanırız. Google üzerinden okuduğunuz her makale sizi başka bir makaleye yönlendirir. Daha sonra işin içinden çıkamaz hale gelirsiniz. Bu yüzden kontrolü elinize almak için çevrenizden destek isteyin. Sadece belirli haber sitelerini takip edin. Bu konuda dünyada güvenilir haber sitelerine de bakabilirsiniz. Unutmayın ki kaygı bazen fiziksel belirti olarak da ortaya çıkar.
Bazen baş ağrısı yaşamanız normaldir. Bazen vücudunuzda karıncalanma hissedersiniz. Bunun sürekli devam etmemesi bizim için önemli. Eğer ki bazı durumlarda fiziksel belirti ortaya çıkıyorsa bu yaşamın akışı içerisinde normal olarak değerlendirilir. Eğer ki sık sık bu belirtileri yaşıyorsanız o zaman mutlaka bir hekime gözükün.
Egzersizler psikolojik iyi oluşunuzun da artmasına yardım eder. Fizyolojik sağlık ve psikolojik sağlık birbirinden ayrılmaz. Bu yüzden yapacağınız her egzersiz psikolojik olarak kendinizi iyi hissetmenize yardım eder. Gerekli önlemleri alarak mutlaka yürüyüş yapın. Bazen deniz kenarında, bazen bir parkta mutlaka gezin. Genel olarak tavsiye edilen günlük 10.000 adım atmaktır. Bazen ise tempolu olarak 45-60 dakika yürümek de size iyi gelir. Diğer taraftan mesafeye dikkat ederek sosyalleşmek de sizin için faydalı olacaktır.
Uykunuza ve yediklerinize mutlaka dikkat edin! Eğer ki alkol ve sigara kullanımınız arttıysa destek alın!
Çevrenizde sizi anlayan ve dinleyen birileri var mı? Evet, bu çok güzel! Kaygınızın sizi rahatsız ettiğini fark ettiğiniz anda duygunuzu paylaşın. Eğer ki kaygınızı anlamıyorsa ya da sizi yargılıyorsa anlatmaktan vazgeçin. Çünkü eleştiriler kaygınızı daha da arttır. Kendinizi suçlamanız artabilir. Size keyif veren etkinliklere daha fazla zaman ayırmaya çalışın. Evet, son zamanlarda alınan tedbirler bizleri ev ve iş yeri arasına hapsetmiş durumda. Bu yüzden kontrol edebileceğimiz ve bize iyi gelen şeylere odaklanmalıyız. Hiçbir salgın insandan güçlü değildir. Bu sürecin geçici bir süreç olduğunu söylememiz gerekir.
Salgın dönemlerinde insanlar tam güven isterler. Tam güveni bulamadıkları anda ise yoğun kaygı yaşarlar. Diğer taraftan hastalığa yönelik tam kontrol duygusu hissetmek de yoğun kaygı yaşamamıza neden olur. Tam kontrol ya da tam güven mümkün değildir. O yüzden kaygımızla yüzleşmemiz için terapi desteği almak önemlidir. Terapi desteği alarak kaygınızı anlamlandırın. Böylece zihninizde var olan boşluğu da doldurmuş olacaksınız!