Cam tavan sendromu genel anlamı ile bireyin özgüven eksikliği nedeniyle kişinin kendini pek çok anlamda kısıtlamasıdır. Bu kısıtlama bireyin kendini pek çok işi yapmaya uygun görmemesi sonucu ortaya çıkar. Yani aslında birey yapmak istememe durumunda değildir, yapamayacağını bildiğini düşünmektedir. Bu da aslında bir deneye bağlı olarak verilmiş bir isimdir. Peki, cam tavan sendromu nedir ve cam tavan sendromu hangi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkar?
Cam tavan deneyi aslında cam tavan sendromuna ismini veren önemli bir deneydir. Bu deneyde pireler cam bir fanusun içine konulur. Sonrasında fanusun metal zemini su ile ıslatılır. Pireler ıslak zeminde zıplamaya ancak cam fanusun tepesine çarpar ve düşerler. Pirelerin hepsi aynı şekilde zıplar ve cam fanusa çarpınca düşer. Bir süre sonra cam fanus pirelerin üzerinden kaldırılır ancak pireler yine de zıplamaya devam eder. Zıplarken pireler aslında çok daha yükseğe zıplama kapasitesine sahip olsalar dahi önceden var olan cam fanustan daha yukarıya zıplayamadıkları gözlemlenir. Yani aslında pireler var olmayan bir engel için kendilerini kısıtlamışlardır ve buna alışmışlardır. Bu aslında bir koşullama deneyi olarak da görülebilir. Pirelerin cam fanus olmasa bile cam fanus varmış gibi zıplamaları ve daha yükseğe zıplayıp zıplayamayacaklarını denememeleri, günlük hayatta bireylerin kendilerine görünmez ve yapay engeller koyup buna uygun şekilde hareket etmelerine benzetilebilir. Bu nedenle de cam tavan sendromu aslında adını bu cam tavan deneyinden alır. Pirelerin yapabilecekleri aslında kendileri tarafından yapabileceklerini düşündükleri şekilde sınırlandırılmıştır. Bunun örneklerini günlük hayatta görmemiz mümkündür.
Günlük hayatta bireyler kendilerini yapabileceklerini uygun gördükleri kalıplar içine koymaya çalışırlar. Örneğin bu bir iş başvurusu olabilir. Birey bir işi alamayacağını düşündüğü için çok iyi bir işe başvurmaktan çekinebilir. Aslında işi alabilecek olsa dahi denemekten çekinir ve bu nedenle de işe başvurmayabilir. Bu aslında bir cam tavan sendromu etkisidir. Başka bir örnek de öğrenim hayatı içinden verilebilir. Birey bir sınavda başarılı olabilecek olsa da ders çalışmaz ya da çalışsa da anlamadığını düşünür. Bu nedenle de sınava girdiği zaman çalışmadığı için ya da başarılı olmayacağını düşünüp çalıştığı dersi anlamadığı için birey sınavda da karşısına çıkan soruları yapamamaktadır. Bunların hepsi aslında bireyin kendi kapasitesini görmezden gelmesi, bu kapasiteyi küçümseyerek her alanda fırsatları kaçırması anlamına gelmektedir. Cam tavan deneyinde olduğu gibi daha iyisi, daha güçlüsü ya da daha iyi olanaklı olanı yapılabilecekken bireyler bunlara uygun olmadığını ya da bu durumları başaramayacaklarını düşünürler. Bu da aslında pek çok alanda kişilerinde kendilerine görünmez kısıtlar getirmesi demektir. Bu kısıtlar zamanla hayatın her alanında etkisini gösterebilmektedir.
Cam tavan sendromu aslında pek çok farklı nedene bağlı olabilir. Bu çocuklukta kazanılmış deneyimler ile ilgili de olabilir, çevreden edinilen bilgilere dayalı şekilde de çeşitli kısıtlamalar getirilebilir. Bunların her biri de bireyin kendini kısıtlamasının en temel sebepleridir.
Bireylerin özellikle de çocukluk döneminde pek çok alanda yaşadıkları engellenme, kısıtlanma ve bastırılma gibi durumlara maruz kalması sonrasında da bu tür cam tavan sendromu benzeri kısıtlamaları kendine koymasını beraberinde getirir. Çocukluk deneyimleri pek çok konuda etkili olduğu gibi bireyin kendine kısıtlar koymasında ve kendi yapabileceklerini de aslında bir noktada engellemesinde oldukça etkilidir.
Özgüven eksikliği de aslında temelde çocukluk deneyimlerine dayanır ancak bir başka yönü de bireyin yaşadığı olumsuz deneyimlerdir. Bireyler belli konularda özgüvenini köreltecek deneyimler yaşadıysa bunlara bağlı olarak özgüven eksikliği yaşayabilmektedir. Bu açıdan bakıldığı zaman cam tavan sendromunun yaşanmasında özgüven eksikliğinin de yeri yadsınamayacak kadar büyüktür.
Bireyler yapabilecekleri şeyleri imkansız olarak görmeye başladığı zaman imkansıza inanırlar ve otomatik olarak bu işin neden imkansız olduğuna dair nedenler düşünmeye başlarlar. Bu şekilde düşünüldüğü zaman aslında yapılabilecek olan bir işin imkansız olması için pek çok sebep bulunabilir. Örneğin işe başvurusu örneğini ele aldığımızda birey kendisinden daha iyi kişilerin işe alınması, kendisinin iş için yeterli tecrübe ya da bilgiye sahip olmaması ve benzeri pek çok nedeni kendine imkansızlık tanımını pekiştirmek için geçerli sebeple olarak görebilir. Bunların her biri aslında kişinin kendine koyduğu kısıtların bir nedenidir. Sonuçta işe başvuran diğer kişilerin bilgi birikimlerine ya da tecrübelerine dair elde bir veri olmasa da birey kendini kısıtlı olarak gördüğü için bu düşünce otomatik olarak oluşur.
Çevrenin psikoloji üzerindeki etkisini yadsımak neredeyse imkansızdır. Bireylere bir konuda çevreden olumsuz geri dönüşler gelmeye başladıysa birey bu işe odaklanmaktan vazgeçebilir ve bu nedenle de kendine bir cam tavan oluşturur. Aslında aşabileceği bu hayali cam tavan çevreden duyulan olumsuz tepkiler nedeni ile ortadan kaldırılamayacak kadar büyük bir hal alır. Buna bir örnek vermek gerekirse birisi iş kurmak istiyorsa ve çevresinden daha önce bu tür iş deneyimleri duyduysa işi kurmaktan vazgeçebilir. Bu işin bir kafe açma fikri olduğunu ele alırsak kafenin konsepti, açılacağı konum, ürün yelpazesi, ürün kalitesi gibi pek çok faktör aslında çevredeki olumsuz deneyimlerin oluşmasının bir nedenidir. Bu nedenler görmezden gelinip yalnızca işin başarısızlığına odaklanıldığı zaman da kişiler çevrelerindeki gibi olumsuz deneyimler elde etmek istemez ve yine kendilerine aslında yapabilecekleri bir iş konusunda kısıtlama getirirler.
Cam tavan sendromundan kurtulmak için kişilerin kendilerine olan özgüvenlerinin tazelenmesi en öncelikli şarttır. Ancak bu sayede bireyin kendine koyduğu kısıtlamaları kaldırması mümkündür. Bireylerin ayrıca edindikleri olumsuz deneyimlerden ya da çevrelerinden aldıkları olumsuz geri dönüşlerden de uzaklaşması şarttır. Başarmak için denemekten başka bir yol olmadığı unutulmamalıdır. Bir işi yapmadan önce nasıl işleyeceğini bilmek neredeyse imkansızdır. Bu nedenle de bireylerin aslında kendilerini koydukları cam fanusu kaldırmaları ve cam fanus olmadan çok daha yukarıya zıplayabileceklerini bilmeleri önemlidir. Tüm bu farkındalıklara varmak için kişilerin psikolojik destek alması önemlidir. Cam tavan sendromu aslında basit bir kişisel kısıtlama olarak görülebilir ancak kişilerin kendi kapasitelerinin farkına varması ve bu kapasiteyi nasıl kullanacaklarını görmesi için bir psikologdan yardım alması pek çok şeyin gidişatını da kolaylaştıracaktır. Bu bir rahatsızlık değildir, bireyin kendine koyduğu ve aslında var olmayan bir kısıtlamadır. Bu konuda da profesyonel destek alarak konu ile ilgili motivasyonları geri kazanmak önemlidir. Bu konuda ayrıca çevreden alınacak destek de büyük bir öneme sahiptir. Kişilerin olumsuz düşünceleri ve olumsuz eleştirileri mümkün olduğunca uzak tutmaları gerekir. Bu sayede istenilen hedeflere ulaşmak için çaba göstermek de çok kolay hale gelir. Çevre her konuda olduğu gibi özgüvenin kazanılmasında ve tazelenmesine büyük öneme sahiptir. Bireylerin hem psikolojik anlamda destek alması hem de çevreleri tarafından desteklenmesi aslında kendi kapasitelerinin de farkına varmalarına büyük bir imkan sağlayacaktır.