Borderline, sınırda kişilik bozukluğu olarak da bilinen ve bireylerin ciddi şekilde zarar görmelerine neden olabilecek bir psikolojik rahatsızlıktır. Destek alınmadan borderline rahatsızlığının üstesinden gelmek mümkün değildir. İki uçlu bir bozukluk olarak kendini gösteren boderline, ani duygu ve durum değişimlerini temele alır. Bipolar bozukluk ile sıklıkla karıştırılan bu durum aslında bipolar bozukluk ile büyük ölçüde benzerlik gösterir ve karıştırılması mümkündür. Temel yapısı gereği sınırda kişilik bozukluğu yani borderline ile bipolar bozukluğun birbirinden ayrılması mümkündür.
Sınırda kişilik bozukluğunun pek çok farklı belirtisi mevcuttur. Bu belirtiler içinden beş tanesinin şiddetli şekilde görülüyor olması sınırda kişilik bozukluğu olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilir. Peki, bu belirtiler nelerdir?
Sınırda kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler genellikle terk edilmekten ve yalnız kalmaktan korkarlar. Bu nedenle de sevdikleri, kaybetmekten korktukları bireylere sarılma ve benzeri davranışlar gösterebilirler, sürekli olarak onlara bu yalnız kalma ve terk edilme korkularından bahsedebilirler. Ayrıca bireyler terk edileceklerini düşündükleri için çoğu zaman sosyal ilişkilerine de büyük ölçüde zarar verirler.
Sınırda kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler çevrelerindeki bireylerin bazılarını yüceltme derecesinde över, onlara değer verir ve aslında olmadıkları iyi karakter özelliklerinin onlarda olduğunu varsayar. Bunun yanı sıra başka bireylerin de değersiz olduğunu, kötü niyetli olduklarını söyler. Bu durum zamanla değişim de gösterebilir. Örneğin önceden çok yüceltilen bireyler kısa zamanda aşağılanan biri olarak görülmeye başlanabilir. Aynı şekilde aşağılanan ve değersiz görülen kişiler de kısa zamanda çok değerli olarak görülen önemli kişiler olarak sevilmeye başlanabilir.
Bireylerde zamanla kültürel ve ahlaki değişimler gözlemlenmeye başlar. Bu kültürel ve ahlaki değişimler çok ani şekilde ortaya çıkabilen çok radikal değişimler olabilir. Örneğin bireyler kısa zamanda çeşitli ahlaki değerlerinden ortada hiçbir etken yokken vazgeçebilir. Bu tür davranışlar hiçbir etken olmadan ortaya çıkabilir.
Sınırda kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler farkında olmadan ya da farkında olarak farklı pek çok zarar verici hareket yapabilirler. Bunlar illa ki fiziki şekilde zarar verici hareketler olmak zorunda değildir. Birey çok fazla para harcama eğilimi içinde olabilir, işe gitmekten kaçınıyor olabilir, sosyal yaşamlarını zedeleyici hareketler yapıyor olabilir. Bunların yanı sıra fiziki anlamda da zarar verici davranışları farkında olmadan yapıyor olabilirler. Örneğin şiddet ve saldırganlık içeren cinsel birliktelik içinde olma eğilimine sahip olabilirler, tıkınırcasına yiyip sonrasında istifra edebilirler, madde kullanımına yönelebilirler ve bunlar gibi farklı pek çok zarar verici harekette de bulunabilirler.
Bireyler sınırda kişilik bozukluğuna sahip olduğu zaman intihara meyilli düşünceleri de olabilir. Bireylerin depresif dönemde oldukları zamanda intihara yönelik düşüncelerinin ağır basması ve sonrasında da intihar girişimlerinde bulunmaları mümkündür. Bu nedenle de kişiler kendini kesme, belli yerlerini yakma, ellerini kapı ve benzeri alanlarda sıkıştırma gibi davranışlar içinde olabilir. Bu tür davranışlar bireylerin intihara meyilli şekilde hareket ettiklerini gösterir. Kişiler kendilerine çok ciddi zararlar verebilirler. Örneğin kendilerini hareket halindeki bir aracın önüne atabilirler, vücutlarındaki kritik yerleri kesebilirler, yüksek bir yerden atlama eğilimi içinde olabilirler, kendilerini başkalarına dövdürmek için uğraşabilirler. Bu tür davranışların her biri bireylerin ölümcül şekilde sonuçlanabilecek kazalar ile karşılaşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle de oldukça tehlikelidir. Kişilerin sınırda kişilik bozukluğu durumunun bu noktaya ilerlemeden tedavi edilmesi ve kontrol edilmesi oldukça önemlidir.
Bireyler tıpkı bipolar bozukluklar olduğu gibi ani olarak pek çok duygu durum değişikliği içinde olabilirler. Örneğin birkaç saat boyunca çok keyifli, neşeli ve enerjik olan bireyler bir anda umutsuz, mutsuz ve depresif bir ruh haline bürünebilirler. Bu durumlar da aslında bipolar bozukluk ile aynı şekilde işler. Kişilerin bu ani duygu durum değişimleri okul hayatlarına, işlerine, günlük hayatlarına, sosyal ilişkilerine ve daha pek çok duruma da önemli şekilde etki etmektedir. Bu nedenle de bireylerin destek alması, bu ani duygu durum değişimlerinden uzak kalması için en temel ve kesin çözüm olacaktır.
Öfke kontrolünün sağlanamaması durumu sınırda kişilik bozukluğuna sahip olan bireylerde sıklıkla gözlemlenmektedir çünkü duygu değişimlerine hakim olmak pek mümkün olmaz. Çok sakin duran birinin herhangi bir olay karşısında aşırı şekilde sert ve saldırgan şekilde tepki göstermesi mümkündür. Bireyler öfkelerini kontrol edemez. Bu nedenle de saldırgan davranışlar içinde olmaları mümkündür. Bireyler kavgaya karışma eğilimi içinde olurlar, sürekli şiddet içerikli hareketlerde bulunurlar, çığlık atma ve ses yükseltme davranışı gösterirler. Bu gibi durumlar da öfke kontrolünün kolay kolay sağlanamadığının göstergesidir.
Bireyler çeşitli konularda kaygı bozukluklarına sahip olabilirler. Bu kaygı bozuklukları özellikle de bahsedildiği üzere terk edilme, yalnız kalma, sevilmeme gibi konularda olabilmektedir. Kişiler ayrıca onlara yalan söylendiği üzerine de çeşitli kaygı bozukluklarına sahip olabilirler. Kendilerine kötülük yapılacağını düşünebilirler, gelip geçişi şekilde bu tür davranışlara sahip olabilirler. Bu nedenle de bireylerin kaygı bozuklukları ara sıra ortaya çıkar ve kendilerini etkili şekilde gösterebilirler.
Bireyler sınırda kişilik bozukluğuna sahip oldukları zaman dissosiyatif belirtiler göstermeleri mümkündür. Bunlar genellikle iletişim kurmakta zorlanma, kendini ifade edememe, konuşma sırasında zorlanma ve benzeri şekillerde ortaya çıkar. Bu tür durumların tamamı da dissosiyatif belirtilerdir. Bu durumlar yalnızca bireyin sosyal yaşamını ve ilişkilerini etkilemekle kalmaz aynı zamanda da bireylerin psikolojilerinin olumsuz şekilde etkilenmesine neden olur.
Bipolar rahatsızlık ile sınırda kişilik bozukluğu yani borderline sürekli olarak karıştırılmaktadır ancak bu rahatsızlıkların aynı şeyler olmadığının anlaşılması gerekir. Bipolar rahatsızlık bir psikotik rahatsızlıktır. Borderline ise kişilik bozukluğu olarak tanımlanır. Her ikisinin de belirtileri çok benzer şekilde ilerlediği için genellikle birbirine yakın olarak görülmektedir ancak genellikle bipolar bozuklukta ilaç tedavisi erken dönemde gelmektedir ve kişilik bozukluğu olarak görülmemektedir. Borderline yani sınırda kişilik bozukluğunda ise bireyler anlık olarak ilaç tedavisine başlamazlar çünkü bu rahatsızlığın temelinde ilişkilerin ve iletişimlerin eksik olmasının yer aldığı düşünülür, sosyal becerilerin eksikliği nedeniyle bireylerin sınırda kişilik bozukluğu durumu içinde olabileceği ihtimali göz önünde bulundurulur. Bu nedenle de sınırda kişilik bozukluğunda öncelikli olarak terapiler uygulanır ve terapilerden alınacak olan çeşitli sonuçlar değerlendirilir. Eğer olumlu bir gelişme gözlemlenmezse ilaçlar ile destek uygulamak uygun görülebilir. Bipolar bozuklukta ise ilaçlar terapiler ile desteklenir. Bu iki rahatsızlık farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan çok benzer psikolojik rahatsızlıklardır ve bireylerin yaşamlarını büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Bu nedenle de ikisini ayırt etmek, destek almak ve alınan destek sonucuna bağlı olarak gelişim sergilemek oldukça önemlidir. Bu sayede bireylerin günlük yaşamlarına olduğu gibi devam etmeleri mümkün hale gelebilir.